KOMİSYON KONUŞMASI

KADİM DURMAZ (Tokat) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, Değerli Bakanım, kıymetli arkadaşlar, değerli bürokratlar, basınımızın değerli temsilcileri; Hükûmet geçmişte de, 2008, 2011 ve 2013 yıllarında varlık barışı kanunları çıkarmış, bu kanunlarla, yurt dışında varlıklarını yurt içine getiren Türk vatandaşlarının yüzde 2 oranında vergi ödemeleri koşuluyla bu varlıkların ülkemize girişine izin vermişti. Şu an Meclise sunulan yeni düzenlemeyle, yurt dışında para, altın, bono, tahvil, hisse senedi gibi varlıklarını 31 Aralık 2016'ya kadar yurda getirecek şirketlerden veya gerçek kişilerden hiçbir vergi alınmayacak, bu paradan dolayı denetim yapılmayacaktır. Yine, önceki varlık barışı kanunlarında bildirimler vergi dairesine yapılmaktayken bu kez doğrudan bankaya bildirimde bulunacak ve para da 2016 yılı sonuna kadar ülkemize getirilecektir. Yurt dışındaki alacaklarına ya da taşınmazlarına ilişkin 2016 yılı sonuna kadar bildirimde bulunan şirketlere veya gerçek kişilere de bunların getirilmesi için bir yıllık süre tanınacaktır. Şirketlerin yurt dışından getirecekleri paraların sermayeye eklenmesi zorunlu olmayacak, şirketler isterse bu parayı bankaya mevduat olarak yatırabilecek, bina alabilecek, başka bir şirkete sermaye olarak koyabilecek, hatta isterse tekrar yurt dışına bile çıkarabilecektir. Para ülkeye başka bir kişi adına da getirilebilecek, bu durumda veraset ve intikal vergisi istenmeyecektir.

Yıllardan beri artık şehir efsanesine dönüşen on dört yıldır Hükûmet olarak güven veremeyip yurt dışında olduğu varsayılan 135 milyar dolarlık yurttaşlarımızın paralarını acaba ülkemize döndürebilir miyiz diye bir düşünce de hâkim. Yine, biraz da kara para aklayacak, bizlere kapalı ama sizin bildiklerinizin paraları mı gelecek? Çıkarılmak istenen bu yeni yasayla devlet, getirilecek olan para üzerinden vergi almıyor, sermayeye ekleme zorunluluğu istemiyor, kendi isimlerinin ortaya çıkmasını istemeyenlere de başkasının adına getirme yolunu açarak bir yan yol açıyor. Hukuk kurallarının, şeffaflığın bütünüyle ihlali Hükûmet eliyle her düzenlemede olduğu gibi yine gerçekleştiriliyor. Varlık Barışı Kanunu'nun gerekçesi olarak vergi toplayalım, vergi geliri yaratalım düşüncesinin değil, ekonominin kaynak ihtiyacının giderilmesi ortaya konuyor. Yani, ülkeye para gelsin de akıbetini sormuyoruz. Nereden geldi, niye geldi önemli değil. Bu, kara para aklamanın bir başka şekli değil midir?

AKP Hükûmeti hukuksuz işler yapmaya alıştı, bunu geçmişteki birçok uygulamalarıyla hepimiz birlikte yaşadık. Artık yurt dışına kaçırılan paraları rahatlıkla getirebilecekler. Yapılan her düzenleme Meclisin iradesiyle birilerinin hukuksuzluğuna hizmet etme alışkanlığını artık yaşamaktayız. Yurt dışından getirilecek paralar ve varlıklarla ilgili olarak daha önceden alınan yüzde 2'lik verginin alınmaması bir teşvik unsuru olamaz ve olmamalıdır. "Vergi alınmıyor." diye insanlar varlığını ülkeye çekecekmiş gibi aktarıyorlar, bu, kamuoyunda farklı bir algı yönetimi. Sadece "Vergi alınmaz." diye kimse varlığını bizim ülkemize taşımaz. Yani, "Vergi alınmıyor." diye kimse varlığını Türkiye'ye geçmişte getirmediği gibi bugün de getiremeyecek ancak hafızalarda kalan ve bu ülkenin hak etmediği kara para trafiğinin yeni bir ülkesi hâline gelmek gibi acı bir tabloyu yaşayacağız.

Bu düzenleme birilerine özel servis gibi gözüküyor, ne acı ki algı maalesef bu. Çok sağlıklı bir sonuç çıkamayacağı ve çıkmayacağı da kesindir. Hukuki güven sağlamayan bir ülkeye ne yabancı sermaye ne de yurt dışındaki yerli sermaye dönüş yapmaz. Sıkıntı hâlinde çözüm olan yargıya güven kalmamıştır çünkü artık bu ülkede yargı talimatlarla hareket etmektedir. Çok bilinen bir laf vardır: "Sermaye ürkek bir tavşan gibidir, bir kez ürküttünüz mü bir daha arayın ki bulasınız." Bu tasarı bir yandan da on dört yıllık iktidarı boyunca adı yolsuzluklarla anılan ve bunlara göz yuman bir iktidarın yurt dışına hukuksuzca aktardığı altın ve dövizleri geri getirme tasarısı mı acaba? Bu nasıl bir düzenlemedir ki gelecek paraların banka üzerinden gelmesi şartı bile yok. Hiçbir denetleme mekanizması yok. Nereden geldiği belli olmayan bu paralar için bavul da, kamyon da, özel uçak da, kutu da, deve de, kervan da uygun; yani bavul da oluyor kamyon da.

