| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 20 .11.2014 |
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, Sayın Başkan; hepinize teşekkür ediyorum.
Tabii, ben, şimdi, böyle yarım saatte, bir saatte, iki saatte, üç saatte bu kadar soruyu nasıl cevaplayacağım? Ama sizlerden istifade ettiğimi öncelikle belirtmek istiyorum.
Sayın Kuşoğlu'nun söylediği birçok konuya katıldığımı belirteyim. Felsefesini şöyle yapabilir miyiz, bilmiyorum: Ben bir gün iki saat ayırayım, size anlatayım ama böyle burada bu kadar arkadaşı meşgul etmeyeyim. Ben bu konuda sizin gibi düşündüğümü söyleyeyim sadece o kadar.
BAŞKAN - Sadece çerçevesini belki.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bütün arkadaşlar da merak eder belki.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Aşağı yukarı sizin gibi düşündüğümü ifade etmek istiyorum.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bütün arkadaşlar katılabilirler, hep beraber.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Bütün arkadaşlar da beraber olabiliriz, tamam ama yani bu takdir edersiniz ki çok uzun bir konu yani dakikalarca konuşulması gerekiyor. Felsefenizle hayatın gerçekleri arasında ortak bir noktayı bulmanız gerekiyor. Orada bazen beyin bitiyor ve akıl ermediği, artık ondan sonra duvara çarptığınız hâller oluşuyor, bunları konuşabiliriz.
Avrupa IPA kaynaklarının, tabii, bizim, orada... Farklı bir şey yani bizim bürokrasimizle Avrupa IPA'nın, Avrupa Birliğinin bürokrasinin frekansları aynı değil, bu yüzden de işler bizim istediğimiz hızda olmuyor takip edilmesine, vesaireye rağmen. Yani, Avrupa Birliğinin bakışı farklı. Bazı yerlerde de, ben bunları yüzlerine de söyledim, çok iyi niyetli de olmadıklarını söyleyebilirim. Yani, bazı bahaneleri de şey değil.
Saraçoğlu lojmanlarıyla ilgili bir arkadaşımız daha sordu, biraz sonra sanıyorum onun ismini hatırlarım, bir vekilimiz daha sordu aynı soruyu.
MUSA ÇAM (İzmir) - İzzet Bey sordu.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Evet, İzzet Bey sordu.
Şimdi, bir yarışma olacak. Ben orada hatta Kızılayı işin içine katmak istedim. Ankara Ticaret Odası, Mühendisler Odası ve Kızılayı ben başlangıçta katarak olacak olası yerleşimlerden istifade eden Kızılayın faydalanmasını ben düşünüyordum sonra şekil farklılaştı şimdi de orada ne yapacağımızı düşünmek için bir yarışma yapıyoruz. Kimsenin kristalleşmiş, kesinleşmiş bir projesi yok, benim de yok. Yani, öyle ticari falan olması da düşünülmüyor ama nasıl olmalı ki orası en iyi olsun? O binaların çoğu da riskli. Zaten mahkemenin kaybettirilmesindeki şey de şu: Birkaç tanesinde alınıp tümünde alınmaması gibi bir teknik eksiklikten kaynaklanıyor ama ne yapılması lazım gerektiğiyle ilgili bir yarışma düzenlenmekte ve ondan sonra da buna karar verilecek ama yani böyle AVM falan değil ama ne, nasıl olmalı ki orası en güzel olsun. Burada her düşünen insanın düşüncesine de ihtiyacımız olduğunu söyleyebilirim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bakanlığınız bünyesinde düzenlenecek değil mi?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Tabii, tabii.
Kentsel dönüşümle ilgili diğer arkadaşlarıma da cevap vermek istiyorum. Yani, şimdi, bir kere çevreyle inşaatçılığın, çevreyle şehirciliğin, biri birinin alternatifi falan değil. Yani, birisinden bahsederken bir diğerinden bahsetmemek veya birinden bahsederken diğerini yok saymak, diğerini önemsememek değil ama size birisi kentsel dönüşümle ilgili çok soru soruyorsa, televizyona çıktığınızda "Kaç binayı yaptınız kardeşim?", işte "Şu neydi? diye sorduklarında siz de onu cevaplıyorsunuz. "Bir dakika, yüzde 50 bu, yüzde 50 bu." diyemezsiniz ya da buna bir yüzde de veremezsiniz. Yani, birinin diğerine tercihi ya da birinin diğerinin alternatifi diye bir söz konusu değil. Hatta, değerli vekilimizin söylediği o 7 sayfalık konuda da zaten birimle ilgili olduğu için yani o bir... Sayfada da hata var ama yani bu onun daha az değerli, bir diğerinin...
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Yok, o anlamda söylemedim, daha az yer almış.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Mesela, mekânsal stratejik plan, bunlarının hepsinin üstünde düşünülecek olan ve hepsine yön verecek olan bir şey. Şu anda başladık, tüm bu sorunların bizden sonraki kuşaklarda en azından daha az inmesinde fayda olacak bir şey ama 1 sayfada anlatıldı. Yani, onun daha az önemli olduğundan falan değil.
