KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET BERAT ÇONKAR (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Öncelikle sunumlar için, değerli sunumlarınız için teşekkür ediyorum.

Öncelikli olarak bu darbe girişimi sonrasında bu Avrupa'daki partnerlerimizden gelen tepkiler açısından, KPK Eş Başkanı olarak da maalesef beklediğimiz desteği göremediğimizi ifade etmek istiyorum. Sayın Manolis Kefalogiannis 28 Temmuz günü bize e-mail adresinden bir e-mail atıyor. Orada konu başlığı "Joint parliamentary committee" Okumak istiyorum bir paragrafı. (...)(x) Daha sonra da işte KPK toplantılarının gündemiyle alakalı detay hususlara girmiş. Bu, tabii, üzücü; biz de gerekli cevabı kendisine gönderdik. Bunun yanında da Avrupa Parlamentosundaki tüm milletvekillerine, oradaki yetkililere, grup başkanlarına da hem mektupla bu darbe girişimini anlattık hem de ortak partilerimizin bildirisini paylaştık. Aynı zamanda da bu darbe girişimini anlatan yabancı lisanda, İngilizce'de birtakım hazırlanmış raporları da yine aynı kontaklarımızın tamamıyla paylaştık. Bütün bunlara rağmen, şu an itibarıyla bir milletvekilinden, o da bizim AK PARTİ'yle ortak grup içerisinde olan AICR dediğimiz gruptan bir milletvekilinden "Bir araya geldiğimiz zaman bu konuları konuşmak isterim." tarzında bir cevap aldık. Onun dışında arkadaşlarımın bana bildirdiğine göre herhangi bir dönüş alamadık bu 2 e-maille de.

Benim sorum şu şekilde: Gördüğümüz kadarıyla bu elli, altmış yıllık süreç sonrasında Avrupa'nın Türkiye'ye karşı yaklaşımında geldiği nokta terörle mücadelemizde bize destek vermiyor ve terör örgütlerini destekliyor; bunu görüyoruz. Cumhurbaşkanımız çok net ifadelerle bunu artık açık konuşuyor zaten. Demokrasinin yanında durmadığı tespit ediliyor. Türkiye ve Mısır darbelerindeki yaşadığımız süreçlerden bu coğrafyada, özellikle ağırlıklı olarak Müslüman halkların yaşadığı coğrafyada insan hakları, evrensel hukuk değerleri ve demokrasi konusunda Avrupa'nın bir duruşu olmadığını görüyoruz. Aynı zamanda da Avrupa medyası ve küresel sermayenin kontrolündeki algı operasyonları Türkiye'nin düşmanlaştırılması ve ötekileştirilmesi konusunda hızla devam ediyor.

Şimdi, bu gerçekler dikkate alındığı zaman özellikle Sayın Müsteşarımıza sormak istiyorum: Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği ve müzakere süreciyle ilgili bahsettiğimiz stratejik değerlendirmesinde herhangi bir kırılma yaşanabilir mi? Bu konu tartışılmakta mıdır? Tabii, önümüzdeki günlerde yaşayacağımız süreçler bunu etkileyecek elbette ki. Rusya'yla olan ilişkilerin daha stratejik bir seviyeye doğru ilerleme ihtimali konuşuluyor. Orta Asya Türk devletleri ve Şanghay İşbirliği Örgütüyle ilgili pozisyonumuzun güçlendirilmesiyle ilgili devletimizin düşünceleri olduğu, Hükûmetimizin düşünceleri olduğu konusunda da bilgilerimiz var. Avrupa'da da tabii bunlar ciddi şekilde sorgulanıyor. Bu çerçevede, Avrupa Birliği stratejimizle ilgili farklı bir değerlendirmeye gitme ihtimalimiz var mı?

Teşekkür ediyorum.