GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (10/3200, 3361, 3362, 3364, 3365) No.lu Depreme Karşı Alınabilecek Önlemlerin ve Depremlerin Zararlarının En Aza İndirilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Raporu Görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:2
Tarih:05.10.2021

AK PARTİ GRUBU ADINA NECİP NASIR (İzmir) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; 27'nci Yasama Döneminin Beşinci Yasama Yılı çalışmalarının ülkemiz ve milletimiz için hayırlara vesile olmasını temenni eder, Gazi Meclisi saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, yüzde 80 dönüşüme ihtiyaç olan, yüzde 20 sağlıklı konuta sahip, alt ve üst planları uyumsuz, merkezde hâlâ 5.000'lik planları olmayan, İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği yeni onaylatılan, dönüşümü siyasi bir risk olarak görüp 2012'den bugüne kadar 6306 sayılı Yasa'yla tek bir daire yapmayan, 2005'ten bugüne kadar 73'üncü maddeyle sadece 700-800 daire yapan ve bir depremin olduğu yerde devletimiz 30 Ekimden itibaren bütün kurumlarıyla dünyada örneği gösterilebilecek sosyal devlet anlayışıyla bir yıl içerisinde, inşallah 6 Kasımda, Cumhurbaşkanımızın katılımlarıyla 4.500 konut, 460 iş yerini teslim etmeye başlayarak yıl sonuna kadar bu teslimini tamamlayacaktır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye aktif bir deprem ülkesi olarak sıklıkla yıkıcı depremlerle karşı karşıya kalmakta, meydana gelen hasar ve can kayıpları nedeniyle toplumsal hayatı her yönüyle büyük ölçüde olumsuz olarak etkilenmektedir. Çok geniş bir yelpazede tüm toplumu ve hayatın her alanını etkilemesi depremlerin çok boyutlu bir mesele olduğunu ve pek çok disiplini ilgilendiren doğasını açıkça ortaya koymaktadır. Dünyanın aktif deprem kuşaklarından birinde yer almamız nedeniyle var olan deprem tehlikesinin derinlemesine analiz edilmesi ve deprem risklerinin de çok disiplinli olarak yürütülecek kapsamlı çalışmalarla azaltılması ölçüsünde depremlerin afete dönüşmemesi sağlanabilecektir. Başta depremler olmak üzere afetlerin sebep olduğu bütün kayıpların kalkınma hamlelerini sekteye uğratması, afet dirençliliğinin stratejik olarak bir kalkınma meselesi olduğunu göstermektedir.

Sürdürülebilir kalkınmayla afetlere dirençli toplumlar günümüz dünyasında birbirinden ayrılması mümkün olmayan ve hatta birlikte gelişimi zaruri olan iki önemli unsurdur. Dolayısıyla, sürdürülebilir kalkınma için deprem gibi afet risklerinin azaltılmasına ilişkin politika ve tedbirlerin yer aldığı deprem zararlarını azaltmaya yönelik yol haritası niteliğindeki önemli plan ve strateji belgelerinin kalkınma planlarıyla birlikte aktif olarak uygulanır olması ve güncel tutulması ülkemiz için hayati önemi haizdir. Depremlere dirençli bir toplum olması yolunda özellikle 1999 depremleri sonrasında ciddi ilerleme kaydetmiş olan afet yönetim sistemimizin kurumsal organizasyonlar ve mevzuat güncellemesini içerecek şekilde daha da iyileştirilerek eş güdümün sağlanması ve bütüncül bir sürdürülebilir sistem olarak yürütülmesi gerekmektedir. Kalkınma planlarında, depremler başta olmak üzere, afetlerle ilgili politika ve tedbirler Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'na kadar konut, çevre, yerleşim ve şehirleşme alanlarında ele alınmıştır. Ekonomik ve sosyal etkileri oldukça büyük olan 1999 Marmara depremlerinden sonra hazırlanan 2001-2005 tarihleri arasındaki Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı'nda afetlere ilişkin ayrı bir bölüm ilk defa yer almış olup afet öncesinde afet risklerini de azaltmaya yönelik yatırımlara öncelik verilmiştir. 2007-2013 tarihleri arasında Dokuzuncu Kalkınma Planı Ulusal Afet Yönetimi Stratejisi ve Eylem Planı'nın hazırlanmasını içermiştir. Dokuzuncu Kalkınma Planı döneminde 2009 yılında 5902 sayılı Kanun'la Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı kurulmuştur. 2011 yılında Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı hazırlanmış, 2012 yılında 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanunu ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çıkarılmıştır. 2014-2018 tarihleri arasında Onuncu Kalkınma Planı'nda afetlere ilişkin olarak "Afet Yönetimi" "Kentsel Dönüşüm ve Konut" başlıkları altında politikalara yer verilmiştir. 2019 ve 2023 tarihleri arasında On Birinci Kalkınma Planı'nda afetlere ilişkin olarak "Afet Yönetimi" ve "Kentsel Dönüşüm" başlıkları altında politikaları belirlenmiştir.

