| Konu: | Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 14.07.2021 |
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
255 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 12'nci maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunuyorum. Gazi Meclisi saygıyla selamlarım.
Turist, temel amacı psikolojik tatmin olan, seyahati süresince ekonomik anlamda tüketici sayılan, orta düzeyde mali güce sahip kişidir. Bu tanım içinde pek çok anlamı barındırmaktadır. Ana hatlarıyla turist insan gibi muamele ister, ilgi ister, saygı ister; fazla parası yoktur, fahiş fiyatla karşılaşmak istemez. Turistler, birtakım maddi fedakârlıklara katlanarak ülkemize gelmişlerdir.
Turizmin başlangıcı milattan önce 4000 yılına kadar uzanmaktadır. Turizm inanç, sağlık, ekonomi, spor amaçlarıyla yapılıyor. Bunların her birine ayrı ayrı değinmek gerekir ancak vaktimiz maalesef sınırlı.
Turizm sektörü emek yoğun bir sektördür; istihdam yaratmada diğer sektörlerden çok daha ekonomik ve yararlıdır. Dünya Turizm ve Seyahat Konseyinin yaptığı bir hesaplamaya göre turizm sektörü en büyük endüstri; refah ve istihdam yaratan işverendir. Turizmin toplam istihdamdaki payı yüzde 18'dir.
TÜİK verilerine göre Mayıs 2021'de 4,2 milyon işsiz varken genç işsizlik oranı daha da ağır, yüzde 24'tür. Bir kişiye istihdam sağlamak için madencilikte 1 milyon Türk lirası, imalatta 500 bin Türk lirası, enerjide 5 milyon Türk lirası yatırım gerekirken turizmde sadece 450 bin Türk lirası yatırım gerekmektedir. Ayrıca, doğrudan, dolaylı ve uyarılmış istihdam yaratması bakımından da önemli bir sektördür.
TÜİK, Merkez Bankası, Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre yıllar içerisinde ülkemize gelen turist sayısı artarken turistlerin kişi başına bıraktıkları döviz daha da azalmaktadır. Örneğin, 2003 yılında 16,4 milyon turistle dünya turizminden aldığımız pay yüzde 2,34'tür. Kişi başına turist harcaması 850 dolardır. Bu hesapla, 2009 yılında gelen 51,7 milyon turistin bırakması gereken döviz, beklenenin çok daha altında olup 34,5 milyar dolardır. Dünya turizmindeki payımız ise gittikçe düşmektedir ve yine, 2019 yılı itibarıyla yüzde 2,29'dur. Masaya yatırılması gereken budur, turizm sorunu burada düğümleniyor. Sorun, rant yaratmak değildir. Türkiye'yi yoksul turistler tercih etmemelidir; varlıklı turistlere tercih ettirmeliyiz ve çok sayıda turisti tercih ettirmeliyiz. Bununla ilgili stratejiler geliştirmemiz gerekiyor.
Turistlerin bir ülkeye seyahat tercihinin deniz, kum, yemekten öte bir şey olduğu bilinmektedir ancak önemli olan başka şeyler de vardır. Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener'in söylediği gibi "Turizm, özgürlüğün peşinden gider. Ülkenizde demokrasi yoksa turizm de olmaz, ülkenizde adalet yoksa turizm de olmaz." Türkiye on yedi yılda, dünya sivil özgürlük sıralamasında 85'inci sıradan 140'ıncı sıraya düşmüşse, Dünya Demokrasi Endeksi sıralamasında 88'inci sıradan 104'üncü sıraya düşmüşse ve dünya adalete erişim sıralamasında 74'üncü sıradan 133'üncü sıraya düşmüşse, dünyanın en güvenli 75 şehri içinde bir tane şehriniz yoksa turistler, hele hele seçkin turistler ülkemize niye gelsin?
Turistlerin birer kültür elçisi oldukları gerçektir. Gelen her turistin ülkemizden iyi bir izlenimle ayrılması olaya para penceresinden bakanlar için daha fazla para demektir; ülke itibarı penceresinden bakanlar için ise ülkemizin dışarıdaki itibarıdır, güvenirliğidir, yabancı kültürlere kendimizi tanıtmaktır, kabul ettirmektir. Kısaca, turisti kültür elçisi olarak değerlendiren ülkeler için ülkenin kabulünün, itibarının, döviz girdisinin artması demektir.
Ülkemizin tarihî zenginliği bir gerçektir; Amerika ve Avrupa da dâhil -hatta bunlara Yunanistan ve İtalya'yı da koyun- biz tarihî bakımdan bu ülkelerin hepsinden zenginiz. Bir yılda Yunanistan'a gelen turist sayısının 30 milyon, İtalya'ya gelen ise 62 milyon olması hem o kültürlerin diğer ülkeler tarafından kabulü hem de turistlere karşı tutumlarının özenli olmasıyla ilgilidir. Müzelerimizi bir yana bırakacak olursak açık hava tarihî kalıntıları sunumlarında ne kadar yetersiz kaldığımız aşikârdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) - Ormanlarımız, yaylalarımız, pek çok merkezin işgal tehdidi altındadır. Orman alanlarına verilecek turizm izniyle kaçınılmaz şekilde yapılaşma etkisine maruz kalacak ve belli müddet sonra burası yapılaşmış olarak karşımıza çıkacaktır. Kıyıların, plajların kiralanması, AK PARTİ hükûmetlerinin yandaşlarına hazırladığı bir ranttır. Eğer turizmi geliştireceksek yukarıdaki eksikleri tamamlamalıyız.
Bu kanun teklifi AK PARTİ hükûmetlerinin yeni rant arayışıdır; turizmin teşviki değildir, ülkemizin turizm gelirlerini artırıcı bir yasa teklifi değildir. Bu yasa teklifi yaylak, kışlak, orman ve mera arazilerinin, kıyılarımızın yağmalanması yasa teklifidir. Bu yasa teklifi, turizme yarar getirecek bir yasa teklifi değildir.
Saygılarımla. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)