KOMİSYON KONUŞMASI

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Öncelikle çok önemli konulara temas edildi, hakikaten bu konularla ilgili kendi değerlendirmelerimi de yapmak isterim ama başlangıçta (2)'nci fıkrayla ilgili olarak, bu getirilen önerileri de dikkate almak suretiyle "...veya kariyer meslek mensubu..." ifadesini metinden çıkaralım ama "...tarafından..." ifadesinden sonra "...bağımsız denetim standartlarına uygun olarak denetlenir." koyalım. Yani bu 3 kişiden oluşan denetim komisyonunun yapacağı denetimin de çerçevesini bağımsız denetime bağlayalım. Dolayısıyla onlar zaten meslek mensubular ama denetimin ne şekilde yürütüleceğine ilişkin standartlara uyma yükümlülükleri de olsun. Uygun görürseniz önergenin içerisinde bu düzeltmeyi yapalım, yani "...veya kariyer mensubu..." ifadesini çıkarıyoruz, "...denetim elemanı tarafından bağımsız denetim standartlarına uygun olarak denetlenir." diyoruz Sayın Başkanım uygunsa.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi bu, bir tek o değil Sayın Bakan, 3 merkezî denetim diyoruz ya, 3 Başbakanlık teklifi diyoruz ya.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şimdi, ona geleceğim. Yani ilk önce kariyer meslek mensubu konusu arkadaşlardan gelen bir öneri olduğu için ben hani çeşitlilik olsun, farklı branşlardan olsun diye o olur demiştim ama söylediğiniz uyarı doğru. Yani denetim standartlarına uygun bir nosyona sahip olmasında fayda var. Dolayısıyla onun için de düzeltmeyi yapalım ama demin ifade edilen düşüncelerden hareketle bir eksikliğimiz olduğunu görüyorum. Yani denetimin çerçevesini bağımsız denetim standartlarına bağlayalım ki daha doğru bir çerçeve kuralım. Bunu özellikle şunun için söylüyorum: (3)'üncü fıkrada özellikle Meclis denetimini de zaten bu denetim raporuna dayandırdığımız için, Meclise giden bu rapor da bağımsız denetim standartlarına uygun bir rapor olsun ki Komisyon olarak sizlere gelen raporun bu standartlarda bir rapor olduğu konusunda sizde de bir teminat oluşsun istiyorum.

Kurumsal bir belirleme yapmama konusuna gelince, tabii, dünya değişiyor, Türkiye değişiyor. Bizim klasik kamu yönetiminde öncü kuruluşlarımız vardır; Maliye, Hazine, efendime söyleyeyim, Kalkınma Bakanlığı, Başbakanlık ve buralardaki teftiş birimleri gerçekten tecrübeleriyle, birikimleriyle kamuda denetime, teftişe yön ve istikamet veren kuruluşlardır, bugüne kadar da çok güzel faaliyetler yapmışlardır. Fakat şöyle bir anlayışı çok benimsemediğimi ifade etmem lazım: Bir kuruma ve bir kurumun denetim elemanlarına özel bir referans vermekten ziyade bizim uzmanlık alanına bakmamız lazım. Yani burada önemli olan, kişinin hangi alanlarda denetim yapıyor olması; finans, ekonomi, maliye, bankacılık ve kalkınma alanında. Yani bankalar yeminli murakıbı bir arkadaşımız da pekâlâ bu işi yapabilir. Hatta burudaki yazıma bakacak olursak, buraya bir Sayıştay denetçisi de girebilir yani buradaki yazıma baktığımız zaman ama biz kurumları sayıp sadece o kurumlarla sınırlarsak o zaman alanı daraltmış oluyoruz. Uygun görürseniz böyle bir referans vermek yani uzmanlık alanlarını işaret etmek bir kurumsal listelemeden daha doğru olur. Zaten denetim standartlarını da bir referans noktası olarak belirlemiş oldum.

