| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Hükümlü ve Tutuklu Alt Komisyonunun Tekirdağ Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporlarına ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 09 .06.2016 |
VELİ AĞBABA (Malatya) - Tekrar söyleyeyim: Bu nasıl bir bakış ki benim söylediklerim hemen peşinen, görmeden reddediliyor, onu anlayabilmiş değilim. Ben de bunu biliyorum, ben de ikinci kez Cezaevi Alt Komisyonu üyeliği yapıyorum. Geçtiğimizde Sayın Ayşe Türkmenoğlu'yla da beraber...
BAŞKAN - Şimdi, siz heyet hâlinde hareket ettiğiniz için nasıl bir görmeme oluyor, onu anlamadım.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şöyle: Sayın Metiner'in cenazesi vardı, ayrıldı.
BAŞKAN - Ha, tamam, sizinki sonrasında oldu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - İki cezaevi vardı, onlar bir cezaevine gitti, ben ikinci cezaevine gitmek istedim. Ayrıca, o cezaevini beraber gezdik arkadaşlarla, Atila Kaya ve Burcu Çelik'le, daha önce diğer arkadaşların gittiği, benim görmediğim cezaevine gitmek istedim, rica ettim, Burcu Çelik ve Atila Kaya'dan. Onlar da -sağ olsunlar- "Biz istiyoruz Komisyon olarak -hem Burcu Çelik hem Atila Kaya- tek başına girsin, Veli Bey girsin, biz ayrılalım." dediler, cezaevi müdürü ısrarla yok dedi. "Ya, bak, komisyonun rızası var." dedim, "Yok, onlar gelmezse olmaz." dedi, onları ikna ettik, beraber girdik içeriye.
BAŞKAN - Ama sorun şu: Nasıl ortak rapor yazılacak bu durumda?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Anlatıyorum işte ben. Bakın, orada diyor ki: Komisyonun onayıyla tek başına da girebilir. Onları ikna ettim ben, hem Burcu Hanım'ı hem Atila Bey'i ikna ettim, cezaevine gittik biz beraber. Onların uçağı erken, ben Tekirdağ'da kalacaktım, beraber oraya girdik. O cezaevi müdürü girdiğimiz her koğuşa girmeye çalıştı, bizi engellemeye çalıştı, girmememiz için oldukça mücadele etti, bunu söylüyorum ben.
Şimdi, bir de bu Komisyonun çalışma şekliyle, cezaevleriyle ilgili bir iki şey söylemek istiyorum. Şimdi, değerli arkadaşlar, İnsan Hakları Komisyonu kanunu geldiği hafta bu, Tekirdağ Cezaevi ve Bakırköy Cezaevi ziyaretleri yapıldı, İnsan Hakları Komisyonunun kanunu geliyor biz cezaevi ziyareti yapıyoruz. Bu doğru değil yani orada bizim kanunumuz konuşuluyor ve bakın, yine, bizim hiç haberimiz olmuyor. Daha önce Ayşe Türkmenoğlu'nun Başkan olduğu dönemde -siz de şahitsiniz- hangi cezaevine gideceksek beraber karar alıyorduk, hangi tarihte gideceksek hepimizin uygunluğuna göre karar alıyorduk, öyle gidiyorduk. Bakırköy Cezaevine karar veriliyor, bizim alınan karardan haberimiz yok, bize sorulmuyor hangi gün gideceğimiz veya Tekirdağ Cezaevine gideceğimiz bize sorulmuyor. O gün hatırlarsanız, size de söyledim ben, bu Komisyonun kanunu konuşuluyor, biz cezaevi inceliyoruz; bu doğru değil, bizim kanun konuşulurken.
Bakın, geçtiğimiz günlerde bir İspanya ziyareti gündeme geldi.
BAŞKAN - Şimdi şunu bir bitirelim de ondan sonra yine...
MEHMET METİNER (İstanbul) - İspanya meselesini de konuşmamız lazım.
BAŞKAN - Bence tartışmayı boşu boşuna uzatmayalım, ne İspanya ne diğer konu...
VELİ AĞBABA (Malatya) - O zaman, isim vermeyeyim, İspanya meselesinden madem alınıyorsunuz, şöyle söyleyeyim...
BAŞKAN - Yok, alınmıyorum, niye alınayım?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Bazı arkadaşlarımız alınıyor.