Değerli milletvekilleri, İzmir'de yaşadığımız deprem sonrası sahada oluşan taleplerde ve Deprem Araştırma Komisyonunun 268 öneri içeren 522 sayfalık nihai raporunda Komisyonun en önemli iki başlığı da "kentsel dönüşüm" ve "kentsel dönüşüme finansal oluşturulması" olmuştur. Kentsel dönüşüm, mevcut bina stokunun depreme güvenli hâle gelmesi hususunda hayati öneme sahiptir. Komisyon raporunda, belediyelerin kendi sınırları içerisinde yer alan, depreme karşı güvenli olmayan yapılaşmanın yoğunlaştığı alanların evrensel planlama kriterleri doğrultusunda kentsel tasarım projeleriyle yenilenmesi, iyileştirilmesi, canlandırılması, tasfiyesi gibi uygulamaların geliştirilmelerine yönelik imar planı çalışmaları yapılmasının önemine dikkat çekilmiştir. İnşallah, İzmir'de bunu uygulayacağız.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 45 il için yaptığı projeksiyon çalışmasında belirlenen birim konut maliyetleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, dönüştürülmesi gereken 6,7 milyon bağımsız birim için yaklaşık 2,3 trilyon civarında bir kaynağa ihtiyaç duyulacağı tahmin edilmektedir. Depreme yönelik risk azaltma çalışmaları yoluyla önlemlerin alınması önemli bir finansal kaynak ihtiyacını ortaya çıkarmaktadır. Afet öncesi yapılan hazırlık ve zarar azaltma çalışmaları arttıkça afet sonrası faaliyetlere duyulan ihtiyaç ve ayrılan kaynak miktarı azalacaktır.

Değerli milletvekilleri, Komisyon raporunda kentsel dönüşümün finansmanına ilişkin öne çıkan ve önerilen bazı başlıklar da şunlardır: Diğer konuşmacıların da bazılarına değinmiş olduğu gibi, deprem zararlarını azaltmaya yönelik politikaların hızlı bir şekilde uygulamaya konulabilmesi amacıyla gerekli mevzuat hazırlanarak merkezî yönetim bütçesinden ve muhtelif işlemlere konulacak vergilerden kaynak aktarılarak deprem başta olmak üzere afet risklerini azaltmaya yönelik çalışmalara finansman desteği sağlayacak sürdürülebilir bir deprem fonunun oluşturulması gerekli görülmüştür. İlgili mevzuatta düzenleme yapılarak deprem riski yüksek bölgelerdeki belediyelerin yıllık yatırım bütçelerinden yüzde 10 kentsel dönüşüm projeleri için ayırmaları sağlanmalı ve ayrılan kaynağın yerinde kullanılması için gerekli denetimler yapılmalıdır. Depreme karşı dayanıklı hâle getirilmek üzere yeniden inşa edilecek konutlara devlet tarafından sağlanacak krediyi geri ödeme imkânı olmayanların konutlarının oluşturulacak deprem fonundan kaynak sağlanarak kamu tarafından kentsel dönüşümün gerçekleştirilmesinde hak sahiplerine ömür boyu ücretsiz kullanım hakkı tanınması ve varislerine ise öncelikli alım hakkı verilmesi öngörülmüştür.

Yine, 6306 sayılı Kanun kapsamında kullanılan güçlendirme kredilerinin miktarı ve vadesi artırılarak bu kredilere sağlanan faiz desteği oranının yükseltilmesi öngörülmüştür. 6306 sayılı Kanun kapsamında kentsel dönüşümün teşvik edilmesi amacıyla mülk sahiplerine verilen faiz desteği oranı ile kredi miktarının artırılması ve kredi vadesinin uzatılması öngörülmüştür. Kentsel dönüşümde faiz desteği verilen kentsel dönüşüm kredilerinde anapara ve faiz ödemesiz bir dönemi ihtiva eden ödeme planı seçeneği getirilmesi öngörülmüştür. İnşaat maliyetlerinin bölgeden bölgeye farklılık göstermesi sebebiyle, kentsel dönüşüm kapsamında, kira yardımında olduğu gibi faiz destekli kredi miktarının da bölgelerin sosyoekonomik gelişmişlik durumuna göre belirlenmesi önerilmiştir. Yerel yönetimlerin kentsel dönüşüm projelerinde kullanmaları amacıyla emlak vergisi gelirlerinden belli oranda pay ayrılması için gerekli düzenlemeler yapılması gibi değerlendirmeleri içermektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi lütfen.

NECİP NASIR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, afet riskinin bertaraf edilerek sağlıklı ve güvenli kentler oluşturulmasının yanı sıra yeni yapılacak yerleşim alanlarında yatay mimariyi destekleyici politikalar geliştirilmeli, bu çerçevede mahalle kültürünün devamının sağlanmasına önem verilmelidir.

Değerli milletvekilleri, deprem travması yaşamış bir İzmir'de, bir Elâzığ'da ve diğer illerde depremin siyasetüstü bir konu olduğunu belirtiyor, değerli milletvekili arkadaşlarımın bugüne kadar gösterdikleri hassasiyetlerin devam etmesini rica ediyorum.

İzmir'le ilgili girizgâhı yapmayacaktım, tamamen teknik bir konuşma yapacaktım ama İzmir'de iktidarıyla muhalefetiyle bu deprem travmasını yaşamış vatandaşlarımızın şu an bulundukları ruh hâliyle, böyle söylemlerin doğru olmadığını düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi Sayın Nasır.

NECİP NASIR (Devamla) - Deprem gibi afetler siyasetüstü konulardır. Aksi takdirde, İzmir'le ilgili konuşmaya kalkarsak on saat burada durmadan konuşurum konumla ilgili olduğu için. Onun için, rica ediyorum, bugüne kadar İzmirli milletvekilleri veya İzmir dışındaki değerli milletvekili arkadaşlarımız bu süreci çok duyarlı bir şekilde getirdik, inşallah 6 Kasımda da İzmirli hemşehrilerimizin binalarını vermeye başlayacağız ve Hükûmet olarak, İzmir Milletvekilleri olarak iktidarıyla muhalefetiyle İzmir'deki depremzede vatandaşlarımızın mağduriyetleri oluşursa biz yine ortak akılla, ne gerekiyorsa yaptığımızı bildiğiniz gibi yine yaparız. Bu şekilde duyarlı davranılmasını temenni ediyor, Deprem Araştırma Komisyonunun ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, bu Komisyonda emeği geçen herkese teşekkür ediyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)