| Konu: | Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 14.07.2021 |
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin 12'nci maddesi üzerine söz aldım. Oldukça geç saatler oldu, sabrınıza sığınarak Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, yine kapsamlı ve önemli bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Teklif tali komisyonlara da gönderilmiş ama hiçbir sonuç raporu yok, bu konuyu tekrar dikkatinize sunmak istiyorum yani ilgili komisyonlardan da bir rapor kanun teklifi metninde yok, şerhte de yer almıyor.
Evet, 2020 yılı Mart ayından itibaren pandeminin de etkisiyle ciddi sorunlar yaşayan, çok önemli ve stratejik sektör olan turizm sektörü işletmelerini ve çalışanlarının sorunlarını çözmeye dönük daha detaylı, daha kapsamlı ve gerçekten sektörü ilgilendiren, etkileyen ve diğer tüm türev sektörleri de etkileyen, bütüncül, katılımcı bir yasal düzenleme yapabilirdik ama maalesef böyle bir yasa teklifiyle karşı karşıya değiliz. Pandemide en çok etkilenen turizm sektörü pandeminin başlangıcından bir yıl sonra yani bu nisan ayında bu kanun teklifi Komisyona sevk edildi ve dört beş aydır da bekliyor çünkü sorunlu bir kanun teklifi bu. Baktığımız zaman birçok farklı alanda düzenleme var; iki gündür, dünden itibaren görüşüyoruz; kültür, turizm, koruma ve gelişim bölgeleri için belirlenen istisna, muafiyet, teşvik hükümlerinin turizm merkezi hakkında da uygulanması gibi düzenlemeler getiriyor, konaklama tesislerine turizm işletme belgesi alma zorunluluğu getiriyor. Benim de üzerine söz aldığım, bütün yetkileri Kültür ve Turizm Bakanlığı toplarken aynı zamanda bir yetki devri var; valiliklere, taşra teşkilatına bir yetki devri var. Para cezaları var, yaptırımlar var. Bir birlik kuruluyor -turizm hizmetleri yönetim birlikleri- ve buraya bütün tesislerin üye olması ve aidat ödemesi zorunluluğu getiriliyor. Yani baktığımız zaman ismi teşvik kanunu teklifi ancak teşvikten öte daha çok bir yaptırım, denetim getiren kanun teklifi gibi gözüküyor. Kanun teklifinin sonuna da değerli milletvekilleri, Yunus Emre Enstitüsünün yönetim yapısıyla ilgili 2 tane madde ekleniyor.
Benim söz aldığım 12'nci maddeyle, gerekçede belirtildiği üzere, birçok belgeleme, bürokrasi, ek düzenleme getiriliyor bu tesisler için ve doğal olarak Kültür ve Turizm Bakanlığının da iş yükü artıyor. Bunun neticesinde, 12'nci maddeye geldiğimizde, bu iş yükünü, bu iş yoğunluğunu ve işlemlerin hızlı yapılabilmesi için denetim yetkisini Bakanlıkça belirlenecek sınırlarla taşra teşkilatına devredilmesi maddesi getiriliyor. Yerel yönetimlerin bu alandaki yetkilileri alınıp Bakanlığa, Bakanlık eliyle de valiliklere... Hatta özel denetim firmaları aracılığıyla da sertifikaların verilebileceği ve geri alınabileceği düzenlemeler yapılıyor. Bakanlık kontrolörleri ve Bakan tarafından yetkilendirilen kamu görevlilerince de tayin edebileceği gibi düzenlemeler yapılıyor. Açıkçası -Komisyon üyelerimizin de belirttiği gibi- bu düzenlemenin oldukça muğlak, keyfî ve suiistimallere açık uygulamalara yol açabileceği... Ve hâlâ maddede boşluklar var; hangi kurumlara bu denetim yetkisi verilecek? Kanunla kurulmuş olan meslek kuruluş örgütleri bu sürecin dışında tutuluyor ve yapılacak... Gerçekten bu maddeyle, o beklenen denetimler sağlıklı şekilde yapılacak mı? Burada bir soru işareti var.
Yerel seçimler sonrası gerçekten birçok muhalefet belediyelerinin yönetmiş olduğu alanlarda, bunların buradaki iş ve işlemlerinin birçoğunun Kültür ve Turizm Bakanlığına devredilmesi yerel yönetimleri zayıflatmaktadır. Teklifte yer alan belediye belgeli konaklama işletmelerine turizm işletmesi belgesi alma zorunluğu getirilmesi, standartlar, denetim getirilmesi... Elbette bunlar sağlanmalı ancak burada temel sorun, yerel yönetim ve işletmelerde hak kayıplarına yol açması. Bunun tekrar dikkate alınması gerekmektedir.
En çok tartışılan meralar, yaylalar, kışlaklar sorunu, bunun Anayasa'ya aykırılığını ben de tekrar vurgulamak istiyorum.
Baktığımız zaman, değerli milletvekilleri, gerekçede en çok dikkatimi çeken "Bütüncül turizm politikaları" diyor ama bu Hükûmetin ya da bu iktidarın hangi politikası bütüncül? İşte, çevre, turizm, ekonomi, hukuk, hiçbir alanda bütüncül politikalarınız yok. İşte, geçen hafta dördüncü yargı paketini, reform paketini görüştük, bu hafta bir torbayla OHAL mevzuatını düzenleyen kanun teklifiyle karşı karşıyayız. İşte "turizm" "kültür" "tarihi destekler" "korumak" diyoruz ama bir taraftan da meraları imara açıyoruz, bir taraftan -iki gün sonra torba görüşeceğiz- ormanları ayrıştırma tesisleri kuruyoruz. Nerede burada bütüncül politikalar?
Şunu belirtmek istiyorum açıkçası son olarak: Önemli bir gerekçe de tabii ki turizm sektörünün cari açığı etkilemesinden bahsediliyor, öneminden bahsediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
SİBEL ÖZDEMİR (Devamla) - Ama baktığımız zaman eğer biz cari açığı azaltmak istiyorsak, değerli milletvekilleri, ekonomimizin dışa bağımlılığını azaltmalıyız; üretime dayalı bir ekonomiyi tesis etmeliyiz, teşvik etmeliyiz, hukuku, adaleti ve hukuk güvenliğini sağlamalıyız; dış politikada tutarlı, itibarlı olmalı ve saygınlığı sağlamalıyız; yüksek enflasyon ve yüksek işsizlikle gerçekten mücadele etmeliyiz ama en önemlisi demokrasiyi güçlendirmeliyiz; güçler ayrılığını sağlamalıyız ve en başta şahsi, tek kişiye dayalı bu yönetim sisteminden vazgeçmeliyiz.
Eğer, biz, Türkiye olarak bunları yapabiliyorsak gerçekten turizm potansiyelimizi en yüksek düzeye çıkartabiliriz, sürdürülebilir bir turizm politikasını hayata geçirebiliriz, turizmcilerimize en büyük destekleri veririz, bu alandaki istihdamı güçlendiririz ve dünyadaki turizmdeki pazar payımızı ve kârlılığımızı artırabiliriz. Bu tür gerçekten torba yasalarla bunu sağlayamayız ve görüşmekte olduğumuz bu teklifle, iktidarın tam tersi çelişkili, tutarsız uygulamalarında ısrar etmesi sonucu bu sektörün temel sorunlarını gerçekten gündeme almayacağını ve çözüm üretmeyeceğini tekrar dikkatinize sunarak Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)