| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .11.2014 |
SALİH KOCA (Eskişehir) - Sayın Başkanım, değerli Bakanım, değerli Komisyon üyelerimiz, değerli hazırun; ben de gecenin bu vaktinde herkesi saygıyla selamlıyorum.
Dünyada en değerli hazine insan hayatıdır. Anayasa'mızın 5'inci maddesinde de vatandaşlarımızın huzuru ve mutluluğunu sağlama yükümlülüğü devletin temel amaç ve görevleri içerisinde sayılmıştır. Hükûmetimiz ve Bakanlığımız, İleri Bir Demokrasi, Büyük Bir Ekonomi, Güçlü Bir Toplum, Yaşanabilir Bir Çevre ve Marka Şehirler ve Lider Bir Ülke olarak belirlediği 5 temel hedefle Türkiye'yi liderliğe taşıyacak yol haritasını deklere etmiştir. Bu amaçla, on iki yıl süresince çok büyük adımlar atılmış olup atmaya da devam ediyoruz.
İktidarımız, işte bu 5 temel hedeften 1 tanesi olan "Yaşanabilir Bir Çevre ve Marka Şehirler" düsturuyla bir toplum için önemi bu kadar büyük olan şehirlerimizle ilgili hassasiyetini en üst seviyede tutmuştur. Bu hassasiyet gereği, Bakanlığımızın yaptığı ve yapacağı çalışmalar ile şehirlerimizin ve insanımızın gelişmesi ve zarar görmemesi için devrim niteliğinde önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir.
Ülkemizde bugüne kadar yapılan, özellikle 1999'dan önce yapılan konut stokunun önemli bir kısmı, gerekli mühendislik hizmetinden yoksun ya da yetersiz kalmasından dolayı depremlere karşı dayanıksız ve sağlıksız durumdadır. Ülkemizde bu konuya yönelik daha önce yapılan yasal düzenlemeler incelendiğinde finansman boyutunun zayıf olduğu, yaptırım gücününse neredeyse hiç olmadığı görülmektedir. Bunun yanında çoğu uygulama afet öncesindeki değil, afet sonrasındaki düzenlemeleri kapsamaktadır. Oysa dönemizde yapılan yasal düzenlemeler daha çok afet öncesinde gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik olmuştur.
Ülkemizde başta deprem olmak üzere, afet riskinin yüksek olması, kaçak ve sağlıksız yapılaşma oranının yüksek olması sebepleriyle bu alanların sağlıklı yaşam çevrelerine dönüştürülmesi amacıyla yeni bir mevzuat düzenlemesine ihtiyaç duyulmuş ve 2012 tarihinde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çıkarılmıştır. 6306 sayılı Kanun'la yara sarma değil, muhtemel bir afet esnasında yara alma riski en aza indirilerek ülke genelinde güvenli ve yaşanabilir alanların oluşturulması amaçlanmıştır. Bu kanunla, can ve mal emniyeti bakımından riskli ve görüntü itibarıyla da çirkin olan yapılaşmalar ortadan kaldırılabilecek, estetik yapılar elde edilebilecek ve halkın daha sıhhatli ve emniyetli şartlar altında ikametleri de temin edilecektir. Böylece Anayasa'daki "sosyal hukuk devleti" ilkesinin hayata geçirilmesi için mühim ve tesirli bir adım atılmış olacak, vatandaşlarımızın ve ülkemizde yaşayan herkesin devlete itimadının da daha pekiştirilmesi sağlanacak, güvenli konutlarda yaşayan vatandaşlar psikolojik olarak rahat olacak ve sosyal dayanışma duygusu artacaktır.
