KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET METİNER (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sunumunuz için size teşekkür ediyorum. Gerçekten çok hızlı konuştunuz, çok etkili konuştunuz.

İSTANBUL BAROSU ÇOCUK HAKLARI MERKEZİ GENEL SEKRETERİ AV. SELMİN CANSU DEMİR - Umarım anlaşılır olmuştur, her şeyi anlatmak istediğim için...

MEHMET METİNER (İstanbul) - "Ağyarını mâni, efradını cami" derler eskiler; her şeyi içeren bir konuşmaydı, Adem Bey'inki de öyle. Her ikinize de çok teşekkür ediyorum. Kendi adıma çok yararlandım ama hukukçu olmadığım için eğer hukuki mülahazalarımda bir sorun olursa hoşgörünüze sığınarak söyleyeceğim.

Şimdi, hukukçular hâliyle tabii her şeye hukuk gözüyle bakıyorlar, yasa gözüyle bakıyorlar, bunda hiçbir sakınca yok.

BAŞKAN - Bütün hukukçular öyle değildir Sayın Metiner. Hepsi öyle değildir, yok.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Hepsi öyle değil tamam, bir kısım hukukçular.

Bu Komisyonun bir üyesi olarak sizin anlattıklarınızdan çıkarsadığım şeyi söylüyorum; mutlaka bu raporumuzda yasal eksikliklerin giderilmesi için yapılması gereken şeyler yapılmalı, buna çok güçlü bir vurgu ve aynı zamanda sözünü ettiğiniz yasal eksikliklerin giderilmesi için de gerekli çabaları raporun dışında da yapmamız gerektiği -ben de buna inanıyorum- ama bütün bunları yapmamız hâlinde de bu tür suçların önlenemeyeceğini bilmemiz gerekiyor. Çünkü çok da sert tedbirler, önleyici tedbirler, önleyici tedbirlerin dışındaki tedbirlerin alındığı ülkelerde de gene bu suçlar var. Yani insanoğlunun olduğu her yerde suç olacak yani suç-ceza ilişkisi devam edecek ama yasal eksikliğin en azından maşeri vicdanımızı rahatsız etmeyecek düzeyde giderilmesi gerekiyor. Aksi takdirde bunlar olsaydı bunlar olmazdı biçimindeki bir haklı yargıya muhatap olmamamız gerekiyor.

Şimdi, verdiğiniz örnekler gerçekten can yakıcı. Yani insan dinlerken bile utanıyor, dinlerken bile çok rahatsız edici bir şey. Hele çocuklarla ilgili konuşulduğunda, hepimizin çocukları var veya çocukları olan ebeveynler bilirler. Yani işte, ben 6 yaşında torunu olan bir dedeyim aynı zamanda. Birdenbire, anlattığınız şeylerle farklı bir yere kendimi yerleştirdiğimde verebileceğim tepkiyi hesap edemedim yani. Çocuğuma, torunuma böyle bir şey yapılsa herhâlde çok daha farklı tepkiler... Onun için yani çok hassas bir konu bu, hakikaten üzerinde konuşurken bizim de dikkat etmemiz gereken bir konu. Ben bu konuya bizim de yeterince dikkat ettiğimiz kanaatinde değilim. Hiçbirimiz sosyal psikolog değiliz, psikolog değiliz -içimizde var da- ama çocuk istismarı üzerinde konuşurken özellikle politikacılar olarak da gerekli özeni gösterdiğimiz kanaatinde değilim. Biz başka bir pencereden bakıyoruz yani, bunu da yapmamamız lazım. Bakınız, siz oturumların gizli olması gerektiğini, mahkemedeki duruşmaların... Çok doğru çünkü çocuk onu her soruyla birlikte yeniden yaşıyor, biz de konuştuğumuzda yeniden yaşıyor. Birbirimize karşı politik bir argüman olarak kullandığımızda da başka bir sonuç. Yani medyanın buna dikkat etmesi gerekiyor, politikacıların buna dikkat etmesi gerekiyor. Bence bu konuda da bir bilinç oluşturmak gerekiyor. Yani istismara karşı her birimizin ortak bir duyarlılık geliştirmesi ne kadar gerekliyse bu ortak dili sahiplenmek konusunda da aynı hassasiyeti göstermemiz gerekiyor çünkü gerçekten öteki türlü hem ebeveynlerin hem de o çocukların canını yakıyor. Her bir kelimemizle birlikte onlar bir kez daha yıkılıyorlar. Buna da yeterince dikkat ettiğimiz kanaatinde değilim, bu da bize yönelik bir öz eleştiri.