Şimdi, kentsel dönüşümde, bu işte bir model oluşturamıyorsunuz, bu işte bir model oluşturamıyorsunuz. Yani, hangi modeli deseniz bir başka sorunla muhatapsınız ama bir model var ki o oluşmuş, binde milyonlarca, milyarlarca yıl burası deprem bölgesi, bu model belli, peki hangi modeli uygulayacağınızı düşündüğünüzde, prototip bir şey üretemiyorsunuz çünkü her yerinki bir başka şey. İstanbul'da Kadıköy'de Bağdat Caddesi'nde 1,80'den 2,07'ye çıktığı zaman orada herkes kentsel dönüşüm yapabildi, bir nevi de varsılların istifade edeceği bir yasaya döndü bu ama bir başka yerde bunu yüzde 30, yüzde 40, yüzde 50 de -Vedat Bey'in anlattığı gibi de yapsanız- yapsanız kahir ekseriyet yoksullar olduğu için, yer de çok berbat olduğu için "Kalkın buradan gidin." diyemeyeceğiniz için de orada da imar artışına gitmeniz lazım. Hem bunu yapmayacaksınız hem o insanları ev sahibi yapacaksınız ve o riskten kurtaracaksınız, böyle bir model de yok, 6,5 milyon binayı, böyle bir şeyi devletin bütçesiyle karşılayarak değiştirebilme şansı yok. İnşallah, bu kentsel dönüşümde birileri... Sonra, sadece Bakanlık yapmıyor bunu; belediyeler yapıyor, TOKİ yapıyor, özel sektör yapıyor ve Bakanlık yapıyor, Bakanlık-belediye birlikteliğiyle yapılıyor ayrıca, birkaç modeli var bunun.
Parça parça ileride yine cevaplayabilirim ama mesela yerel yönetimlerle alakalı ben Bakan olduktan sonra çoğu yetkileri belediyelere verdim ama bir arkadaşımız, bizim inşaat mühendisi milletvekilimiz "Süre verin." dedi, aynı partiden olmamız her şeyi de aynı şekilde düşünmemiz anlamına gelmez, süre veremem, niçin veremem? Ben iki gün önce Buca ilçesine yetki verdim yani 48-50 saat oldu ancak.
MUSA ÇAM (İzmir) - Hangi ilçeye?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Buca, İzmir.
Şimdi, ben, bir baktım, hazırlıkları son derece az. Daha o bu hazırlığı yapacak. Yani, ne kadar sürede yapacak, kimlerle nasıl anlaşacak, muhalif siyasiler ona neler diyecek? Bunu tespit edemezsiniz. Şimdi, öyle de o belediye başkanlarına da sınırsız "İstediğiniz nedir?" derseniz, o zaman da bize burada soruyorsunuz, benim de bir şeyler sormam lazım. Soruların çoğu belediyelerle ilgiliydi ama ben şimdi burada... Belediyelerle benim bir bağım yok, İçişleri Bakanlığına bağlı belediyeler. Öyle değil mi arkadaşlar? Yani şimdi...
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Yasalar size belediyelerin üzerinde bir yetki veriyor. Niçin? Bizim kanun hükmünde kararnamemiz bu.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Sadece o konu değil.
Müsaade ederseniz bitireyim.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - İstemezseniz belediyeyi çalıştırmazsınız.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) -Yok, öyle bir şey yok "çalıştırmazsınız." yok.
BAŞKAN - Yerel yönetimlere yetki vermemek diye bir şey olmaz. O zaman da "Yetki vermedi." diyeceksiniz.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Ben hepinizi dinledim.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - 6306'yı açıp bakalım. Siz istemezseniz çalıştırmazsınız.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Müsaade ederseniz, sükûnetle ben size cevap vereyim.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz açıklamaya devam edin. İnteraktif olmasın.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Açıklayayım da...
Değerli arkadaşlar, ben bu mevzuatı biliyorum, belediyeciliği de, Çam Kardeşimizin söylediği belediyecilik işini biraz bilen birisiyim. Bu konuda kitabım da var.
Yerel yönetimlerle ilgili, yerel yönetimlerin yetkileri ve gelişmişliğiyle ilgili eleştirinin doğru olmadığı kanaatindeyim. Her geçen gün, Türkiye'de... Belki şartlar böyleydi, 30'larda farklıydı, 40'larda farklıydı, Türkiye'de demokrasinin gelişmesi, kültürün gelişmesi, eğitimin gelişmesiyle her geçen gün yerel yönetimlerin durumu farklı hâle gelmiştir. Bugün dünlerden çok çok iyidir. İdeali yakalamış mıdır? Tartışılır bu.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Yani resen İmar Yasası gelişmedir diyorsunuz.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Öyle de değil. Bakın, öyle de değil. Orada da eksik bilginiz var. Biz belediyelerin imarlarını almış falan da değiliz, sadece Türkiye'de bir kontrol yapma ihtiyacımız var.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - "Resen" diyorum, almışsınız.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Her belediyenin yaptığı planı Bakanlığa bildirmesi ve numara alması lazım. Numara alması lazım, yoksa devletin bu işi kontrol edebilmesi mümkün değil, kaç tane binanız olduğunu doğru dürüst bilemediğiniz bir konuma gelirsiniz devlet olarak. İkisi aynı şey değil.