Diğer bir önemli çalışmaysa kentsel dönüşüm hamlesi olarak karsımıza çıkmaktadır. Kentsel dönüşüm hamlesi, ülke genelinde yıpranmış kent alanlarını temel planlama ilkeleri doğrultusunda kapsamlı şekilde yeniden ele alarak yaşanabilir hâle dönüştürmek amacıyla başlatılmıştır. Bu amaç doğrultusunda çevresel, sosyal, ekonomik, fiziksel açıdan yıpranmış alanların şehre ve ülkemize kazandırılması planlanmaktadır. Hükûmetimizin kentsel dönüşüm hamlesi hiç şüphe yoktur ki, ekonomik gelişme, kentsel yenilenme ve can ve mal güvenliği gibi 3 hedefe dönük önemli bir politika aracı olmuştur. Kentsel dönüşüm, sadece mimari-mühendislik değişimi değil enerji tasarrufundan, ekonominin büyümesine, iş-aş sağlanmasına hatta demokrasinin güçlenmesine katkı sağlayacak bir bütünlük arz etmektedir. Kentsel dönüşümle bina değil, site değil, mahalle kurmaya yöneldik, yönelmeliyiz. Kentsel dönüşüm projeleri daha insan odaklı olmalı, vatandaşlarımız proje tasarımına katılmalı, sosyologlar ve mimarlarla proje yapımında istişare edilmeli ve birlikte çalışılmalıdır. Yeni projeler huzur şehri kurmak için huzurlu mahalle kurmaya dönük olmalıdır.
Geleneksel mahalle kültürünü sonuna kadar yaşatma konusunda bugüne kadar azami hassasiyeti gösterdik, göstermeye devam etmeliyiz. Geleneksel mahalle kültürünü kentsel dönüşüme kurban etmeden, mahalleyi sosyalleştiren, huzur ve güven yaratan geleneksel çarşıları da aynı şekilde korumalı, AVM'lerle çarşıları ayrı ayrı yerde ve birlikte yaşatabilmeliyiz. Bunlara yönelik ülke genelindeki bütünlük ve estetik için gerekirse yasal düzenlemeler yapıp, Bakanlığımız tarafından belediyeleri denetlemeliyiz.
2023 vizyonumuzla şehirlerimizi, insanımızın hayat standartlarının yükselmesi ve küresel rekabete hazır olması için farklı alanlarda marka şehirler hâline getirme hedeflerine kararlılıkla yürümeliyiz. Bu vizyonla şehirlerimizi rahat ulaşımı, tertemiz havası ve doğası, üst düzey estetiği, güçlü ekonomisi, huzurlu ve mutlu insanları ile daha "yaşanabilir" mekânlara dönüştürme kararlılığımızı sürdürmeliyiz.
Çocuklarımızın rahat rahat inip çıkabilecekleri konutlar inşa etmeliyiz. Gördüklerimiz taş, beton, asfalt, kalabalık olmamalı, şehre gönül gözüyle bakıp şehrin ruhunu, tarihini, medeniyetini, kültürünü görebilmeliyiz. Konulan taşların nasıl bir ruh, nasıl bir heyecan, nasıl bir felsefe taşıdığını görebilmeliyiz. Şehrin insanı şekillendirebildiği ortamlar oluşturmalı; şehrin harekete göre değil, hareketin şehre göre şekillendiği, pazarın, çarşının, cami, imaret, çeşme, park ve bahçenin, hükûmet konağının yerli yerinde olduğu, kısaca telaşa değil, huzur, dinginlik, sükûnetin hakim olduğu şehirleri hep birlikte kurmalıyız. Sayın Bakanımızın yaptığı konuşmalardan bu konulardaki hassasiyetini biliyor ve şahsında kendisine ve ekibine teşekkür ediyoruz.
