GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/3200, 3361, 3362, 3364, 3365) No.lu Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:2
Tarih:05.10.2021

CHP GRUBU ADINA GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Biraz önce burada bir tartışma yaşandı, İstanbul'da Abdi İpekçi Öğrenci Yurdu'nun Beşiktaş Belediyesinin engellemesi yüzünden yapılamadığı söylendi. Beşiktaş Belediyesine sorduk, yurdun yapımıyla ilgili durdurma yok, engelleme yok; ruhsat ve işlemler devam ediyor. Sorun ne? Sorun inşaat maliyetlerine gelen yüzde 120'lere varmış olan demir, çimento fiyatlarındaki artış. Yani yüklenicilerin ihale bedellerinin altındaki bu fiyatlarla işi yapamaması. Yani ihaledeki sorumlu kim? AKP iktidarı.

Şimdi, burada İstanbul'la ilgili bir eleştiri yapıldı. Bir İstanbul Milletvekili olarak şunu söylemek istiyorum: 9 tane metro inşaatı durmuş, iki buçuk yıl durmuş olan metro inşaatları bugün takır takır işliyor. Yurt dışından alınacak olan kredilerin hâlâ saraydan onayları bekleniyorsa bu, sizi niye rahatsız ediyor, bunu anlamakta güçlük çekiyorum.

Değerli arkadaşlar, sözlerime İstanbul'un düşman işgalinden kurtuluşunun 98'inci yıl dönümünü kutlarken, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, silah arkadaşlarını ve aziz şehitlerimizi saygı, minnet ve şükranla anarak konuya giriyorum.

Komisyonumuzda Sakarya Milletvekilimiz Sayın Recep Uncuoğlu Başkanlığındaki heyetin yapmış olduğu çalışmalar dolayısıyla ben de Başkanın şahsında tüm çalışanlara teşekkürlerimi iletmek istiyorum.

Bir şey söylemek istiyorum değerli arkadaşlar: Elâzığ'da -biraz önce değerli milletvekilim söyledi- 2 artı 1; sekizer, altışar metrekarelik odalara mahkûm edilen, zorunlu olarak buralarda yaşamaya zorlanan Elâzığlılar orada dururken Elâzığ merkezde, en çürük zemin üzerinde 35 kattan 3 tane gökdeleni hangi partinin il başkanına yaptırıyorsunuz, hangi partinin il başkanı? Vatandaşa 5 kat, il başkanına 35 kat(!) Bu sorunun mutlaka açıklanması gerekir, Elâzığ halkının bunu bilmeye ihtiyacı var.

Konu şu: Biz artık kriz yönetimlerinin, AKP'nin yirmi yıllık iktidar dönemindeki krize dönük yönetim anlayışlarının yerine bütün Komisyon çalışmalarında risk analizlerinin ve risk yönetiminin egemen olması gerektiğini söyledik. Türkiye'de Türkiye Afet Yönetimi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın, Türkiye Afet Risk Azaltma Planı'nın ve afet sonrası iyileştirme planlarının bütüncül olarak ele alınması gerektiğini yani kriz yönetimi yerine risk yönetimine geçilmesi gerektiğinin elzem olduğunu söyledik. Mevzuata ilişkin öneriler yaptık; başta 3194, 4708, 5393, 6306... Afet mevzuatının tamamının bütünlük arz etmesi gerektiğini, bugünkü parçalı mevzuatla bu işin yürütülemeyeceğini söyledik. Bütün bunları yaptık, AFAD'ın Genel Başkanı geldi bize sunum yaptı, kurumsal bir iyileşmenin olduğunu, bir sürekliliğin olduğunu söyledi, sunumdan bir hafta sonra öğrendik ki Somali'ye büyükelçi olarak atanmış.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ne alaka ya? Nereye gidiyor AFAD Başkanı, Somali'ye?

