KOMİSYON KONUŞMASI

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkan, Komisyonumuzun saygın üyeleri; sadece bir hususla ilgili bilgilendirme yapmak için söz aldım. Değerli Hocamızın görüşlerinden istifade ettik, zaten o eleştirilerin büyük bir kısmı tasarının içinde karşılanıyor, maddeleri incelediğinde görecek, bazılarını da önergelerle değişiklikler olacak.

Bu kota konusunda bir örnek vermek istiyorum, elimde rakamlar var. Bazı bilirkişilere bir yılda giden dosya sayısı yani en çok giden kişiye senede 3.797 dosya gitmiş, birincisine.

BAŞKAN - Bir kişiye...

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - İkinci kişi, -bunlar çok şanslı kişiler- 3.604 dosya gitmiş, üçüncü kişiye 2.903 dosya gitmiş, dördüncü bilirkişiye 2.213 dosya gitmiş. Yani Komisyon elini vicdanına koysun, bunlar bu dosyada bilirkişilik mi yapmışlar, imza mı atmışlar? Çok açık yani bütün günlerini buraya hasretse dahi bu kişilerin isimleri burada var, vermeyeceğim yanlış olur diye...

BAŞKAN - Tabii canım.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bunlar bu dosyayı görmeden, hiç okumadan yanındakilere, başkalarına okutarak imzayı atıyorlar, gönderiyorlar. Onun için buradaki kota meselesi makul olan bir sayı, bir bilirkişi yani her şeyi dolu olsa senede kaç dosya bakabilir? Tabii, bir de dosyaların niteliğine göre, her konu için ayrı bir şey olacak yoksa basit konular, öbürleri değil, bunları yaparken bu yaşanan tecrübelerden istifadeyle bir şey konacak ama şu anda çok ciddi rakamlar var bizim elimizde yani bakayım buradaki ile yani 2014 yılında, 2015 yılında mesela 21 kişi var binden fazla dosya kendilerine bilirkişi olarak tevdi edilen.

BAŞKAN - İstanbul mu, Ankara mı Bakanım?

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yani yerlerini söylemeyeyim.

BAŞKAN - Anladım.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yani bu var, onun için burada çok kötü bir kötüye kullanılış var, suistimal var, bunların önüne geçmek ve dosyaların gerçekten yeteri kadar zaman ayrılarak incelenmesini, bizzat bilirkişi tarafından incelenmesini, altında imzası olanın görüşünü yansıtması, teknik bilgisini yansıtması bakımından buna kaçınılmaz bir şekilde ihtiyaç var. Yani bunu yoksa çok küçük sayılar değil ama makul, doğru olan bir standart koyacağız, hangi konuda ne kadar olur, bunu tabii ki bir uzmanlık çalışması gerektiriyor, o yüzden kanun yetki alıyor, o çalışmalar sonucunda bunlar belirlenecektir ve zaten Türkiye kamuoyuna da ilan edilecektir, herkes tarafından bilinecek, aleni işler olacaktır.

Teşekkür ediyorum, diğer sorulara daha sonra cevap veririm.

BAŞKAN - Çok sağ olun, teşekkürler.

O verilerde Bakanım, iç analiz yapmak lazım, acaba, mesela bazen 15 bin, 16 bin seri dava oluyor, tip dava diyoruz ona, biz zaten Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nda da düzenledik, öyle bir şey olmasın, genel müdürümüz ona baksın ama bir kişi gerçekten bin dosyaya iki bin dosyaya bakıyorsa artık bu suistimal falan değil daha fahiş bir aykırılık.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Yani hepsi mahkemeye gitmiyor ki bu dosyaların, hepsi bir mahkemeye...

MURAT GÖKTÜRK (Nevşehir) - Tip dava da olsa zaten her davanın kendine ait özellikleri var.

BAŞKAN - Hayır, yok, yok, tip.

Bir defa bin dosya, iki bin dosya mantığa uygun değil. Tamam yani madde gelince konuşuruz, bu hastalığı kesinlikle çözmek lazım.

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Biz şimdi, şu anda geneli üzerinde vereceğim.

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sayın Başkan, öncelikle Ramazan Hocama özellikle bir hoş geldiniz diyeyim. Hocam, 1981 girişli Ankara hukuk...

BAŞKAN - 1981 daha yeni Hocam.

PROF. DR. RAMAZAN ARSLAN - Ben de Değerli Başkan ve hanımefendiyi sizi tam çıkaramadığımı ama görmek istediğimi söylemiştim.

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Sağ olun.

