KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Ben de zaten onu belirtmek için... Burada "krize müdahale" diyor. "Kriz" dediğimiz M.B.'nin üç yıl boyunca 10 çocuğumuza tecavüz etmesinden bahsediyoruz, kriz dediğimiz o.

Şimdi, biz Cumhuriyet Halk Partisi heyeti olarak Karaman'a geldik. Bu olayla ilgili merkez valiliğine atanan Vali Bey'le de görüştük, Sayın Millî Eğitim Müdürüyle de görüştük odasında. Şimdi, olay olduktan sonra, anlaşıldığı kadarıyla, çok detaylı bir çalışma yapılmış. Tabii, sizin söylediğiniz, işte 500'e 1, 900'e 1 çok önemli değil, kadro o. Millî Eğitim Bakanlığı yetkilisi de "Elimizdeki rehber öğretmen bu kadar." diyor. Burada benim asıl öğrenmek istediğim şey şu: 900'e 1 de olsa, 300'e 1 de olsa, 500'e 1 de olsa... Üç yıl boyunca, şimdilik veya işte ortaya çıkan veya kabul edilen 10 öğrenciyle bir öğretmen ki o öğretmen de Millî Eğitim Bakanlığına bağlı çalışıyor bir okulda -hadi okulun adını biz de vermeyelim, orada çalışıyor- aynı zamanda bir derneğin ve vakfın ev veya yurt, neyse, orada kalıyor. Çocukları alıyor, ... köyüne götürüyor, orada iş devam ediyor; çocukların bir kısmını ...'ya naklettiriyor, ...'da bir lojmanda kalıyor. Şimdi, biz "Bu öğretmeni ve kaldığı yeri biliyor musunuz?" diye sorduğumuzda, bu ilin Valisi de, bu ilin Millî Eğitim Müdürü de bize dedi ki: "Bizim böyle bir şeyden haberimiz yok, bu evlerden haberimiz yok, bu yurtlardan haberimiz yok, bu adamı da tanımıyoruz." Yani, "Tanımıyoruz." derken bu boyutuyla tanımıyoruz, yoksa okulun öğretmeni tabii. Hatta, Millî Eğitim Müdürümüzle konuşurken, ... köyüne tayin olması, burada görevli bir doçent arkadaşın eşiyle becayişle bağlandığını yani rutin bir işlem olduğunu ve o doçent arkadaşın eşine aslında yardımcı olmak için bu öğretmeni oraya gönderdiklerini söylemişti. Şimdi, o tanınmayan yani Vali Bey'in hiç bilmediği, o evden falan hiç haberleri yok olan yerde, daha sonra basında hem Vali Bey'in hem de Müdür Bey'in fotoğrafları çıktı öğretmenle. Benim sizden, hakikaten bir rehberlik araştırma merkezi yöneticisi olarak...

KARAMAN REHBERLİK ARAŞTIRMA MERKEZİ REHBERLİK ÖĞRETMENİ SEDA TAN - Yok, ben öğretmenim orada.

MUSTAFA HÜSNÜ BOZKURT (Konya) - Öyle mi? Öğretmen olarak, neyse, sunum yaptığınız için... Çok merakla öğrenmek istediğim şey şu: 40-45 çocuk söz konusu, 10 çocuk tespit edilebilmiş. Yani, bu çocuklarla ilgili 1 kişi de acaba bir anormallik hakikaten hissetmedi mi üç yılda? Yani, bir gün değil, iki gün değil, üç gün değil, beş gün değil. Bak, burada anlatıyorsunuz, bir dünya eğitim programı var. Sordum, bunların büyük bir çoğunluğu da yıllardır devam eden eğitim programları. Yani, nasıl olabilir, 10 yaşında, 12 yaşında çocuk... Yani, biz Karaman duruşmasında Sayın Başkanım, çocukların ifadelerini de dinledik, duruşma salonunda. O çocukların ifadelerini yani neyse, şimdi burada duygu sömürüsü yapmayayım ama bir insan evladının normal duygularla izlemesi mümkün değil, psikolojimiz bozuldu. Şimdi, o ifadelerde bu kadar olayı açıklığıyla anlatan çocukların hiçbir travmaya uğramamış olması ve böyle bir olayın tespit edilememiş olması bu kadar çalışmayı bence boşa götüren yani bunlar boşuna yapılıyor, hikâye. 40 çocuk bir yerde kalıyor, ne Millî Eğitim Müdürünün ne İl Emniyet Müdürünün ne Valinin haberi yok o evlerden hiç. Soruyoruz "Kaç tane?" "Vallaha, biz bilemeyiz, kayıtlı değil." diyorlar, aynen bize söylediğiniz sözler. Şimdi, siz bize gayet güzel bir sunum yaptınız, ağzınıza sağlık, çok teşekkür ederiz. Millî Eğitim Bakanlığı yetkilileri, İl Millî Eğitim Müdürlüğü yetkilileri şu kadar öğrenci, bu kadar öğretmen, bilmem ne şu kadar, bir dünya çalışma ama üç sene boyunca 10 çocuğu bir adam alıyor, nerede istiyorsa orada tecavüz ediyor. ...'da, ...'da, götürüyor ... köyünde, götürüyor ...'de ve bunu kimse fark etmiyor, bu ilin hiçbir yöneticisi fark etmiyor. Vali bize dedi ki: "Böyle bir ev yok, böyle bir yer yok." Öyle mi? Şimdi, hakikaten bunu ben merakla soruyorum, buradaki bütün yetkililere soruyorum: Yani, biz ne yazmalıyız şu rapora, ne demeliyiz bu rapora? Evet, sizin programlarınız güzel, evet, bunlar iyi, yoksa bu Komisyonun amacı... Bu, oldu bitti artık, burada kimseye hesabını sormak ya da Ensar Vakfı, KAİMDER, inanın, umurumda bile değil. Mesele şu: Bundan sonra, bakın, Karaman olayından sonra 50 ayrı ilden buna benzer tecavüz olayları geliyor. Olayı biz Karaman, Ensar üzerine hapsedersek yanılırız, yanlış yaparız. Bu, bir insani sorun, ahlaki sorun. Bunu nasıl aşarız, bunu arıyoruz, bu Komisyonun derdi bu, yoksa burada bir vakfı mahkûm edelim, bilmem ne yapalım, böyle ideolojik bir yaklaşım, bilmem ne, bu değil ama -ben bitiriyorum Müdür Bey- Müdür Bey gözümüzün içine baka baka bize "Bu öğretmeni bu boyutuyla bilmiyorum, böyle bir evden de haberim yok." dedi, sonradan gazetede kucağında bir çocukla, yanında da M.B.'yle bu arkadaşımızın fotoğrafını gördüm. E, o zaman bize, nasıl oluyor bu, bunu lütfen siz anlatın.