GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:104
Tarih:16.07.2021

MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 277 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin geneli üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle yüksek heyetinizi hürmetle selamlıyorum.

Kanun teklifinde, terörle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürülebilmesinde ihtiyaç duyulan bazı tedbirlerin düzenlendiği 7145 sayılı Kanun'daki sürelerin uzatılması öngörülmektedir.

Bu tedbirlerden biri gözaltı sürelerine ilişkindir; Türk Ceza Kanunu'nun devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine, millî savunmaya ve devlet sırlarına karşı suçlar ile casusluk suçları ve Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından gözaltı süresinin kırk sekiz saati, toplu suçlarda dört günü geçmemesi, gözaltı sürelerinin hâkim tarafından en fazla 2 defa uzatılabilmesi uygulamasının bir süre daha devam ettirilmesi düzenlenmektedir. Gözaltı sürelerini uzatma kararı hâkim tarafından verildiğinden bu düzenleme Anayasa'nın 19'uncu maddesinin aradığı şartı taşımaktadır. Ayrıca, bazı ülkelerde benzer örnekler bulunmaktadır. Örneğin, İngiltere uygulamasında bazı suçlar yönünden kırk sekiz saatlik gözaltı süresinden sonra hâkim kararıyla yedi günlük uzatma süreleri bulunmakta, bu süre toplamda on dört güne kadar uzatılabilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin özgürlük ve güvenlik hakkıyla ilgili kararlarında da yakalanan kişinin hangi sürede bağımsız yargı mercisinin önüne çıkarıldığına dikkat edilmektedir.

2'nci tedbir terör örgütlerine aidiyeti, iltisakı ve irtibatı nedeniyle kişilerin sahibi veya ortağı oldukları şirketlere ve varlıklara TMSF'nin yargı kararıyla kayyum ataması uygulaması olup bir süre daha bu uygulamanın da devam ettirilmesi düzenlenmektedir.

3'üncü tedbir kamu görevlileriyle ilgilidir; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı veyahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilenlerin kamu görevinden çıkarılması, kendilerine savunma hakkı verilmesi, hakkında inceleme ve soruşturma yürütülen kişiler ile bunların eş ve çocuklarına ilişkin olarak telekomünikasyon yoluyla iletişimin tespiti dâhil, bilgi ve belge temini uygulamalarının bir süre daha devam ettirilmesi düzenlemektedir.

Terör suçlarından dolayı çok sayıda soruşturma yürütülmektedir. Soruşturma evresinde etkin pişmanlık hükümlerinin etkili olarak uygulanması, alınan ifadelerle delillerin değerlendirilmesi ve teyit edilmesi, dijital materyallerin incelenmesi için zamana ihtiyaç duyulması, bazı soruşturmalarda şüpheli sayısının fazla olması gibi hususlar dikkate alındığında üç yıldır uygulanan tedbirlerin bir süre daha uygulanmasının gerektiği anlaşılmaktadır.

Beş yıl önce 15 Temmuzda dinî kisveye bürünen, hizmet ve himmet örtüsüne saklanan cemaat olgusundan cürüm ve cinayet çıkaran hain bir terör örgütü Türkiye'yi işgale kalkışmıştır. Hamdolsun ki Türk milleti, istiklaline, kanıyla, canıyla, imanıyla sahip çıkmıştır. Türk milleti varlığının bedelini sayısız kez ödemiştir fakat 15 Temmuz 2016'da yaşanan dehşet ve vahşet son iki asırda karşılaştığımız hiçbir hıyanete benzememektedir. Türkiye beş yıldır FETÖ'yle, kalıntılarıyla ve kripto damarıyla mücadele hâlindedir. Bu mücadele aynı zamanda bir beka ve onur mücadelesidir. 15 Temmuzun sis bulutu henüz dağılmamıştır çünkü ihanet ve işgal planlarının merkez üssü hâlâ aktiftir, kripto damar henüz kurumamıştır. Üstelik dost görünümlü muasır ülkelerin Türkiye'yi kuşatma ve kundaklama girişimleri bütün alçaklığıyla devam etmektedir. Bu itibarla, terörle mücadelenin etkin bir şekilde sürdürülmesinde ihtiyaç bulunan tedbirlerin uygulanmaya devam edilmesini Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekliyoruz. Terörle mücadeleye her saha ve zeminde destek vermek boynumuzun borcu, ecdada ve şehitlerimize vefanın gereğidir.

15 Temmuzda destansı mücadeleleriyle millî gönüllerde taht kuran 251 şehidimize, terörle mücadelede tarih yazan kahramanlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum, gazilerimize uzun ve huzurlu ömür temenni ediyorum. Allah'tan niyazım, kahraman ve gazi Türk milletinin birlik ve beraberliğinin asla bozulmamasıdır. Yüce Rabb'im milletimizi korusun, ilelebet kollasın, himaye etsin.