İkinci konu...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Bakan, bir ekleme yapayım mı?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Nasıl?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Benim buradaki amacım şu değil: Yani bir kurumu...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Değil, değil, ben biliyorum ama benim da hani kavramsal çerçeve olarak...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sadece şunu, o zaman şu kaygıyı giderelim: Dışarıdan bakan birine ayarlanmış bir komisyon görüntüsü nasıl vermeyiz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle, bir: Kişinin hangi alanlarda tecrübeli olduğuna dair bir belirleme yapıyoruz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ama yaklaşık 20 bin kişi.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok, hayır ama şöyle: Merkezî denetim elemanı diyoruz, yani kamu idarelerinin... Merkezî denetim elemanı biliyorsunuz hukuki bir kavram, kamu idarelerinin merkez teşkilatlarında görevli denetim elemanları bunlar. Mesela Maliye Bakanlığındaki merkezî denetim elemanı var, taşra birimlerinde görevli denetim elemanları buraya girmiyor, onun için merkezî denetim elemanı yazdık.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ya, siz bilirsiniz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, benim tercihim bir kurumsal listelemeden ziyade, uzmanlık alanına işaret etmek daha önemli. Yani bir bankalar yeminli murakıbı bu denetime değer katar mı? Bence katar. Bir Sayıştay denetçisi değer katar mı? Katar. O zaman diyeceksiniz ki onları da ekleyelim ama 6'ncı bir kurum da çıkabilir karşımıza. Bence uzmanlık alanlarını belirlememiz daha önemli.

İkinci konu da, bu konuda denetim yapacak mercinin belirlenmesi konusundaki anayasal hükümlerin yorumlanması konusu. Bu konuda da kendi değerlendirmemi sizlerle paylaşmak isterim. Anayasa'mızın 160'ıncı maddesinde Sayıştayın görev alanı tadadi bir şekilde sayılmış durumda. Sayın Erdoğdu, özellikle açıklamalarım sizin açıklamalarınıza karşılık olduğu için özellikle size açıklamakta ihtiyaç duyarım. Yani bugün Anayasa'nın 160'ıncı maddesine baktığımız zaman Sayıştayın denetim alanı, merkezî yönetim bütçesi, sosyal güvenlik kurumları ve bir de sondan ikinci fıkrada mahallî idareler olarak belirlenmiş durumda yani anayasal kapsam olarak baktığımızda Sayıştayın kapsamı sadece merkezî yönetim bütçesine dayalı kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahallî idareleri kapsıyor fakat biz 2010 yılında Sayıştay Kanunu'nu yaparken daha geniş bir kapsam belirledik.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu da...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İşte, bir reform olarak daha geniş kapsamlı belirledik ve orada sermayesi herhangi bir şekilde kamu sermayeli şirketleri de Sayıştayın kapsamına aldık ama buradaki Sayıştay Kanunu'nun kapsamını bu şekilde belirlemiş olmamız tamamen yasa koyucunun tercihinden ibaret, anayasal bir zorunluluk değil. Burada bir tercihte bulunduk, Anayasa'nın 165'inci maddesi, Anayasa'nın 160'ıncı maddesine kıyasen sermayesinin yüzde 50'den fazlası kamuya ait olan şirketlerle ilgili bir özel hüküm getirmiş. Burada normal Sayıştayı bir denetim otoritesi olarak belirlemeyip bu kuruluşların yapmış oldukları faaliyetleri dikkate alarak kanun koyucunun isterse bu alanda farklı denetim usullerini yapabileceğini ifade etmiş ama yine yapılan denetimin Meclis adına yapılmasına hükmetmiş. Dolayısıyla bugün bizim getirmiş olduğumuz düzenleme de anayasal çerçeve bakımından bakıldığında yapmış olduğumuz düzenleme gerek Anayasa'nın 160'ıncı maddesi gerekse 165'inci maddesine uygun. Burada tercih olarak 2010 yılında ortaya konulmuş olan tercih benimsenebilir mi? Benimsenebilirdi. Ama biz burada özellikle uluslararası piyasalarda işlem yapacak, uluslararası piyasalar noktasında güvenirlilik arz edecek bir kuruluşun denetimini farklı bir noktaya taşımak istedik. Burada hep beraber, iktidar partisi, muhalefet partileri olarak beraber "Acaba nasıl bir yöntem geliştirerek Meclis denetimini Anayasa'nın 165'inci maddesine uygun hâle getirebiliriz?" diye bir düşünce geliştirmek istedik ve orada özellikle bu noktada Türkiye Varlık Fonu'nun yapmış olduğu faaliyetlere bakıldığında, gerçekten kamu kesimine ilişkin genel dengeyi etkileyecek, kamu kesiminin politikalarını etkileyecek bu kadar büyük bir kuruluşun eğer bir komisyon denetimi yapılacaksa bu denetim mercisinin Plan ve Bütçe Komisyonu olmasında daha isabet vardır diye hep beraber müşterek bir değerlendirmede bulunduk.

