KOMİSYON KONUŞMASI

GAYE USLUER (Eskişehir) - Önemli bir konu görüşüyoruz, hepimiz için önemli olduğunu düşünüyorum.

Başında "sözleşmeli" olan hiçbir şeyin bir kere iyi olduğunu düşünmüyorum. Sözleşmeli demek güvencesiz demek; sözleşmeli demek, her zaman sözleşmesi bir şekilde bitirilebilir, keyfilik demek. Dolayısıyla, sözleşmeli, doğru bir şey değil. Bakın, öyle bir sözleşmeli ki Kamu Personeli Sınavına giriyor, oradan belli bir rakam, üç kat fazlası istenilen kadro için ayarlanıyor, sözlü sınav yapılıyor.

Şimdi, sözlü sınav, elbette ki öğretmen olabilir mi, çocuklarımızı emanet edebilir miyiz, bu noktada önemli ama bir sağlık raporu olabilir, detaylı ve psikiyatrik inceleme... Yani sözlü sınavda, diyelim ki bir saat yaptık, neyi ne kadar ölçebiliriz?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Hocam, onları da yazalım, yani o 2 tane söylediğiniz şeyi de alalım, bence hiçbir sakıncası yok. Çünkü daha iyi, daha iyiye ulaşmak istiyoruz.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Teşekkür ederim.

Devam edeyim, ayrıca diyor ki: "Sözleşmeli öğretmenler, aday öğretmenler için öngörülen adaylık sürecine tabi tutulur." Şimdi, aday öğretmenler için altı aylık bir süre var. Altı ayın sonunda bir daha sözlü sınava giriyorlar.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Stajyerlik var.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Şu anda öyle değil mi? Şu anda da öyle bir sistem var, şubat ayında kadro tahsis edilen öğretmenler için... Ama bir sözlü daha var burada yani ne kadar sürenin sonunda sözlü var, o belli değil.

İSMET UÇMA (İstanbul) - Bir yılın sonunda.

GAYE USLUER (Eskişehir) - Bir yılın sonunda bir kez daha var.

Şimdi, ayrıca beş yıl sözleşmeli olarak o bölgede çalışıyorlar, beş yılın sonunda diyorlar ki: "Evet, ben devam etmek istiyorum." Beş yılın sonunda kadroya geçiyorlar -onun da esasları ayrıca belirlenecek- ondan sonra da üç yıl daha. Şimdi, yani sekiz sene, hiçbir meslek grubunda sekiz sene bir imtihan olmaz. Yani biz hekim olarak mezun olduğumuzda iki yıl mecburi hizmet, uzmanlık sonrası iki yıl mecburi hizmet yani bu bile son derece zorken, bir meslek grubunu kıstırmış durumdayken, zaten bu kadar atanamayan öğretmen varken sekiz sene mecburi kılmak, bir yerde bırakmak gerçekten çok zorlayıcı, bir meslek grubunu kuşatıcı, engelleyici.

Şimdi, elbette ki belli bölgelere öğretmen arkadaşların gitmek istemediklerini biliyoruz, elbette ki bölgesel ihtiyaçların olduğunu, sıkıntıların olduğunu... Yani burada bir yandan öğretmenlere istihdam alanı yaratıyoruz, öte yandan öğretmenin olmadığı bölgelerde de öğretmen teminini sağlıyoruz. Ama bunun yerine şöyle de yapabilirdik: O bölgelerde, gidecek öğretmenler için maaşta bir miktar fazlalık, artı ek ders ücretlerinde iyileştirme, mesela bu da özendirici. Hem atanacak hem bunlar sağlanacak ama sekiz yıl, gerçekten insan ömründe sekiz yıl önemli bir süreç. Yani bunun adını ne stajyerlik koyabilirsiniz ne deneme süresi diyebilirsiniz, sekiz yıl yani iki sene sonra, on yıllık olduğunda düşünün, senelik izni otuza çıkıyor. Yani sekiz yıl, memuriyette önemli bir süredir. Hakikaten, bence hiçbir kurumda "sözleşmeli" adı altında personel istihdamı olmamalıdır. Çünkü bu bir hak gasbıdır, güvencesiz çalışmadır. Bu Meclisin buna olumlu oy vermemesi lazım.