KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın Başkan, şimdi, tabii, arkadaşların değerlendirmeleri, Sayın Halaçoğlu'nun da doğrusu güzel bir yanıtı oldu, ben de aslında biraz o zeminde vurgulamak istemiştim.

Eğitim deyince, içinde mutlaka din eğitimi var mı diye bakmak -onlarca konuya değiniyoruz- sadece o konuda âdeta koro gibi refleks verip, "Siz zaten şusunuz.", "Siz zaten cumhuriyetin kuruluşunda şunu yaptınız." gibi bir zemin hakikaten hiçbirimizi bir yere götürmeyecek.

BAŞKAN - Evet, yanlış.

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Benim asıl vurgulamak istediğim, İslam tarihinde de, Osmanlı tarihinde de eğitime değer verdikleri, önem verdikleri zaman, ama genel, bilimsel eğitime önem verdikleri zaman mesafe almışlar.

Şimdi, Orta Asya gezisinde görmüştüm ben -Halaçoğlu da ayrıca incelemiş olabilir- bu Nakşibendi dergâhında en çok okutulan ders fen ve biyoloji, yani onun üzerine zaten. Bugün Buhara'da ayakta olan medrese sayısı 1.800. Bugün ayakta olan. Ve onlar asıl, genel bilime çok ağırlık vermişler. Tabii ki dini öğrenecek, Kur'an'ı öğrenecek, ama bilime ağırlık vermezseniz çağı yakalayamıyorsunuz. Asıl öncelikle bunun altını çizmek istemiştim, şu andaki tartışma zemininden gördüğüm de daha uzun süre işimizin olduğu ortaya çıkıyor.

Burada, gerçekten de millî eğitimde olanlar din eğitimi aldı da olmayanlar almadı mı olacak? Onları başka bir yere mi koyacağız? Çok farklı bir yere götürecek bizi Sayın Başkan.

Ben bu noktaların altını çizmek istemiştim.