| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .11.2014 |
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, Komisyonumuzun çok değerli üyeleri, Bakanlığımızın çok değerli bürokratları, basınımızın değerli temsilcileri; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Sözlerime başlarken ben de öncelikle önce kızımın, daha sonra da bütün öğretmenlerin Öğretmenler Günü'nü kutluyorum ve yeni YÖK Başkanımıza da hayırlı olsun diyorum.
Bir milletin bugününü ve geleceğini ilgilendiren en önemli unsur eğitim hizmetleridir. Bir ülkede yaşam kalitesinin artması, gelir dağılımının adil olması, yoksulluk, suç ve terörle ilgili sorunların yok olması o ülkenin eğitim seviyesine ve kalitesine bağlıdır. Ülkemizin bilimsel, teknolojik ve ekonomik alanda olduğu kadar insani değerler bağlamında da gelişmesini sağlayacak en önemli unsur eğitimdir. Böylesine büyük önemi haiz bir alanda çalışıyor olmak ciddi sorumluluk ve gayret ister. Sayın Bakanımızın ve ekibinin bu sorumluluk bilinciyle hareket ettiğinden şüphemiz yok. Zaten on iki yıllık süreçte eğitim alanında yaşadığımız gelişmeler bunun en büyük göstergesidir.
Değerli arkadaşlar, bakınız, iktidara geldik on iki yıl önce, geldiğimiz günden itibaren eğitime çok büyük önem verdik. Bunu sözle söylemedik, önemin içini de doldurduk. Ne yaptık? Hükûmetlerimiz döneminde bütün bütçelerde eğitime en büyük payı ayırdık. Biz iktidara geldiğimizdeki eğitime ayrılan payla şimdi baktığımızda eğitime ayrılan pay arasında dağlar kadar fark var.
Değerli arkadaşlar, bakınız, bütçeyi ayırdık da ne oldu? Bu paralar derslik sayısı olarak bize geriye döndü. Okullarımızın önceki durumuyla şimdiki durumuna baktığımız an, fiziki şartlara baktığımız zaman nereden nereye geldiğimizi çok daha iyi anlayabiliyoruz. Az önce çok değerli vekil arkadaşlarımız da eski günlerden bahsettiler. İşte, okullara odun götürmekten veya çocuklarımızın, bizlerin okul temizliğine kadar varan işlerimizi, hepsini anlattılar. Bugün baktığımızda, okullarımızın her biri kaloriferlerle ısınmakta. Yani fiziki şartları geliştirdiğimiz kadar, değiştirdiğimiz kadar okulların içini de en güzel şekilde doldurduk. Çocuklarımızın araç ve gereçlerini teknolojik şartlar neyi gerektiriyorsa onlarla donattık. Kara tahtayı sınıflarımızdan kaldırdık değerli arkadaşlar. Okula başlayan bir çocuk, bizimle beraber, hamdolsun, artık ders kitaplarını sıraların içerisinde, masaların üzerinde görmeye başladı. Ders kitaplarını bedava verdik. Çocuklarımızın okullu olabilmesi için, okula gidemeyen çocuklarımızın ailelerinin bütçe imkânları kısıtlıysa onların her birine maaş bağladık.
Değerli arkadaşlar, okul ders kitaplarını vermekle yetinmedik, şimdi artık her bir çocuğumuza tablet bilgisayar dağıtmanın gururunu ve onurunu yaşıyoruz. Biz okullarımızın hakikaten fiziki şartlarını geliştirdik, içlerini doldurduk. Buradan İŞKUR'a da teşekkür ediyorum, Millî Eğitim Bakanımızla iş birliği yaparak, TYÇP, Toplum Yararına Çalışma Programı'yla beraber, değerli arkadaşlar, artık okullarımıza daha rahat bir şekilde müstahdem vermeye başladık. Okul temizliklerini de bu sayede ne yapıyoruz? En güzel şekilde okullarımızı çocuklarımızın hizmetine temiz bir şekilde sunuyoruz.
