| Konu: | Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 14.07.2021 |
FERİDUN BAHŞİ (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 255 sıra sayılı Yasa Teklifi'nin 10'uncu maddesi üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben yine sözlerime Doğu Türkistan'da uygulanan soykırımı ve benim ülkem Türkiye'nin bu soykırıma sessiz kalmasını kınayarak başlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ben Türk ve dünya turizminin başkenti Antalya milletvekiliyim. Bu sebeple önce turizm sektörünün genel sorunlarından bahsedeceğim. Antalya'da turizm sektörü bu dönemde bile büyüyen ve istihdam yaratan tarihî ve kültür değerleri bakımından köklü bir geçmişe sahip, her ülkenin kıskanacağı zenginliktedir. Örneğin, İspanya'nın toplam 1.200 kilometre kıyı şeridi varken sadece Antalya'nın 650 kilometre kıyı şeridi vardır. Ülkemizde 2019 yılının ilk dokuz ayında 41 milyon 564 bin 536 turist gelmiş ve 26 milyar 634 milyon 764 bin dolar turizm geliri elde edilmiştir. Bu toplam gelirin yüzde 41'i Antalya'dan elde edilmiştir. Ekonomiye sadece turizmden bu kadar katkı yapan Antalya hak ettiği karşılığı alabilmekte midir? Tabii ki hayır. Turizmci bu kadar turiste ve gelire rağmen yeterli geliri elde edebilmekte midir? Buna da hayır. Peki, ne yapılmalıdır? Turizm mutlaka on iki aya yayılmalıdır. Başta sağlık, fuar, yayla, golf, kaplıca gibi alanlarda destek sağlanmalıdır. Bunun yanında dünyanın vazgeçtiği "her şey dâhil" sistemi yenilenmeli ve şehrin esnafının da yararlanabileceği bir sistem geliştirilmelidir. Şehir içi oteller butik otellere dönüştürülmeli, bunun için Turizm Bakanlığınca teşvik sağlanmalıdır. Ayrıca kış aylarında kapanan otellerde çalışan yaklaşık 200 bin personelin durumu mutlaka ele alınmalı, bu konuda çalışmalar yapılmalıdır. Turizm meslek liseleri çoğaltılmalıdır. Turizm meslek yasaları sektörün istediği düzenlemelerle bir an önce hayata geçirilmelidir.
Değerli arkadaşlar, turizmdeki kriz derinleşmektedir. Beklentiler her sene düşmekte, her yeni gelen yıl bir öncekini aratmaktadır. Sezon itibarıyla turizmcinin geliri ile gideri başa baş, hatta zararla kapanmaktadır. Sektör şu anda mevcut kredilerine yapılandırma, sicil affı, kayıt dışı faaliyetler gibi sorunlarla uğraşmaktadır. Getirdiğiniz bu yasa teklifi sorunların çözümüne bir katkısı olması beklenirken ne yazık ki yine hayal kırıklığı, yine hüsran yaratmıştır. Turizme teşvik kanunu mu, turizme darbe mi, turizmciye ceza mı belli değil.
Değerli milletvekilleri, turizmci salgın döneminde devletten beklediği desteği görememiş, ekonomik kriz ve salgınla birlikte iflasın eşiğine gelmiştir. Türkiye'nin dört bir yanında çok sayıda turizm işletmesinin kapısına kilit vurulduğu, beş yıldızlı otellerin satışa çıkarıldığı artık herkesin malumudur. Türkiye ekonomisinin can damarı olan turizm sektörüne hak ettiği değer ve destek verilmemiştir. Evet, turizmcilerin borçları da diğer sektörlerdeki gibi ertelendi ancak bunun hiçbir faydası olmadı. Ertelemeler hiç kimseyi borç yükünden kurtarmadı, aksine, sektörü daha da zor durumda bıraktı. SGK, muhtasar ödemeleri, elektrik, su ödemeleri ve çalışanların ücretleri konusunda işletmelere destek olmak için hiçbir şey yapılmadı.
Değerli milletvekilleri, yasa teklifinin 10'uncu maddesiyle boyları 39 metre üzerinde olan yabancı bayraklı ticari yatların Türk kara sularında faaliyet göstermelerine izin verilmektedir. Kabotaj Kanunu'nun 1'inci maddesinde "Türkiye sahillerinin bir noktasından diğerine mal veya yolcu alıp nakletmek Türkiye sancağını taşıyan gemilerin tekelindedir." denilmektedir. Yani yapılan bu düzenleme Kabotaj Kanunu'na aykırıdır. Bu yasa teklifini hazırlayanlar Kabotaj Kanunu'nu bilmiyorlar mı, yoksa kanunu dolanıyorlar mı? "Dolanmak" gibi bir kötü niyetli hareketi size bile yakıştıramam.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
FERİDUN BAHŞİ (Devamla) - Bu düzenleme, açıkça, Türkiye'nin millî kara sularındaki hâkimiyetini ortadan kaldırmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sözüyle konuşmamı bitirmek istiyorum: "Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olan şeyi ihtiyacı olduğu zaman istediği yere ulaştırabilen ülkeler kazanır."
Gazi Meclisi ve yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)