| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Bilirkişilik Kanunu Tasarısı (1/687) (Alt Komisyon metni) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 02 .06.2016 |
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Değerli Başkan, değerli Bakanlık temsilcileri, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de değerli Necati arkadaşımızın ifadelerine tarihe not düşmek anlamında bir kez daha dikkat çekici şeyleri vurgulamak istiyorum.
Birincisi, bir defa, şu anda, yargı üzerinde güvenin çok alt düzeylere indiği bir Türkiye gerçeğiyle karşı karşıyayız. Gerçekten Yargıtay başkanlarının Anayasa'da ifade edilen Cumhurbaşkanını devlet başkanı olarak andığı ve bir paragraf içerisinde birkaç defa bunu vurguladığı anayasal hükümleri askıya aldığı bir süreci, yargısal süreçleri yaşıyoruz.
Şimdi, burada, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun yapısı, Anayasa Mahkemesinin kararlarına karşı getirilen eleştiriler ve yargıya açık bir şekilde verilen talimatlar Türkiye'de yargıya olan güveni günümüzde ciddi ölçüde sarstığını, bunu ölçmek için Adalet Bakanlığının aslında gereken kamuoyu çalışmalarını yapması gerektiğini de ifade ediyoruz.
Şimdi, burada, az önce ifade edilen bir Bilirkişilik Danışma Kurulunu tartıştık, Bilirkişilik Danışma Kurulunun görevlerini gördük ve şimdi de Bilirkişilik Daire Başkanlığıyla verilen görevlerin bilirkişilik müessesinde tamamen siyasi iktidarın, dolayısıyla Adalet Bakanlığının tamamen denetimde, etkisinde bir kurum, bilirkişilik kurumu oluşturmaya çalışıyor. Şimdi, düşünebiliyor musunuz, bir idari dava açtı vatandaş Adalet Bakanlığına ya da Millî Eğitim Bakanlığına karşı, haksızlığa uğrayan ya da öyle olduğunu düşünen bir memur arkadaşımız hak aramakla ilgili bir dava açtı. Adalet Bakanlığının tamamen denetiminde, verdiği kararlarla kendini bağlı hisseden bir bilirkişinin devlete karşı olabilecek bir raporu düzenlemesi o bilirkişi için ne kadar bağımsız ve kafasındaki adalet duygusuyla bir rapor oluşturabilecek, birincisi bu.
Daha büyük davalar da olabilir, Danıştaya açılan davalar olabilir. Mesela, bizim açtığımız bir dava var. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu düşündüğümüz, Millî Eğitim Bakanlığında, ilköğretim kurumlarında kılık kıyafet yönetmeliği iptaliyle ilgili bir dava açtık, bununla ilgili Türk Tabipleri Birliğinden rapor istedik ama böyle bir rapor verebilecek bu doktor ya da Türk Tabipleri Birliği eğer Bakanlığın etkisinde, baskısında olursa böyle bir bağımsız rapor verebilir mi?
Şu anda, aynı şekilde, hâkimlerimiz ve savcılarımızla ilgili soruşturma açılması talimatını Adalet Bakanlığı veriyor. Şu anda savcılarımız ve hâkimlerimiz şu hâliyle bile kendilerini baskı altında hissediyor. Bunu biz yaptığımız birçok görüşmelerde görüyoruz. Hâkimlerin ve savcıların bile Adalet Bakanlığının etkisi ve baskısının olduğu bir süreçte bilirkişileri de biz buraya sokarsak eğer... Kaldı ki, bizim hâkimlerimiz ve savcılarımızla ilgili idari soruşturmanın kesinlikle Bakanlıktan alınıp tamamen HSYK bünyesine verilmesi gerekiyor, bunu yapmamız gerekiyor ancak bakıyoruz şu anda bilirkişilik müessesesiyle tam olarak bilirkişilerin üzerinde de tamamen siyasi iktidarın etkisinde, baskısında bir kurum oluşturuluyor. Bunun derhâl değiştirilmesi gerekir.
İkincisi, yani, bu 6'ncı maddeyi mutlak anlamda revize etmemiz gerekir. Burada bilirkişinin kimin olacağına Adalet Bakanlığındaki daire başkanı değil; Tabipler Birliği karar vermelidir, üniversiteler karar vermelidir onların niteliklerine göre, Ziraat Mühendisleri Odası karar vermelidir, Türkiye Mimarlar ve Mühendisler Odası karar vermelidir. O bilirkişinin niteliğine, yeterliliğine Adalet Bakanlığındaki daire başkanı değil arkadaşlar... Bakın, bu çok önemli bir konudur. Gerçekten de yarın başımıza Türkiye'nin bilirkişilik müessesine güven parası olan için adalet hâline gelecektir. Özel hukuk tüzel kişisine parayı bastıran istediği raporu çıkaracaktır. Bunu mutlaka değiştirmemiz lazım. Biz şu andaki hâliyle bile yargıya olan güvenin Türkiye'de önemli ölçüde tartışıldığı bir süreci yaşıyoruz. Bir de bilirkişilikle tamamen Bakanlığın denetiminde -Ömer Bey'in vurguladığı- özel hukuk tüzel kişileriyle şirketler kurulacak, büyük paraların döndüğü, istenen raporların, kişiye özel raporların düzenlendiği bir sürece gidiyoruz Sayın Başkan. Bunu da ben tarihe not düşmek adına arkadaşlarımla... Lütfen, bu konuda Bakanlığımızın... Tabii, devlette devamlılık esastır. Bugün Adalet Bakanlığını arkadaşlarımız temsil ediyor, yarın başkaları ama hukukun evrensel ilkeleri doğrultusunda bir yapı oluşturmamız gerekiyor. Aradığımız şey adalettir, aradığımız şey gerçeğin kendisidir. Bunu da, gerçeği de ancak bağımsız, tarafsız, bilimsel olarak görüşlerini ifade etme cesaretini gösterecek değil, ona o rahatlığı sağlayacak, ona o özgürlüğü sağlayacak bir yasal düzenleme yapmak gerekiyor.
Teşekkür ederim.