KENTGES'te bir eksik bilgi var. Sayın Kuşoğlu sanıyorum. Başlanmıştı bu ama bu çok canlı bir organizasyon, takibi de çok zor. İşte, bunun takibini nasıl daha problemsiz hâle getirebiliriz diye şimdi kompitürize etmeye çalışıyoruz. Sizin bütün belediyelerin her birisinin canlılığını KENTGES'te anında gösterecek bir teknolojiye ulaşmanız lazım. Yani, siz diyelim ki, 1.200 belediyeye yaptığınızda 300 belediye burada duyarsızsa, 1.200'de 300 kadar o projeniz geçersiz olur. Bütün belediyelerin aynı duyarlılıkta olması hâlinde bu mükemmele ulaşabilir. Çok mükemmel olduğunu iddia edemiyorum ama epey bir noktaya geldiğini söyleyebilirim. Tabii, belediyelerin bilgisayar teknolojisini, bilişim teknolojisini ve kendi varlıklarını bilmelerine göre de bu gelişecektir. Bu da en az birkaç yıl alacaktır. Onu da söyleyeyim.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çok iddialı başladı. Kısa zamanda bu noktaya gelmemeliydi. Daha önceki Sayın Bakanın ifadeleri de çok iddialıydı. 2023 hedefleri içinde olduğu söyleniyordu.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Elimizde şöyle bilgiler var da dün bir iş makinesi almışsa benim o bilgilerden bir tanesi değişiyor. Dün bir ihale yapmışsa ve benim kompitürüme girmemişse o belediye benim o bilgimin farklılaşması oluyor. Bin küsur belediyenin her birisi için düşünün bunu, çok zor bir olay o ama işte "onu nasıl ederiz ki hiç hata olmasın"da dolaşılıyor şu anda.
BAŞKAN - On-line olmaz, o mümkün değil de. Aylık veya ay sonları itibarıyla.. Envanter gibi bir şey... On-line olamaz Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Bu güzel bir proje, doğru bir proje Bakanlığın, diğer bakanlığın, devletin portföyünü bilmek bakımından ama içinde sorunlar da bulunduruyor.
Tabii anketler filan konusunda da...
ÇED Yönetmeliği Avrupa Birliği ÇED Direktifi'yle uyumlaştırılarak yayınlanmak üzere şu anda Başbakanlıkta, ciddi bir değişiklik yapıyoruz. Aşağı yukarı, neredeyse Avrupa Birliğinin bire bir aynısı hâline dönüştürülüyor.
Bu Ilısu Barajıyla ilgili...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, sizin orada soruları kimin yönelttiği vardır. Burada olmayan arkadaşlarınkileri yazılı olarak vermenizi istirham ediyoruz, bekleyen arkadaşların cevaplarını verelim, diğer arkadaşlarınkileri yazılı verelim bir zahmet.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Taş Yapı var, Ağaoğlu var, sıkıntılı sorular var.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Bursa'nın altı tane sorusu var.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Meslek odalarının denetimiyle ilgili bir yasal mevzuat var. Öyle fazla denetlendiği filan da zaten yok. Yani o baskı şeklindeki doğru bir tespit değil diyebilirim. Şu ana kadar bütün bu "baskı" filan denen şeyde 3 kişi denetlenmiş hepsi hepsi.
Çevre mühendisi almamayla ilgili bir soru var. "Husumet mi var?"
Hangi meslek dalıyla bizim husumetimiz olabilir ki? Niye olabilir ki? Niçin olsun?
MELDA ONUR (İstanbul) - "Husumet" demedim.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hayır, siz sormadınız, başka bir arkadaşımız sordu, Sayın Çetin sordu. Herhâlde o sürçülisan bir kelimedir. Bizim, niçin olsun ki bir meslek sahibiyle, bu çağda...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, onu da yazılı verin.
MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Bakanım, Orman Mühendisleri Odasının -12 Eylül'ün yapmadığı şey- Orman Bakanlığı yetkisini alıyor.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Ben o arkadaşımızın çok değerli bir dostumuz olduğunu ve o lisanı, sürçülisan ettiğini düşünerek cevaplıyorum.
BAŞKAN - Ona da yazılı verin Sayın Bakan, o da yok burada.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Tamam.
Hiçbir mesleğe aklı başında bir adamın karşı olmasını, onunla muarız olmasını düşünmek mümkün değil, hiçbir meslek için geçerli değil.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Daha önceki Sağlık Bakanı TTB'yi kapatıyordu.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hiçbir meslek için geçerli değil, benim açımdan böyle. Şimdi "Jeologlarla jeofizikçiler arasında hangisini tercih edersin?" diye bir gazeteci bana sordu. "İkisini de tercih ederim, illa birini tercih etmek zorunda mıyım?" dedim.