Değerli milletvekilleri, güvenlik korucularımızın aylıkları, belli gösterge rakamının memur maaş katsayısı çarpımıyla belirlenen tutar üzerinden ödenmektedir. Bu aylıklar bazı dönemlerde net asgari ücretin altında kalmaktadır. Kanun teklifinde güvenlik korucularının aylık ücretlerinin asgari ücretin altına düşmesi hâlinde aradaki farkın tazminat olarak ödenmesi öngörülmektedir. Esasen bu ay artırılan memur maaş katsayısıyla aylıklar net asgari ücret seviyesine gelmiştir. Dolayısıyla, maddenin yürürlük tarihinin 1 Ocak 2021 olarak belirlenmesi suretiyle daha önce ödenen aylıkların net asgari ücret altında kalan kısmının da ödenmesi amaca hizmet edecektir.

Kahraman güvenlik korucularımızın, güvenlik korucusu kanunu çıkarılarak en düşük devlet memuru aylığı ve emeklilik ikramiyesi alabilmeleri, harcırahlarının artırılması, ayrıca geçmişte yapıldığı gibi, çocuklarının güvenlik korucusu olmaları yönünde bir düzenlemeye gidilmesi için haklı talepleri bulunmaktadır. Bu konuda müstakil bir kanun çıkarılarak statülerinin belirlenmesi uygun olacaktır.

Son dönemde karşılıksız çekler nedeniyle hapis cezasıyla karşı karşıya kalan vatandaşlarımızdan gelen yoğun talepler de dikkate alınarak kanun teklifinde bir düzenlemeye gidilmektedir. Buna göre, 30 Nisan 2021 tarihi itibarıyla karşılıksız çek keşide etmek suçundan mahkûm olanların ödenmemiş çek bedellerinin 1/10'unu 30 Haziran 2022 tarihine kadar, diğer taksitleri anılan tarihten itibaren ikişer ay arayla 15 eşit taksitle ödemeleri hâlinde mahkûmiyetin bütün sonuçlarını ortadan kaldırma imkânı tanınmaktadır. Ödemelere sadık kalındığı sürece infazlar durdurulacaktır. Bu hüküm 30 Nisan 2021 tarihine kadar işlenen suçlarda yargılama aşamasında olan dosyalar hakkında da uygulanacaktır.

Yine, Adıyaman ve Malatya illerimizde tütün üretimi yaparak geçimini sağlayan çiftçilerimizin ürünlerinin satışında cezaya maruz kalmamaları için kanun teklifinde bir düzenleme yapılmaktadır. Buna göre Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda Tarım ve Orman Bakanlığından yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara yönelik öngörülen cezanın yürürlük tarihinin 1 Ocak 2022 tarihine ertelenmesi sağlanmaktadır. Hâl böyleyken tütün üreticimize ceza verileceği yönünde konuyu saptırmaya çalışanlar bulunmaktadır. Tam tersine, Adıyaman ve Malatya'daki tütün üreticilerimizin cezaya uğramaması için ilgili hükmün yürürlük süresi altı ay uzatılmaktadır. Süre uzatımında maksat, tütün üreticisinin ürününü rahatça satabileceği gerekli altyapının oluşturulmasının sağlanmasıdır. Dolayısıyla, tütün üreticilerimize ceza verilmesi düşüncesi asla söz konusu değildir. Adıyamanlı ve Malatyalı çiftçilerimizin ürettiği tütünü cezaya uğramadan satabilmesinin zemini oluşturulmaya çalışılmaktadır.