İkinci olarak da acaba Komisyon bu yetkisini hangi yöntemle icra edecek? Çünkü Komisyon, doğrudan doğruya kendisi, kendi üyeleri vasıtasıyla, aynen KİT Komisyonunda olduğu gibi bir ön denetim yapabileceği gibi, başka denetim kaynaklarından elde edilen bulguları kullanmak suretiyle denetim yapabilir diye bir düşüncemiz oldu. Onun üzerine elimizde iki tane kaynak olduğunu gördük. Bunlardan bir tanesi Türkiye Varlık Yönetim Şirketinin Sermaye Piyasası Kanunu'na göre yaptırmak zorunda olduğu bağımsız denetim raporu birinci kaynak; ikinci kaynaksa Bakanlar Kuruluna sunulan ve kamuda görevli olan en az üç denetim elemanından oluşan denetçilerin yazacağı rapor. Dolayısıyla, burada bu iki rapor... Yani, birinci raporu biliyorsunuz, normal, tamamen Sermaye Piyasası Kanunu'nun ikincil mevzuatına göre hazırlanacak, ilgili Kamuyu Aydınlatma Platformu'nda sonuçları bir şekilde açıklanacak. İkinci rapor, onun özelliği biliyorsunuz, Başbakan görevlendiriyor ama hazırlanacak rapor Bakanlar Kuruluna haziran ayı içerisinde geliyor. Burada yapılan denetim de şirketin bağımsız denetimden geçmiş mali tabloları. Dolayısıyla, Başbakanın denetlettireceği tablolar da zaten bağımsız denetimin güvencesini almış mali tablolar olacak. Burada, yaklaşık olarak bu mali tablolar nisan ayında yayınlanacağına göre haziran ayı sonuna kadar -Sayıştayda da benzeri bir takvim var- bu raporların hazırlanıp Bakanlar Kuruluna sunulmasını öngördük. Dolayısıyla, Bakanlar Kurulu bu şekilde hem üç yıllık bir orta vadeli perspektifte stratejik planını onayladığı bir kuruluşun yıllık faaliyetleri ve yıllık mali tabloları hakkında bilgi sahibi olup denetim yetkisini kullanmış olacak. Aynı tablolar ve aynı rapor Başbakanlık tarafından Meclise gönderilecek. Diğer hazırlanmış rapor da aynı şekilde Başbakan tarafından hazırlanmış olacak. İkisini beraber Plan ve Bütçe Komisyonu eylül ayı içerisinde, ekim ayı başında -arkadaşlarla konuşurken- özellikle bütçe henüz başlamadan, ekim ayı başında bir gündemle Plan ve Bütçe Komisyonuna gelecek. Plan ve Bütçe Komisyonu Anayasa'nın 165'inci maddesinde öngörülen denetim yetkisini bu iki rapor üzerinde kullanacak, görüşmeler yapılacak ve bu şekilde de denetleme yetkisini kullanmış olacak.

Burada özellik arz eden hususlardan bir tanesi, sadece mali tablolar üzerinde faaliyet denetimi yapmış olmayacak Meclis, aynı zamanda faaliyet denetimi de yapacak. Yani, biliyorsunuz, uluslararası denetim standartlarında yasal uygunluk denetimi var, mali tablo denetimi var ve performans denetimi var, özellikle faaliyet sonuçları üzerinden yapılan bir denetim türüdür. Dolayısıyla, özellikle de yazmış olduğumuz maddede mali tablolar yanında faaliyetleriyle ilgili de bağımsız dış denetimden ve üçlü denetimden geçmiş raporların da Komisyona gelmesini öngörüyor.

Çok mu konuştum? Sayın Başkan bana ikaz gönderiyor herhâlde.

Sistem bu, sistem bu.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bir Fransız yatırımcı, bir Birleşik Arap Emirlikleri'nden bakan bir yatırımcı bu fonu nasıl ciddiye alır? Allah'tan buraya geldiniz de bu maddeleri koydunuz. Koymasanız ne olurdu? Bir: Anayasa'ya aykırılık tartışması olacaktı, dönebilirdi. İki: Bu tek taraflı bir şey olmuş olacaktı ve zor bir fonu gerçekten daha zorlayarak çıkaracaktı.

