| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 17.07.2021 |
NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İşsizlik Sigortası Fonu'nu bir kez daha sermayenin hizmetine sokmayı amaçlayan bu madde, kanun teklifinin Komisyon görüşmelerinin son vakitlerinde, kamuoyunun gözünden kaçırılırcasına teklif metnine eklenmiştir. Teklifle her bir işverene İşsizlik Fonu'ndan aktarılmak üzere 75 TL'lik kaynak tahsis edilmekte. Yasaya aykırı bir biçimde İşsizlik Fonu bir kez daha AKP iktidarı tarafından kullanılmak istenmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye'nin temel meselelerinin başında işsizlik meselesi geliyor. Milyonlarca işsiz hayatta kalabilmek için çalışmak zorunda ama iş yok. AKP iktidarının her alanda uyguladığı yandaş politikasıyla iş bulmak çok zor. İşsiz iş bulsa da aldığı ücretle evine aş götüremiyor çünkü yoksulluk sınırı 9 bin TL'nin üzerinde. Kanun hükmünde kararnameyle on binlerce işçi, emekçi ihraç edilmiş ve bir başka işte çalışması yasaklanarak ölüme terk edilmiştir.
Yüzyıllardır her alanda erkeklerle eşit haklar için mücadele eden emekçi kadınlar artık ucuz ve yedek emek gücü bile olamıyor. Küçük esnaf siftah yapmadan dükkân kapatıyor. Kürdistan illerinde mevsimlik tarım işçileri her yıl artıyor ama hiçbir sosyal hakları ve güvenceleri yoktur. Her yıl yüzlerce işçi yollarda trafik cinayetlerinde yaşamını yitiriyor. Ayrıca Türkiye'nin metropol illerinde ırkçı saldırılara uğruyor ve canlarını zorla kurtarıyorlar. Milyonlarca işsiz, yoksul yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Sosyal kanser işsizlik, yoksulluk ve enflasyon tırmanıyor. Evde aş pişiremeyenlerin oranı artıyor. Kent yoksulları nefes alamıyor. Eşitsizlik uçurumu derinleşiyor; zenginler daha zenginleşirken fakirler daha da fakirleşiyor. Bu durum, yoksullara "Yeter! Bıçak kemiğe dayandı." dedirtiyor. Bu durumun beraberinde kültürel, ahlaki değerlerin de yıkımı gün geçtikçe derinleşiyor.
Aslında dünyada ve Türkiye'de üretimi artırmanın imkânları çok fazla. Niye? Sanayide, teknolojide, iletişimde, bilimde ilerlemeler oluyor. Bu durumun çalışan toplumsal kesimlere yansımasını ne yazık ki göremiyoruz.
Sekiz saatlik çalışma yasal hak olmasına rağmen Türkiye'de özel sektörde insanlarımız hâlen on-on iki saat çalıştırılmaktadır. Oysaki insan sadece çalışmak için dünyaya gelmemiştir; okumak, dinlenmek, eğlenmek, sosyal ve sanatsal faaliyetlerde bulunmak en doğal haktır. Gelin, insanlık emeğinin birikimi sonucunda ortaya çıkan bu teknolojik gelişimin çalışma koşullarını iyileştirmesi düzenlemesini yapalım, işsizliğe asgari düzeyde cevap bulalım. Benim başta işçi sendikaları, memur sendikaları ve bütün emek örgütlerine çağrım: Altı saatlik mesaiyi iş sözleşmelerine koyalım, gelin "Altı saat iş! Herkese iş!" diyelim.
Bakın, Avrupa'nın birçok ülkesinde haftalık çalışma süresi otuz beş saattir. Yine, İskandinavya ülkelerinden Finlandiya'nın Başbakanı Sanna Marin ücret kaybı olmaksızın günlük çalışma saatini altıya düşürme çağrısında bulundu. Yine, Marin'in önerilerini yakın zamanda memnuniyetle karşılayan Sosyal İşler ve Sağlık Bakanı Pekonen, günde altı saat mesainin yanı sıra çalışma günlerinin de dörde çekilmesi için ulusal çapta denemeler yapılması çağrısında bulundu. Türkiye'de üniversite mezunlarının uzun süren işsizlikten dolayı ülkeyi terk etme eğilimi her gün artıyor, genç nüfusta intiharlar artıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz, tamamlayınız efendim.
NUSRETTİN MAÇİN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkan.
Altı saat iş diyoruz, herkese iş diyoruz. İşsizliği çözelim, buna yasama olarak destek verelim, emek örgütleriyle birlikte, sosyal kanser olan bu işsizlik sorununu çözelim.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)