| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .11.2014 |
FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri, milletvekilleri ve bürokratlar; ben de öncelikle Sayın Profesör Yekta Saraç'ı yeni görevinden dolayı kutluyorum, uzun yıllardır kendisini İstanbul Üniversitesinden tanırım, çok da başarılı olacağına inanıyorum, hayırlı olsun diyorum.
Şimdi, Sayın Bakanım, bir bütçeyi incelerken özellikle bu Millî Eğitim bütçesiyse ilk bakılacak olan şey yatırımlara ayrılan paydır. Özellikle, Türkiye gibi nüfusu hızlı artan, on iki yıllık zorunlu eğitime geçmiş bulunan, hâlâ okullarının yüzde 30'unda birleştirilmiş sınıf uygulaması bulunan ve Sayın Cumhurbaşkanının 3 çocuğa zam yapıp 5 çocuğa çıkardığı bir ülkede, kuşkusuz, bir bütçe içerisinde yatırım bütçesine ayrılan pay çok önemlidir. Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığı bütçesine bakıyoruz, yatırım bütçesinin azaldığını görüyoruz. Yatırım bütçesinin hem merkezî bütçe içindeki payı hem de Millî Eğitim bütçesi içindeki payı azalmış. Bu, bir şeylerden vazgeçmek anlamına gelir. Eğer, iddialıysak hele de artık eğitimde nitelik konusunda mutlaka bir şeyler yapılması gerektiğine inanıyorsak bu yatırım bütçesiyle bunun yapılmayacağının altını çizmek istiyorum.
Biraz önce OECD ülkeleriyle ilgili kıyaslamalar verildi. Mesela, OECD ülkelerinde öğrenci başına yapılan harcama ilk, orta ve lisede, Türkiye'nin 5,5 katı. Hani, biz diyoruz ya "Biz büyüyoruz, büyük ülkeyiz, gelişiyoruz, ekonomide iddialıyız." E, biraz da eğitimde iddialı olalım. Yükseköğretimde -Yekta Bey, sizin de işinize yarayacak şeyler söylüyorum- öğrenci başına yapılması gereken harcamayı kıyasladığınızda OECD 3 katı fazla. Şimdi, Türkiye bunu yapabilecek güçte bir ülkedir ve bunun yeri de bu Komisyondur. Öncelikle, bunun altını çiziyorum.
Sayın Bakan, siz yapmış olduğunuz konuşmada merkezî bütçeden eğitime ayrılan payın 2002'den bu yana yüzde 709 arttığını söylediniz. Herhâlde bu hesaplamayı yapanlar para miktarını TL üzerinden oranladılar, bunu çıkarttılar. Ama, takdir edersiniz ki artış böyle hesaplanmaz. 2002'de bütçeden eğitime ayrılan pay yüzde 10,2, bugün 16,9. Gerçek kıyaslama budur. Yani, artış yüzde 6,7 kadar olmuştur. Tabii ki artıştır bu, bu inkâr edilemez ama hani olayları da olduğundan büyük göstermenin bize bir yararı yok.
Şimdi, gelelim öğretmen meselesine. Öğretmen maaşlarında da yine OECD'yi kriter alırsak OECD'de öğretmenlerin aldığı maaş Türkiye'dekinin 4 katıdır Sayın Bakanım. Tabii ki birtakım iyileştirmeler yapmaya çalışıyorsunuz, bunun farkındayız ama -Sayın Adnan Keskin de daha önce birtakım rakamlar verdi- EĞİTİM-İŞ'in çok ciddi bir araştırması var -size mutlaka ulaşmıştır- oradaki rakamlara göre: Eğer öğretmenlerin üçte 1'i ek bir işte çalışma ihtiyacı duyuyorsa, yüzde 80'i borçluysa, yüzde 40'ı ailesinden yardım alarak geçiniyorsa 350 bin öğretmen de kapıda sıfır gelirle bekliyorsa herhâlde bir şeyler yapmak gerekir öğretmenlerin ekonomik durumunu da düzeltmek, daha iyiye götürmek için. Çünkü, biz ne diyoruz, eğitimde iyileşmeyi nasıl sağlayacağız? Altyapı yatırımları, teknolojik yatırımlar ama en önemli, en can alıcı şey öğretmendir. Siz biraz önce "Öğretmen Yetiştirme Ulusal Strateji Belgesi tamamlandı." dediniz. Sayın Bakanım, ne olur bunları hiç olmazsa Komisyon üyesi olanlara bir gönderme lütfunda bulunursanız -biz çünkü arıyoruz, tarıyoruz bulamıyoruz, merak da ediyoruz, çok önemli bir konudur, çok yeni araştırdık, bulamadık- bundan da memnuniyet duyarız.
