KOMİSYON KONUŞMASI

MUSA ÇAM (İzmir) - Şimdi, Sayın Müsteşar Vekilimiz söylediler bu CRISCO'yla ilgili yani uluslararası bir kurum ve kuruluş ve Kanada'da herhâlde yani şimdi ve dolayısıyla, oraya üye olacağımızla ilgili, orayla iş birliği yapacağımızla ilgili... Tam da zaten sorun buradan kaynaklanıyor. Madencilik alanında uluslararası düzenleme ve sistematiğe bakıldığında yetkin kişilere ilişkin tüm düzenleyici iş ve işlemler ve belgeler ulusal meslek örgütleri tarafından yapılmaktadır, tamam. Madencilik konusunda uzman ve bu konuda düzenleyici konumundaki ülkelerin düzenlemelerine bakın -örneğin Kanada, işte, sizin söylediğiniz gibi CRISCO- standartları incelendiğinde maden, jeoloji ve jeofizik alanında örgütlenmiş bağımsız meslek örgütleri ile kişilerin düzenlediği raporların ilgili kişi, kuruluş, banka ve borsalar tarafından kabul edildiği bilinmektedir. Şimdi, bu uluslararası alanda belki böyledir, doğrudur ama bizim ülkemizde bu örgütlerin muadili yok mudur? Bana göre muadili vardır. Nedir? Jeoloji mühendisleri, maden mühendisleri, jeofizik mühendisleri ve bunların da örgütlü oldukları Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği bana göre CRISCO'nun muadilidir yani ama siz şimdi jeoloji mühendislerini, maden mühendislerini, jeofizik mühendislerini onların üst örgütü olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğini muadil olarak kabul etmiyorsunuz ve bunu da Sayın Bakan da söylüyor, diyor ki: "Ya, uluslararası arenada ancak böyle bir şey olabilirse biz bunlarla yarışabiliriz, rekabet edebiliriz." Öyle düşünmüyoruz biz.

Türkiye'nin üniversitelerinde yetişmiş olan son derece kaliteli, bilgi, beceri ve yeteneğe sahip maden mühendisi, jeofizik mühendisi, jeoloji mühendisleri vardır ve bunlarla iş yapılması gerekiyor. Madencilik sektöründe üretilen rapor, bilgi ve belge niteliğinin ve güvenilirliğinin sağlanmasını UMREK kısa adlı bir komisyona bırakmaktasınız bu düzenlemeyle. Sorunsuz ve kalıcı çözüm üretmek yerine yeni sorunlara yol açan bir uygulamaya gidildiğini düşünüyorum. Yapılan düzenlemeyle oluşturulan komisyonun koyacağı kriterler sonucu belirlenen mühendisler iş yapmaya yetkili olacaktır yani sizin bu UMREK'le birlikte onların belirleyeceği mühendisler iş yapmaya yetkili olacak, diğer mühendisler sektörün dışına itilecektir otomatikman. Binlerce jeoloji ve maden mühendisinin zaten işsiz olduğu bu ortamda işsizliği daha da artıracak ve adalet anlayışını zedeleyecek bu düzenleme genç mühendisleri umutsuzluğa sevk edecektir.

Ayrıca, bu konudaki asıl sorun uygulamadaki olumsuzlukların asıl nedenini tespit edip yapısal çözümler üretmek yerine sakıncalarla dolu bir çözümü bir anlamda üst yapıdaki birtakım değişikliklerde arama yanlışına düşülmektedir. Tartışılması gerekenin her mühendisin yeterli bilgi, beceri ve deneyimi edineceği üniversite eğitiminden başlayarak sağlıklı süreçlerin yaratılması olmalıdır. Yani bu maden mühendisleri, jeoloji mühendisleri, jeofizik mühendislerinin üniversitelerde en iyi şekilde yetiştirilerek hayata katılması gerekirken siz buradan kaçarak hemen UMREK'le ve CRISCO'yla iş birliği yaparak bu işleri çözmeye çalışıyorsunuz.

Bu tasarının anlayışına göre üniversitelerimizin mühendislik bölümlerinden mezun olmaya hak kazanmış, meslek ve mühendislik eğitiminin gerektirdiği tüm derslerden başarılı olmuş ve gerek üniversite sistemi gerekse 3458 sayılı Mühendislik Kanunu'nda tanınmış diplomaya sahip olan mühendisler madencilik alanında belge ve rapor üretemeyecek ve hazırlayıp imzalayamayacaklardır. Örneğin Amerika'da, İngiltere'de, İrlanda'da, Avustralya'da, Kanada'da mezun olan ve ilgili meslek örgütlerine üye olan mühendisler bu alanda faaliyet gösterme yetkileri olmasına rağmen, ülkemiz üniversitelerinden mezun olan jeoloji ve maden mühendisleri ayaklarına pranga bağlanarak sistemin dışına itilmektedir.

Yine, bu yasa taslağına göre üniversite diploması sahibi olmanın ötesinde ayrıca beş, on ve on beş yıl gibi belirlenecek sürelerde madenciyle aynı anda çalışmış olan ve açılacak olan ücretli kurslara giden ve ücretli sınavlarda başarılı olan çok sınırlı sayıda mühendis bu işleri yapmaya yetkili kılınacaktır. Üniversite eğitiminin sağlayamadığı yetkinliğin verilecek kısa süreli eğitimlerle sağlanacağı öngörülmektedir. Günümüz koşullarında deneyimsizliğin tüm hizmet kusurlarının tek nedeni olmadığı, piyasa koşulları ve daha fazla kâr elde etme anlayışının ve eksik, yetersiz kamusal denetimin asıl olarak olumsuz sonuçlara yol açtığı da bilinmektedir.

Diğer taraftan, yabancı mühendislerin çalışma koşullarına hiçbir kısıt getirilemezken kendi mühendislerimizin önemli bir kısmı niteliksiz ve yetersiz olarak sınıflandırılacaktır bu düzenlemeyle. Bunun sonucunda mühendis imzası çok az sayıda seçkin mühendise tanınırken imzasız ve yetersiz olarak sıfatlandırılmış nitelikli iş gücü bu az sayıda seçkinin hizmetine sunulacaktır. Herhangi bir mühendislik hizmeti ihalesinde yetkinlik esası ölçüt hâline getirilecek ve bu koşullar içinde dahi gerek yabancı gerekse yerli mühendisler tarafından rekabet koşulları yok edilecektir.

Ayrıca, 3213 sayılı Maden Kanunu'na göre belirlenmiş olan yetkilendirilmiş tüzel kişilerle ilgili bizim partimiz geçen yıllarda Anayasa Mahkemesinde iptal için dava açtık ve bu dava hâlâ devam ederken, Anayasa Mahkemesinde bir karar verilmemişken şimdi arkadan dolanarak bu düzenlemenin yapılmış olması ister istemez bazı kaygıları ve endişeleri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, bu düzenlemenin, özellikle bizim ülkemizdeki üniversitelere ve bu ülkenin yetiştirmiş olduğu jeoloji mühendislerine, maden mühendislerine ve jeofizik mühendislerine karşı yapılmış olan büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.