Şimdi benim söylediğim şu: Zaten siz niyetinizi belli ettiniz, bir denetim modeli koydunuz, hatta denetimin kapsamını da koydunuz. Ben de diyorum ki: Biri bunu okurken, mesela ben getireceğim 1 milyar doları bu fona teslim edeceğim değil mi? Ya, bir dakika arkadaş, Meclis denetliyor, Türkiye'nin Meclisi denetliyormuş, Meclis adına böyle de bir denetim komitesi var bak. Bu denetim komitesinin tarafsızlığı, görünürde yasa üzerinde tarafsızlığı... Çünkü kimse bilmez nasıl denetlediğini. Ama oraya konulacak ibareler çok şeyi değiştirmese dahi tarafsız ve bağımsız bir denetim görüntüsü vermek bu fonun sağlığı açısından son derece önemlidir. Bunun için de yapılacak şey bence, zaten Anayasa yazıyor, bu, Meclis adına olacağı için kanuna o ibareyi koymak doğru bir şeydir Anayasa uygunluğu açısından. İkincisi de, denetim takımının oluşturulması kısmında, denetim takımı... Bir de kötü niyetli bakın; mesela eleştireceksiniz, Başbakan kendi 3 adamını seçer denetçi, getirir 3'ünü de Tapu Kadastrodan -iktisat anlamında da tecrübeli mi tecrübeli- denetlettirir götürür. Onun için, bu konuyla ilgili temel kurumların adını saymayı bu yüzden teklif ettim. Ha, onu doğru bulmuyorsanız en azından Başbakanın bu denetim ekibini ayarlayarak, kendi adamlarını koyarak bağımsız olmayan denetçilerin denetlenmesi görüntüsünden nasıl kurtuluruz, buna akıl yoralım.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şöyle: Bu, Başbakan tarafından görevlendirilecek olan denetim ekibinin Meclis adına denetim yapması söz konusu değil. Yani, öyle bir ibareyi, o fıkrayı eklemememiz gerekir çünkü burada üçlü komisyonun...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Bakan, Anayasa'ya göre öyle olmuyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, yok. Bakın, ben izah ediyorum size.

Bizim (2)'nci fıkrada düzenlediğimiz denetim yürütme organının, Sayın Bakanın biraz önce ifade ettiği hiyerarşik denetim. Biliyorsunuz getirdiğimiz modelde Bakanlar Kuruluna bir yetki verdik, dedik ki: "Bu şirketin ve fonların üç yılı kapsayan stratejik yatırım planı yönetim kurulu tarafından hazırlanır ama Bakanlar Kurulu tarafından onaylanır." Yani "mandate"i Bakanlar Kurulu veriyor. Burada yürütme organı olan Bakanlar Kurulu yani stratejik yatırım planlama ile Bakanlar Kurulu yıllık faaliyet denetimi yapıyor; kendi koymuş olduğu hedeflere uygun olarak faaliyetler yürütülüyor mu, mali tablolar buna uygun mu diye denetim yapıyor. Dolayısıyla burada yapılan denetim, Başbakan ve Bakanlar Kurulu adına yapılan bir denetimdir. Birincisi o.

