KOMİSYON KONUŞMASI

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; belki en önemli, üzerinde durulması gereken madde bu. 2'nci madde çok önemliydi ama dün öyle ya da böyle geçti.

Şimdi, birinci sorunumuz şu, bir soruyla başlamak istiyorum: Bilirkişilik daire başkanlığı... Tabii ki bizim, parti olarak bu konudaki arzumuz özerk bir yapının oluşması yani çünkü çok fonksiyonel, asıl bilirkişilik konusunda temel karar verici makamın bağımsız olması, özerk olması bizim tercihimizdir ama böyle bir düşünce oluşmamış, Bakanlık bünyesinde bir daire başkanlığı teşkil edilmiş. Bir soruyla başlamak istiyorum bu konuda: 2'nci fıkranın (d) bendinde: "...eğitim verecek eğitim ve öğretim kurumları..." Şimdi, bundan ne anlayacağız? Bu eğitimi Bakanlık, belli bir anlaşma çerçevesinde, kamu kurumlarından yararlanarak mı verecek yoksa bilirkişiler gidip özel kurslarda, para karşılığı bir eğitim mi alacaklar? Burası son derece müphem. Yani...

BAŞKAN - Onu cevaplandırsın yani en azından ileride yorumlayarak...

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - İsterseniz sorayım hepsini, bitireyim. Olur ama devam edeyim.

BAŞKAN - Evet, bitirin, tamam.

Not alalım da Ekrem Bey.

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Birinci nokta bu yani şimdi şöyle bir şey var: Anadolu'nun ücra bir köşesinde ayda, yılda bir bilirkişilik yapan -diyelim ki polis memuru bir arkadaş- şimdi, gidip il merkezinde para karşılığında bir kurstan mı geçecek? Bu kursun mahiyeti ne olacak, kaç gün olacak, kaç saat olacak, ücret düzeyi ne olacak? Bunların tamamı belirsiz, birincisi bu.

İkinci bir nokta: Dün Sayın Bakan ifade etti, biz de ondan yanayız, gerçekten en azından bu azami dosya sayısında bir belirleme yapmakta da yarar var. Fakat burada da bir sorun var: Şimdi, asıl bu yasada, bu maddede, 2'nci maddeden sonra daha belirgin olarak ortaya çıkan özel hukuk tüzel kişiliğinin bilirkişiliği müessesesi var. Şimdi, bu noktada sayıyı belirlerken o tüzel kişiliğe bir sayı mı izafe edilecek yoksa çalışanlara mı? Şimdi, orada, tutarım ben o zaman, bir şirket kurarım; 10-100 adam alırım bünyeme. Bu sayıyı tüzel kişiliğe göre mi belirleyeceğiz yoksa gerçek kişiye dayalı mı belirleyeceğiz? Şimdi, eğer bu konuda bir tespit yapmazsak bilirkişilik şirketleşir, bilirkişilik yeni bir sektör hâline dönüşür. Bu konudaki yaklaşımı da ben Bakanlık yetkililerinden öğrenmek istiyorum.

Bir üçüncü nokta, alanlarındaki -Bedia Hanım söyledi onu- uzmanlıkları ve bilimsel yeterlilikleri dikkate alınarak listeye dâhil olamayacaklar belirlenecek. Kim belirleyecek? Bunu Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü bünyesindeki bir daire başkanı arkadaş belirleyecek. Yani, iki tane profesörden birini yetersiz görebilecek. Bunun bir kıstası olması lazım. "Üniversitelerde akademik anlamda şöyle şöyle şunu yapmış, şu derecede uzman, şöyle tezlerden yararlanan..." diye bir şey oluşması lazım. En azından bununla ilgili bir yönetmelik oluşsun. Yani, yasaya böyle bir madde eklensin.

BAŞKAN - "Kriterler eklensin." diyorsunuz.

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Kriterler nasıl belirlenecek? Şimdi, o zaman daire başkanının keyfinde olacak, diyecek ki: "Ben seni bu listeye almıyorum kardeşim, seni yetersiz görüyorum." Kim diyecek bunu? Bir daire başkanı arkadaş diyecek. Ama bunu belli kriterlere bağlayacak bir yönetmelik hazırlanabilirse... "Üniversite mezunu olacak, yüksek lisans yapmış olacak, şu şu şu eğitimleri görmüş olacak; bunları ben doğrudan alabilirim." gibi ya da şu ana kadarki çalışma sistemiyle "Sayıştayda daire başkanlığı yapmış, Yargıtayda daire başkanlığı yapmış, vesaire." gibi...

Bir diğer konu, mesela "Özel hukuk tüzel kişilerinin bilirkişilik faaliyetinde bulunmalarına izin vermek, izinlerini iptal etmek." Şimdi, bu tip kurulan şirketler... Bu bir şirket yani şirketler kurulacak.

BAŞKAN - Dernek de olabilir, kooperatif de olabilir, engeli yok.

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Yani, bunları nasıl şey yapacaksınız? Yani, bu tercihi tamamıyla şeye bırakmanın doğru olmadığını düşünüyorum.

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Önerge var, o değişecek.

BAŞKAN - Öyle mi, bilemiyoruz tabii.

ÖMER SÜHA ALDAN (Muğla) - Şimdi, geliyorum şey konusuna. Şimdi, yine 6'ncı maddenin (o) bendinde... Yine, demin bir söz söyledim, biraz yadırgadınız belki ama şimdi, basit, 4'üncü maddede üst kurulu oluşturuyorsunuz, üst kurul kaç kişiyle toplanır yazmıyorsunuz. Aldığı kararlar nasıl alınır, hangi oylamayla alınır hiçbir şey, kayıt konmamış. Yani, benim demek istediğim o laftaki amacım bu.

Şimdi, burada hem 5'inci maddede üst kurula birtakım görevler veriliyor ama 6'ncı maddenin (o) bendinde deniliyor ki: "Bilirkişilikle ilgili uygulamaları izlemek, sorunları tespit etmek ve sorunlara çözüm önerileri geliştirmek." Şimdi, zaten bu üst kurulun görevi, 5'inci maddede zaten yazılmıştı. Daire başkanlığına bir daha bu görevi vermenin bir anlamı var mı? Bence bir anlamı yok.

Sonra, (m) bendi: "Görev alanına giren konularda bilim komisyonları ve çalıştırma grupları oluşturmak." E, o zaman üst kurulun ne anlamı kaldı yani Danışma Kurulunun. Danışma Kurulu zaten bunları yapmakla mükellef.

Dolayısıyla, özet olarak bir daha üstünden geçeyim: 6'ncı maddeyle ilgili olarak;