| Konu: | Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 105 |
| Tarih: | 17.07.2021 |
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Grubumuz adına Turizmi Teşvik Kanunu Teklifi'yle ilgili lehte görüşlerimi bildireceğim ve son konuşmacı olmam hasebiyle de konuşmanın sonunda bir kazaya uğramaması açısından teşekkürle başlamak istiyorum.
Sayın Grup Başkanımız ve Grup Başkan Vekillerimizin de arzusu doğrultusunda başta Başkanlık Divanı olmak üzere bu süreçte bize hizmet eden, koşuşturan kavaslarımıza, stenograflarımıza, bu bina dışında bize hizmet eden tüm çalışanlarımıza huzurunuzda teşekkür ediyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ayrıca, bu yasama döneminin sonunda yirmi dört saattir olağanüstü gayret gösteren -muhalefet eğer müsaade ederse- başta AK PARTİ Grubuna mensup sayın milletvekillerimize ve MHP Grubuna mensup sayın milletvekillerimize ve tüm milletvekillerimize teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bütün muhalefet milletvekillerimizin Turizmi Teşvik Yasası Teklifi'ndeki konuşmalarında üzerinde hassasiyetle durdukları bir konu vardı, ben o konuya değinip kapatacağım. Konu şuydu: "Bu yasa teklifiyle yerel yönetimlerin yetkilerinin kısıtlanması amaçlanmakta." diye, böyle bir iddiada bulundular; hatta, CHP'nin aldığı, yerel yönetimlerde kazandığı belediyelerden dolayı bu yetkinin, bu kanun teklifinin geldiği iddiasındaydılar. Ben sizlerle bir anımı paylaşmayı arzu ederim. Şimdi, Tarihî Yarımada'da Fatih'te Belediye Başkanlığı yaptığım dönemde... Bu rezervasyon siteleriyle yer ayırtıp Fatih'e gelen turistler var. Biz bu turistleri yakın takibe aldık kendi dönemimizde çünkü bu turistler rezervasyon siteleri üzerinden -ki yüzde 90-95 oranında- yerlerini ayırtıyorlar ve oradaki web sayfalarındaki reklamlara göre yer ayırtıyorlar. Fakat o kadar ciddi sıkıntılarla karşılaştık ki. Mesela, büyük bir hayalle İstanbul'a gelenlerin aslında hiç de böyle reklamlarda gösterildiği gibi bir şeyle karşılaşmadıklarını gördük. Bu sıkıntıları bertaraf etmek için ne yapabilirdik? Bir defa, bu Booking, TripAdvisor, Airbnb gibi rezervasyon siteleri asla hizmetin kalitesine bakmazlar, onlar sadece kârlarına bakarlar. Biz şöyle bir şey yaptık: Bir yazılım gerçekleştirdik ve bu siteler aracılığıyla gelip İstanbul'da Fatih'te kalanların şikâyetlerini anlık aldık ve bu şikâyetler üzerine turizm zabıtalarımızı ertesi gün görevlendirdik. Karşılaştığımız manzara gerçekten vahim bir manzaraydı. Şimdi ne demeye çalışıyorum biliyor musunuz? Aslında belediyeler ruhsat verirken imar planlarına göre çalışma ruhsatı verirler yani konaklama alanındaysa ona bakarlar, yapılan projelerin 1/1.000'liklere uygun olup olmadığına bakarlar ama turizmle ilgili kalitenin nasıl uygulandığı, turistlere -ki bunlar misafirlerimiz- nasıl hizmet edildiği konusunda belediyelerin hem yetkileri yok hem de zaten böyle kalifiye elemanları da yok. Biz o dönemde zaten böyle bir şeyin olmasını arzu ediyorduk ve Bakan Yardımcımıza... Sizi unuttum, size de çok teşekkür ederim Sayın Bakan Yardımcımız ve Komisyon üyelerimiz. Aslında ülkenin ihtiyacı olan bir şeyi gideriyoruz. Şimdi, düşünün, belediyelerde yabancı dil bilen yok, bunları takip edecek kimse yok. Ruhsatı veriyoruz, alınmış bütün haklar mahfuz, bunun yanında da kaliteyi ve bütün hizmetlerin kontrolünü de tabii ki Kültür Bakanlığının takip etmesinden daha güzel bir şey olabilir mi? Tıpkı, hastanenin işletme ruhsatlarını belediyelerin vermesi ama kontrolünü Sağlık Bakanlığının yapması gibi. Amacımız, bizim ülkemize gelen bütün turistlerin hayallerinin gerçekleştirilebileceği ve hak ettikleri hizmetin alınabileceği bir Türkiye gerçekleştirmektir.
Bu konuda emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz, sağ olun, var olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)