İkincisi, demin ifade etmeye çalıştım, şöyle; şimdi, 165'inci madde diyor ki: "Sermayesinin yarısından fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kurum kuruluş ve ortaklıklarının Türkiye Büyük Millet Meclisince denetlenmesi esasları..." Şimdi, "Meclisince denetlenmesi esasları..." Meclisin bu denetimi yöntem olarak nasıl yapacağı, hangi araçları kullanacağı, herhangi bir şekilde bir başka kurumu kullanıp kullanmayacağı konusunda bir belirleme yapmıyor.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Anayasa zaten bunu yapmaz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Biz burada bir kere yetki olarak diyoruz ki: "Meclis, bu denetleme yetkisini Plan Bütçe Komisyonu aracılığıyla kullanır." Yani Meclisin denetim yetkisini Plan Bütçe Komisyonuna...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Naci Bey, bakın, şimdi mevcut durumda -ben de bir şey söyleyeyim zenginleşsin diye- sizin anlattığınız bu yöntemde Meclise raporlanıyor, Meclis denetlemiyor. Biz de diyoruz ki onu denetlenmiş görüntüsüne...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, ben de size şimdi, hemen söyleyeyim bakın: Sayıştayın... Daha doğrusu şöyle söyleyeyim: Maliye Bakanlığını Meclis olarak siz mi denetliyorsunuz? Hayır.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tabii ki.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, hayır, pardon, şimdi bu çok zor, ben de bunu demenizi bekliyordum. Evet. Peki nasıl denetliyorsunuz?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayıştay raporlarıyla.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayıştay tarafından gelen raporlarla denetliyorsunuz. Biz burada Sayıştayın kurumsal raporu yerine iki tane başka rapor koyuyoruz. Bir tanesi, tamamen Sermaye Piyasası Kurulu tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanan bir bağımsız denetim raporu, bir de bakın, tek başına Başbakanın raporu değil, iki raporu bir araya getiriyoruz. İki rapor üzerinden, onu şey varsayın, yani Sayıştay raporları olarak geldiğini varsayın, o iki rapor üzerinden denetimi burada icra ediyoruz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Mefhumumuhalifinden gidelim. Bu fonun genel müdürü bunu denetleyecektir desek bir denetim kabul edecek misiniz?

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Nasıl?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Mesela bu fonun genel müdürü bir denetim raporu yazacak desek...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, diyemeyiz ki çünkü Sermaye Piyasası Kanunu'na referansla...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Benim demek istediğim şu: Anayasa'da yazmayan denetim mantığından, herkesin bildiğini düşündüğü, Anayasa koyucunun düşündüğü denetim mantığından dolayı bunu diyemiyoruz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tamam.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Biz şimdi diyoruz ki normalde Anayasa'nın ruhu şudur: Özel bir kuruluş vardır, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetim yapan, daha önce bu işi Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu yapardı. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluyla Sayıştayı birleştirdiğimiz için bu görevleri Sayıştaya verdik, hani bir takdir değil, iki kurulun birleşmesi dolayısıyla vermiş olduk.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bizim vergi kanunlarında çok güzel bir madde vardır, Vergi Usul Kanunu'nun 3'üncü maddesi: "Vergi kanunları lafzı ve ruhu ile hüküm ifade eder. Lafzın açık olmadığı hallerde ruhu..." diye devam eder.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Tabii.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Şimdi, Anayasa'nın 160'ıncı ve 165'inci maddesi lafız itibarıyla o kadar açık ki ruha gitmeye gerek yok. Çünkü lafız diyor ki...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Diğer konuşmacıların hakkını almadan sadece şunu söyleyeyim: Madem "ruhu" dediniz, önemli bir şey. Bunun ruhunun altında güçler ayrılığı ruhu vardır: Yasama, yürütme, yargı ve yasamanın yürütme üzerindeki denetimi güçler ayrılığının bir parçasıdır.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Doğru.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi, fiilen biz aslında yürütmenin seçeceği bir denetim ekibine bunu yüklüyoruz. Normalde...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama orada bir bağımsız denetim raporu bekliyoruz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hayır, bakın, şimdi ben size şeyini anlatıyorum. Üç gücün var. Yasama gücün. Yasama gücün yürütmeyi denetleyecek. Biz bu denetim gücünü Başbakanın belirleyeceği denetim elemanlarına vererek zaten yürütmeye bırakmış olduk. Artık denetim görevimizi verdik, bize sadece raporlama olacak, denetimi Başbakanlık yapıyor oldu fiilen.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ama bağımsız denetim standartlarına göre merkezî denetim elemanı tarafından ve tecrübeli...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Anlıyorum, bakın, bağımsız denetim standartlarının birincisi şudur: Bağımsızlık.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tamam, bağımsızlık.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bağımsızlık, denetiçinin denetleyeceği kurumdan bağımsız olması gerekir.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Tamam, çok güzel.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Şimdi, bunun başında hem Başbakan var hem denetim ekibini Başbakan belirliyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, Başbakan yok. Burada Başbakan yönetim kurulunu atıyor, genel müdür atıyor, üç yıllık bir stratejik plan.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yo, yo, bakın, işte bu bağımsızlığı sağlamak için, genel ruhunu bahsediyorum ki bununla doğru bir şey yapalım diye. Bu yüzden Sayıştay diye anayasal bir kurum kurulmuştur. Bu Sayıştay Başbakanlıktan, bakanlıklardan bağımsız olduğu için, organizasyonel olarak bağımsızdır, anayasal olarak bağımsızdır, işte bağımsızlık böyle bir şey. Şimdi, biz bağımsız denetim ilkeleri standartları ilkesinde 1 numaralı, 100 numaralı standarttan başlayan ilk bağımsızlık ilkesine uydurmaya çalışıyoruz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Vekilim, bak, şöyle bir noktadayız: Yani şüpheci yaklaşımı doğru karşılıyorum.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Para koymayacak ki.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani marjinal durumları da düşünelim diyorum ama yani burada denetim sistematiği olarak, öncelikle Sayıştay denetiminin anayasal bir zorunluluk olmadığını ifade ettim. 165'inci madedde de Meclisin denetim yetkisini nasıl kullanacağına ilişkin Anayasa çok net bir şekilde yasama organını serbest bırakmış. Demiş ki: Bu denetimi Meclis olarak yapabilirsin ama bu denetimi ne surette yapacağınızı kanunun özü olarak belirleyin. Şu anda biz kanuni düzenlemeyi yapıyoruz. Kanuni düzenlemeyi yapıyoruz.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Halk yararına kanun çıkarır dememiş. Kanun çıkarır ama halk yararına...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hayır, şunu söylüyorum: Biz burada Plan Bütçe Komisyonunu Meclis adına denetim yetkisini kullanan komisyon olarak belirliyoruz. Denetim...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Bu arada ben konuşuyorum, diğer komisyon üyelerinden...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Ben bir söyleyeyim, herkes aynı şeyleri merak ediyor.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Yani öyle bir rahatsızlık çıkmasın.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Denetim fonksiyonunu yerine getirirken hem üçlü komisyon hem bağımsız denetim raporu hem de... Bakın, bir şey söyleyeyim şu anda: Karayolları Genel Müdürlüğünün Kamu Aydınlatma Platformunda yayımlanmış herhangi bir mali tablosunu görüyor musunuz hiç? Yok, görmüyorsunuz. Kamu Aydınlatma Platformunda böyle bir adım atsa Karayolları, bir kontrat yapsa, görüyor musunuz? Görmüyorsunuz. Bu şirketin her tarafı Kamu Aydınlatma Platformunda yayınlanacak. Şunu söylemeye çalışıyorum: Meclisin en rahat denetimi kullanabileceği fon aslında burası. Çünkü niye? Türk Ticaret Kanunu hükümleri çerçevesinde, Sermaye piyasası hükümleri çerçevesinde sermaye piyasasının kamu yönetişim kurallarına tabi, bağımsız denetim standartlarına tabi.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Naci Bey, ondan daha önce bir şey söyleyeyim: Bence Meclisten başka kontrgaranti şudur; içine para koyacak adamlar olursa zaten adam para koyduğu için bunu çok iyi denetledim diyecek. Ben de bu adamlar para koymadan önce bir itibar sağlanmasına çalışıyorum. Konuşmamı bitirdim çünkü ben böyle...