O bakımdan, çevre mühendisleri benim önemli bir yükümü alan, dışarıda, özel sektörde çalışanların hepsi bize hizmet eden, parayla çalışsa da o kurumda, özel sektörde, bize hizmet etmiş, işimizi görmüş insanlar.
Gönüllülerle ilgili de bir yanlış şey var. Bunun yüzde 87'si çevre mühendisi ve her çevre mühendisi çevre gönüllüsü olabilir hemen.
MELDA ONUR (İstanbul) - Çevre görevlisi, gönüllüsü değil.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hemen istiyorsa olabilir. Çevre mühendisleri zaten imtihana falana tabi değil. Geliyor "Ben çevre gönüllüsü olacağım." diyor, pat diye oluyor.
MELDA ONUR (İstanbul) - Gönüllü mü görevli mi Sayın Bakan?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Görevlisi, düzeltiyorum görevlisi. Sürçülisan oldu benim de gene. Yani her çevre mühendisi çevre görevlisi olabiliyor. Bu, bir imtihana, efendim... Okulunu bitirmiş, diploması varsa olabiliyor ama..
MELDA ONUR (İstanbul) - Ama ayrıca kursa tabi oluyor.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Bakın, bizde bu nedir, devlet ile özel sektör arasındaki ilişkiler nasıl oluyor diye de bir haftalık da bir görev alıyorsa, bir özel sektörde çalışacaksa, bir belge alacaksa bu devlet de ondan bir haftalık bir özel eğitim talep etsin. Yani onun lehine oluyor bu.
MELDA ONUR (İstanbul) - Ama bunu cebinden para vererek yapıyor.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Bu onun lehine oluyor çünkü özel sektörde aldığı bu eğitim onun için bir referans oluyor, onun için bir bilgi kaynağı oluyor, Bakanlıkla, devletle, kurumlarla, Türkiye'yle... Biz de üniversiteyi bitirdiğimiz günkü tecrübemizi... Sizler hepiniz biliyorsunuz, üniversiteyi bitirdiğiniz gün ne kadar az tecrübeniz vardır, birçok şeyden haberdar değilsinizdir ama o çevre mühendisi kardeşimiz bir haftalık eğitimiyle Bakanlık ne yapar, şu nedir, yazışmalar nasıl olur, hangi mevzuatlar var, ne olur diye...
MELDA ONUR (İstanbul) - Hem mecbur hem masrafı ona ait.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Parasız olsun Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Yani ben bunun çok ciddi bir şey olmadığını sanıyorum da...
MELDA ONUR (İstanbul) - Ama yeni mezunlar o parayı kolay bulamıyorlar, takdir edersiniz.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Yaylada taban alanı 250 metrekareye izin vermeyle ilgili, burada zaten mevcutlar var, yani yeni bir şeye filan izin verildiği yok. Yaylalar asırlardır olan yerdir. Bunların bir kısmının kaçak olduğu belli zaten tespitle ama o asırlardan beri köylünün yaylalarıydı. Bunlar bazı uygulamacılar tarafından taciz ediliyordu, o düzene sokulmuş oldu.
BAŞKAN - "250 metrekare" derken, oturum olarak belli bir oranı yok mu yüzde 5 veya yüzde 10 gibi Sayın Bakanım?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Bulunduğu yayladaki o adamın dedesinden dedesinden dedesinden kalan arsasına bağlı bir konu.
Engin Kardeşimizin sorusuyla ilgili... Sapanca'daki o bölgeleri ben biraz bilirim, tekrar inceleyeceğim, ben o boyutta olmadığını sanıyorum, bakmam lazım ona ve bu Hendek'le ilgili de ilgileneceğimi söylüyorum.
"Kanun hükmünde kararnameyle niye yönetiliyorsunuz?" Bilemiyorum orasını ben de ama. Yani benim için de... Kanun hükmünde kararnameyle olmuş ya da kanunla olmuş, benim görevim değişmeyecektir, sorumluluğum değişmeyecektir ne topluma karşı ne partime karşı ne insanlığa karşı.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Ha Meclis yapmış ha bürokrasi yapmış.
BAŞKAN - Hayır.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hayır, yani bu kanun hükmündeki kararname bir usul tartışmasıdır ama benim yapacaklarım noktasında beni değiştirmez. Yani kanun olduğu zaman daha mı az hassas olacağım veya daha mı fazla hassas olacağım.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Meclisi baypas ediyorsunuz ya daha ne olsun.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - O bir usuldür, o başka bir şeyin tartışmasıdır, Bakanlığın icraatıyla, o bir başka şeyin tartışmasıdır, yani Kanun hükmünde kararnameler olmalı mıdır olmamalı mıdırın tartışmasıdır ama Bakanlığın görevleri, Bakanlığın...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Açıkça Anayasa'ya aykırı.
