MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Sayın Bakan, bugün öğle saatlerinde ya da akşamüzeri bir öneri geldiğinde... "Son dakika önerilerine mutlaka bir dikkatli bakmak gerekir, bir değerlendirmek, ondan sonra dokunmak gerekir." denilir. Gazetecilikte de bizim bir tanım vardır: "Bir konu çok sıcaksa yirmi dört saat dokunma, ayrıntıları sonra ortaya çıkar." derler.

Şimdi, bu buraya son dakika geldi. Tabii ucundan bir hissettirmiştiniz ama biraz önce Adalet ve Kalkınma Partisinden arkadaşların da söylediği gibi burada sadece bir çerçeve var, içinde ne olduğu belli değil. Her şeyden önce bu "sözleşme" kavramından devletin genel anlamda bir uzaklaşması lazım temelde.

İki: Hafızamı zorluyorum ama 1990'lı yılların ortasıydı yanılmıyorsam, güneydoğuda OHAL bölgesi, tabii, çalışma koşulları çok zor ama öyle koşullar getirdiler ki insanlar oraya gitmek için... Çünkü oradan dönüşte bir ev, işte, bir de araba sahibi olabiliyordu yani o tür, işte, oradaki yıpranma payı 2 katına çıkıyordu, insanlar bire bir isteyerek gitmişlerdi o tatsız dönemde.

Şimdi, burada kayıtlara da geçecek, riske de giriyorum, aynen böyle geçirirseniz oraya gidenler mutlaka bir yolunu bulacak ve gelecek. Düşünüyorum nasıl gelecek? Örneğin, diyelim ki devlette tanıdığım olsa ya da diyalog kurabileceğim biri olsa, şimdi, oraya gittim ben, öğretmenim, ikinci yılda KPSS sınavım yüksek, başka bir şekilde yani diyelim ki Kültür Bakanlığını kazandım, gidemez miyim?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Gider.

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Yani zorla olmaz bu iş.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Ali Bey güzel söyledi, bu mülakatın bir faydası da gönüllülüğü tespit edebilmek açısından da... Gönülsüzse zaten hizmet olmaz.

MUSTAFA ALİ BALBAY (İzmir) - Bence mülakatı da Sayın Bakan, burada üçte 1'den değil, kesin gidecek olanları, sadece gidecek olanları saptayıp ondan sonra... Belki gerçekten konuşma bozukluğu vardır hiç beklemediğiniz bir şekilde ya da yüz yüze gelince genel olarak kabul edilemeyecek bir durum vardır ama bunun... Öğretmenlik artık çoktan seçmeli değil, "Seni seçtik." deyip ama tarafsız olabileceği her kesimden, hatta sağlık şeyinde olduğu bir ortamda onu belirlemekte yarar var. Burada siz de kabul ettiniz, ben "Olmaz." diyebileceğinizi tahmin ediyorum ama ben bahse giriyorum, bu koşullarda "çakılı" dediğiniz, artık insanların mecburiyetten "Hiçbir çarem yok, mecburum; hiçbir şey olamazsam bunu olayım." dediği bir anda mutlaka bir yolunu bulacaktır, ikinci yılda soluğu büyük kentte alacaktır. O yüzden, bunu gerçek anlamda kadroya alalım, sekiz yıllık gerçekten fazla, belli bir zaman dilimini gözden geçirelim.