KOMİSYON KONUŞMASI

NECATİ YILMAZ (Ankara) - Sayın Başkan, sevgili arkadaşlar; ben de bu konuya ilişkin kaygılarımı dile getirerek arkadaşlarıma katılmak istiyorum.

Lütfen, şunu kabul edin: Ötekileriniz var, berikileriniz var, lütfen bunu kabul edin. Toplumu birçok açıdan bu ayrım içerisinde saflaştırdınız, kutuplaştırdınız; cinsiyet temelinde, etnik temelde, inanç temelinde, yaşam tarzı temelinde gerçekten ciddi şekilde farklılaştırdınız, ayrıştırdınız. Bugüne kadarki politikalarınızın nesnel görünümü, hüküm görünümü budur. Dolayısıyla böyle bir anlayışla siyaset yapılırken dönüp birtakım siyasi göstergelerin okunuşu bile ülkemizde farklılık arz ediyor. En başta siyasal katılım. Mutluluk duyuyoruz, sandığın başına gidip demokratik hakkını kullanan insanların çokluğundan, oranının yüksekliğinden mutluluk duyuyoruz ama ne yazık ki bu salt yurttaşlarımızın daha fazla politize olması, siyasete ilgi duyması, ülkenin geleceğiyle ilgili önermelere dikkat etmesiyle ilgili değil, siyasi partilerin programlarıyla ilgili değil. Bu kamplaşma ve kutuplaşma üzerinden dahi, böylesine bir ayrışma üzerinden dahi bir yarışa dönüşmüş siyasal seçimleri yaşıyoruz ve bu anlamıyla, Batı'daki anlamıyla katılım bizde aynı anlamı ifade etmiyor. Koruma güdüsüyle, geleceğini güvence altına alma gibi endişelerle şekillenen bir siyasal süreç işleyişi var. Dönüp baktığımızda, üzerinizde oluşmuş böyle bir algı var. Sonuçta biliyoruz ki yargıya müdahale ederken de bu argümanları kullandınız, orduya müdahale ederken de bu argümanları kullandınız, dış politikayı oluştururken de bu argümanları kullandınız; hep etnik temelde, inanç temelinde, kimlik temelinde siyasetle meselelere yaklaştınız. Şimdi, yargının yeniden yapılanması sürecinde böyle bir kapının aralanması orada ne büyük müdahalelerin yapılacağı kaygısını bizde oluşturuyor. Dolayısıyla da böyle bir kapı aralanmasına asla sessiz kalamayız. Buradan yargıya bu temelde müdahale yapılacağı endişemizi bir kenara bırakamayız. Bunun altını tekrar çiziyor ve dikkat çekiyoruz. Sözlü sınavlar bürokraside ayıklanan, tek renklileştirilen durumun yargıya da yansıyacağını biz düşünüyoruz. Böyle baktığımız zaman adalete olan inancın belli toplum kesimleri tarafından kaybolacağını düşünüyoruz ve aslına bakarsanız tam değinmişken bu konu üzerinden bir uyarı daha yapmak istiyorum: Bizi ortaklaştıran kavramlar üzerinden dahi ayrıştırılıyoruz. En son yaşadığımız olay da bile, şehitlerimiz üzerinden bile birbirimize isnatlarda bulunarak veyahut da bunu siyasi çalışmaların, değerlendirmelerin, gayretlerin zemini hâline getirerek ciddi sıkıntılar yaratıyoruz. Bu, birlikte yaşama arzumuz, ortak gelecek kaygımız gibi bugün tartıştığımız konuların da üzerinde önem arz eden ortak kabullerimize zarar verir.

Dolayısıyla bu maddenin varlığı bu gayretleri teşvik edecektir. Bu kapının kapanması lazım. Onun yerine objektif kriterle, ihtiyaç duyduğumuz yargının herkesin güvenebileceği, saygı duyabileceği ve destek verebileceği bir noktaya taşınması lazım. Bu kapının aralı kalması, aşağıdan gelen tazyiklerle veya zaman zaman insanların aklına gelecek yanlış tercihlerle aşındırılacağını düşünüyorum. Dolayısıyla bunun mutlaka ve mutlaka "yazılı sınavın yanında sözlü sınav" ibaresinin kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.