BAŞKAN - Arkadaşlar, böyle bir tartışmaya gerek yok. 1983 yılında çıkmış olan otuz yıl önceki kanun hükmünde kararnamelerin Meclise gelmiş...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kendinizi Bülent Ulusu'yla bir tutuyorsanız benim söyleyecek bir şeyim yok.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Anayasa bunu söylüyor.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Bakın, o bir başka tartışma.
BAŞKAN - 1993 de var.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Kanun hükmünde kararnameler olmalı mı olmamalı mı, bu başka bir şey.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Hadi hepsini Meclise getirin.
BAŞKAN - En eskisinden başlayarak getirmek lazım.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Ama Çevre Bakanlığı kanun hükmünde kararnameyle de kurulsa, kanunla da kurulsa benim görevim... Bunlar değişmez, sorumluluğumuz da değişmez, yapacağınız iş de değişmez. Ama usulen, Anayasa gereği bu kanun hükmünde kararnameler olmalı mı olmamalı onu Mecliste tartışalım, o ayrı bir şey, bizim şu andaki alanımızla ilgili değil.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Keşke ben rahatsızım deseydiniz bir milletvekili olarak.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Yok, ben usulleri çok önemserim, asılları önemserim, onun için de çok rahatsız değilim ondan ama ben asılı önemsiyorum usulü değil, yani o başka konu.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Ama Anayasa'ya açıkça aykırı, derhâl Meclis gündemine gelmesi lazım.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Onu konuşun, tartışın. Yani başka bir yerde onu tartışırız ama ben Çevre Bakanlığının mevcudiyetini konuşurken...
BAŞKAN - Faaliyetlerini konuşuyoruz.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Sayın Bakanım, bunu size sormayacağız da kime soracağız, yapmayın ya.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hayır, ben onun usul olduğunu ve önemli olmadığını söylemek istiyorum.
BAŞKAN - Meclis Başkanlığına soralım arkadaşlar.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - "Kendi Bakanlığının kanuni teklifini yapacak mı?" şu anda bu yoğunluğun içinde yapmayacağım, bu kadar yoğunluğun içinde ben gece ikiye kadar çalışıyorum, onu herhâlde grup başkan vekilleri, hukukçular -ben mühendisim, o mevzuatı da çok iyi bildiğimi de söyleyemem onu da itiraf edeyim- kanun hazırlayıcılar filan bunu hazırlarlar. Ben mühendis kökenliyim, o alanda da çok becerikli olabileceğimi de söyleyemem.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Hukuk müşaviriniz var mı?
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Vardır tabii de o bürokrattır, bunu siyasilerin düzenlemesi lazım.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Anladım, başka sorum yok.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Sizlerin düzenlemesi lazım, sizin düzenlemeniz lazım.
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, interaktif bir yöntemimiz yok yani, Sayın Bakanımız yeterince...
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Tabii, okyanus içinde bir fındıkla uğraşırsak zamanımız boşa gider.
BAŞKAN - Diğer sorulara sıra gelmeyecek.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Mesela, bizimle ilgisi olmayan benim bilmediğim bir konudur bu Meteorolojide olan konu, Gökhan arkadaşımız söylemiş, bilmiyorum, nedir.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - TAŞYAPI'ya pazarlık usulüyle ihaleyle Bağdat Caddesi'nde 45 bin metrekare arsanın verilmesi. Ben bilmiyorum diyerek geçiştirilecek bir konu değil boğrusu.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - O bir ihale hatasıdır.
Hilal Kaplan Bey'in sorusu... Çevreden öte şehirciliği öne almaktan vazgeçmiş... Yani biraz önceki yine aynı şeye geldik.
VAHAP SEÇER (Mersin) - Yazılı verin, onlar yok, olanlar bekliyor.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yazılı verelim.
BAŞKAN - Yazılı verelim, Sayın Bakanım, onları.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Sümer Bey de yok.
BAŞKAN - Evet.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Mesela, diğer arkadaşları da bilgilendirmek için söylüyorum: Otel ve belediyelerin arıtma tesislerinin olmaması konusunda, biz kontrol edebildiğimiz ve ceza yazabildiğimiz kadar yazıyoruz arkadaş, bunlar böyle denetimsiz filan değil, böyle bir şekilde düşünülmemesi lazım. Ha, çok küçük rakamlı belediyeler arıtma tesisleri olduğu hâlde çalıştırmıyorlar, onlarla da uğraşıyoruz. Yani kendi başlarına istedikleri gibi davranıyorlar gibi bir şekilde değil.