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Peki, son olarak şunu söyleyeyim: Yıllardır ben de Maliye Bakanlığında denetmen olarak çalıştım. Maliye müfettişleri hep direkt kendilerini bakana bağlı hissediyorlar, başka kimseyi tanımazlar ama ben kimsenin "Ya, bu, Maliye Bakanından emir ve direktif alıyor, bu Maliye müfettişleri bağımsız değildir." dediğini görmedim. Hem kurumsal kültürle ilişklii, tecrübeyle ilişkili.

Bakın, çok mükemmel yasalar yapabiliriz, bütün kapıları, bütün açıkları kapattık sanabiliriz ama kötü bir idarenin elinde en mükemmel yasa bile kötü olur. Onun için bizim şunu yapmamız lazım: Daha şeffaf, daha hesap verebilir mekanizmaları kurmamız lazım. Bugün burada -yani ben bütün muhalefet partisi milletvekillerimize teşekkür ediyorum- ilkesel olarak anlaştıktan sonra, bu, hem kurumun özelliğini dikkate alarak hem de Anayasa'nın 165'inci maddesini dikkate alarak nasıl bir balans kurabiliriz, nasıl bir denge kurabiliriz yaklaşımı içerisinde çıkan bir öneridir. Yani bu öneriyi hep birlikte geliştirdik.