Ben İnsan Hakları Komisyonu bünyesindeki cezaevi alt komisyonunun başkanlığını yapıyorum. Cezaevlerini dolaşıyoruz. Geçen dönem de çocuk istismarıyla ilgili cezaevi incelemelerimiz oldu. Hakikaten kapılar kapandıktan sonra o çocukların kendi aralarında neler yapabildiğini yani siz devlet de olsanız öngöremezsiniz, bilemezsiniz, orada başka bir dünya oluşuyor. Yaşı büyük olan, bir parça büyük olan, bileği bir parça sağlam olan orada başka bir hiyerarşi oluşturuyor. Orada çocuk istismara uğradığında korkuyor, çekiniyor. Şimdi, her bir odaya kamera yerleştiremezsiniz bunu önlemek için. O hemen bizim politikacılarımızın çok haklı olarak tepkisini çeker. "Odalara da kamera mı?" Ama kapılar kapandıktan sonra orada başka bir ilişki devreye giriyor. Çocuk ancak o koğuştan ayrıldıktan sonra biz bu gerçekliği öğrenebiliyoruz. Burada da devleti suçlayıcı bir dil yerine başka bir argüman geliştirmemiz gerekiyor. Yani gardiyanlar göz yummuş olsa veyahut da gardiyanlar, oradaki devlet memurları buna sebebiyet vermiş olsa çok acımasız bir biçimde bunu eleştirebiliriz, çok başka türlü şeyler de yapabiliriz ama kapılar kapandıktan sonra orada artık başka kurallar... Siz de avukatsınız, cezaevi gerçekliğini hiç kuşkusuz bizden daha iyi bilirsiniz. Ama burada da önleyici ne yapabiliriz, bilemiyorum. Bu konuda da bize önerilerde bulunursanız sevinirim.

Ama şunu biliyorum ben: Yasa yaparken kendi gerçekliğimiz... Mesela birtakım yasalar, demin gördüm ben -polemik olsun diye ayrıntısına girmek istemiyorum ama- sadece yasaklıyoruz. Yasaklandığında o gerçeklik ortadan kalkmıyor. Yani bireyler arası ilişkilerden, evlilik ilişkilerinden bahsediyorum. Yasakladığınız için o ortadan kalkmıyor. Doğu toplumlarına özgü yılların getirdiği gelenek var, dinsel inançlar var. Siz yukarıdan aşağıya onu yok varsayıyorsunuz veyahut da onu yasaklamaya çalışıyorsunuz. Bu konuda da yasalarımızın, yasa mantığımızın çok doğru olduğu kanaatinde değilim ama teşekkür ediyorum. Ne kadar ağır suç içeren yasalar getirirsek getirelim maalesef bu suçlar gene yapılacak. Biz bunu nasıl minimalize edebiliriz, bunu bir bilinçle, kültürle nasıl aşabiliriz, bu konuda da inşallah yeniden düşünmemize vesile olduğunuz için size teşekkür ediyorum. Aksi takdirde o kadar ağır suçlar işleniyor ki hâlâ, çok ağır yaptırımlar getiriyoruz, idam yasağı dışında, ağır müebbet cezalar getiriyoruz fakat buna rağmen insanlar suç işlemeye devam ediyorlar. Yani sorun sadece yasa koymakla çözülmüyor ama yasa koymadan da çözülmüyor kuşkusuz.

Bu yasal eksikliğin, Sevgili Başkan, raporumuz hazırlanırken mutlaka giderilmesine dair vurgu ve Komisyon üyelerimizin, Komisyon olarak da bizim bu yasaları hayata geçirecek çabaları yapmamız gerektiğine inanıyorum.

Çok teşekkür ediyorum.