KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi, tabii, bu madde çok önemli. Neden çok önemli? Turkuaz kart, aynı zamanda bizim anladığımız kadarıyla vatandaşlık yolunu da açan bir kart gibi gözüküyor. Yani belli bir zaman geçtikten sonra bu kişiler işte "...üç yılı geçiş süresi olmak kaydıyla..." denilmiş ama vatandaşlık hakkını da kazanacaklar gibi gözüküyor, diğer maddelerdeki değişikliklerle bağlantı kurduğumuz zaman sanki turkuaz kart vatandaşlığın önünü açan bir kart gibi gözüküyor. Bakan, onu kabul etmedi ama green kart gibi bir anlam ifade ediyor.

Şimdi, Türkiye'deki istihdam dengelerini bozabilecek bir yapı olabilir diyoruz, böyle bir ihtimalden çekiniyoruz çünkü 6 milyon civarında insanımız işsiz. İşsiz olanların da yaklaşık 700 bini üniversite mezunu, nitelikli insanlar. Şimdi, burada, tabii, kriterler net olarak belirlenmemiş bize göre yani eğitim düzeyi diyoruz yani ne? İlkokul mu, ortaokul mu, lise mi, üniversite mi veya yüksek lisans düzeyi mi, nedir? Yani bu konuda bir açıklık yok. Mesleki deneyimi derken çok muğlak yani iki yıl o meslekte çalışan mı olacak, on yıl çalışan mı olacak? Veya işte "Türkiye'deki faaliyetinin veya yatırımının ülke ekonomisine ve istihdama etkisi..." yani o kadar muğlak bir ifade ki yani ne etkisi olacak yani ne hedefleniyor burada bu ülke ekonomisine etkisi derken? Yani 50 bin liralık bir yatırım mı yapacak yoksa 500 bin lira mı yoksa 5 trilyon liralık bir yatırım mı yapacak yani ne yapacak? Bunların hiçbirisi burada net olarak belirlenmemiş. Yani aslında bunun kanunda düzenlenmesinde ben fayda görüyorum. Yani bunu bakanlara, bakalar kuruluna, bakanlığa veya yönetmeliğe bırakmak ben yanlış olur diye düşünüyorum çünkü bu önemli. Dediğim gibi, Türkiye'deki istihdam dengelerini de bozabilecek bir şey. Bunun sayısını bir artırdığınız zaman çok daha farklı bir durum ortaya çıkabilir.

Geneli üzerinde yaptığımız konuşmalarda Türkiye'deki çalışanlara yönelik rakamlardan bahsetmiştik. Aynı zamanda yıllara göre bu, ikamet izni alan yabancı vatandaşların rakamlarını da sunmuştuk. Şimdi, o rakamları tekrar burada anlatmak istiyorum bakın, 2005 yılında 178 bin kişi ikamet izni almış, 2010'da 182 bin kişi almış, 2011'de 234 bin, 2012'de 321 bin, 2013'te 313 bin, 2014'te 379 bin ve 2015 yılında rekor kırılmış 422 bin kişi ikamet izni almış, yabancı. Bakın bu rakamlara baktığımız zaman çok büyük rakamlar. Şimdi, bu kadar kişi, son Suriyeliler kastediliyor anladığım kadarıyla -yine Iraklısı var, Afganistanlısı var- Kırgızlısı var, Ukraynalısı var, değişik değişik memleketlerden birçok kişi var, bunlar Türkiye'de ikamet izni aldıklarına göre bir yerlerde çalışıyorlar demek ki yani bu insanlar nasıl geçimlerini sağlıyorlar? Yani bir yerde bir şekilde çalışıyorlar. Şimdi, elimde 2011 yılından itibaren izin verdiğiniz, çalışma izni verilen kişiler de var, sayısı da var. İşte 2011'de 17 bin kişiye vermişsiniz süreli olarak, süresiz olarak 132 kişiye vermişsiniz. Yine 2012'de 32 bin kişiye vermişsiniz, 2013 yılında 45 bin kişiye vermişsiniz, 2014'te 52 bin, 2015'de 64 bin. Bakın, 422 bin kişiye en son, 422 bin 895 kişiye ikamet izni vermişsiniz, çalışma izni verdiğiniz 64.426 yani bu geri kalan nerede? Yani 64 bin kişi çalışıyor bir şekilde geri kalan nasıl geçimini sağlıyor? Bu yok ortada. Demek ki bu şekilde bir turkuaz kartın Türkiye'deki 6 milyon işsiz de göz önünde tutulduğunda çalışma dengelerini bozabilecek bir sonuca varma ihtimali var. Şimdi, bunun içinde niteliksiz kişilere turkuaz kart verilme riski var bu şekilde net bir tanımlama yapmayarak. Yani eğitim düzeyi ne olacak? En az üniversite mezunu olabilir, örnek. İşte mesleki deneyimi, bir on yıl deneyim aranabilir. İşte bilim ve teknolojiye katkısı, ona göre belli kriterler konabilir ama bunlar yapılmadan bu şekilde bir değerlendirme yapılması... Az önce Sayın Aytuğ Atıcı da ifade etti, eğer yani burada amaç Suriyelileri ve diğer Iraklıları vesaire dışarıdan gelen göçmenlere burada kalıcı olacak şekilde bir kart vererek, turkuaz kartı vererek onlara vatandaşlık hakkının yolunu açmak ise biz bunu bilelim. Yani bu, bu şekilde bir netlik olmadığı sürece bu kuşku bizde devam edecektir yani bunu özellikle ifade etmek istiyoruz.

İşte, "İlk üç yılı geçiş süresi olmak kaydıyla verilir." deniliyor. Yani bu geçiş süreci sonucunda nasıl olacak yani neye göre bu kalıcı hâle gelecek? İlk üç yılı geçiş süresi ama neye göre kalıcı hâle gelecek? Bu konuda da bir açıklık yok yani burada hangi koşulları gerçekleştirirse bu kişi üç yılın sonunda kalıcı bir turkuaz karta sahip olacak? Yani bu da önemli çünkü o insanları da umutlandırmamak lazım. Belki kriterleri taşımadığı hâlde baştan bir geçiş süreci verilecek, daha sonra da reddedilecek. E, ne olacak bu insanlar? Yani o vesileyle bu kanunun bu maddesi yeterince somutlaşmamış ve yanlış anlaşılmalara ve uygulamalara yol açabilecek mahiyette. Biz bu sebeple önergemizin kabulünü talep ediyoruz.