MEHMET METİNER (İstanbul) - Konuşacağız bunu.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Şöyle söyleyeyim o zaman: Arkadaşlar, Cezaevi Komisyonu üyeleri sizin gibi milletvekili, onlar da milletvekili; e, şimdi, beyefendi karar veriyor, "Hadi gidelim." Şimdi, onun programı var mı, yok mu; uygun mu, değil mi? Bunlar doğru çalışma şekli değil, eğer bu Komisyon sağlıklı işleyecekse bunu hep beraber konuşmamız gerekiyor. Bakın, ben yapıcı bir eleştiri yapmaya çalışıyorum. Bu Komisyon doğru çalışacaksa, hep beraber çalışacaksak bunu söylememiz gerekiyor.
JÜLİDE SARIEROĞLU (Ankara) - Alt komisyon toplantılarına düzenli olarak katılıyor musunuz?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Katılıyorum evet, düzenli olarak katılıyorum alt komisyon toplantılarına. Gelemesem de arkadaşlarımdan rica ediyorum, gitmelerini rica ediyorum, gelmeye çalışıyorum toplantılara.
Şimdi, raporla ilgili birkaç şey söyleyeyim: Tabii, cezaevlerindeki uygulamalar cezaevinden cezaevine göre değişiyor, bu da biraz orada keyfiyetin esas olmasından kaynaklanıyor. Birçok cezaevinde olduğu gibi bu cezaevinde de muhalif kanallar... Muhalif demeyelim de...
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - De, de, "muhalif" de.
VELİ AĞBABA (Malatya) - Muhalif diyeyim, peki.
...bazı kanalların izlenmediği anlaşılıyor, istenildiği hâlde izlenilmediği anlaşılıyor, izin verilmiyor. Ne kadar böyle, hiç ismini duymadığımız televizyon kanalları var ama örneğin, Halk TV'nin yayını yok cezaevlerinde.
Ayrıca, orada ilginç birkaç şeye rastladık. Che Guevara'nın terörist olması nedeniyle karakalemle çizilen resminin duvardan indirildiği, sonra, terörist olup olmamasıyla ilgili bir soruşturma açıldığını gördük. Yine, cezaevlerinde IŞİD'i eleştirmenin yasak olduğu, halkı paniğe sevk etmek olduğu iddiasıyla mektupların verilmediğini söyledi mahkûmlar. İlginç bir şey var: Mesud Barzani'nin eleştirildiği bir mektubun devlet büyüğünü eleştirmesi nedeniyle ilgili cümlelerin karalandığı bize ifade edildi. Yine, maalesef, Hükûmete yönelik hiçbir eleştiriye, mektup da yazsa, örneğin, "Hükûmetin yapmış olduğu bu uygulama yanlıştır." dese o mektubun karalandığını ifade etti bize mahkûmlar.
Birçok cezaevinde olduğu gibi, aslında, İnsan Hakları Komisyonunun çok dikkatle incelemesi gereken bir konu var. Bu çıplak arama meselesini İnsan Hakları Komisyonunun çözmesi gerekiyor. Özellikle, ince arama dediğimiz çıplak arama, eğer mahkûmlar çok ısrarla reddediyorsa uygulanmıyor ama mahkûmların sesi çıkmıyorsa bu çıplak arama yapılıyor. Bunun da nedeninin organlarında esrar, eroin veya uyuşturucu taşıyabilme riskinden dolayı olduğu söyleniyor. İşte, üç kez çömeltiyorlar, öksürtüyorlar falan, bu uygulama insanlık dışı bir uygulama. Her ne suç işlemiş olursa olsun uygulamanın mutlaka İnsan Hakları Komisyonu tarafından çözülmesi gerektiğini ben düşünüyorum, dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca, çok ilginç yasaklar var, bu yasakların da Cezaevi Komisyonu tarafından çok dikkatle... Örneğin, karakalem serbest, kırmızı kalem yasak, yeşil kalem yasak; niye yasak? Bunun anlaşılır bir gerekçesi...
NURETTİN YAŞAR (Malatya) - Sarı kalem de yasaksa bundan bir anlam çıkarabiliriz. Sarı kalem var mı yasaklar arasında?
VELİ AĞBABA (Malatya) - Sarıyı sormadım, bilmiyorum.
Tabii, cezaevindeki koşullar Türkiye'deki koşullarla benzer. 7 Hazirandan önce -tırnak içerisinde- "barış görüşmeleri" sürerken cezaevindeki mahkûmlara bakış ile 7 Hazirandan sonraki bakış çok farklı, Hükûmetin bakışıyla bire bir örtüştüğünü söylemek mümkün. Daha önce şefkatle yaklaşılanlara şimdi daha farklı yaklaşıldığını söylemek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.