Maalesef zamanında deprem analizleri yapılmadan plansız, programsız, gelişigüzel gerçekleştirilen yanlış imarlar nedeniyle, yaşanan afetlerde büyük kayıplar verdik. Hükûmetimizin, Bakanlığımızın bu gerçekle yüzleşerek bu durumu tersine çevirmek ve gerekli tedbirleri önceden almak için on iki yıldır büyük bir kararlılıkla hareket ettiğini biliyoruz. Tabii, yılların ihmalkârlığını bir anda telafi etmek de mümkün olmuyor. Hükûmetimiz milletimize ve ülkemize bu faturayı ödetmemek adına Planlı Kentleşme ve Konut Üretimi Projesi kapsamında, on iki yılda tüm ülke sathında 600 binden fazla konut üretti. Özellikle sosyal konutlar ile dar gelirli vatandaşlarımızı ev sahibi yaptı. Sadece konut değil, okulu, spor salonu, yurdu, pansiyonu, sağlık ocağı, hastanesi, camisi, kütüphanesi, engelsiz yaşam merkezi gibi sosyal donatılarıyla yeni mahalleler inşa etti, inşa etmeye de devam etmeli ve inşallah, hep beraber 1 milyon hedefine ulaşmalıyız.
Burada, sonuç olarak bazı önerilerimi değerli hazırunla paylaşmak istiyorum, aslında geçen yıl da bu önerilerimi paylaşmıştım ama Sayın Bakanımızın bu sene burada olması hasebiyle tekrar dile getirmek istiyorum.
Kentsel dönüşümde belediyeler riskli alan ilan ediyorlar yani belediyelerin önerdiği alanlar Bakanlığımız tarafından riskli alanlar olarak kabul ediliyor ancak dönüşümü gerçekleştirmede vatandaşlardan gelen tepkiler nedeniyle isteksiz ve yavaş hareket edildiğinden, Hükûmetimizin hedeflerine uygun şekilde hızlı bir şekilde ilerlemediği bölgeler oluyor. Özellikle belediyelerin iktidardan olmadığı noktalarda bu aksamaları daha fazla görebiliyoruz. Bu anlamda, bu kentsel dönüşüm projelerinin zamanında yapılması, planlanması adına, belediyelere bir süre verilmesinin, şayet veriliyorsa -bunu bilmiyorum ama- o planlamaları yapmaları konusunda bir süre verilmesinin uygun olacağını düşünüyorum.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Bütün yetkileri kendinize alın, daha uygun olur!
SALİH KOCA (Eskişehir) - Belediyeler yapıyor zaten.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Belediyelerin yetkilerinin hepsini alın, daha doğru olur!
SALİH KOCA (Eskişehir) - Bakın, ben ne söylediğimi biliyorum. Lütfen...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - "Ne okuduğumu" deyin bari.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Yerel demokrasi diye bir şey var mı yok mu?
SALİH KOCA (Eskişehir) - Arkadaşlar, ben bir inşaat mühendisiyim ve ne söylediğimi biliyorum. Eczacı değilim Özgür. Bir dinle. Bir inşaat mühendisi olarak bunları söylüyorum. (AK PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf atmalar)
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, lütfen, arkadaşımız konuşmasını bitirsin.
AHMET ARSLAN (Kars) - Burada kitap okudunuz siz.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Belediyelerin yetkilerinin hepsini merkeze alın, en iyisi o!
SALİH KOCA (Eskişehir) - Bu sürenin takipçisi hep beraber olmalıyız diye düşünüyorum.
Kentsel dönüşüm avantajlarını kullanmak isteyen vatandaşların imar hakkı açısından birtakım belirsizlikler olduğunu ya da öyle gördüklerini biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SALİH KOCA (Eskişehir) - Bazı durumlarda belediyelerin farklı davrandığını da biliyoruz. Bu anlamda, vatandaşlara kentsel dönüşüm ve afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi meselesi daha detaylı olarak anlatılmalı devletin arsa veya evini elinden alacağı kaygısı giderilmelidir. Hakları, kazanımları vatandaşlara detaylı anlatılmalıdır. Örneğin, KDV, faiz desteği, belediye harçları konusunda ödemeyecekleri rakamlar ve kira yardımı gibi hakları detaylı bir şekilde anlatılmalı, daha önce bastırılan sorulu cevaplı el kitapçıkları gerekirse dönüşüm yapılacak bu alanlarda evlere tek tek dağıtılmalıdır.