Teklifte yer alan bir başka düzenlemeyle işverenlerin iş gücü maliyetlerini düşürerek istihdamı korumak ve artırmak amacıyla 2016 yılında başlatılan asgari ücret desteği uygulamasının sigortalı için aylık 75 lira olarak 2021 yılında da devam ettirilmesi öngörülmektedir. İstihdam maliyetinin hafifletilmesi yaklaşımını Milliyetçi Hareket Partisi olarak önemli görüyoruz. Esasında prim kesintilerinin de azaltılmasını sağlayacak olan asgari ücretten vergi alınmaması ve çalışanların asgari ücret kadar gelirinin vergi dışı bırakılması daha uygun olacaktır. Bu durumda hem çalışanların net ücreti artacak hem de işverenlerin istihdam maliyeti azalacaktır. Kanun teklifinde, ayrıca, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunda tabip ve eczacı olarak çalışan personele döner sermayeden ek ödeme yapılması; gümrük hizmetleri ve kaçakçılıkla mücadele görevleri kapsamında yüksek hizmetleri görülenler ile olağanüstü durumlarda yaşamını ortaya koyarak büyük yararlılık gösteren gümrük muhafaza personelinin ödüllendirilmesi; engellilerin erişebilirliğinin sağlanabilmesi için gereken yükümlülüklerin yerine getirilmesine yönelik ilave süre verilebilmesi; Rekabet Kurulu başkan ve üyeleri ile kurumun bazı personeline görevden ayrıldıkları tarihten önceki iki yıl içinde yürüttükleri soruşturmaların konusu olan sektörlerde görev yasağı getirilmesi; Sağlık ve Millî Eğitim Bakanlıkları arasında düzenlenmiş protokol kapsamında, geçmişte eğitim almış olan kişilerin diş protez laboratuvarlarında yardımcı personel olarak çalışabilmesi; Sağlık Bakanlığınca belirli hâl ve şartlarda, sağlık hizmetlerinin götürü bedel üzerinden sunulabilmesinin daimî olarak yapılabilmesi; 2020 yılındaki depremlerde binaları zarar gören vatandaşlarımız için sigorta şartı aranmaksızın konut yaptırılması ve kredi desteği verilebilmesi; imar planı kararıyla yapılaşma koşuluyla ve nüfusta artış olması hâlinde meydan, otopark, çocuk bahçesi, yeşil alan, ibadet yeri ve benzeri yerler için değer artışı karşılığında toplamda yüzde 45'i aşmamak üzere ilave düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılabilmesi; kambiyo mevzuatı uyarınca firmaların faaliyet izni veya yetki belgesi alımında Hazine ve Maliye Bakanlığına ücret alma yetkisi verilmesi; BDDK tarafından tasfiyesine karar verilen şirketlerin tasfiye sürecinin TMSF tarafından yerine getirilmesi; dünya piyasa fiyatlarından daha düşük fiyatlarla ithal edilen eşyaların gözetim uygulaması kapsamında izlenmesi ve ticaret politikası önlemlerinin etkisizleştirilmesinin önüne geçilmesi; fabrikalarda kullanılan oksijen, azot ve argon ihtiyacını karşılayacak hava ayrıştırma tesislerine ormanlık alanlarda izin verilebilmesi için Tarım ve Orman Bakanlığına yetki verilmesi; Türkiye İstatistik Kurumunun özel bütçeli kuruluş olarak teşkilatlandırılması sebebiyle mevzuatta teknik değişiklikler yapılması; kooperatif yönetim kurullarında, üniversiteler dâhil, her ortağın yönetime seçilme açısından eşit olması; Covid-19 salgını sebebiyle gerçekleştirilemeyen kooperatif genel kurul toplantıları için kooperatiflere ilave üç ay süre verilmesi hususlarında düzenlemeler yapılmaktadır.

Değerli milletvekilleri, 9 Temmuz 2018 tarihinde uygulamaya giren Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi geçen hafta üç yılını doldurmuştur. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türkiye'ye özgü, Türk milletinin tarihî ve kültürel dokusuna uygun bir hükûmet sistemi olarak inşa edilmiştir. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi Türk tipi başkanlık sistemidir. Türk tipi başkanlık sistemiyle üç yıllık sürede birçok alanda tarihî adımlar atılmış, başarılar elde edilmiştir; her alanda bekamıza, güvenliğimize, egemenlik haklarımıza ve tarihî mirasımıza sahip çıkılmaktadır. Ayasofya-ı Kebir Cami-i Şerifi'nin seksen altı yıl sonra Müslüman gönüllülerle buluşturulması, Türkiye'nin açık desteğiyle Karabağ'ın yirmi sekiz yıl sonra Ermeni işgalinden kurtarılması, kırk altı yıl kapalı kalan Maraş'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından açılması, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen terör koridoru girişiminin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı Harekâtlarıyla bertaraf edilmesi, Libya'yla imzalanan anlaşmayla Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi saf dışı bırakmaya çalışanların oyunlarının bozulması, Karadeniz'de 540 milyar metreküp doğalgaz keşfi, savunma sanayisinde dünyanın sayılı ülkeleri arasına girilmesi yakın tarihimizin en önemli gelişmeleridir. Yine, bu süreçte terörle kararlı, etkin ve başarılı bir şekilde mücadele edilmekte, kahraman güvenlik güçlerimiz destan yazmaktadır. Pençe, Kıran, Kapan, Yıldırım ve Eren Operasyonları terörün belini kırmakla kalmamış, Türk devletinin kudretini göstermiştir. Artık terörün sonuna yaklaşılmakta, huzur ve güvenlik ortamı güçlü bir şekilde tesis edilmektedir.

