ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI SÜLEYMAN SOYLU (Trabzon) - Şimdi, burada şöyle bir durum söz konusu. Dikkat ederseniz, bu maddenin tanziminde sizin önerdiklerinizden daha kapsamlı bir şekilde tüm kurullar, icabında bu konuyla ilgili araştırma yapanlar, sivil toplum örgütleri, hepsini bizim çağırabilme kabiliyetimiz var. Takdir edilir ki Çalışma Bakanlığı, sosyal şartın gereği de işçi, işveren ve birçok kesimle bir sosyal diyalog ortaya koyuyor, bundan en az çekinmesi gereken taraf biziz. Çünkü bu gece dahi bir sosyal diyalog ortaya koyacağız şu toplantılardan sonra eğer yetişebilirsek. Şunu ifade etmem gerekir ki, burada kritik bir mesele var: Bu, İşgücü Politikası Danışma Kurulu. Diyelim ki etrafımızdaki coğrafyada komşu olarak nitelendirdiğimiz veya uzak komşu olarak nitelendirdiğimiz ülkelerin Türkiye'ye yönelik jeopolitikten kaynaklanan, stratejik durumdan kaynaklanan birtakım farklı düşünceleri söz konusu oldu. Yani oradan buraya. Şu anda bunun mevcut örneği var ama burada söyleyemem. Şimdi, bu hâlde diyelim ki biz istihbarat başkanını çağırdık veya istihbaratı çağırdık, kritik bir bilgiyi kendi içimizde doğruluğunu, yanlışlığını, eksikliğini tartışabilecek bir noktaya geldik devlet olarak çünkü biz bunu imbikten süzmeliyiz ki kamuoyunun bize dokunan kısmı ve bizim kamuoyuna dokunan kısmımız sivil toplumun ve diğer kesimleri de bundan bir şekilde haberdar olabilsin. Şimdi, burada dönem dönem böyle işlerle karşı karşıya kalabiliriz ki biz bugünden sonra, bundan sonra bu işlerle karşı karşıya kalabileceğimizi düşünüyoruz. Ha, böyle bir şey olmadığı zaman bizim zaten ihtiyacımız var. Neye ihtiyacımız var? İşçi sendikalarımıza, memur sendikalarımıza, diğer sivil toplum örgütlerimize, işveren örgütlerimize, işveren sendikalarımıza, diğer birtakım araştırma kuruluşlarına yani bu istihdam üzerine analiz yapanların tamamına ihtiyacımız var. Biz bunların hepsini buraya çağırabiliriz ama eğer bunu yasaya bu şekilde koyduğumuz andan itibaren bilmeliyiz ki biz... Çünkü bu yılda bir sefer toplanacak. Kim olacak bunda? İşte, Ekonomi Bakanlığı Müsteşarı. Bu ne demektir? Bir yıllık tüm istihdam hafızasını, tüm çalışma hayatı hafızasını veya ilişkisini, her şeyini orada konuşacak. İşte, kimdir? Diyelim ki, Kalkınma Bakanlığının temsilcisi. O kendi projeksiyonuna ait ama bütün bunlarla ilgili -biraz önce söyledim- stratejik bir meseleyi, konuşmamız gereken bir meseleyi ve bunu da doğruluğunu yanlışlığını... Şöyle yapamayız: Yani, kendimiz bunun dışında ekstra bir toplantı yapmak, bu da doğru olmaz. Onun için, burada yapılması gereken mesele burada bir esneklik ortaya koyabilmektir. Bizim bütün düşüncemiz bunun üzerine oluşmuştur. Bugün bunun bir örneğini yaşıyoruz. Biz şu anda Türkiye'ye dışarıdan gelen, dışarıdan Türkiye'ye iş gücü olarak gelen veya başka bir statüyle gelenlerin bir bölümünde bu örneği yaşıyoruz.