Şimdi, işte Sayın Başkanım, sadece bununla sınırlı değil gündem. Şimdi, 3'üncü maddede...

BAŞKAN - Bir dakika, bir dakika Mehmetçiğim, tutanağa geçsin.

Yani şimdi, şöyle, arkadaşlar, geneli üzerindeki müzakereye geçeceğiz, ilk sözü sana vereyim o zaman.

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Hayır, hayır, geneli üzerinde değil sadece Ramazan Hocamın işaret ettiği bir konu geçti, soru soracağım sadece.

BAŞKAN - Hocamı yormayalım, Hocam geldi bak, gelmesi gerçekten...

Buyurun.

PROF. DR. RAMAZAN ARSLAN - Başkanım, ben görevi böyle anladım, tasarıyı ve gerekçesini okuyun, diyeceğiniz varsa söyleyin...

BAŞKAN - Yok, o değil, bizi aydınlatın dedim Hocam. Yok, yok, "görev" değil Hocam.

Mehmet Bey, buyurun.

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Evet, Sevgili Hocam, bu 3'üncü maddede "Bilirkişi kendisine tevdi olunan görevi başkasına devredemez, kısmen veya tamamen." Bu tüzel kişilik bilirkişiliğinde nasıl çözülecek bu iş, mesela muhatap tüzel kişi, orada nasıl çözülecek o?

İki: Bu Bakanımın da işaret ettiği bu yığılmaların, tüzel kişilik anlamında yığılmasının önüne nasıl geçeceğiz, onlar konusunda bir aydınlanmak istiyorum.

BAŞKAN - Hoca uyardı, biz düşüneceğiz.

Evet, Hocam, buyurun.

PROF. DR. RAMAZAN ARSLAN - Benim eğer söylemem gerekiyorsa düşüncemi söyleyeyim ama...

BAŞKAN - Söyleyin, buyurun Hocam, tabii, tabii.

PROF. DR. RAMAZAN ARSLAN - Sorun olarak dile getirdim. Tabii, tüzel kişi olması, eğer tüzel kişinin de bilirkişi olabileceği kabul edilir kanunlaşırsa o zaman tüzel kişi adına kimin raporu imzalayacağı veya orada görevlendirilenlerin hangilerinin tüzel kişilik tarafından, hangisinin doğrudan hâkim tarafından seçileceği elbette düzenlemeye tabi olması gereken bir husus. Yoksa bilirkişiliğe yollanırsa onları kim hazırladı da kimler imzaladı, Sayın Bakanım, herhâlde bu dikkate alınacaktır.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Bilgi arz edelim.

PROF. DR. RAMAZAN ARSLAN - Evet, ikinci konu neydi Mehmet Bey?

MEHMET GÖKDAĞ (Gaziantep) - Yığılma...

PROF. DR. RAMAZAN ARSLAN - "Yığılma", yığılmayı tabii ben bu tasarı buna izin veriyor değil, aksine bir disiplin getiriyor ama onun da bir şeyi olmalı ölçüsü olmalı düşüncesiyle dile getirdim ve sanıyorum aynı şeyi Sayın Bakanım da...

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Sayın Başkanım, şimdi, tüzel kişilerin bilirkişilik yapması şu anda hukukumuzda var, fiilen uygulanıyor.

BAŞKAN - Var, var, efendim.

ADALET BAKANI BEKİR BOZDAĞ (Yozgat) - Elimde İstanbul'da bilirkişilik yapanların listesi var, şu anda İstanbul'da 17 tüzel kişi bilirkişilik yapıyor yani hukukumuzda yeni gelen bir şey değil, esasında bu alan disipline ediliyor bu tasarıyla beraber.

Kota konusu tüzel kişilere de aynen uygulanacaktır yani gerçek kişilere nasıl olacaksa onlarla ilgili de ayrı bir belirlemeyi yapacaktır. Tüzel kişilerin bilirkişi olduğu dosyalarda şu anda bizim Adli Tıp Kurumumuz diyelim bilirkişilik yapıyor. Adli Tıp Kurumuna gidiyor, Adli Tıp Kurumunun ismi oluyor, -Başkanı da burada- işte şeyi de oluyor ama altında kimin imzası oluyor? O bilirkişi raporunu düzenleyen uzmanların imzası oluyor. Tabii, tüzel kişiliğin sorumluluğu var, uzmanların da ayrı bir sorumluluğu olacak orada, burada da tüzel kişilik adına bilirkişilik raporunu orada tanzim edenler onlar da bilirkişilik listesine kayıtlı olacaklar, listede olacaklar ve onlar rapor hazırladığı için onlar sorumlu olacaklardır.