GÖKAN ZEYBEK (Devamla) - Sormak gerekir arkadaşlar: Yirmi bir yıldır alınan bu özel iletişim vergisini, iktidarınız döneminde toplanan bu milyarlarca lirayı gerçekten risk altındaki kentsel dönüşüm çalışmalarında, iyileştirmelerde, güçlendirmelerde; emekçilere, iktidarınız döneminde yoksulluk sınırının altında açlıkla yaşamak zorunda kalan emeklilerin otuz yıl, kırk yıl, elli yıl önce yapmış oldukları, satın almış oldukları evlerin, konutların dönüştürülmesine harcansaydı acaba ne olurdu? Sormak istiyorum: Demirören Holdinge gazeteler satın alınsın diye verdiğiniz 750 milyon doları acaba Türkiye'de emeklilere, işçilere ve dar gelirlilere vermiş olsaydınız 30 binden fazla bağımsız bölüm kentsel dönüşümle iyileştirilmiş olacaktı. Merkezî denetim yönetmelikleri, yasaklayan anlayışların uygulamaları sonucu mimar ve mühendislerin denetim yetkileri yönetmeliklerle engellenmiştir.

Bakın, bugün Türkiye'de pek çok belediyede mimarlık ve mühendislik diploması olmayan sahte mimarlar, iktidarlarınız döneminde proje imzalıyor, şantiye şefi oluyor, uygulama yapıyorlar; sonuçta ortaya çıkıyor ki bunlar diplomalı değil, başa dönüyoruz ve biz bu binaların güvenlik meselesini soruyoruz. TMMOB üyesi meslek mensuplarının ve diplomalı mimar ve mühendislerin yaşamın her alanında deprem riskinin egemen olduğu her yerde zorunlu olarak daha çok çalıştırılması gerekir. Jeoloji mühendisinden harita mühendisine, mimarlardan inşaat mühendisine, elektrik mühendisinden makine mühendisine kadar işsiz binlerce mimar, mühendisin artık bir biçimiyle yaşamının ve iş yaşamının oluşturulması gerekiyor. (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, inşaat maliyetleri o kadar arttı ki, biliyorsunuz değil mi; demire yüzde 125, hazır betona yüzde 85, çimentoya yüzde 60... Arkadaşlar, 2018-19-20-21, dört yıldır özel sektör Türkiye'de inşaat yapmıyor. Niye konut kiraları İstanbul'da bir yılda yüzde 60 arttı? Gidin belediyeleri dolaşın, alınan ruhsat sayıları tek rakamlı sayılara düşmüş durumda; 200, 300, 400 parsele ruhsat veren belediyeler şimdi 5, 6, 7, 8 ruhsatla bir yılı kapatıyorlar. Yanlış yönetim anlayışınız, yanlış kentleşme anlayışınız, yanlış kentsel dönüşüm anlayışınız yüzünden sektör de artık içinden çıkılamaz duruma gelmiştir. Dolaşın İstanbul'u, İstanbul Milletvekiliyim; artık bizim mahallelerimizin ortalarında göletler var, Adalet ve Kalkınma Partisinin mahallelerimize armağan ettiği küçük göletler var. Nereden geldi bunlar biliyor musunuz? Evini dönüşüm amacıyla müteahhide vermiş olan yurttaşların yoğun ve artan ekonomik sıkıntılar sebebiyle inşaatlarının başlamaması yüzünden o inşaat çukurları, sayenizde mahallelerde küçük göletlerimiz olarak yerini tutuyor. Ne yapıyorsunuz bunlarla ilgili? Hiçbir şey yapmıyorsunuz. Ağaoğlu'nu kurtarmak için milyarlarca lirayı Finanskent'e, Ataşehir'e gömüyorsunuz ama evini yapamayan fakir fukaralar için 200 bin liralık krediyi verdiğinizde kirayı vermiyorsunuz, faizini hemen başlatıyorsunuz, iki yıl sonra taksit ödemeye başlatırken faizleri hemen almaya başlıyorsunuz. Şimdi, inşaat maliyetlerindeki bu yüksek artış işte bugün yurt, bugün kira, bugün dar gelirliler için büyük şehirlerin tamamını yaşanmaz hâle getiriyor. Belki de bilinçli politikanız; Kanal İstanbul'da ucuza arsa kapattırdığınız yandaşlarınıza yüksek fiyatlarla konut satmak, iş yeri satmak, antrepo satmak için getirmiş olduğunuz politikanın doğal sonucudur. Soruyorum burada, yerel yönetimleri suçlayan arkadaşlara da soruyorum: Belediyelerin bu manada büyük kentsel dönüşümleri, yüz binlerce riskli yapıyı dönüştürmek için bütçeleri var mı, kaynakları var mı? Nerede kaynak? Kaynak sizde, kaynak Hükûmette, kaynak sarayda. Saray bunları kullanıyor mu? Kullanıyor tabii. Yapı yapıyor mu? Yapıyor tabii. 6 milyar liraya Merkez Bankası yapıyorsunuz. 6 milyar liraya Merkez Bankası yapana kadar 60 bin bağımsız bölümün yıkılıp yeniden yapılmasını sağlayarak binlerce, on binlerce, yüz binlerce insanı tabutlarda yaşamaktan mahrum edebilirdiniz. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Fikirtepe orada duruyor, Fikirtepe çöküntü alanı, orada yoksullar var, elinizi kıpırdatmıyorsunuz; on yıldır orada insanlar mağdur hâlde bekliyor.

