RECAİ BERBER (Manisa) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Şimdi, ben somut bir iki tane soru soracağım ama ondan önce, burada da hep Avrupa Birliği konusunda onların ikiyüzlülüğünden filan dem vuruyoruz fakat biz de şunu biliyoruz ki, Avrupa Birliğinin bu ürettiği değerler, demokrasi vesaire dâhil olmak üzere, hepsi daha temel bir değer üzerinden üretildi, o da kendi insanlarının ve ülkelerin çıkarları, temel değer o. O çıkarla çeliştiği zaman diğerlerinden zamanla ya da kısmi olarak ya da tamamen vazgeçmek gibi bir şeyleri var. Bu da ikiyüzlülük değil, bizim göremediğimiz o temel çıkarla çelişiyor çünkü. Bölgedeki çıkarları veya Türkiye'deki gelişmeler onların bu temel çıkarlarıyla çelişiyorsa tabii ki o üretilmiş diğer değerlerden belli bir süreliğine vazgeçtiklerini görüyoruz veya öyle görünüyorlar, biz öyle algılıyoruz. Onun için, bence bütün ülkeler ve bütün toplumlar, biz de... Millet olarak temel çıkarlardır bizi motive edecek olan. Yoksa biz Avrupa'nın demokrasisine, şununa bununa, birtakım değerlerine aşık olduk, tıpkı yüz yıl önce Avrupa hayranlığının olduğu gibi, biz illa Avrupa birliğine... Bu ütopik bir aşk değil ki, çıkarımız bunu gerektiriyor, ülke olarak geleceğimiz bunu gerektiriyor filan, onun için böyle uğraşıyoruz ama ben de soruyorum şimdi: O zaman bizim gümrük birliği dâhil, yirmi yıldır uyguluyoruz, şimdi daha da kritik bir aşamaya geçiyoruz TTIP'le. Bunlarda artık bizim de çıkarlarımız yeniden gözden geçirmemiz gerekmiyor mu? Yani biz bu ütopik bir sevdayla Avrupa Birliği yolunda yürümeyeceğimize göre şimdi diyoruz ki: Onlar bize ikiyüzlü davranıyorlar, biz niye gözden geçirip bunu yapmıyoruz? Yapacak mıyız ya da? Böyle bir değişiklik olacak mı? Ben de Sayın Başkanın sorduğu noktaya geliyorum ama...

İkincisi, burada öğrendiğim kadarıyla, biz "Geri kabul anlaşması henüz yürürlüğe girmedi." diyoruz ama o 18 Mart tarihli anlaşma gereği mültecilerle ilgili bire bir anlaşma uygulanıyor anladığım kadarıyla. Bu, onun içinde bir istisna mı? Yani, bu geri kabul anlaşmasının içine girmiyor mu?

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI MÜSTEŞAR YARDIMCISI MEHMET CANGİR - Arz edeyim efendim, farklılık var.

RECAİ BERBER (Manisa) - O zaman, biz bunu açıkçası kısmen uygulamaya başlamışız, haberimiz yok. Yani ben şahsen öyle 450 kişi gönderildiğini filan bilmiyordum, 800 kişi onlar geri göndermiş, biz 450 kişiyi onlara göndermişiz. Bir de bu binler, 10 binler, 100 binler olacakken nasıl oldu da böyle altı aydır, aşağı yukarı üç aydır uygulanıyor o zaman bu, 450 kişi... Söylediğinize göre günlük aşağı yukarı 40-50 kişi civarında bir kaçak, hâlâ göç var. O kaçakların karşılığında bire bir gönderilecekse bunun en azından birkaç bin olması lazım şimdi ya da ne zamandan beri uygulanıyor?

Bu iki konuda somut olarak hemen çok kısa bir cevap... Ben açıkçası açıklamalardan çok tatmin olmadığım için bunu gündeme getirdim.

Teşekkür ederim.