| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/728) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 29 .06.2016 |
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli Bakanım, yani bu daha önce evet eskiye dönüş deniliyor ama eskide çek üzerine yazılı olan miktar kadar para cezası veriliyordu. Yani burada çek üzerindeki yazılı olan miktar değil "bin beş yüz gün" ifadesi "çek sayfası, çek başı" doğru ibare değil. Burada "çek bedeli kadar para cezası" ibaresi daha doğru olur.
İki, biraz önce bir arkadaşımız dedi ki: "Efendim, nafakadan dolayı hapis cezası veriliyor." Avrupa'yı örnek gösterdi. Bundan bir ay önce, İsveç ve Danimarka'da resmî anlamda bir ziyaretimiz oldu. Orada bu nafaka tartışıldı. Yurt dışında nafakayla ilgili mahkemeler karar vermiyor ki. Niçin vermiyor Danimarka ve İsveç? Diyor ki: "Karı koca boşandıysa bu çocuğun nafakasını ben öderim, sosyal devlet uyarınca ben bu çocuğa bakarım." Onun için orada yok. İki, eşle ilgili nafaka olayı yine vermiyor. Niçin? Efendim, bu boşanma nedeniyle eşler ayrıldı, fakruzaruret içerisine girdiyse ben vatandaşıma bakarım. Onun için orada nafakayla ilgili ceza yok, değerli üstadım. Yani burada Avrupa'daki örnekleri verirken vesaire bu karşılaştırmaları doğru yapmak lazım.
Üç, hapis cezasıyla ilgili evet, orantısızlık var. Burada görebildiğim kadarıyla -üye arkadaşlar beni bağışlasınlar- Komisyonun çoğu, ekonomiden gelen ve iş dünyasından gelen arkadaşlarımız, hukukçu arkadaşlarımız azınlıkta. Keşke burada tali komisyon olarak Adalet Komisyonunun da görüşü alınabilseydi, var azınlıkta.
BAŞKAN - Var, 5-6 tane var.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Var, azınlıkta. "Yok" demedim Değerli Başkanım. Yani keşke burada Adalet Komisyonun da görüşü alınabilseydi. Belki daha objektif bir sonuca varılabilirdi. Yani burada eğer siz komple hapis cezasını da kaldırırsanız, bu iş gayet rahat mafyaya gidiyor arkadaşlar. Çek senet tahsilatı denen bir mafya var. Yani biraz önce Sayın Çakır Bey 1985'lere gitti, 1992'lere gitti. Yani bu, bir gerçek. Yani bir yandan siz alacaklıyı da düşüneceksiniz, borçluyu da. Yani bu iki dengeyi biz tutmak zorundayız yasa koyucu olarak. Yani hapsi de çok ölçüsüz, abartılarak... Burada yani doğru bir denklem kurulmuş değil. Bu denklem de doğru kurulacak, alacaklısı da borçlu da korunacak.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bitiriyorum, son cümleler Değerli Başkanım, sabrınıza teşekkür ederim.
63'üncü maddenin (2)'nci fıkrasında şimdi burada diyor ki: "Birinci fıkra hükmüne göre çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi, çek hesabı sahibidir." Mahmut Tanal benim çek karnem var, çek sahibi kişiyim ben bulundurmakla yükümlüyüm. "Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması halinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi" Peki, bunun cezası olacak mı? Ben patronum, işverenim. Yanımdaki kişiyi ben mali konularda yetkili saydım, karara da işleyeceğim, tescil de edeceğim. Peki, ben diyecek miyim: Ben parayı orada mali işlerden sorumlu olan kişiye vermezsem, sorumlu olan o sorumluluğu ben kendi üstümden atıp burada cezada kurtulabilecek miyim?
İki, aynı şekilde çek düzenlemekte yetkili olan ben vekâletname verdim. O vekâletnameyi alan kişi çeki imzaladı, verdi. O cezadan vekâleti imzalayan kişi mi sorumlu olacak, yoksa çek sahibi mi sorumlu olacak bu cezayla alakalı, ilgili olarak? Veya burada hem çek sahibi sorumlu olacak veyahut da mali işlerden sorumlu olan kişi mi aynı zamanda bu cezadan sorumlu olacak?
Burada faizle bir olay var. "3095 sayılı Kanun'a göre faiz hesaplanır." diyor. Peki arkadaş, değerli iki bakanımız da burada. Burada kamu alacaklarında adamın 10 lira borcu, kamu alacaklarının faiz oranları yüksek, burada düşük yapıyoruz. Bu adilane bir sonucu da bulmak gerekmez mi? Çünkü kişinin vergi dairesine borcu var, oranın faizi yüksek, buranın faizi düşük. Burada borçlanıyor, bu faiz nasıl olsa düşük ben ödeyeyim, oranın faizi daha yüksek diyor. O zaman bunları da eşit hâle getirmek lazım arkadaşlar. Yani hukuk bir sanat işidir, bir eşitlik işidir, bir adalet işidir. Bu kanunlar içerisindeki bu aykırılıkları gidermekte yarar var.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunarım.