KOMİSYON KONUŞMASI

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, bu konuda, biraz önceki açıklamalarımın devamı şeklinde, Türk Silahlı Kuvvetleri çok kesin çizgileri olan, hiyerarşik yapısı olan bir örgüt olarak değerlendirilmeli. Dolayısıyla, tutuklu olduğu için hakkında soruşturma ve yargılama olduğu için birçok asker sınavlara girememiştir, terfi haklarını kullanamamıştır. Şahsım da son üç yıl yine tutuklu olmam nedeniyle Yüksek Askerî Şûraya girip terfi hakkımı kullanamayan mağdurlardan biriyim. Dolayısıyla, bu mağduriyetlerin bir an önce giderilmesi, başta Komisyonumuzun ve tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin vicdan borcudur diye değerlendiriyorum.

DURSUN ÇİÇEK (İstanbul) - Sayın Başkanım, bu davalar, özellikle Balyoz davası, tabii, üst rütbeli subayların yoğun olarak mağdur edildiği bir dava. Esas itibarıyla iddia darbe teşebbüsüdür, ancak davaların sanıklarına baktığımızda sanıkların yüzde 70'i denizcidir.

Tabii, geçmişteki darbelerde, esas itibarıyla görev alanları açısından daha çok Kara Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı görev alır, Deniz Kuvvetleri Komutanının ancak darbeden bir gün önce, o da nezaket icabı belki darbeden haberi olur.

Dolayısıyla, sanıkların yüzde 70'inin denizci olması ve denizcilerin, son on yılda -Plan ve Prensipler Başkanlığında görev yapan diğer kuvvetler için de, Jandarma için de aynıdır- yetişmiş personelinin, uzman personelinin hedef seçilmesi, bu kumpasın üst akıl tarafından, okyanus ötesi tarafından, bilinçli olarak, sistemli olarak icra edildiğini göstermektedir.

Karadeniz'e çıkamayan süper güçler, Doğu Akdeniz'de enerji kaynaklarında istediği şekilde tasarruf yapamayan İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri, "Bizden gemi alın, silah alın, yazılım alın." dayatmalarını dinlemeyen Deniz Kuvvetlerine, bu şekilde, FETÖ denilen örgütü kullanarak cezalandırmak istemişlerdir, bunu bütün milletimiz biliyor.

Bu süreçte, tabii, yetişmiş personel, yabancı dil bilen personel bu mağduriyetleri bütün dünyaya anlattık, Birleşmiş Milletlerden karar çıkarttık. Bu mağduriyetleri şu an Türkiye'de kabul etmeyen yok.

Dolayısıyla, bu ordunun, milletin kaynaklarıyla yetişmiş insanların sistemin dışına atılması bir kayıptır, büyük bir kayıptır, bunun giderilmesi için bu önergeyi sunduk. Kabulünü takdirlerinize sunuyoruz.