KOMİSYON KONUŞMASI

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Bakan, Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarının çok değerli çalışanları ve basın mensupları; ben öncelikle bu bütçenin hayırlı olması dileğiyle sözlerime başlamak istiyorum. Bu arada da yeni atanan YÖK Başkanımıza da hayırlı işler yapması temennisiyle başarılar diliyorum.

Şimdi, tabii, söylenecek çok söz var ama öncelikle bizi çok rahatsız eden, basından aldığımız bilgilerle konuştuğumuz, bir konuyla girmek istiyorum. Sayın Bakan, Hakkâri'de, Yüksekova'da özellikle Kürtçe eğitim vermek üzere açılan 3 tane okul vardı. Basından aldık bunları ve sizin cevaplarınızı da oradan aldık. Çünkü, gerçekten, doğru bilgi elde etme şansımız yok.

Şimdi, bu okullarla ilgili "Açıldı." dediler, basında resimleri yer aldı, ondan sonra kapılarına mühür vuruldu, sonra tekrar açtılar, tekrar mühürler vuruldu ve şu anda yine en son, geçen hafta basının verdiği bilgiye göre bu okullar eğitime başladı -veya bir tanesi- şu anda devam ediyorlar eğitim öğretim faaliyetlerine. Bunu da soru önergesiyle bugün size sorduk zaten. Şimdi, bunu sormak istiyoruz. Tabii, siz "Bu okulların açılabilmesi için 1 Eylüle kadar başvuru yapılması gerekirdi." dediniz. Diğer Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanının yaptığı açıklamada ise "Gerekli şeyleri tamamladıktan sonra açılabilir." dendi. Bir "Bakanlar Kurulu kararı gerekiyor." dendi. Yani, bir sürü burada bu şekilde gerçekten Anayasa'ya aykırı bir uygulama var. Biz bunun gerçek durumunu sizden öğrenmek istiyoruz. Eğer, izin aldılarsa, müfredatı neye göre, öğretmenleri nereden atandı, denetlemesini kimler yaptı, ön denetlemeyi ve sonraki faaliyetleri nasıl gitmektedir? Bunu sormak istiyoruz.

Bir diğeri de, özellikle akademisyenlerle ilgili bizi sevindiren açıklama Sayın Başbakanın bir televizyon programından geldi, dedi ki: "Ben de akademisyenim, onun için bu durumu biliyorum, akademisyenlere böyle böyle bir zam teklifi var." şeklinde, biz oradan duyduk. Daha sonra, Adalet Bakanı özellikle HSYK seçimleri öncesinde açıklama yaptı, dedi ki: "İşte, 1.100 küsur TL'ye varan zam yapacağız hâkimlere ve savcılara." böyle şeyler var. Yani, bunlar tabii ki bizi sevindiriyor, özellikle ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum da göz önüne alındığında, yoksulluk ve açlık sınırıyla mukayese edildiğinde gerçekten sevindirici ama biz sizden şöyle bir şey bekliyoruz: Acaba, siz çıkıp da televizyonlardan "Öğretmenlerimize şu kadar zam yapıyoruz." şeklinde bir açıklamada bulunacak mısınız, bir de onu soralım size.

Tabii, bunlar şey ama çok sorunu var Millî Eğitimin. On iki yılda baktığımızda, on iki yıllık süre içerisinde çok ciddi olarak Millî Eğitim Bakanlığında 5 bakan, 5 müsteşar, 360 tane de Bakanlık üst düzey yöneticisi ve idarecisi, taşradaki 68 tane il müdürü, 200 civarında müdür yardımcısı ve şube müdürü değiştirilmiştir.

Yine, bu süre içerisinde, eğitimi direkt olarak ilgilendiren müfredatlar da değişikliğe uğratılmıştır ve bunların adına da, tırnak içinde belirtmek istiyorum, "reform" adı konup bunlar uygulamaya konmuştur. Gerçekten dünyanın hiçbir yerinde de temel eğitimden, ortaöğretime geçiş sınavı beş yıl içerisinde 3 defa değiştirilmemiştir. Baktığımızda "OKS" sınavı denmiştir, "SBS" denmiştir, şu anda da TEOG uygulamasına geçildi.

Şimdi, bu TEOG'un uygulamasına baktığımızda hep birlikte yaşadık, burada çocukları olanlar var ve burada gerçekten velileri ve çocukları perişan eden uygulamalar olmuştur. 490 taban puanla öğrenci alan, 460 puanla öğrenci alan okulların 290 puanlı çocukları aldığını bile biliyoruz. Biz özellikle eğitimciler olarak baktığımızda bu çocukların zorlanabileceğini çok rahatlıkla buradan söyleyebiliriz. Ne değişti de bu uygulamalar gündeme getirildi, bunları da sormak istiyoruz yani bunlara şimdi yine sınavlar yapılacak kasımın son haftasında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Acaba bunlara şimdiden nasıl bir tedbir almayı düşünüyorsunuz? Hâlâ okul değiştiren veliler var, bunu buradan paylaşmak istiyoruz, hâlâ endişeleri olan veliler var, bunları da özellikle belirtirseniz memnun oluruz.