Şimdi, Sayın Bakanım, bu toplantıda en flaş ve en beklenen cevap öğretmen atamalarıdır, biraz önce bir Komisyon üyesi arkadaşımız da dile getirdiler. Öğretmenler 40 bin atama bekliyorlar, özellikle branş öğretmenleri, felsefe, sosyal bilgiler ve belki dikkatten çok kaçan ama sadece 50 kadro isteyen matbaa öğretmenleri. Ben burada onların sesini de duyurmak istiyorum ve onlara bir Öğretmenler Günü hediyesi verirseniz çok mutlu olacağını...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FATMA NUR SERTER (İstanbul) - ...arkadaşlarımızın düşünüyorum. Türkiye'de hâlâ 119 bini aşkın öğretmen ihtiyacı varken bunun da çok haksız bir talep olmadığını düşünüyorum.
Sayın Bakan, çok önemli bir konu var, bu konuda size bir öneride de bulunmak istiyorum. Biliyorsunuz, şu "dershaneler yasası" ya da "tasfiye yasası" diye adlandırılan 6528 sayılı Yasa'yla il millî eğitim müdür yardımcıları, ilçe millî eğitim müdürleri ve merkez şube müdürleri eğitim uzmanı kadrosuna atandılar. Bunlar toplam 1.060 yönetici, sınavla girmiş, başarılı olmuş, deneyimli 1.060 yönetici. Ne oldu? Bunların maaşları donduruldu ve bunlar unvanlarını da kaybettiler, kadrolarını da kullanamıyorlar, işlevsiz bir hâlde bekletiliyor. Önce bir empati yapmak lazım, insanın tepeden düşmesi çok daha kötüdür. Şimdi, bu insanlar...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FATMA NUR SERTER (İstanbul) - ...işlevsiz ve maaşları dondurulmuş yani bir tür aşağılanmış bir pozisyondalar ve üzüntü içerisindeler.
Sayın Bakanım, size bir şey hatırlatmak istiyorum: 2011'de 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname çıktı ve bu kararnameyle benzeri bir uygulama Sağlık Bakanlığında yapıldı. Oradaki şube müdürleri, hastane müdürleri görevden alınıyorlardı, sonra bir düzenleme getirildi, nedir? Bunlar araştırmacı kadrolarına atandılar ve durumlarını devam ettirdiler. Ben size o kanunu çıkarttım, elimde, getiriyorum, tek bir maddeyle bir kanun maddesini düzenleyerek Meclise getirmeyi eğer uygun bulursanız, biz de bunun hazırlığı içindeyiz, bir tek maddeyle bu 1.060 kişinin mağduriyetini giderebiliriz.
Bu arada, Sayın Bakanım, polemik yapmak istemiyorum ama bir iki konunun da altını...
BAŞKAN - Sayın Serter, iki kez uzattım, toparlayabilirseniz sevinirim.
FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Peki.
İki konuya dikkat çekmek istiyorum -hazır YÖK Başkanı da yeni , taze YÖK Başkanı da buradayken- efendim, bu 2547 sayılı Yasa yürürlükten mi kaldırıldı? Yeni getirilen üniversite tekliflerine bakıyoruz, burada, artık, devlet üniversitesi değil, vakıf üniversitesi değil, bir hükûmet üniversitesi modelinin getirildiğini görüyoruz, mütevelli heyet sistemi var, bakanlıklar temsil ediliyor, rektörlük süreleri farklı, rektör atama biçimleri farklı. Sayın Bakan, lütfen, bu hukuksuz müdahalelere bir "dur" deyiniz ve Sayın Bakan YÖK Başkanının da -taze Başkan olarak- ilk uygulamasını bu konuda yapmasını rica ediyorum, dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum, hayırlı olmasını diliyorum bütçenin.