ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Mart ayı içerisinde cezayla ilgili bir paketimiz gelecek inşallah. Ama eğer bu maddelerle ilgili bir değişiklik ihtiyacı varsa -burada Ceza Kanunu'nda var- biz burada bunu ele alabiliriz, yapabiliriz. Ama bizim görüşümüz de burada şu: Bu zaten erteleme kapsamı dışında, bir yıldan üç yıla kadar bir ceza var. İkincisi: Nitelikli veri olursa yarı oranında artırma öngörülüyor. Üçüncüsü de: "Kabahatler" diye başlayan 18'inci maddede çok ciddi idari para cezaları, yaptırımları da var. Esasında, bütün bunları beraber değerlendirmek lazım. Bir de bu veri sorumlusu cezayı alacak. Şimdi, böyle bir yaptırımla karşılaşsa kimse veri sorumlusu olmak istemeyebilir. Tabii, bu, sadece kamuyu ilgilendirmiyor ayrıca özel sektörü de ilgilendirecek. Sadece Türk vatandaşlarını ilgilendirmiyor, Türkiye'de bulunan yabancıları da, pek çok kişiyi de bu kapsayacak. O zaman, bu "kişisel veriler" konusu el dokunulamaz bir noktaya gelebilir. Yani bu konuda veri sorumlusu, kimse, olmak istemeyebilir. Ben cezaları makul tutmanın, eğer gerekiyorsa bu idari yaptırımlar üzerinde durmanın daha önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü makulün dışına çıktığımızda bence daha büyük sorunlara yol açabilir. 135'te zaten bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Eğer orada bir şey varsa biraz alt sınırdan sapabilir, yukarı çıkabilir ama mesela idari yaptırımlara daha çok ağırlık vermek sanki daha şey...

BAŞKAN - Şimdi, onun dışında Sayın Bakanım, burada şey var, arkadaşların verdiği önergede de zaten "kurul üyesi ve çalışanları" diyor. Böyle bir suçu işlerse bunlar otomatik olarak zaten işten de atılırlar. Bu cezanın alt sınırı olsa.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - O ayrı, ayrı. Bir de 30'uncu, ileriki...

BAŞKAN - Çünkü onlar "devlet memuru" gibi değerlendiriliyor.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, 30'uncu maddede de cezalarla ilgili ayrı düzenlemeler var, orayla buranın beraber değerlendirilmesinde de fayda var. Biz cezaların makul olduğunu düşünüyoruz.