KOMİSYON KONUŞMASI

FAHRETTİN OĞUZ TOR (Kahramanmaraş) - Şimdi, burada 7.500 lira için bir ödeme yapacağız. Bunu da 7.500'ü aşması hâlinde aynı tarihte bir yıl sonra yapacağız. Mesela şu anda emekli olanlara veyahut dava yoluyla bunu kazananlara defaten ödeme yapıyoruz. Dolayısıyla, burada da defaten ödeme yapılmasa bile, burada 7.500 liranın artırılmasını söylüyorum ben, teklifim de bu yöndedir, orada teklif de var. En azından 15 bin liraya çıkmasını öneriyorum. Bu konuda da bir tane teklifim var. 7.500 lirayı az buluyorum ben. Mesela 7.600 lira hesaplandı diyelim, 100 lira için bir yıl sonra faiz uygulayacaksınız. Bir sürü iş; dosya insin, dosya çıksın. Dolayısıyla, 15.bine çıkardığımız zaman biz bu miktarı kırtasiyeyi önleriz diye düşünüyorum; birincisi bu.

İkincisi: Tasarıda bir yıllık süre şartı var. Bir yıllık süre şartının kaldırılması gerektiğini söylüyorum Sayın Bakanım, bir yıllık sürenin. Yani, tasarının kanunlaşmasından itibaren bir yıllık süre içinde müracaat şartı var. Şimdi, yurt dışında olabilir, köyde, kasabada olabilir, haberi olamayabilir, gerçi büyük bir çoğunluğu alacak ama çok küçük bir kesim için bir sürü mağduriyetler oluşacak.

Dolayısıyla, zaten ödediğimizi ödüyoruz biz, yüzde 90-95, belki daha yüksek oranda öderiz, dolayısıyla bir yıllık süreyi niye koyalım? Kalsın bir yıllık süre diye düşünüyorum ben.

Şimdi, miktarın 7.500 liradan 15 bin liraya çıkması uygun olur diye düşünüyorum. Şimdi, burada en önemli konu... Bilmiyorum, listeler geldi mi İsmail Bey? Babam otuz üç yıl ilkokul öğretmenliği yapmış, "Yavrum sen buradasın, üstelik sosyal güvenlikten gelmesin. Herkes para almış, biz niye almadık?" falan gibi söyledi, ben de o zaman hesaplattım. Şimdi, İsmail Bey de burada. Babamın emekli olduğu tarih 1987'dir, otuz üç yıl çalışmış. Şu anda babamın eğer 3'ün 8'inden -lise dengi, meslek okulu olduğu için- 1 lira civarında. Yani, 1'in 4'ü olsaydı... Ben öğretmeni çıkardım, 1'in 4'ündeki bir öğretmen 1991 yılında emekli olsaydı 1,76 kuruş alacaktı. Şimdi, bu tasarı kanunlaştığı takdirde, müracaat etti kişi, babam müracaat etti, babam 1,76 kuruş da almayacak, 1 liranın altında alacak, 42 kuruş alacak diye biliyorum ben. Ek göstergesi 600, otuz üç yıl; bir yıla 42 kuruş. Babama bu devletin vereceği bir yıllık ikramiye bedeli 42 kuruş. Otuz üç yıl çalışmış, 3'le çarp, 1,28 mi, öyle bir şey tutuyor, 2 lira bile değil. Kurum 10 liranın altındaki ödemeleri posta masrafını bile karşılamıyor diye göndermiyor. Şimdi, büyük bir ümitle bekliyor ki babam, 300-500 neyse, herkes almış, ben de alırım diye. Babamın suçu yok, bu kanun haksız bir kanunsa, babamın 1987'de emekli olması... Bunun gibi yüzlerce kişi var. Devlet haktan hukuktan yana olmalı diyorum. Mesela, hizmetli -birkaç unvan grubu da çıkardım ben- 1991 yılında emekli olmuş. Bunlar önümüze gelecek, bize beddua edecekler, ben biliyorum. 93 kuruş yıllık, 1 lira bile değil, sadece 93 kuruş. Beş yılsa, 5 kere 9, 45; 5 lira bile değil, müracaat için gelip gitme parası bile değil. Şimdi, hemen hepsinde benzer durumlar var. Mesela, hizmetlinin bugün emekli olsa bir yıllık ikramiye bedeli 2 milyon küsur, 2 milyon 57 bin lira civarında tutuyor, öğretmenin 2 milyon 653 bin lira tutuyor, işte, kıdemli albay, genel müdür, savcı, milletvekili gibi...

