| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Teklifi(2/1310) |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 27 .07.2016 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bütün çalışmaları bitmeden inşallah bu konularla ilgili çalışmayı arz ederiz Komisyonumuza.
Tabii, tasarıyla ilgili farklı değerlendirmeler yapılabilir ama özellikle tasarının genelinde benimsemiş olduğumuz yaklaşım her hâl ve takdirde vergi veya prim aslını almak. Şöyle bir görüş ifade edildi: "Tasarının veya bu yasal düzenlemenin başarı kazanması için, daha fazla başarı kazanması için vergi aslının da bir kısmından vazgeçilsin." şeklinde bir değerlendirme oldu. Bu noktada farklı düşünüyoruz. Bize göre, yaptığımız, hepimizin yaptığı ortak değerlendirmelerden hareketle, en azından vergi veya prim aslından asla vazgeçmememiz gerekiyor. Çünkü, o tutar, kişi için devlete karşı borçlanılan miktarı gösteriyor. Onun için, herhangi bir şekilde başvuru sayısını artırmak amacıyla... Özellikle Bülent Kuşoğlu vekilimiz bu konuda bir öneri geliştirdi, "Vergi aslının bir kısmından vazgeçin." şeklinde, o yaklaşıma katılamayacağımız özellikle belirtmek isterim.
İkinci olarak, "Acaba ÜFE yerine TÜFE olabilir mi?" şeklinde bir değerlendirme yapıldı. Normalde bakıldığında yani TÜFE'yi almamız hâlinde mükellefin ödeyeceği tutar yukarı çıkıyor. Prensip olarak ortaya koyduğunuz tutuma katılıyorum. Aslında, normalde farklı farklı oranlar alınabilir. Bazen devlet tahsil etmediği para için bugün gecikme zammını yüzde 16,80 alıyor. Normalde diyelim ki bankadaki bir mevduat burada değerlendirildi, bankadaki mevduat oranı yüzde 11, 12'yken biz devlet olarak süresinde ödenmemiş alacaklar için yüzde 16,80 alıyoruz; bu bir finansman aracı olarak kullanılmasın diye. Bir başka oran, tecil faizi oranı alınabilir, bu durumda da yüzde 12. Bu da gerçekten bugün piyasadaki faiz oranına yakın bir oran. Üçüncü olarak kanuni faiz oranı alınabilir, yüzde 9. Onu, nitekim, vereceğimiz önergeyle bundan sonraki taksitler için kanuni faizi almayı düşünüyoruz. Dolayısıyla, burada farklı farklı ölçütlerden önceki yasalarda da hep yurt içi ÜFE kullanıldığı için ve mükelleflerin de burada özellikle taksitli ödeme hâlinde üzerlerine gelebilecek yükümlülüğü uygun kılabilmek için böyle bir oran benimsedik. Onun için, yurt içi ÜFE'ye, TÜFE'ye değiştirmemiz hâlinde vatandaşın taksitlerde ödeyeceği gecikme tutarı artıyor. Onun için, onu tamamen denge yaklaşımı içerisine katamıyoruz.
Erhan Usta Bey'in söylediği tablolarla ilgili de, bir kısmını çıkardık, arkadaşlar hepsini çıkardıkça bana getiriyorlar, hepsini beraber toplayınca yani vergi türleri itibarıyla olsun, gerek aralıkları itibarıyla olsun gerekse yılları itibarıyla olsun o çalışmaları birazdan size arz edeceğiz.
Teşekkür ediyorum.