| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğünün (TPAO) 2013 ve 2014 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 28 .04.2016 |
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Önce, Genel Müdüre bir hayırlı olsun diyeyim Genel Müdür olduğu için. Alaylı bir Genel Müdür yani kurumun en dibinden başlayıp bugün Genel Müdürlük makamına gelmiş, umarım her şey düşündüğü gibi olur. Bir de teşekkür etmek istiyorum. İlk defa bir kamu kuruluşu ilk defa net bir şekilde kendilerini burada ifade etti, olduğu pozisyonu ifade etti.
Evet, son beş yıldır TPAO'yu ben KİT'te görüşüyordum ama başarı hikâyeleri yazılıyordu, aslında bir başarı hikâyesi yoktu. Sanki Genel Müdür kuruma yeni başlamış, dışarıdan bunları görmüş, bu eksiklikleri hissetmiş, bir strateji belirlemiş ve bu stratejiye uygun da -belki bir kısmını bize gösterdiler, umarım yıllık bazda da bunların gerçekleşme planları vardır, projeksiyonları vardır- bir hedef koymuş kendine ama bilin ki şunu söylemek istiyorum aslında: Yapılması gereken buydu aslında daha önce gelen kurumlarda da ama maalesef, bize hep başarı hikâyesi anlatma çabası içerisine giriyorlar. Aslında, TPAO'da bir başarı hikâyesi yok arkadaşlar gördüğünüz gibi. Genel Müdür gayet iyi tespit etmiş bunları, madde madde tek tek girmeyeceğim, notlarımı da aldım. Umarım, gelecek yıl bunların bir kısmının gerçekleştirdiğinizi bize yüzdesel olarak da burada ifade edersiniz ve bunun üzerinde gideriz. Böylece de doğru bir denetim yapma görevini de yerine getirmiş oluruz. Çok güzel bir şey söyledi, bir çark gösterdi bize orada: "Normalde bizim gibi ülkeler yüzde 8 civarında gayrisafi millî hasıladan pay olmak zorunda ve bu işleri böyle organize etmek zorunda." Ki öyle yaptıklarını da gösterdi bize. Maalesef, son yıllarda, son on yılda, son yirmi yılda -sadece son on dört yıl dersem alınırsınız- bu tespitler yapılmamış. Belki yapılmış yerine konmamış ama bunları da böyle reel bir şekilde, objektif bir şekilde değerlendirebilirsek işte burada başarıyı yakalama şansımız olur, realite budur. Gelip buraya demedi ki "Biz her şeyi doğru yapıyoruz, bize bu AKP iktidarları döneminde şu kadar kaynak aktarıldı, biz bu kaynakları doğru kullandık." Bakın, 2002'de, şimdi sorsam, yine yüzde 10 Türkiye'deki ihtiyacı karşılama oranı veya yüzde 8, yüzde 9, bugün yine yüzde 8, yüzde9, yüzde 10'lardayız. Değişen bir şey yok. Onun için, hedefi doğru koymak lazım. O hedef doğrultusunda da ihtiyaç olan finansmanı da sağlamak lazım.
İkinci şey Sayın Başkan: Şimdi, TPAO, yine "Alt komisyonda biz çok konuştuk." diyebilir ama bunun çok önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Alt komisyonun görevi üst komisyonun görevini ifa etmek değil gittikleri yerlerde. Yine, 2013-2014'e ilişkin bir öneri gelmemiş yukarı. Yani, bu genel görüşte belirtiriz mantığı değil. Eğer bu böyle devam edecekse ben, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Fonların Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 5'inci maddesini okuyayım: "Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu Başkanı -sizi kastediyor burada- Komisyonun tasvibini almak suretiyle kamu iktisadi teşebbüslerinin durumunu incelemek üzere raportörler seçebilir ve alt komisyonlar kurabilir." Biz de bunu alt komisyonları yani işimizi biraz kolaylaştırsın diye alt komisyonlar kuruyoruz yoksa kurumu burada görüşmeyelim diye alt komisyon kurmuyoruz. Şimdi, böyle bir madde var. Ben eğer bu şekilde devam edecekse -partim adına söylüyorum- alt komisyona eleman vermeyeceğiz bundan sonra çünkü hiçbir anlamı yok, hiçbir esprisi yok. Eğer alt komisyondan bize, burada görüşülmek üzere TPAO gibi bir kurumdan, TKİ'den, TTK'dan ve çok önemli kurumlardan, TRT'den bir öneri gelmiyorsa görüşecek, öneri değer yer bulmuyorsa o kurumda bir şey yapılmamış demektir, o kurumu hakikaten iflas etmiş demektir. Eğer üst komisyona bir öneri gelmiyorsa ve o kurumu görüşmek... Ben şimdi size, çok hızlı, 5-6 tane önerinin burada görüşülmesi gerektiğini, belki Genel Müdürün bu kadar heyecanlı anlatımı karşısında destek olmamız gerektiğini söyleyebilirim ama bunların hiçbirini yapamıyoruz ki burada, öneri gelmiyor. Yani, biz kuruma bir destek vereceksek, onun personel politikalarında ihtiyacı olan teknik eleman desteğini buradan bir tavsiyeye dönüştüreceksek bunu yapamıyoruz arkadaşlar. Yani, bir an evvel bitsin, gidelim. Hayır, böyle kabul etmiyorum ben bunu, çok da samimi söylüyorum. Eğer bu şekilde yapılacaksa gelecek dönem biz alt komisyona üye vermeyeceğiz. Siz nasıl takdir ederseniz edin, nasılsa buraya boş geliyor. Çünkü, şöyle bir şey oluyor arkadaşlar: Bizim adımıza Sayıştay denetim yapıyor, doğru mu? Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Sayıştay denetim yapıyor, ham raporlar bize gelmiyor. Ne geliyor? Değerlendirme Kurulunun raporları geliyor. Ondan sonrakini de siyasallaştırmamak için söylemiyorum, arada bir denetimlere de tabi tutuluyor. Sonra, alt komisyonlarımıza gidiyor. İktidar partisinin çoğunluk oylarıyla alt komisyonda da bir sansürleme, bir ötekileştirme ya da işlevsizleştirme hâline getiriliyor bu denetim raporları. E, biz burada niye ter döküyoruz, çalışıyoruz? Bir şeyler de biz söyleyelim istiyoruz, hep negatif tarafından bakmıyoruz ki olayın. Bir tarafından da biz şeylere katkı sunabilir miyiz... Bakın, burada bu kadar arkadaşız, her birimiz ayrı meslek gruplarından gelen insanlarız. Belki, göremedikleri bir şeyi söyleyeceğiz burada ve gerçekten o kuruma faydalı olacak. Yani, böyle bir tartışma ortamını, böyle bir denetleme ortamını yaratmamız lazım burada.
BAŞKAN - Sayın Akar, 26'ncı Dönem'in hem ilk yasam yılını hem ilk denetim yılını yaşıyoruz. Bu dönemki tecrübelerimiz önümüzdeki denetim yılına da ışık tutacaktır, bunda tereddüdünüz olmasın.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Umarım.
BAŞKAN - Çok verimli bir denetim yılı geçiriyoruz. Önümüzdeki dönem bu yıl yaşadıklarımızdan yola çıkarak tecrübelerimizle daha da verimli denetimler yapacağımızı ümit ediyorum, hassasiyetinizi de paylaşıyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Umarım Sayın Başkan.
Teşekkür ediyorum.