GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/3200, 3361, 3362, 3364, 3365) No.lu Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:2
Tarih:05.10.2021

CHP GRUBU ADINA GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Deprem Araştırma Komisyonumuzun 2 ile seyahati oldu; bunlardan birisi İstanbul, diğeri 24 Ocak 2020 yılında yaşanan deprem sonrası Elâzığ'a geldiler. Elâzığ'da, biz ilin milletvekili olarak ev sahipliği de yaptık, mahalleleri gezdik, deprem alanını gezdik, Valilikte verilen brifing toplantısına birlikte katıldık ama Deprem Araştırma Komisyonunun raporu Meclis'te konuşulurken -burada Genel Kurul Salonu'na bakıyorum- Elâzığ milletvekillerinden hiçbir arkadaşımızın burada olmaması da son derece üzüntü vericidir çünkü Cumhuriyet Halk Partisinin Komisyon üyeleri Elâzığ'la ilgili sorunları gündeme getirdiği zaman ben Elâzığ milletvekillerinin de burada olmasını isterdim. Gerçekten, 24 Ocak gecesi deprem yaşandı ama 24 Ocak sonrası alınan tedbirler, yapılan yatırımlardaki hatalar, vatandaşların gayrimenkul haklarıyla ilgili hak gaspları; aslında Elâzığ'da 24 Ocaktan sonra daha köklü bir deprem enkazı kaldı.

Devlet Elâzığ'a yardım etti mi, para gönderdi mi? Müthiş bir para gönderdi, müthiş bir kaynak geldi, inkâr etmek mümkün değil ama gelen para inanılmaz derecede yanlış kullanıldı. Elâzığ'da depremden kaynaklı şu anda telafisi mümkün olmayan sorunlarla karşı karşıyayız. Aslında Deprem Komisyonu Elâzığ'a geldiğinde biz umutlandık. Neye umutlandık? Dedik ki: Komisyon geldi, yasalardan kaynaklı sıkıntılardan oluşan sorunların çözümüyle ilgili yeni alternatifler yaratılabilir mi, mülkiyet sahiplerinin haklarıyla ilgili, mülkiyet haklarıyla ilgili yeni düzenlemeler yapılabilir mi? Ama maalesef, Deprem Komisyonu bir protokol gezisi gibi geldi ve gitti.

Şimdi, Sayın Başkanım, sizinle birlikteydik, valiliğin önündeki vatandaşların talebini size ilettiler, hepsi isyanda. Ayrıca deprem bölgelerindeki konutları gezdik, konutlardaki hak sahiplerinin hepsi isyanda. Devlet, tamam, para gönderdi ama paralar doğru kullanılmadı. 3 artı 1 konutlar, 2 artı 1 konutlar yapıldı. Peki, bir talep alındı mı vatandaştan? Alınmadı. Kim yaptı? "Biz bunu uygun gördük, yaşayacaksınız." Yani yapılan konut alanları yaşam alanları olarak planlanmadı, yapılan konutlar yalnızca barınma alanı olarak kullanıldı ve düşünüldü. "Ben sana ev yapıyorum, git yaşa." Deprem konutlarında kuralar çekildi, vatandaş evlerine taşındı kısmen, hâlâ 2 artı 1, 3 artı 1 deprem konutlarına taşınan vatandaşların ne ödeyeceği belli değil. Deprem konutlarının fiyatı daha belli değil; yirmi yıl ödeme, vade belli ama ne kadar para ödeyecekleri belli değil. Hâlâ köy evlerinin, köylerde yapılan evlerin maliyetinin ne olduğu belli değil. Hâlâ Elâzığ'da yıkılmayan binalar var, hâlâ yapılmayan binalar var, hâlâ mağduriyetler devam ediyor.

Şimdi, bakın, keşke burada AK PARTİ'li milletvekilleri olsaydı. Sayın Grup Başkan Vekili, size de sesleniyorum; Sayın Komisyon Başkanı, size de sesleniyorum. Bir iddiayı, AK PARTİ'li milletvekillerinin ve AK PARTİ Elâzığ İl Başkanının iddiasını Meclis kürsüsünden gündeme getiriyorum ve suç duyurusunda bulunuyorum. Hem Meclis Başkanlığına suç duyurusunda bulunuyorum hem Türkiye Cumhuriyeti'nin savcılarına suç duyurusunda bulunuyorum. Yıkım ihaleleriyle ilgili Elâzığ AK PARTİ milletvekillerinden Metin Bulut'un ve Zülfü Demirbağ'ın açıklamaları var usulsüzlükler yapıldığına dair, İl Başkanının açıklamaları var usulsüzlükler yapıldığına dair; hem yazılı basında hem görsel basında var. Bununla ilgili işlem yapılmalı. Eğer bir yerde bir usulsüzlük varsa, depremden kaynaklı, vatandaşlar malının mülkünün, evinin yeniden nasıl alınacağını, verileceğini düşünürken, çaresizlik ve umutsuzluğu düşünürken oradaki o evlerin yıkımında bile bir usulsüzlük varsa gerisini siz düşünün. Ve şu anda Elâzığ'da depremzedeler arasında inanılmaz bir umutsuzluk var.

Komisyon, raporuna ne yazdı bilmiyorum ama benim arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre gerçekleri yansıtmayan, Elâzığ'da vatandaşın depremden kaynaklı yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesine yönelik gerçekleri yansıtmayan, yalnızca kendilerine göre yazılan bir rapor var ama Elâzığ'da gerçekler o değil. Fakir fukara çaresiz, evini kaybeden, evi yıkılan insanlar çaresiz, mağdur oldular, hâlen neye ne kadar fiyat ödeyeceklerini bilmiyorlar. Bakın, sayın milletvekilleri, iki yıl önce deprem oldu, iki yıl önceki inşaat maliyetleri ile bugünkü inşaat maliyetleri aynı değil. Deprem olduğu andaki demirin tonu 4 bin lirayken şu anda 8 bin lira. Deprem olduğu zaman bir evin maliyeti 250 bin liraysa şimdi 400 bin lira.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Yani devletin, oradaki bürokrasinin zaman kaybından dolayı inşaat maliyetlerindeki fark kimin sırtına yüklendi? Vatandaşın sırtına yüklendi. Ve vatandaş aldığı evden de mutlu değil; ne 2 artı 1'den ne 3 artı 1'den ne de köy evlerinden de mutlu değil.

Ayrıca bir sorun daha var: Kentsel dönüşüm alanları. Depremden kaynaklı riskli bölge ilan edilen alanlarda sizin eviniz yeni evse de teknik olarak yıkılması mümkün değilse de sağlam bir evse de proje bütünlüğü açısından yıkılma kararı verilmişse sizin eviniz yıkılıyor ve siz evinizi deprem konutlarına kullanılan krediden kullanarak yapamıyorsunuz ve siz evinizi krediyle almışsanız yeni ev de yapıldığı için 1 eve 2 kredi öder hâldesiniz yani 1 eviniz olacak; bir yıkılan ev için ödediğiniz krediniz var, bir de yeni yapılan ev için kredi borcunuz olacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Erol.

GÜRSEL EROL (Devamla) - Elâzığ'da mağduriyetler devam ederken Deprem Araştırma Komisyonunun bu raporunun Elâzığ'ın gerçeklerini yansıtmadığını ifade ederek hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)