Pandemi nedeniyle dünya ekonomileri gibi Türkiye ekonomisi de son dönemde zorlu bir süreçten geçmektedir. Salgının etkisiyle 2020 yılı ikinci çeyreğinde daralan ekonomimizdeki toparlanma ve canlanma tüm hızıyla devam etmektedir. 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3,3 daralırken Türkiye ekonomisi yüzde 1,8 oranında büyümüş ve Türkiye, dünyada ekonomisi büyüyen az sayıdaki ülkelerden biri olmuştur. 2021 yılı birinci çeyreğinde de Türkiye ekonomisi, yüksek performans sergileyerek yüzde 7 oranında güçlü bir büyüme kaydetmiştir. Yatırım, üretim ve ihracattaki artış sağlıklı ve nitelikli bir büyümeye delalet etmektedir. Bugün açıklanan bütçe gerçekleşmelerine göre, geçen yılın ilk altı ayında 109,5 milyar lira olan bütçe açığı bu yılın ilk altı ayında yüzde 70 azalarak 32,5 milyar liraya inmiştir. İnşallah, normalleşmeyle birlikte turizmde yaşanan canlanma, hem turizm gelirlerinin artmasını ve cari açığın daha da azalmasını hem de istihdam artışını ve işsizliğin azalmasını sağlayacaktır.

Türkiye, bu dönemde dünya çapında devasa projelere imza atmış, kısa zamanda yapılan havalimanları, şehir hastaneleri, acil durum hastaneleri, otoyollar, köprüler, tüneller, bölünmüş yollar, barajlar gibi yatırımları da gerçekleştirmiştir.

Türk tipi başkanlık sistemi, cumhuriyet tarihimizdeki en önemli yönetim reformu, şartlara ve gelişmelere cevap veren en dinamik demokratik tercihtir. Hâl böyleyken, bazı siyasi partiler ve birtakım çevreler tarafından sürekli, güçlendirilmiş parlamenter sistem dillendirilmekte, buna ilişkin öneriler açıklanmaktadır. Diyorlar ki: "Hükûmet Parlamento içinden kurulacak, Başbakanlık ve Bakanlar Kurulu yeniden tesis edilecek, yürütme yetkisi esas olarak Başbakan ve Bakanlar Kurulunda olacak, bakanlar seçilmiş olacak, yapıcı ve kurucu güvensizlik modeli getirilecek, Cumhurbaşkanı partilerüstü ve tarafsız olacak. Sürekli eskiye dönülmeyeceğinin vurgulanmasına karşın açıklanan önerilerin eskiye dönüşü içerdiği, ülkemizde daha önce uygulanmış parlamenter sistemin tanımlandığı açıktır. Türkiye, parlamenter sistem döneminde, siyasi istikrarsızlıklar, hükûmet kurma krizleri, kısa süreli hükûmetler, demokrasi dışı müdahaleler ve yürütmedeki çift başlılık sorunlarıyla sürekli karşı karşıya kalmıştır. Çok partili parlamenter sistemin uygulandığı yetmiş iki yılda 51 hükûmet göreve gelmiştir. Bu dönemde 17 koalisyon hükûmeti, 6 azınlık hükûmeti, 3 darbe hükûmeti, 2 geçici hükûmet görev yapmıştır. Koalisyon ve azınlık hükûmetlerinin ortalama görev süresi yaklaşık bir yıldır.

Türk milleti yirmi beş gün görev yapan hükûmetleri dahi görmüştür. Krizlerin, darbelerin, yönetimdeki çift başlılığın, siyaset kurumuna kök salan uzlaşmaz ihtilafların millet ve devlet hayatında pek çok çarpıklığı teşvik edip tetiklediği her aklı başında insanımızın malumudur. İstikrarsız hükûmetler, koalisyon kavgaları, siyasi kutuplaşma ve anlaşmazlıklar hızlı ve etkin kararlar alınmasına hep mani olmuştur.

Parlamenter sistemde yaşanan sıkıntılar Türk tipi başkanlık sistemiyle ortadan kaldırılmıştır; devlet yönetiminde çift başlılık, hükûmet krizleri, yönetim sisteminde tıkanıklıklar ve siyasi istikrarsızlıklar dönemi sona ermiştir. Türk tipi başkanlık sisteminin mimarı Cumhur İttifakı, sahibiyse şüphesiz aziz milletimizdir. Bizim sözümüz Türk milletinin sözüdür. Bu söz yere düşmeyecek, Türkiye geriye gitmeyecek, eskiye dönmeyecektir. Cumhur İttifakı Türkiye'yi küresel bir güç hâline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonunun altyapısını da azim ve kararlılıkla, adım adım oluşturmaya devam edecektir.

Değerli milletvekilleri, salı günü karşılayacağımız mübarek Kurban Bayramı münasebetiyle sizlerin, aziz milletimizin, Türk ve İslam âleminin Kurban Bayramı'nı şimdiden kutluyorum. Yüce Rabb'im büyük milletimizin yüzünü hep güldürsün, her daim yâr ve yardımcısı olsun.

Konuşmama son verirken Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak destek verdiğimiz bu kanun teklifinin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)