ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Değerli Başkan, teşekkür ederim.

Ben de şu fikirleri sizinle paylaşmak istiyorum: Şimdi bu yasa tasarısı gündeme geldiğinden bu yana özellikle yargı alanındaki sendikaların, derneklerin önemli tepkileri oldu. Sadece onların tepkileri değil, kamuoyunun da, yazan çizen insanların da düşüncelerini ifade ettikleri alanlarla karşılaştık. "Genel kanı, bu bir sıfırlama eylemidir, mevcut yargı görevi yapan, üst veya alt derecedeki yargı görevi yapan yargıçlar konusundan bir sıfırlamadır ve iktidarın kendisine uygun bir yeni bürokrat kadro oluşturmasıdır." dediler, böyle bir özetle bu şekilde ifade edildi.

Şimdi, şuna bakalım. Yani bu fikir doğru mu yanlış mı? Birçok maddede karşımıza çıkıyor. On dört yıllık bir iktidar var, şu anda da var olan, 15'inci yılını hatta işlemekte olan. On dört yıldır yargı alanında yeni yargıç arkadaşlarımız giriyor, bunu bir kenara bırakıyorum. Bir yargı kurumunda Yargıtay Birinci Başkanı olmak çok onurlu bir iştir, aynı zamanda bir liyakat işidir. Bu olgunlaşmanın yani yargı alanında olsun... İster hâkim olalım ister savcı olalım ister avukat olalım, hepimiz kendimizi sorgulayalım. Mesleğe başladığımız ilk günlerdeki deneyimlerimizle ya da ürettiğimiz işlerle daha sonra hukuka bakışımız, hukuku kavrayışımız, hayatı kavrayışımız çok farklıdır. Nasıl bakmak gerektiği, cebimizden ve cüzdanımızdan mı yoksa insan üzerinden mi, insan üzerinden bakarken de evrensel hukuk kurallarından mı; bütün bu bilgi birikimlerini biz adım adım biriktiririz, adım adım kazanırız. Şimdi, on yıl ile altı yıl arasındaki bir değerlendirmede on yıllık bir birikimin çok daha değerli bir birikim olduğu son derece açıktır. Bütün bu nedenlerle, bu uygulamanın, buradaki bu değişikliğin hukuki bir gereksinimden değil, siyasi bir gereksinimden kaynaklandığını düşünüyorum.

Saygıyla sunarım.