| Komisyon Adı | : | TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun, Bakanlığın görev alanıyla ilgili yürütülen çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 15 .06.2016 |
ORHAN SARIBAL (Bursa) - Zaman kısıtlı, tamam, evet.
Ben, tabii, daha sonraki süreçte geniş konuşmak dileklerimizle söyleyeyim. Çalışmaların yararlı olanlarını sonuna kadar destekliyoruz ama şöyle bir çelişkiyle karşı karşıyayız: Son on üç yıl, 2015 yılını açıklamadınız ne kadar sulama alanı açıldığına dair ama 2002'den, 2003'ten itibaren 2014 sonuna kadar ortalama yıllık 49.607 hektar alan sulamaya açmışsınız. Sizden önceki 1991-2002 yıllarında ortalama sulamaya açılan alan 59.502. Yani sizden yaklaşık 10 bin hektar daha fazla tarım alanını eski, bir önceki hükûmetler, bir önceki iktidarlar sulamaya açmışlar. Şimdi, onlarca ve milyarlarca liralık bir yatırımdan bahsediyorsunuz ve 2019 sonuna kadar da 10 milyon dekar yani 1 milyon hektar araziyi tekrar sulamaya açacağınızı söylüyorsunuz. Bunun gerçeklik payı ne kadardır? Bunu ben iki programda da aslında gündeme getirmiştim, bununla ilgili de söylemiştim, birincisi buydu. Bu bir çelişki değil midir ya da varsa bunun bir sürpriz yanı biz niye bilmiyoruz bunu?
İki; yine bütün bu kadar alanı sulamaya açıyor olmanız ve bunca yatırıma rağmen son on üç yılda AKP iktidarında ne yazık ki 1980 yılında aldığımız buğdayı alıyoruz, 1980 yılında da biz 20 milyon ton buğday alıyorduk, 2016 yılı rekoru da aşağı yukarı 19 milyon ton. Yine arpa üretimi 8,3 milyon tondan 6,8 milyon tona, mercimek üretimi 565 bin tondan 370 bin tona, nohut üretimi 650 bin tondan 460 bin tona, kuru fasulye üretimi 250 bin tondan 220 bin tona, lif pamuk üretimi 990 bin tondan 810 bin tona ve tütün ne yazık ki 150 bin tondan yaklaşık olarak 70 bin tona düştü. Bütüncül olarak daha çok az üreten; sizin söyleminizle daha çok yatırım yapan, daha çok tarıma sulama alanı açan ama ne yazık ki daha az üreten bir ülke hâline geldik -zaman olmadığı için kısaca söyleyeceğim- ve aşağı yukarı birçok üründe ithalata bağlı bir ülke konumuna geldik ve on üç yıllık iktidarınızda 155 milyar dolarlık gıda ve tarımsal ham madde ithalatımız var. Bunun 85 milyar doları da ham madde ithalatı olarak karşımızda durmaktadır. Bir iki örnek; 41 milyon ton civarında buğday, 56 milyon ton civarında ayçiçeği, ayçiçeği küspesi, yağlı tohumlar ve 10 milyon tonun üzerinde pamuk, 10 milyon tonun üzerinde pirinç gibi, buna benzer birçok örnek verebilirim, isterseniz sunabilirim. Bunu da sizlerle paylaşmak istedim, bunca yatırıma rağmen.
Üçüncüsü: Ne yazık ki toprak haritalama ve tarım sayımı 2002'den sonra yok. 2010'dan itibaren... En son 2001 yılında yapılmış tarım sayımı, ondan sonra on beş yıl geçmiş ama on yılda bir yapılması gerekiyor, bu yok. Ne yazık ki toprakların yeniden sınıflandırılmasıyla ilgili elimizde hiçbir veri yok. Nerede, hangi sulamayı, hangi planlamayı yapacağız, bununla ilgili de bir çalışma yok, varsa da ben bilmiyorum. Toprakların kirliliği, tuzluluğu, organik maddesi yani çoraklaşması meselesi üzerinde de karşımızda herhangi bir veri yok, bir bilgi, maalesef bunu da almış değiliz.
Şunu da açıklamak gerekir: Şu anda birçok baraj, biliyorum ki elektrik parasını ödemediği için çalışmıyor. Birçok baraj -yazmışsınız, çok güzel- çalışma içerisindedir, saygı duyuyorum. Çiftçi artık elektrik borcunu ödemediği için sulama yapmıyor, birçok çiftçi, sulama tesisi olduğu hâlde şu anda sulama yapmıyor, kullanmıyor. Ziraat Bankası aracılığıyla verdiğiniz sıfır kredili, çok güzel ve çok desteklediğim bir proje. Bunun bir geri dönüşünü yaptınız mı? Bu projeler hakikaten hayatta mı, ne kadar verimli?
Suyu ne yazık ki ticarileştirdiniz Sayın Bakanım. Su artık ne yazık bir paralı emtia, tamamen ticari, muhtemeldir ki getireceğiniz su kanununda da suyun birazcık daha parayla, ticaretle ilgisi olduğunu düşünüyorum.
Söyleyeceğim şey çoktur, dilerim zaman olur yine söylerim. Kısaca bütün emekleriniz için, bir çaba vardır, saygı duyarız ama bir çelişki içermektedir.
Saygılar sunuyorum.