Yeni düzenlemeyle yurda gümrük kapılarından yeni girecek ya da çıkacak paraların hiçbir sorgu suale uğramaması için Gümrük Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun, Türk Ceza Kanunu'nun suçtan kaynaklanan mal varlıklarının yurt dışına çıkarılmasını öngören maddesi devre dışı bırakılmış olacak. Yani rüşvet parasını girdi-çıktı yap, her şeyi düzene koy. Ayrıca, affın başlangıcını belirleyen milat da yer almıyor. Dolayısıyla, düzenlemeyi bugün duyan herhangi biri, isterse bugün isterse yasa çıktıktan sonra, örneğin vergi kaçakçılığı ya da rüşvetle elde ettiği suç gelirini önce yurt dışına sorgusuz sualsiz çıkarıp sonra da aynı şekilde yine ülkemize getirebilecek. Miladın olmaması ve gümrüklerden para girişi ve çıkışlarına hiçbir şekilde inceleme ve soruşturma yapılmayacak teminatı, şaibeli paralara sahip kişilerin paralarını aklamaları için büyük bir zırh sağlayacaktır.

Değerli milletvekilleri, parayla bu kadar işi olanlar kimler biliyor muyuz? Ama, hafızalar, bellekler şöyle yenilendiğinde bunların kimler olduğunu birçoğumuz bilmekteyiz. Rüşveti, yolsuzluğu aklamak isteyenler kimler çok iyi biliyoruz. Yani, boşuna algılarla oynanmasın, açık ve net bir şekilde görüyoruz ki bu tasarı yolsuzluklara, rüşvete, kara paraya yer açıyor yani birilerine özel yasa çıkarılıyor.

"Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı" şartı da yok. Yurt dışındaki varlıkların Türkiye'ye getirilmesini düzenleyen madde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma şartını da kapsamıyor. Denetim ve vergi zırhından yararlanacakların teknik ifadeyle Türkiye'de yerleşik kişiler yerine gerçek ve tüzel kişiler olarak ifade edilmesi nedeniyle yabancı ülke vatandaşlarının da şaibeli paralarını Türkiye'de aklama fırsatı bulacaklarını belirtiyoruz.

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Kaçırdığı vergiyi izah edenlere ücret yok, artık vergi kaçırana ceza da yok. Burada hukuk dışı bir düzenleme var; yoksuldan söke söke aldığınızı zenginden alamıyoruz. Vergi kaçağından şüphe duyulursa ilgili şirket ya da kişi izaha davet edilecek, bu kadar da basit bir uygulamayla kurtulacak. Burada devletten vergi kaçıran mükellef her koşulda aklanmak için güzel bir düzenlemeye kavuşuyor. Vergi kaçırdığı tespit edilse dahi indirim uygulanacak, izaha davet edilenler devlete ödemesi gerekenden daha eksik vergi ödeyerek yoluna devam edecektir. Burada hangi ortamı güzelleştirdiğimizin farkında olmamız lazım. Vergi kaçakçısını ödüllendirmek niye? Vergiyi kim kaçıracak? Büyük sermayeler, haksız kazanç sahipleri ve belli yandaşlar hem de ne acı ki Meclis iradesini kullanarak. Maddeye göre henüz vergi incelemesine başlanmadan veya takdir komisyonuna sevk edilmeden önce ilgili makamlar tarafından vergi kaybı olabileceğine dair ön tespitte bulunmaları hâlinde mükellefler derhâl izaha davet edilecek, ödemesi gerekenden düşük miktarlarla uzlaşarak yoluna devam edecektir. Sahte belge kullandığına dair ön tespit yapılan mükellefler eğer kullandıkları her bir sahte belge 50 bin liranın altındaysa ve mükellefin ilgili yıldaki toplam mal ve hizmet alışlarının yüzde 5'ini aşmıyorsa yine izaha davet edilecek, böylece sahte belge kullanan bazı mükellefler, bazı siyasiler bu izah yoluyla incelemelerden kurtulacaktır. İzaha davet edilmesi iktidarın denetiminde oldukça sadece yandaşlara izah daveti gidecek, diğer mükelleflerin ne olacağını da merak etmekteyiz. Ayrımcılık yapılmayacak mı? Siyasi amaçlarla kullanılacağının endişesini duymaktayız. Ülkemizin kaybettiği itibarına kesinlikle oy birliğiyle sahip çıkmak durumundayız. Unutmayınız ki iktidarınız döneminde önce faiz cenneti yaptığınız ülkemize yabancı bankalar ve sermayeler gelmiş ama ayarını bozduğunuz hukuk terazisiyle o bankalar ve paralelindeki sıcak paralar iki yıldır sürekli yurt dışına akıp gitmektedir. Hatta, devletin cari açığını ödüyorum diyen uluslararası cambazların şu anda yargılandığını gördükçe ülkemiz adına ciğerimiz sızlamaktadır.

Sayın Bakan, değerli arkadaşlarım; gelin, hep birlikte ülkemizin yararına olmayan, itibarına dip yaptırdığınız Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden uluslararası arenada saygınlık kaybetmemesi adına bu yasayı gözden geçirip geri çekelim diyorum.

Teşekkür ediyorum.