Salih Koca arkadaşıma cevap verdim zaten, ben süre vermek istemiyorum belediyelere, diyorum ki belediyeler... Her yerin yapısı farklı olduğu için -tekrar olacak ama- her kentsel dönüşümün riski, projesi, planı, mantığı, ekonomisi, bulunduğu konumu, çevre ilintisi, onlarca parametresi farklı olduğu için zamanlama ve süreleme çok zor bir şey. Yani beş sene deseniz belki olmayacak bir yer var ama dört ay deseniz olabilecek yer de var. Onu Ankara'dan bizim belirlememiz yerel yönetimlere de fazla baskı gibi olur. Zaten o belediye başkanımız o sorumluluğu alıyor, o belediye başkanımız orada vatandaşa hesap verecek, seçime gidecek, yani o da ister ki hızlı olsun bu. Belki aynı şeyi söylemiyor olabiliriz...
İlhan Demiröz Bey'in bir sorusu vardı.
BAŞKAN - Cevabı aldık.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - 1 değil, 6 tane sorum var.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Aarhus Sözleşmesi uluslararasıyla ilgili, bu bir devlet politikası. Avrupa Birliğine girmeden bu sözleşmeyi imzalamayı düşünmüyoruz devlet olarak.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Ondan sonra...
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Evet. Hükûmetlerüstü bir karardır bu, çünkü başka problemlerin... Sınırı aşan sular bizim ülkemizi çok ilgilendiren... Bu işin üzerinde hesapları olanlar var, projeleri olanlar var, o yüzden de bilmiyorum anlatabiliyormuyum söylemek istediğimi.
BAŞKAN - Uluslararası bir sorun yani.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - 349, 351'i inceleyeceğim. Nedir? Yazılı vereyim ben size, bilmiyorum. Yani "Bakan parsel bazında nasıl bilmiyorsun." diyorsan bilmiyorum kardeşim. Yani ben parsel bazında İller Bankasının mevcudiyeti ne bilmeyen bir bakanım, eğer bu eksiklikse evet. Yani İller Bankasının bütün parsel numaraları bilecek hafızam olması mümkün değil.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Hayır, hayır o anlamda değil.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Bilmiyorum, cevaplayacağım.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Tamam Sayın Bakanım.
BAŞKAN - Onu daha sonra Sayın Bakanım.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Diğerleri için de aynı şeyi söylüyorum, ben, size, yazılı olarak hepsini inceleyim, cevaplayayım.
Bingöl'deki o köprüyle ilgili bütün arkadaşlarımızın en az sizin kadar hassas olduğunu, hatta Bingöllü olan Cevdet Bakanımızın da benim gibi sizin gibi bu işlerle ilgilendiğini biliniz. Yani "Ben köprüyü yapmıyorum."la filan olmaz ama yapacak bunu da... Ama dikkat ederseniz, bizim de onunla uğraşmamız... Bir kaba kuvvet kullanamayız, yasa ne diyorsa onu yaparsınız. Önce para cezası yazacak, yazarız. Sonra? Sonra işte neler gerekiyorsa, bize yasa hangi yetkileri veriyorsa -öyle, ben yapmayacağım kardeşimle olur mu- biz buna uğraşırız. Yani bu sözü vereceksiniz, bu şartlarla olacak, sonra yapmayacağım diyeceksiniz, bu olmaz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Sayın Bakanım, su tutulduktan sonra istese de yapamıyor, benim derdim o, su tutulmadan önce yapacaksınız.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Efendim, samimiyetle söylüyorum bunu benim böyle bir şey yaptırtmamam, düşünmemem mümkün değil ama bir kere Cevdet Bakanın, Bakanlığımızın özel alanına giriyor.
BAŞKAN - Cezayı göze alıp yapmayabilirler demek istiyor benim anladığım.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hayır, özel alanına giriyor ama arkadaşlarımız da ben de bu konuyla ilgileniyoruz.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Estağfurullah.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Su tutulduktan sonra siz de bir şey yapamazsınız, onu demek istiyorum sadece.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Koşturmamız lazım biraz daha.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Evet efendim, yani su tutulmaya başlamadan önce o köprülerin yapılması gerekiyor.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Tabii. Yani o cümleyi bir daha tekrarlayayım: Bakan da olsanız, Hükûmet de olsanız karşı tarafa mevzuatınız neyse onu yaptırıyorsunuz, yani bir çaresizliğin ifadesi değil bu. Hukukun dışına çıkarsanız da o hemen yargıya gider, durdurur şeklini siz benden daha güzel biliyorsunuz ama uğraşacağımızı söylemek istiyorum, uğraşacağız burada.
Bu söylediğiniz yerlerden ben bir kere otomobilimle geçmiştim, isimlerini ve yerlerini net bilmiyorum, yazılı cevap vereyim bunlara da.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bir gün misafir edelim sizi Sayın Bakan büyük bir zevkle.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Yale Üniversitesinden aldığınız bilgileri bir "check" edin, ben de bir "check" edeyim.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ettim efendim, bir arkadaşımız uyardı.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Benim bildiğim, sizin söylediğiniz rakamlar yanlış. Eğer sizin söylediğiniz rakamlar doğruysa lütfen siz bana bildirin, benim bildiğim rakamlar doğruysa ben size bildireyim.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Beni uyardı arkadaşım oradan, tekrar baktım, aynı rakamlar.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Sizin söylediğiniz mi doğruymuş?
