| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/728) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 29 .06.2016 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Faiz de ödeniyor, normalde elde edilenin bakımından menkul sermaye iradı ama Katma Değer Vergisi Kanunu'nun mevcut hükmünde "tahvil" ifadesinin sadece tahvilin alım satımıyla sınırlı olmak üzere orada yer aldığı şeklinde bir yorum da yapılabiliyor. Hâlbuki normalde tahvil ihraç etmişseniz mutlaka doğal olarak zaten faiz ödemeniz gerekiyor. Böyle bir durumda yapılabilecek yanlış yorumların önüne geçmek... Yani hiçbir zaman için, idare olarak, bunun Katma Değer Vergisine tabi olması gerektiğini zaten düşünmüyoruz ama bunun aksine yapılabilecek bir yorumun önüne geçmek adına mevzuatta açık bir şekilde düzenlemek suretiyle hem bu tahvili ihraç edenler bakımından bu belirsizliği ortadan kaldırmış oluyoruz hem de açıkçası böyle bir meseleden dolayı Türkiye'deki şirketlerin yurt dışındaki tahvil ihraçlarının önünde bir engel olmasın istiyoruz. Hakikaten -kendi şahsi fikrimi söyleyeyim- "Tahvilin faizi KDV'ye tabidir." demek akla ziyan bir şey. Bir faiz elde ediyorsunuz, onun üzerinden yüzde 18 KDV hesaplamak demek gerçekten işin tabiatına da uygun bir işlem değil. Burada, zaman zaman -siz de Sayın Bakanım çok iyi biliyorsunuz- aslında bizim hep Vergi Usul Kanunu'ndaki yorum maddesinden kaynaklanan bir genel zafiyet var. Kanunda biz bir şeyi açık ve seçik bir şekilde görmemişsek, mutlaka ve mutlaka bu tür durumlarda sanki burada bir vergi varmış gibi yorumlar yapıyoruz. Bunu denetim elemanları yapabilir, idare yapabilir, mahkemeler yapabilir. Hâlbuki olabildiğince -mevzuatın geneli anlamında söylüyorum- bir husus mevzuatta açık bir şekilde vergiye tabi olduğu belirtilmediği sürece kanunun lafzında olmayan hiçbir şeyden yorumla vergi çıkarılmamalıdır. Bu, Türkiye'de vergi hukukunun herkes tarafından kabul edilmesi gereken bir prensibi olmalıdır ve böylece Türkiye'de vergi hukuku güvenliği de artırılmalıdır. Burada aslında mevzuatı bir tarasak o kadar böyle düzenlemeler yaptığımızı görüyoruz ki, sadece ve sadece bu yorum meselesi yüzünden içine düştüğümüz sıkıntı bu. Arkadaşlara ısrarla söylüyorum. Şu anda sivil toplum örgütleriyle çalışıyoruz. Belki de en çok üzerinde çalışmamız gereken madde Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesi yorum maddesi. O maddede köklü değişiklikler yapmadığımız sürece bu ana kadarki uygulamalarımızı maalesef aynen devam etmek zorunda kalırız. Orada inşallah güzel düzenlemeler getireceğiz.