Okullarımızda hâlâ yardımcı personel yok ve hani birtakım reform çalışmalarından bahsedildi, 2023 vizyonundan bahsediliyor. Özellikle Millî Eğitim Bakanlığı gibi kalite üzerine kurulu bir Bakanlığın, sayısal verilerle bütçesi geçiştirilmeye, bütçe programındaki hedefleri geçiştirilmeye çalışılıyor ama önemli olan özellikle Millî Eğitim Bakanlığında "kalite" dediğimiz uygulamadır. Biz, insana yatırım yapıyoruz. İnsana yatırım öyle 3-5 lirayla veya yapılacak binalardan ziyade gerçekten onların kapasitesine, zihinsel eğitimlerine, duygularına, yüreklerine yönelik yapılacak eğitimdir. Bu eğitimlerde de, deminden beri bahsedildi, burada, bu eğitimde itici güç öğretmenlerdir.

Şimdi, öğretmenlere baktığımızda, özellikle OECD'nin yaptığı çalışmalarda Türkiye'de 120 bin açığı olduğu vurgulandı. Burada tabii birtakım istatistiksel kirlilik de var, onu da belirtmek istiyoruz. O kadar çok rakamlar havada uçuyor ki ve bir bakıyorsunuz, işte özellikle 60 bine yakın ücretli öğretmenlerle bu işin kapatılmaya çalışıldığını da görebiliyoruz.

Şimdi, bir sürü tezler hazırlandı şu anda üniversitelerde, ücretli öğretmenlik uygulamasının okula aidiyette önemli problemler ortaya çıkardığını ve sorumluluk açısından da önemli durumlar ortaya çıkardığını hepimiz biliyoruz, bunların çalışmaları yapıldı. Neden bu açığın kadrolu öğretmenlerle telafi edilmediğini de sormak istiyoruz, bunları da eğer cevaplandırırsanız Sayın Bakanım çok memnun olacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Topçu, ikinci kez uzatıyorum, toparlayabilirseniz çok sevinirim.

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Tamam, teşekkür ederim.

Özellikle yönetici atamalarındaki mülakatlarda bu eğitim sektörüne yıllarını vermiş; otuz yılını, kırk yılını, elli yılını doldurmuş veya 40,50,60 yaşındaki yöneticilerin özellikle vekâleten atanmış dört, beş yıl tecrübesine sahip şube müdürleri tarafından özellikle mülakat denilen uygulamalarla sorgulandığının, bu ifadesini çok onur kırıcı olarak burada paylaşmak istiyoruz, acaba bu sistemi yeni bir şekilde düzeltebilme durumunuz var mı, bunları da soruyoruz sizlere.

Yatırımların gittikçe azaldığını da biliyoruz, hâlâ okullarda ikili eğitim devam ediyor. İstanbul, Diyarbakır, Van, Urfa çökmüş durumda. Bir yere, özellikle bir ilçeye 600'den fazla e-kayıt sistemiyle öğrenci kaydedildiğini, artık bunların şeylerde verileri var. İstanbul açısından baktığınızda merkezden 180 kilometre uzaklıktaki okullara kaydedildiğini görebiliyoruz.

BAŞKAN - Sayın Topçu, son cümlelerinizi alabilirsem, lütfen.

ZÜHAL TOPCU (Ankara) - Tamam, toparlayacağım.

Dershanelerin yerine ikame edilmeye çalışılan okullarda açılan kurslar... Bir öğretmene baktığımızda sekiz saat derse giriyor. Bu kurslarla akşam ona kadar nasıl bu yükü kaldırabilecek? Hem zihinsel olarak hem de fiziki olarak kaldırabilmesi mümkün değil. Hocalara verilecek 9 lira saat ücretiyle bunun zaten olabilmesi mümkün değil.

Meslek lisesi, demin ki konuşan arkadaşımız meslek liselerine çok önemli yatırım yapıldığını söyledi ama meslek liselerinde dokuz, on saat ders yapılıyor, ikili eğitim yapılıyor ve haftada öğrenci kırk dört saat eğitim alıyor. Bunları da paylaşmak istiyorum.

Daha söylenecek özellikle eğitim fakülteleriyle ilgili sözümüz var ama bu sözlerimizi de biz sona bırakıyoruz.

Teşekkür ediyorum.