| Konu: | Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 14.07.2021 |
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 15'inci maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Maddeyle, Kültür ve Turizm Bakanlığınca verilen turizm belgesinin iptalini gerektirecek durumlar belirlenmektedir. Mevcut kanunda, turizm belgesinde belirtilen belge sahibinin ya da işletmecinin değişmesi hâlinde Bakanlıkça verilen sürede uygun evrakın sunulmaması veya bu bent kapsamında belge sahibi değişikliğinin uygun görülmesine rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda turizm belgesinin iptali hükme bağlanmaktadır.
Son dönemlerde bir kamera, bir tripot aracılığıyla gündeme gelen bir otel var. Otelde kimlerle kimler beraber olmuş, o bambaşka bir konu ama bahsi geçen otelin turizm belgesiyle ilgili sıkıntı olduğu muhakkak. Paramount Otel'in Bodrum'da inşa edildiği arsa Tarım ve Orman Bakanlığına ait. Bakanlık bu arsayı kırk dokuz yıllığına yani yap-işlet-devret usulüyle Ufuk Turizm AŞ'ye kiralamış ancak şirketin sahibi rahatsızlanınca otelin hissesi de işletmecisi de defalarca el değiştirmiş; hem de el değiştirme öyle böyle değil, neredeyse kapanın elinde kalmışçasına yapılmış. Şimdi, bu kanun hükümleri doğrultusunda soruyorum: Turizm belgesinde belirtilen belge sahibinin ya da işletmecinin değişmesi hâlinde turizm belgesi iptal edilecekse hem Kültür ve Turizm Bakanlığı hem de kırk dokuz yıllığına bu arsayı kiralayan Tarım ve Orman Bakanlığı kanun hükümlerinin gereğini neden yerine getirmemiştir? Soru basit; cevap, bir kamera, bir tripotun arkasında saklı.
Değerli milletvekilleri, ne yazık ki son dönemlerde ülkemize Covid-19'un yanı sıra bir hastalık daha sirayet etti; nepotizm hastalığı. Bu hastalık çürütüyor, hem toplumda ahlaki çürümeye yol açıyor hem de eğitim, liyakat, çalışkanlık, üreticilik, dürüstlük gibi değerleri hükümsüz kılıyor. Totaliter rejimlerde görülen bu hastalığa yakalananlar, tepe yöneticiler. Bu yöneticiler güven eksikliği nedeniyle yalnızlaşma yaşıyor ve çalışma arkadaşlarını kendince sterilize ettiği yakın çevresinden seçiyor. Sterilizasyon koşulu da öyle maske, mesafe falan değil; eş, akraba, yakın çevreden olacak, sadık olacak, biat edecek, ne görev verilirse sorgusuz sualsiz yerine getirecek.
Değerli milletvekilleri, ülke gündeminde uzun süredir ehliyet, eğitim, tecrübe, yeterlilik gibi temel kabul görmüş nitelikleri haiz olmadığı hâlde birden fazla kurumdan maaş alan kişiler var ve ne yazık ki toplumdaki bu hassasiyete rağmen nepotik atamalar hız kesmeden devam ediyor; hem de Hilal Kaplan gibi ismi birçok kesimde rahatsızlık yaratan bir trol kraliçesinin devlet televizyonunun yönetim kuruluna alınmasıyla devam ediyor; hem de bile bile hem de göstere göstere hem de hiçbirinizi takmıyorum dercesine devam ediyor; hem de sırf Hilal Kaplan'a ve devamında SETA'cılara yer açmak için yönetim kurulu üye sayısı artırılarak devam ediyor. Hilal Kaplan'a illaki görev vermek istiyorsanız, partizanlığını ödüllendirmek istiyorsanız oğlunuzun başında bulunduğu TÜRGEV var, kızınızın başında bulunduğu KADEM var, bir sürü derneğiniz, vakfınız, bir de partiniz var; gidin oralarda ne görev veriyorsanız verin ama "Cemaat bu ülkenin başına gelmiş en güzel şeydir." diyen, PKK'ya methiyeler düzen bu kadını devletin televizyonundan uzak tutun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BÜLENT TURAN (Çanakkale) - Bunlar iftira, bunlara cevap vermiyoruz.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Değerli milletvekilleri, konuşmama turizm ve bağlı sektörlerde yaşanan birleşik sorunlar üzerinden devam etmek istiyorum. Turizm bir sektörler zinciri; otelcilik, seyahat, yiyecek, içecek sektörleri bu zincire kalın halkalarla bağlı. Tabii, bu sektörler de tarım gibi diğer alanlarla doğrudan etkileşim hâlinde. Bu halkalardaki küçük bir kopma büyük kayıpları da beraberinde getiriyor. Turizm sezonunda daha fazla tüketildiği ve üreticilerinin de bu dönemde büyük sorunlar yaşadığı şarap üzerinden konuya değinmek istiyorum. Şahsen kendim kullanmasam da Bülent Bey güzel kullanıyor diye duydum. Bir ülke gerçeği var: Bu ürünler ülkemizde üretiliyor, tüketiliyor, ihraç ediliyor ve hazine de bu ürünlerden alınan ciddi vergilerle besleniyor.
Şimdi, şarap üreticilerinin önemli bir sorunu var, seçim bölgem Denizli'deki Bekilli, Çal ve Güney ilçelerimizde üzüm üreticilerimizi de ilgilendiren bir sorun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Başkanım, tamamlıyorum.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - 3 Haziran 2021'de yani bir ay önce Genel Kurulda Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun kabul edildi. Adı üstünde, bazı alacaklar yapılandırıldı, bazıları da yapılandırılmış gibi yapıldı. Şimdi, Yapılandırma Kanunu'nda deniliyor ki: Bandrol alabilmeniz için ÖTV, KDV ve bu vergilere ait beyannameden doğan damga vergisi ile bu vergilere bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine bu kanunun yayımı tarihine kadar ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın tamamının ödenmesi şarttır. Borcunu ödemezsen bandrol alamazsın, bandrol alamazsan üretim yapamazsın, yapsan da satamazsın. E, nerede kaldı yapılandırma? Şarap üreticisinin yaşadığı sıkıntı sadece şarap üreticisiyle sınırlı değil. Büyük zorluklarla o şarap üreticilerine üzüm sağlayan bağcılar, o bağlarda yaşayan, çalışan işçiler ne yapacak? Sezonluk hasat işçilerinin çoğu kadın; çocuklarının okul masraflarını karşılamak, evlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için güneş altında saatlerce gündelik olarak çalışan bu kadınlar ne yapacak?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Sayın Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Şarap üreticileri borcunu ödemek istiyor ama pandemi geçtiğimiz yıl onları da yere serdi. Pandemi sebebiyle turizm sektörü kapalı olduğu için geçen yıl ürettikleri depolarında kaldı, borçlarını ödeyebilmeleri için taksitlendirmeye yani yeniden yapılandırmaya ihtiyaçları var; bunu şarap üreticileri kadar üzüm yetiştiricisi çiftçiler de bekliyor.
Bu sese kulak tıkamayın, bir daha da laf atmayın Bülent Bey. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)