Şunu söylüyorum ben: Bu yasa ölü doğmamalı. Evet, devlete bir külfet getirir mi? Getirir. İki yıla yaymayız biz bunu, dört yıla yayarız ve Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği tarihteki emeklilik şartlarına emsal durumda olan görevlinin şartlarını bunlara da uygularız, oradan 3-5 kuruş çıkıyorsa bunu da iki yıl içinde ödemeyiz, dört yıl içinde öderiz. Faiz uygulamayalım. Anayasa Mahkemesi kararından sonra da güncelleyelim ama faiz uygulamayalım.

Şimdi, Sayın Genel Müdürümle arada ben görüştüm, Anayasa Mahkemesinin benzer başvuruları iptal ettiğini söyledi. Doğrudur, o karar çok doğru bir karar çünkü yasal zemin yok. Şu anda Emekli Sandığı Yasası'nda bu konuda, güncelleme konusunda yasal zemin yok, reddetmiştir, doğru yapmıştır. Dolayısıyla, biz yasal zemine kavuşturup yani 42 kuruş, 43 kuruş, 1 lira, 2 lira gibi vatandaşla dalga geçmeyelim diye düşünüyorum. Hatta, bir örnek de var. Bilmiyorum, belki, bunu araştırabiliriz, yanlış bilgi gelmiş olabilir, bu konuda maddi ve manevi tazminat davası açanların olduğunu biliyorum. Hatta, devlet dalga geçiyor diye... Yani, öyle bir para çıkıyor ki yani şimdi siz faiz uygulayalım diyorsunuz, 1 lira 42 kuruşa neyin faizini uygulayacaksınız? Fasa fiso yani faiz hesabı. Dolayısıyla, orada da devlet dalga geçiyor diye tazminat davası açıyor -yanlış bilebilirim- tazminat davasını kazananlar var. Yani, bu düzenleme hakça bir düzenleme değil. Devlete bunca hizmet etmiş, hiçbir kusuru olmadığı hâlde emekli olmuş, şu anda otuz yılın üzerindeki hizmetleri biz karşılıyoruz, tamam, defaten ödüyoruz ama geçmişte emekli olup... Kendi kabahati değil ki, böyle bir haksız uygulama varsa... Bunlara da Anayasa Mahkemesinin... Ha, devlete yük getirir mi? Getirir, doğru, kabul ediyorum ama biz iki yılda ödemeyelim diyorum bunu, dört yılda ödeyelim diyorum. Zaten bunların birçoğu yaşlı kesimler. Ben babamla ilgili örnek verdim, 42 kuruş olarak hesapladım, 3'le çarp, 3 kere 42, 1 lira 26 kuruş yapar. Şimdi, gel, 1 lira 26 kuruş... Yani bu hiç doğru bir şey değil, bize kızarlar yani bize beddua da ederler söyleyeyim. Bu düzenleme hakça bir düzenleme değil. Anayasa Mahkemesinin kararından önce emekli olanları güncelleyip devlet olmanın, adil olmanın, hakça olmanın gereğini yerine getirelim diyorum. Bu konuda gerek 7.500 liranın 15.000 liraya çıkarılması konusunda gerekse bu şekilde düzenleme konusunda bir önergem var, yani buna destek bekliyorum.

Şimdi, eğer bu düzenleme yapılmazsa 1 lira 26 kuruş alacak kişi veya 1 lira alacak kişi, 50 kuruş alacak kişi mahkemeye gidecek eşitliğe aykırı diye, hakça, adaletçe değil diye. Ya, ne bu sosyal hukuk devletine ne de hakka, hukuka sığar. Bunlar mahkemeye gidecek. Bizim gerek yürütmenin gerekse yargının iş yükü azalmayacak, öyle diyorum ben. Ha, kazanır, kazanmaz ayrı mesele ama biz doğruyu yapmak zorundayız. Burada hakça bir düzenleme yapmamız gerektiğini düşünüyorum.

Evet, bunu şu şekilde söylüyorum: Tabii, sanıyorum 1979'lu, 1980'li yıllarda bir arkadaşımın babası, orta bir görevli, emekli oldu, gitti Aydınlıkevler'den bir ev aldı. Eskiden emekli ikramiyesi bir güvenceydi, şimdi çok gerilerde kaldı. Dolayısıyla, yani buradan gerek ileri yaşta emeklilerimize bir 3 kuruş, 5 kuruş para çıkarsa bir memnuniyet de yaratmış oluruz diye düşünüyorum ben.

Kısaca, önergeme destek bekliyorum.

Teşekkür ederim.