Şimdi, dersliklerde bu hâle geldik. Baktığımız zaman derslik sayısına, değerli arkadaşlar, hani diyoruz ya "Şunu yapmasaydık da, bunu yapmasaydık da derslik yapsaydık." Cumhuriyet tarihimizden 2003 yılına kadar baktığımızda kaç bin tane derslik yapılmış, 2003 ile 2014 arasında ne kadar derslik yapıldığına baktığımızda, hakikaten yani arada korkunç bir fark var. 2003 yılına kadar, değerli arkadaşlar, 346 bin derslik yapılmış, 2003 ile 2014 arasında ise 234.473 derslik yapılmış. Yani biz bir işi yaparken diğer işleri ihmal etmiyoruz. Biz bir anda bütün işleri yapabilecek kapasiteye sahip bir Hükûmetiz Allah'a şükür. Bundan dolayı da Bakanımıza ve hayırsever vatandaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum. Çünkü bu dersliklerin yapımında Hükûmetimiz ne kadar büyük önem verdiyse hayırsever vatandaşlarımız da, duyarlı vatandaşlarımız da bir o kadar önem verdiler ve devlet ile millet iş birliği yaparak ne yaptık? Derslik sayısını artırdık. Tabii ki hayırseverlerimizin önünü açtık, hayırseverlerimiz devletimize güvendi, geldi, yatırımını yaptı ve vergiden de bu yapmış olduğu yatırımları ne yaptılar? Vergiden de düştüler.
Şimdi, değerli arkadaşlar, tabii ki nicelik de önemli, nitelik de önemli. Siz eğer fiziki şartları düzeltemiyorsanız, okullarınızı iyi duruma getiremiyorsanız o çocukların orada iyi bir eğitim alma şansları da yoktur. Yani Avrupa'daki öğrenciler nasıl eğitim alıyorsa Türkiye'deki çocuklarımızın da o şekilde eğitim alması lazım. Yani bilgisayarı, laboratuvarı, teknolojik sınıfları her alanda donatmamız lazım.
Bunları bir de verebilecek öğretmenlere ihtiyaç var. Öğretmen kadrosuna baktığımızda, değerli arkadaşlar, 2003 Eylül ayına kadar toplam 408 bin öğretmenle hizmet veriyormuşuz ama şu anda 2003 ile 2014 arasında 458 bin tane öğretmen atamışız değerli arkadaşlar. Yani nereden nereye gelmişiz. Şimdi, "atanamayan öğretmenler" diyoruz. Evet, doğru, atanamayan öğretmenler hakikaten sıkıntılı. İmkân olsa da hepsini bir anda atasak ama bütçe imkânları doğrultusunda... Bütçede en büyük payı eğitime ayırmanın en büyük göstergesi de cumhuriyet tarihinde 2003 yılına kadar 408 bin öğretmen, tekrarlıyorum, bizim dönemde 458 bin öğretmen atanmış. E, bunları takdir etmek lazım arkadaşlar, Hükûmetimize teşekkür etmek lazım, Bakanlığımıza teşekkür etmek lazım. Tabii ki eksiklerimiz var, onun için Hükûmetimiz gece gündüz çalışıyor, Millî Eğitim Bakanımız gece gündüz çalışıyor. Niye? Daha iyi bir eğitim seviyesi, milletimizi, öğrencilerimizi daha iyi eğitebilmek, eğitim seviyesini yükseltmek, eğitimde kaliteyi artırmak için uğraşıyoruz. Eğer öğretmeniniz olmazsa kalite artmaz. Biz bu bilinçle 458 bin tane öğretmen atadık değerli arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, kaliteyi artırıyoruz, öğretmen sayısını da artırdık. Öğretmen memnuniyetine baktığımız zaman, öğretmen maaşlarına da dönüp bakmak lazım. Değerli arkadaşlar, bizden önceki öğretmen maaşıyla şimdiki öğretmen maaşlarına baktığımız zaman, hakikaten arada yine büyük bir uçurum var. Önceden 400 küsur lira civarında maaş alan öğretmenler, şimdi 2.100 küsur civarında maaş alan öğretmenler.
4 kişilik bir aileli bir öğretmen 2002 öncesinde nasıl geçiniyorsa şimdi yine aynı, baktığımız zaman duruma. Bir öğretmenimiz eşi ve 2 çocuğuyla birlikte nasıl geçinecek diye baktığımızda, hakikaten daha rahat bir hayat sürdüğünün, yaşam kalitesinin arttığının bilincindeyiz. Ama öğretmenlerimizin durumunu düzeltmek, daha da iyi duruma getirmek bizim de boynumuzun borcu, bunu da çok iyi biliyoruz değerli arkadaşlar.
