| Konu: | Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 17.07.2021 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; 20'nci yüzyılın sonu, 21'inci yüzyılın başı Afrika'dayız, tren istasyonunda, saat 12.12 diye yazıyor dakikasıyla. "Sahi, saatinde mi geliyor?" diyoruz "On iki saat gecikebiliyor." diye yanıt veriyorlar. Efendim, "Doksan ay, doksan gün." dendi, tam sekiz yıl doksan altı ay OHAL süresi. Evet, Afrika'dan biraz daha ileriyiz. Beş ay önce görüşüldü biraz sonraki yasa, en az beş hafta haftada iki gün çalıştı Meclis ama beş ay sonra burada "sandviç yasa" niteliğinde her ikisi getirilip iki bayram arasına sıkıştırılmış bulunuyor. Bunu da herhâlde biz yaptık yani bizim Meclisimiz yapıyor ve Cumhur İttifakı'nın yüce bir eseri olarak tarihe geçecektir.
Tabii, Anayasa'nın 2'nci maddesi, hukuk devleti, ölçülülük ilkesi, özü budur ama ne kadar ölçülü olduğumuzu böylece kanıtlamış oluyoruz. "Torba yasa" dendi, "toplama yasa" dendi, "adsız yasa" dendi ama tabii, temel yasa olmadığını bir kez daha vurgulayalım çünkü bu tutanakları okuyanlar "Ya, temel yasa, bu kadar dağınık yasa, 25 maddenin içerisinde 25 ayrı yasanın olduğu yerde temel yasa mı olur?" diye bizimle dalga geçeceklerdir. Bu bakımdan, bunu da bir kez daha vurgulayalım.
Efendim, ne oldu? 2018'de tam bugünlerde -Adalet Komisyonu Başkanı burada mı? Üye burada- orada uzun uzun görüştük, "Olağanüstü hâli üç yıl daha uzatacağız." dediler. "Peki neden?" dedik fakat neden gösterilmedi, tatmin edici bir gerekçe gösterilmedi. Tam üç yıl geçti Pazartesi ve salı günü "Neden?" dedik; hayır, ne geçmişin hesabı verildi ne de geleceğin bilançosu yapıldı. Haftanın başında bu şekilde gerekçesiz bir biçimde bunun uzatılacağı bize bildirildi. Peki, acaba bunların sonucu ne olabilir? Tabii ki toplumsal barış açısından -biraz sonra görüşülecek olan Turizmi Teşvik Kanun Teklifi ülkesel barış açısından ama- uluslararası toplumun onurlu üyesi olmak bakımından ciddi sonuçlar doğuracaktır. Peki, neden buna karşı çıktık o zaman, ne yaptık ondan sonra? Anayasa Mahkemesine götürdük, Anayasa Mahkemesinin önünde ama Anayasa Mahkemesine götürdüğümüz diğer yasalar, mesela 7151 sayılı yasa iptal edildi -bununla doğrudan ilgili yasa- ama Anayasa Mahkemesinin kararını bekleme gereği bile duyulmadı. Demek ki 2018-2021 hesabı verilmedi. Peki, acaba sorun ne? Sorun gündem sorunu. Eğer Meclisimiz gündemine hâkim olabilseydi bu sandviç 2 yasa şu anda görüşülmüyor olacaktı. Peki, neyin tanıklığını yaptık haftanın ilk iki günü Komisyonda, son iki günü burada? Ve Lord Acton'un "İktidar bozar, mutlak iktidar mutlaka bozar." sözünün yüz yetmiş yıl sonra bir kez daha teyit edildiğini görmüş olduk.
Peki, bana Anayasa'ya uygunluk konusunda soru soracaksınız. Hayır, bu da biraz gündem dışı çünkü Anayasa'ya uygunluk analizi, Anayasa içerisinde, normlar hiyerarşisi çerçevesinde bir şey olursa düzenleme söz konusu olur. Ama bu Anayasa dışı bir düzenleme, anayasal düzen dışında bir düzenleme olduğu için anayasallık sorununu bu açıdan ele almak lazım.
Tabii ki Anayasa Mahkemesine bunu götüreceğiz çünkü hem anayasal düzen dışı hem de Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası antlaşmalardan bu düzenlemeyi kaçırmak için yapılan bir düzenleme. Bu bakımdan tabii, Anayasa Mahkemesinin ağır bir iş yükü var, zira CBK'ler jet hızıyla gidiyor, buradan çıkarılan sandviç yasalar uçak hızıyla gidiyor ve -"Anayasa Mahkemesini bunun için kapatalım." denmiyor ama- ağır iş yükü altında Anayasa Mahkemesinin de bunların üstesinden gelmesi kolay olmasa gerek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz efendim.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, tabii ki, hukuken, bunu, geçen hafta sonunda başladığımız, muhalefet şerhiyle başvuru gerekçemizi en kısa zamanda Anayasa Mahkemesine... Eğer tabii ki onaylarsanız, yoksa kurtulacağız, Anayasa Mahkemesine başvuracağız bunları reddederseniz. Peki, sonuçları ne olabilir? Bunun siyasal sonucu demokratik siyaset üzerinde olacak, demokratik toplum üzerinde olacak, siyasal münavebe üzerinde olacak diye düşünebilirsiniz ama hukuk yoluyla demokrasi ereğinde tam ters tepkisi, etkisi olabilir İstanbul seçimlerinde olduğu gibi. Ama şu gerçek değişmeyecek sayın vekiller: 15 Temmuzu bayram olarak ilan ettiniz ve biz de anıta çiçek koyduk. Öbür gün de Kurban Bayramı, dinî bayram ve bir barış bayramı. İkisi arasına bu 2 yasayı sıkıştırdınız, biri toplumsal barışı dinamitleyecek olan, şimdi oylanacak olan yasa, biraz sonra görüşeceğimiz ise ülkesel yasa, ülke barışını olumsuz etkileyecek yasa. Bununla toplumsal barış zedelenecek, öbürüyle Anadolu çölleşecek ve 2053'te, 2071'de bakacaklar gelecek kuşaklar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) - Özgür, bir iki dakika daha versin.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım, millî sporcumuz Saffet Başkan "Bir dakika daha istifade edebilir miyiz?" diye ricada bulundu.
BAŞKAN - Buyurunuz Hocam.
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (Devamla) - Ve tabii, özellikle "turizmi teşvik" adı altındaki o yasa da eğer oylanırsa Türkiye, Anadolu toprakları giderek çölleşmeye başlayacak ve 2053'te, 2071'de gelecek kuşaklar "Ne neden oldu, bunun nedeni nedir?" diye soracaklar, araştıracaklar "2023'e 2 kala iki sandviç yasayla Türkiye bu hâllere geldi." diyecekler. O bakımdan, birincisinin amacı iktidardır -bu yasanın amacı- ikincisinin amacı ise paradır.
Sayın vekiller, lütfen iktidara fazla müptela olmayalım, para da her zaman mutluluk değildir.
Teşekkür ederim dikkatiniz için. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)