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Evet, efendim. Yani tabii, siz de bakın...
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hâlâ bizim arkadaşlarımız, ben de tersini iddia ediyoruz, iyi bir bakmamız lazım buna.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Tekrar bakayım, siz de bir daha bakın, onu da yazılı alayım eğer münasip görürseniz.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Tamam, olur.
Kamuya çevre mühendisi lazım, doğru, ama kamuda çevre mühendisi oldukça var ve ihtiyaç oldukça da olur ama asıl bu Bakanlık bir pazar açıyor çevre mühendislerine. Bizim her denetimimiz, bizim her mevzuatımız, bizim her yönetmeliğimiz bir çevre mühendisi pazarı açıyor, özel sektöre açıyor. Kamuya kaç tane alabilirsiniz ki? 10 tane alırsınız, 100 tane alırsınız, 1.000 tane alırsınız ama öyle bir pazar açıyorsunuz ki, her ciddi işletmenin çevre mühendisi, çevre görevlisi, çevre denetimcisi, çevreyle bir bağı olan bir hâle getiriyorsunuz yönetmeliklerinizle ve kamunun alacağı 19 bin çevre mühendisini tüketmesi kamunun mümkün değil ama eğer siz pazarı onlara açarsanız, bütün alanlarda çevre mühendisliğini önemserseniz, herkesi çevre mühendisine ihtiyaç duyacağı hâle getirirseniz çevre mühendislerine yapılmış olan asıl büyük bir iyilik bu olur.
İkincisi, jeoloji mühendisleriyle ilgili. Ben o zaman başkandım 99 depreminde, çoğu belediye jeoloji mühendisinin ne yaptığıyla bile ilgilenmezlerdi, bir kenarda dururdu, o kadar kıymetli meslek. Depremden sonra herkes baktı ve bir pazar oldu, şimdi herkes jeoloji mühendisi, jeofizikçi arıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Evet, Sayın Bakanım, süre doldu ama beş dakika içinde toparlayabilirsek...
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Peki.
Çevre mühendisleriyle ilgili de kamuya çevre mühendisi ne kadar alırsanız alın bütün arkadaşlarımızı, mezun olanlarımızı istihdam etmemiz mümkün değil, istihdam edemezsiniz. Önemli olan piyasada bu mesleğin popüler hâle gelmesi, bilinir hâle gelmesi, ihtiyaç olunur hâle gelmesidir. Bunu da yönetmeliklerimizle yapıyoruz.
Şimdi, değerli milletvekillerim, "Valilikler veriyor." konusunda bir soru var. Bildiğiniz gibi, Ankara dışındaki icraatların sorumlusu valilerdir, Hükûmet adına valiler olur. Yani illerin bakanları, hem de bütün bakanlar adına; devletin sistemi budur. Yani üniter devletlerde böyledir. Vali bakanlıktır, orada Sağlık Bakanıdır vali, orada Maliye Bakanıdır vali, orada ne ise bütün bakanlıklardır.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Maliye Bakanı değil ama.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Neyse yani...
MELDA ONUR (İstanbul) - Çevre Bakanı da olmasın ama.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hayır, orada bizim Çevre Bakanı olmuyor zaten. Orada bilgi iletişimde incelerseniz Çevre Bakanı olmuyor. Ya ne oluyor? Çevre il müdürlüğü onun emrinde. Yani bizim Bakanlığımızın çevre il müdürlüğü onun emrinde.
MELDA ONUR (İstanbul) - İnisiyatif ona ait. Yani karşı görüş de verse o...
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hayır, çevre il müdürlüğü onun emrinde çalıştığı için...
BAŞKAN - İl müdürlüğünde inisiyatif.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Yani vali bey ne bilir. Adamın alanı değil, hiç kimse, hiçbir belediye, vali bayındırlığı bilmez, sağlığı bilmez, altındaki bürokratları çalıştırır sadece.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Bizimkisi ÇED'i medi biliyor, 6 bin zeytin kestirdi vallahi!
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Şimdi, "Valilikler niye veriyor?" dediğiniz için orada il yönetim tarzı budur. Yani valilikler ondan dolayı, valilikler vermiyor çevre şehircilik müdürlüğü veriyor, bir. Bu açıklamayı, bu yanlışı düzeltelim.
İki: "ÇED gerekli değildir." demek şu demek değil: "Tamam kardeşim, git, başla; ÇED med lüzum değil."
MELDA ONUR (İstanbul) - O oluyor ama.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Öyle demek değil. Yalnız, orada hukuku düzenlerken, kanunu düzenlerken "ÇED gereklidir." demek Ankara'da yapacaksın bu işi, "ÇED gerekli değildir." demek ilinde yapacaksın demek bu işi. Diyeceksiniz ki şimdi çok haklı olarak "Ya, bunu yazarken hiç mi Türkçe bilmiyordunuz kardeşim, 'ÇED gerekli değil.'den ne anlarsınız?" diye sokakta 10 bin tane adama sorsanız "Lazım değil ağabey, git, işine bak." anlarım ben, doğru mu? Ama öyle değil. Peki, neymiş? Şimdi, biz kanun teklifiyle...