4+4+4'e gelince değerli arkadaşlar, 4+4+4 hakikaten Türkiye'nin önünü açtı, meslek liselerinin önünü açtı. Ara elemandan ziyade aranan elemanlar ihtiyacını inşallah bizler ne yapacağız? 4+4+4'le Allah'ın izniyle sanayilerimize kalifiyeli elemanları inşallah hep birlikte yetiştireceğiz.
Bununla da, 4+4+4'le de yetinmiyoruz, ne yapıyoruz? Organize sanayi bölgelerimizde teknik liseleri organize sanayi bölgeleriyle iş birliği yaparak açıyoruz ve 1 öğrencinin Millî Eğitime yükü neyse 1,5 katı oranında da bu öğrencilerimiz bizler ne yapıyoruz? O okullarımızda, değerli arkadaşlar, destekliyoruz.
Şimdi, ilkokuldan, okul öncesi eğitimden başladık kaliteyi artırmak için, ilköğretim, ortaokul, lise, çocuklarımızın kalitesini artırmak için gece gündüz koşturduk. Liseyi bitiren çocuğumuz ne yapacak? Üniversiteye gitmesi lazım. 76 tane olan üniversite sayısını bizimle beraber 176'ya çıkarttık değerli arkadaşlar.
Şimdi, baktığımızda, işsizlik oranı her tarafta... Baktığımızda, diyorsunuz ki hep: "Üniversite mezunlarının çoğu işsiz olarak gezmektedirler." Değerli arkadaşlar, nasıl ki iktisat mezunu, nasıl ki işletme mezunu veya eğitim fakültesi mezunu arkadaşlarımız kendilerini yetiştirdikleri zaman, öyle zannediyorum ki, kendilerini iyi bir duruma getirdikleri zaman daha rahat iş bulacaklardır. Eğer Türkiye'yi biz Avrupa'yla yarışır hâle getirmek istiyorsak mutlaka ve mutlaka eğitim kalitesini yükseltmemiz lazım, mutlaka ve mutlaka çocuklarımızı üniversiteye göndermemiz lazım, mutlaka ve mutlaka bütün lise mezunlarının hepsini, inşallah, üniversite mezunu yapmak için gece gündüz koşturmamız lazım.
Evet, değerli arkadaşlar, şimdi, Sayın Bakanım, ben birkaç konuya daha değinmek istiyorum. Tabii, ders kitaplarını veriyoruz, çocuklarımızı taşıyoruz, taşımalı sistemde bazı... Az önce bazı arkadaşlarımız da değindiler, ilkokul-ortaokul arasında ders saatleri farkı olduğundan dolayı yavrularımız sıkıntı çekiyorlar veya bir köyden bazı öğrencilerimizi taşıyoruz, bazı öğrencilerimizi taşımıyoruz. Bununla alakalı, okullar açılmadan önce tedbir alırsak, inşallah, o köyde mağduriyeti, o beldedeki mağduriyeti kaldırırız.
Bir de büyükşehir olan illerde büyük sıkıntı var Sayın Bakanım. Mutat taşıma varsa buralarda biz taşımayı kaldırıyoruz.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Yönetmeliği değiştiriyoruz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yönetmeliği değiştiriyoruz, Millî Eğitim müdürlerimiz de bundan bir an önce haberdar olurlarsa inşallah o sıkıntıyı da ortadan kaldıracağız.
Okul Sütü Rrojemiz çok iyi oldu Sayın Bakanım, teşekkür ediyoruz. Ama biz tabii ki çocuklarımızın daha kaliteli yetişmesini istiyoruz, daha iyi bir nesil gelsin istiyoruz, Avrupa'yla yarışır bir vaziyette çocuklarımızı yetiştirmek istiyoruz. Çünkü Türkiye hakikaten lider ülke olma yolunda hızlı bir şekilde ilerliyor.
Okul Sütü Projesi'nin yanına biz bir de kuru üzüm projesini inşallah ilave etmiştik. Çocuklarımızı kuş sütü, kuru üzümle besleyelim diyorum. Bununla alakalı Sayın Bakanım, Manisa Borsası olarak bizler sizlere destek vermeyi de taahhüt ediyoruz. Sizlere biz de destek verelim, çocuklarımıza 20'şer gram, 30'ar gram kuru üzümü sütün yanında verirsek inşallah, çok güzel olur. Ben de bir Manisa Milletvekili olarak bu taahhüdümü de buradan yapıyorum, biz de destekleyeceğiz diyorum inşallah.
Sayın Bakanım, bütçemizin hayırlı olmasını Cenab-ı Allah'tan temenni ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.