Başka bir süreç: Mustafa Demir arkadaşımız burada. Bahçeköy'de riskli bir yapıyla ilgili Komisyonda da konuştu. Yirmi üç ayda o riskli yapının, kolonları patlayan binanın hukuki sorunları çözümlenip bina yıkılamadı, bir gece yarısı bina kendiliğinden çöktü.

Arkadaşlar, harika taslaklar hazırladık, harika raporlar yaptık. Bunları kim uygulayacak? Bu Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekili iradesi ile saraya bağlı çalışan bakanlıklardaki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığındaki, diğer birimlerdeki bürokratlar arasında kılcal damar bile kalmamış durumda, bütün bağlantı kopmuş. Orası ranta... Bir avuç müteahhidin planlarını yapmakla uğraşıyor. Öyle ki Kemerburgaz'da Demirören'in imar planları iptal edildiğinde dört gün içinde imar planlarını yeniden yapıp askıya çıkaran Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, söz konusu Bahçeköy'deki binanın bulunduğu Bahçeköy Mahallesi'nin imar planlarını on yıldır çıkarmadı, on yıldır. Yani kimden yanayız çok açık biçimiyle oluşuyor, çok açık biçimiyle görülüyor. Yıkılmış inşaatlar, yarım kalmış inşaatlar, hafriyat çukurları, mahalle arasındaki göletler; bütün bunlar gerçeğin ta kendisi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

GÖKAN ZEYBEK (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Geriye ne kalıyor? Burada anlatılıyor. Kâğıthane'de Yahya Kemal Mahallesi'ndeki projeyi yapıyoruz, Kartal'da çöken binayı yapıyoruz, Gaziosmanpaşa'da yapıyoruz, Güngören'de de Küba Mahallesi'nde yapıyoruz. Arkadaşlar, yeter mi bunlar? Yapılanlara teşekkür ederim. Yeter mi bunlar? Yani yüz binlerce riskli binada oturan yurttaşların sorununu çözmek için bir mahallede 50-100 konutu, 200 konutu üç yılda, dört yılda bir dönüştürerek bu sorun çözümlenebilir mi? Finans olanaklarını, kamunun kaynaklarını, devletin olanaklarını düşük faizle, uzun vadelerle ve maliyetleri de aşağı çekerek yoksullardan ve emekçilerden yana kullanmak zorundasınız. Bakın, 2020 yılında 65 milyar lira Merkez Bankasından dolar aldınız, bozdunuz, kamu bankalarına verdiniz, marka proje üreten müteahhitler daireleri satsın diye 0,69-0,70 faizlerle dağıttınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÖKAN ZEYBEK (Devamla) - Şimdi bu paraları yoksullara dağıtmış olsaydık, bugün bunları konuşmayacaktık.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)