BAŞKAN - Onu düzeltelim o zaman Sayın Bakan. Öyle anlaşılıyor.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Efendim, kanun teklifiyle düzelteceğiz bunu. Şimdi, tabii, bunda dilimde tüyden başka şeyler bitti. Ya, kardeşim, "ÇED gerekli değildir." demek, "Vallahi gerekli değil, ne lüzumu var." demek değil ya. Yani bu kapasiteyle ilgili bir olay. Belediyelerde birinci sınıf gayrisıhhi müessesesini büyükşehir yapar ikinci sınıf gayrisıhhi müessesesini ise ilçe belediyesi yapar. Bunu da bürokrasiyi Ankara'da kolaylaştırmak için kanun koyucu demiş ki: "'ÇED gerekli değildir.'lerin ilinde olsun..." Peki, "Gerekli değildir." diyeceğine "Valilikçe verilir." dense bu tartışmamız olmayacak. Tamam mı? Her gün basında, basın da haklı...
BAŞKAN - Sayın Bakanım, bunu düzeltelim en kısa zamanda. Öyle anlaşılıyor çünkü.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Efendim, biz bu konuda şey yapacağız.
BAŞKAN - Torba kanuna koyalım hemen.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - "ÇED gerekli değilmiş." diye bakıyorsunuz ertesi gün bize bir taşlama geliyor. O sanıyor ki, işte, o kelimenin...
BAŞKAN - İlk torba kanunda düzeltelim onu arkadaşlar.
MELDA ONUR (İstanbul) - Ama ÇED almıyor o zaman.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Hayır, alıyor.
BAŞKAN - Alıyor, alıyor, ilden alıyor.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - İlden alıyor bu sefer. Ama böyle düşünenleri de kınamıyorum çünkü 10 bin adama sorsan "'ÇED gerekli değildir.'den ne anlarsın kardeşim?" "Ağabey, hiç lüzum yok, git işine, anladım." der yani.
BAŞKAN - Türkçe bilenler için öyle anlaşılır Sayın Bakan.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Zaten de öyle anlıyorlar.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Şimdi, bu şeyde mesela "magazin" dediniz ya domuzlarla ilgili...
MELDA ONUR (İstanbul) - Siz dediniz, siz, ben demedim.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Bakın, bana bir soru sordunuz. Şimdi söyleyeyim...
MELDA ONUR (İstanbul) - "Bunlar magazin sorular." dediniz.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Evet, öyle dedim, gene de diyorum. Niçin diyorum biliyor musun? Ben orada ne hâldeydim? Şimdi, ben Balkanların soykırımının 100'üncü yılı konuşması ve kongresindeydim. Bizim 5 milyon insanımız göçmüş, 1 milyon insanımız soykırıma uğramış, orada insanlar ağlamışlar, fotoğraflar göstermişler; birisi gelmiş, bana diyor ki: "Denizde yüzen domuz ne?" "Ya, git kardeşim, şimdi magazini bırak." Yüz yıl önce buradan on binlerce, yüz binlerce... Anadolu tarumar olmuş, 5 milyon insanımız göçmüş, kadınlarımız mahvolmuş, 1 milyon insan soykırıma uğramış; şimdi, o anda gelmiş, sana diyor ki: "Denizde yüzen domuz ne?" "Ne domuzu? Bırak şu magazini." dedim ben. Arkadaş, bu hataysa kabul ediyorum.
BAŞKAN - Bilmeden konuşulmuş yani o sırada konferans...
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Efendim, şimdi şöyle: O andaki hâletiruhiyemiz bizim çok ciddi bir...
BAŞKAN - Gene, hafif konuşmuşsunuz Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - ...kurum var, Balkan Göçmenleri Federasyonun bir organizasyonu. Profesörler, bunlar sunumlar yapmışlar, falan yapmışlar. Ben Balkanlı değilim, ama Balkanlarla çok ilgiliyim, muhabbetim yüksektir, bir de o olayı biliyorum, yani tarihe meraklıyım. O gün ben de o kongredeydim, o konferanstaydım. Şimdi, bu kadar acılar anlatıldı, o sürgünler anlatıldı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - ...slaytlar falan gösterildi, birisi gelmiş sana denizi... Ne denizi ya! Haberim de yok bir şeyden kardeşim. Dolayısıyla, dedim ki: "Bırak şimdi bu magazini falan, ciddiyete bak. Bak, burada tarih var ve bir soykırım var."
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - O da tam zamanını bulmuş, gitmiş yani orada...
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Aynen öyle. Bu, bu.
BAŞKAN - Bunun zamanı doldu Sayın Bakanım. Diğerlerini yazılı olarak istiyoruz.
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANI İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) - Peki efendim. Diğerlerini de yazılı veririz.