GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:5
Birleşim:3
Tarih:06.10.2021

CHP GRUBU ADINA HASAN BALTACI (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

11 Ağustosta Kastamonu, Sinop ve Bartın'da büyük bir felaketi yaşadık. 71'i Kastamonu'da, 10'u Sinop'ta, 1'i Bartın'da olmak üzere 82 insanımız hayatını kaybetti, 15 insanımız hâlen aranıyor. Sel felaketi sonucu hayatını kaybeden insanlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum.

Öncelikle, bölgeye gelerek acımıza ortak olan tüm milletvekillerimize, yaralarımızın sarılması için seferber olan tüm yurttaşlarımıza, bölgeyi ayağa kaldırmak için ekiplerini gönderen tüm belediyelerimize ve kurumlarımıza teşekkür ediyorum.

Tek isteğimiz, arzumuz bir kez daha böyle bir felaketin yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması, bu felaketten ders çıkartılmasıdır. Türkiye ve dünya bir iklim krizinin tam ortasındayken, seller ve yangınlar artık kaçınılmaz duruma gelmişken Türkiye'nin son zamanlarda gördüğü en büyük sel felaketinin tüm yönleriyle araştırılması için bir Meclis araştırması komisyonunun kurulmasını istiyoruz çünkü felaket anlık değildir, göz göre göre gelmiştir. Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan 2019 yılı Taşkın Eylem Planı'nda Bozkurt ve Abana başta olmak üzere selin vurduğu ilçeleri bekleyen tehlike açıkça belirtilmesine rağmen o güne kadar herhangi bir önlem alınmamıştır. Aksine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, nüfusu giderek azalan Bozkurt için 1/100.000'lik çevre düzeni planında nüfusun artacağını iddia ederek rant uğruna dere yataklarının âdeta talan edilmesini teşvik etmiştir. Tüm uyarılara rağmen HES'in susuz bıraktığı dere yataklarında yıkılabileceği öngörülen ağaçların temizlenmemesi, menfez ve köprülerin bugünler düşünülerek inşa edilmemesi selin bir felakete dönüşmesindeki en büyük etkenler olmuştur. Hâl böyle iken değerli arkadaşlar, aşırı yağışlar sekiz on saat öncesinde başlamasına rağmen hiçbir yetkili böyle bir felaketin olacağını öngörememiştir. Öyle ki saat on iki sularında sel bütün Bozkurt'u vurmuşken bile yıkılan Ölçer Apartmanı'nda hayatını kaybeden vatandaşlarımız yaklaşık altı saat boyunca kurtarılmayı beklemiştir.

Değerli arkadaşlar, içimi en çok acıtan altı saat boyunca insanlarımız kurtarılmayı beklerken bir Valinin, Tarım ve Orman Bakanının alelacele HES'i masum gösterecek açıklamalar yapmış olmasıdır. Millet canının derdindeyken HES'inin derdinde olanları asla unutmayacağım. Sırf CHP'li olduğu için belediyeden gelen yardım ekiplerimizi geriye çevirenleri de asla unutmayacağım. Aynı Yalova depreminde olduğu gibi tüm suçu, bir müteahhidi tutuklayarak sorumluluğu üzerinden atmaya çalışanları da asla unutturmayacağım.

Şimdi, biz bu araştırma önergesiyle felaketin nedenleriyle birlikte sonuçlarının araştırılmasını da talep ediyoruz çünkü işini kaybedenler oldu, iş yerini kaybedenler oldu, evleri hasar görenler oldu, evleri yıkılanlar ve riskli bölgede olduğu için evleri yıkılmak zorunda kalanlar oldu. Bazıları geçici, bazıları kalıcı Bozkurt'u terk edenler oldu. Felaketin üstünden elli altı gün geçti; artık hamaset bitti, seli gitti, kumu kaldı. Elli altı gündür suyu bağlanamayan haneler var, hâlen yapılmayan köy yolları var, işini kaybettiği için hiçbir yerden geliri olmayanlar var; bakanların kurduğu pazarlık masasında zararının yarısını bile kurtaramayan esnaflar var, geçici de olsa bir yer gösterip üretim yapmak isteyen sanayi esnafı var.

Değerli arkadaşlar, bu millet büyük bir millettir. Tüm felaketlerin, yıkımların üstesinde gelmiş, ayağa kalkmayı başarabilmiştir ama şimdi, güçlü devlet olmanın gereğini yapma zamanıdır. Devlet güçlüdür. Sarayın müteahhidi 210 milyon doları vergi cennetlerine kaçırdığı hâlde, yandaşların vergi borçları bir gecede silindiği hâlde, Demirören 750 milyon dolarlık kredisini ödemediği hâlde bu devlet ayakta durabiliyorsa o zaman sadece yardım kampanyasında toplanan 996 trilyon parayla felakette yıkılan tüm konutları ve iş yerlerini hiç kimseyi borçlandırmadan yapabilecek kadar da güçlüdür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın sözlerinizi.

HASAN BALTACI (Devamla) - Ev ve iş yerleri yıkılanların geçmiş döneme ait konut kredilerini silebilecek kadar da güçlüdür. Bu devlet, eşinizi dostunuzu, akrabanızı, sınıf arkadaşınızı sınavsız, sorgusuz memur yaptığı hâlde yıkılmadıysa, üç beş yerden maaşa bağladığınız bürokratları hâlen sırtında taşıyabiliyorsa ücretli çalışıp da işini kaybeden tüm afetzedeleri devlet kadrolarında istihdam edebilecek kadar güçlüdür.

Ravza Kavakcı'nın Amerika'daki eğitim masraflarını karşılarken yıkılmadıysa bu devlet tüm afetzede çocukların da eğitim masraflarını karşılayacak, onlara karşılıksız burs verecek kadar da güçlüdür. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, son kez söylüyorum, çağrım başta Kastamonu milletvekilleri olmak üzere...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Baltacı, süreniz bitti.

HASAN BALTACI (Devamla) - Başkanım, çok önemli bir konu. Son otuz saniye.

BAŞKAN - Süreniz bitti. Son otuz saniye de yok, ben size uzatma verdim.

Teşekkür ediyorum.

HASAN BALTACI (Devamla) - Başkanım, 82 insan öldü, 82 insanın hakkı için bir dakika istiyorum.

BAŞKAN - Hayır, uzatma verdim zaten.

HASAN BALTACI (Devamla) - 82 insanın hakkı için bir dakika istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)