GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:103
Tarih:14.07.2021

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.

Turizm gelirleri ülkelerin gayrisafi millî hasılalarının ortalama yüzde 10'unu oluşturuyor. Türkiye'miz ise ciddi potansiyeline rağmen turizm gelirlerini dünya standartlarına çıkaramamış durumda. Yaz, kış, kültür, kongre turizmi gibi çeşitli imkânları olan, memleketim Erzurum gibi açık hava müzesi denilebilecek şehirlere sahip ülkemizin yüzde 4 civarında turizm geliri elde etmesi İYİ Parti olarak kabul edebileceğimiz bir oran değil. Unutmayalım ki yüksek gelirli turizm ülkeleri istisnasız yüksek standartlı demokrasi ülkeleridir aynı zamanda. Turist de yatırımcı gibi güven duyabileceği, kendini güvende hissedebileceği, kurumları düzgün işleyen demokrat ülkeleri tercih eder.

Turizm, ülkelere kazandırdığı dövizle önemli katma değer sağlıyor. Türkiye'de turizm gelirleri dış ticaret açığını kapatmada en önemli enstrümanımız. Ancak turizm sektörü hizmet ihracatçısı sayılmasına rağmen ihracatçılara verilen haklardan yararlanamıyor.

Ülkemiz için turizmin ne kadar önemli olduğu çok açık. Turizmi Teşvik Kanunu'nda yapılacak değişikliklerin sektörü teşvik edici olmasını beklerdik. Ek maddelerle revize edilmeye çalışılan kanun, turizm sektörüne ceza kesen bir yasa hâline dönüşmemeliydi.

Sektör, şu anda mevcut kredilerine yapılandırma, sicil affı, kayıt dışı faaliyetler gibi sorunlarla uğraşıyor; turizmin geleceğiyle ilgili eğitim, AR-GE, salgın sonrası turizm gibi konularda da düzenleme bekliyor. Bu sorunlara çözüm olacak önerilerimiz ise maalesef Komisyon ve Genel Kurul görüşmelerinde kabul edilmiyor.

Hızla gelişen turizm trendleriyle uyumlu, alt branşların koordinasyonunu sağlayan yeni bir yasaya ihtiyaç duyuyoruz. Bu bakımdan turizm stratejimiz net olarak tasarlanmalı, tüm yasa maddeleri bu hedef doğrultusunda yeniden belirlenmeli.

Görüştüğümüz teklif, Anayasa'nın 43'üncü maddesinde düzenlenen kıyıların korunması ile 63'üncü maddesinde yer alan kültürel, tarihsel ve doğal varlıkların korunması hususları açısından özellikle değerlendirilmeli. Geçtiğimiz mart ayı sonunda aceleyle Komisyon görüşmeleri tamamlanan ve Genel Kurula temmuz ayında getirilen teklif, kamu yararına uygun olmalıydı, Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener Hanımefendi'nin tabiriyle nesiller arası adaleti sağlamalıydı.

Dünya genelinde hızla değişen yeni turizm yaklaşımı yerelden yönetilme anlayışıyla gelişirken yetkilerin tamamen merkeze alındığı bu yasa teklifini yanlış buluyoruz. Tabii ki merkezden genel planlama yapılmalı fakat yerelin yok sayıldığı bir anlayış da olmamalı. Önerilen maddelerle Bakanlığın yetkilerinin sınırsız artırıldığı, yapılabilecek yanlışın denetimi ve hesap verilebilirliği olmayan bir teklifi Genel Kurula getirmemeliydiniz. Teklif, âdeta Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin "sonsuz yetki, sıfır sorumluluk" ruhunu yansıtıyor. Teklifle, kıyı şeritlerinde yapılaşmaya izin veren yetkilerin yerel yönetimlerden ziyade Turizm Bakanlığına verilmesi öngörülüyor ancak partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde siyasi sorumluluğu olmayan turizmden sorumlu Kabine üyesinin bu yetkiyi nasıl kullanılacağına şüpheyle yaklaşıyoruz.

Diğer yandan, son aylarda Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, turizm kentlerindeki birbirinden değerli, mülkiyeti hazineye ait arazilerin, yeşil alanların, kampların, koyların imar planları değişikliklerine onay veriyor. Bu tür arazilerin "özelleştirme" adı altında haraç mezat satılmasına karar veriliyor. Ege ve Akdeniz'deki kamuya ait yeşil alanların, kıyıların, plajların, kampların, koyların bu yılın sonuna kadar satılması öngörülüyor. Türkiye'nin birçok ilinde kamuya ait birbirinden değerli araziler satışa çıkarılmış durumda. Satış sonrası imar durumlarının otel, ticaret merkezi, konut yapılmak üzere değiştirildiğine ilişkin kararların belediyelere gönderilmelerini dikkatle takip ediyoruz. 9 Temmuz tarihinde kamu kurumlarına ait, çoğu Ege ve Akdeniz sahillerindeki yüzlerce dönüm arazi üzerine kurulu 18 eğitim kampı ve sosyal tesis de Cumhurbaşkanı kararıyla özelleştirme kapsamına alındı. Devletin memuru kendisini kimseden aşağı görmesin, imkân sahipleriyle eşit standartlarda tatil yapabilsin, gayrimeşru teklifleri rahatça reddedebilsin, Paramount Otel gibi rezilliklerle muhatap olmasın diye zamanında devlet aklıyla yapılmış Marmaris, Kuşadası, Seferihisar, Manavgat, Didim, Gökçeada, Beşiktaş ve diğerleri gibi özel konumlarda yer alan arazi ve tesisler özel avantajlarla satılabilecek veya kiralanabilecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Yağmaya 4 gidiş, 4 geliş yol açılıyor âdeta.

Sözlerimin sonunda, görüştüğümüz teklifte istihdamdan, kalkınmadan bahsedilmediğini üzülerek belirtirim. İYİ Parti iktidarında turizmcilerin kalkınmanın önemli bir parçası olarak kendilerini yalnız hissetmeyeceklerini ifade eder, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)