Mevcut yapılaşmanın olduğu alanlarda olmasa bile imara açılan yeni alanlarda yapılan toplu konut sitelerinin yeni kurulan şehir merkezlerinde sosyal donatılarına ilaveten teknik altyapıları için merkezî bir kanal sistemi yapılması sağlanmalıdır. Elektrik, telefon, İnternet altyapısı, doğalgaz, su yağmur suyu, kanalizasyon ve benzerleri için çalışma yapan kurumlar arasında koordinasyon sağlanmalıdır. Her bir kurumun kazı yapması engellenmeli, daha şehir kurulurken yapılacak kanal sisteminde çalışmaları istenmelidir. Böylece yeni yerleşimlerde sürekli kazılan ve tamir edilen yolların oluşturduğu ekonomik ve işgücü kaybı da engellenmiş olacaktır.
Yapı denetim sisteminin 81 ilde yaygınlaştırılmasıyla önceki dörtlü TUS sistemine göre ilerleme sağlanmıştır. Yapı denetim firmalarına da e-devlet üzerinden belki iş dağıtılması konusunda bir çalışma yapılmalı ve bu anlamda iş dağıtılması konusundaki sorunların da çözülebileceğini düşünüyorum.
İş güvenliği sertifikası takvime bağlanmalı, firma kapatma cezaları uygulandığı taktirde, herhangi bir suçu olmayan ...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Toparlayabilir misiniz Sayın Koca.
SALİH KOCA (Eskişehir) - ... diğer vatandaşların da mağduriyetinin giderilmesi açısından firma kapatma cezaları belki son olarak uygulanıp, ondan öncesinde birtakım para cezaları veya iş almama, daha doğrusu daha az iş verme gibi birtakım cezalar üzerinde durulmalıdır.
Yine, illerde tüm kamu kurumları bakım, onarım ya da yeni bina yapım işlerini kendi ödenekleri ve Kamu İhale Kurumu mevzuatına göre yapmaktadırlar. İl özel İdaresi ve Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüzün teknik destek verdiği ihale öncesi, ihale ve ihale sonrası denetim hizmetleri dağınık bir yapıda gerçekleştirilmektedir. Gerçekleşen bu üç safha çoğu zaman ayrı ayrı kurumda yapılmaktadır. Bu da teknik personelin verimsiz kullanımına ve teknik konularda farklı yaklaşımlara neden olmakta, kamu harcamalarında birlikteliğin sağlanamamasına neden olmaktadır. Bu anlamda, bu tür yapılan işlerin tek birim altında toplanmasının uygun olacağını ben düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SALİH KOCA (Eskişehir) - Tamamlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Lütfen.
SALİH KOCA (Eskişehir) - Son olarak Büyükşehir Yasası'nın önemli olduğunu düşünüyorum.
İllerin tamamındaki plan bütünlüğü açısından gerçekten çok önemli bir yasa çıkarıldı. Bu anlamda, farklı bir çalışmanın daha yapılacağını, uygun olduğunu düşünüyorum.
Gerekirse illerin önümüzdeki elli yılı, yüz yılı planlanmalı, illerde yapılacak ola yeni gelişim, yerleşim alanları planlanmalı, buralardaki yeşil alanlar, parklar, okullar, yurtlar, pansiyonlar, hastaneler, camiler, kütüphaneler, engelsiz yaşam merkezleri, üniversiteler, sanayii alanları, vesaire yerleri belirlenmeli, gerekirse bu yeni gelişim alanlarıyla ilgili olarak maketler yapılmalı, kişiler yapmak istedikleri yatırıma göre yerlerini almalı, rant ortadan kalkmalı ve Bakanlığımızın buna öncülük etmesi gerektiğine inanıyorum. 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Bakanlığımıza üst ölçekli mekânsal stratejik planlamaların yapılması konusunda alınan yetki bu anlamda çok önemlidir diye düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koca, bitirebilirseniz... Lütfen...
SALİH KOCA (Eskişehir) - Bu düşüncelerle, Bakanlığımızın 2015 yılı bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, teşekkür ediyorum.