MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın Başkan, uzak geçmiş ve yakın tarihimizde de, biraz önce arkadaşlar 28 Şubat sürecinden söz ettiler ki o dönemin de en önemli konularından biri eğitimdi.

Şimdi, burada, gerçekten o dönem yapılan yanlışları da konuşmak, doğruları da konuşmak, yanlışları düzeltmek gerekiyor, ama Sayın Arslan, mesleki eğitime gerçekten çok önem veren ve Meclis konuşmalarında da her konuşmasının bir bölümünü eğitime ayıran bir kardeşimiz.

BAŞKAN - Biz o konuya bir şey demedik, o kullandığı cümleyi siz biliyorsunuz değil mi? Duydunuz değil mi, siz buradaydınız?

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Neyi kullandım? Hangisini kullandım söyler misiniz?

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Buradaydım Başkan, hangi cümleyi...

BAŞKAN - Evet, neyse...

Mesleki eğitimle ilgili konuşmasına müdahale edilir mi hiç? Herkes mesleki eğitimin artırılmasını istiyor.

KAZIM ARSLAN (Denizli) - Sayın Başkan, hangi yanlış cümleyi kullandım, söyler misiniz?

BAŞKAN - Evet, tutanakları getirtir, okurum size.

Buyurun.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Tutanaklar gelsin, bakalım, gerçekten değer mi bu kadar büyütmeye.

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Şimdi, burada, bugün de mesleki eğitimi tekrar biçimlendirirken, Sayın Arslan'ın da vurguladığı, yani hangi alanda ne kadar elemana ihtiyacımız var? Örneğin, sanayi sitelerine gittiğimizde ya da değişik meslek dallarının olduğu işletmelere gittiğimizde, alanında uzman elemana ihtiyaçları olduğunu gerçekten söylüyorlar. Bugün pek çok meslek lisesinin, örneğin İstanbul Beykoz'daki ayakkabıcılık meslek lisesinin, gemicilik meslek lisesinin daha lise 2'nci sınıftan iş bulduklarını söylüyorlar. Demek ki ihtiyaç var ki, demek ki o liseden 4 değil 5 tane açılsa, 10 tane açılsa daha çok kişiye ihtiyaç var belki. 2'nci sınıftan mesleğe başlamış olanlar var. Burada Sayın Arslan'ın da vurgulamak istediği buydu. Hangi alanda ne kadar elemana ihtiyacımız varsa onlar olsun. Ne kadar imama, ne kadar hatibe ihtiyacımız var, onlar da olsun ama burada gerçekten eğitimin özünü, hep tartışma noktasını buraya getirirsek bu Komisyondan öte, Türkiye bir yere gidemeyecek Sayın Başkan.