İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Tabii, herhâlde hepimiz üzerinde ittifakla görüş birliği hâlindeyiz ki Türkiye çok olağanüstü bir dönemden geçiyor. Gerek aşağı yukarı bir yıldır, bir yılı da aşan bir süredir hızını artıran ve ülkemizin şehirlerini, ilçelerini, ana merkezlerimizi, başkentimizi, en büyük şehirlerimizin çeşitli alanlarını hedef alan çeşitli terör örgütleri tarafından, DAEŞ, PKK, DHKP-C gibi terör örgütleri tarafından sürdürülen saldırılara ek olarak bir de 15 Temmuzda ülkemizin tamamını, demokrasimizi, millî irademizi hedef alan çok kapsamlı bir kalkışmayla, çok kapsamlı bir terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık.

Şimdi, böyle olağanüstü dönemlerden geçerken güvenlik gerekçesiyle birtakım önlemlerin alınmasını da doğal karşılamak gerekir ve ne mutlu bize ki, Allah'a çok şükür, hâlâ çatısının altına sığınabileceğimiz, millî iradenin özgürce tecelli edebileceği, en aykırı fikirlerin rahatça tartışılabileceği bir Meclis süreci içerisinde bu acil güvenlik konularını tartışabiliyoruz. Çünkü geçmişte, biliyorsunuz, bu konuyla ilgili çok kötü tecrübeler de yaşadık. O dönemlerin de olağanüstü koşulları vardı ve olağanüstü koşullar içerisinde millî iradenin, Meclis karar mekanizmalarının bu kadar da rahat, bu kadar da özgür, bu kadar da serbest tecelli edemediği günleri de yaşadık. Dolayısıyla bu özgürlüğün ve millî iradeye olan bu imkânın kıymetini bilmek, bunu sahiplenmek çok önemli.

Şimdi, ben bu açıkçası eleştirileri dinleyince acaba kanunu ben mi yanlış anladım diye tekrar okuyorum, burada belediyelere ya da herhangi başka bir kuruluşa cezalandırma ya da onların yaptığı yanlış birtakım davranışlarla ilgili birtakım tedbir kararları alma gibi bir şeyden bahsetmiyor. Sadece güvenlik gerekçesiyle İçişleri Bakanlığı ihtiyaç duyarsa -yine maddeden okuyorum- kamu tüzel kişiliklerine ait taşınmazlar yani kamuya ait, halkın tamamına ait yani kişilere ait ya da özel kullanım amaçlarına tahsis edilmiş şeylerden bahsetmiyoruz. Zaten kamuya ait olan birtakım taşınmazların yine kamunun birinci öncelikli menfaati olan güvenlik gerekçesiyle irtifak haklarını ve kaynak haklarının İçişleri Bakanlığına yine yani kamuya, kamuyu temsil eden bir kuruluşa, anayasal denetime açık olan bir kuruluşa devredilmesinden bahsediyoruz. Bu yapılırken de bir müsadere mantığı içerisinde el koyma, gasbetme şeklinde değil yine idare hukukunun kendine özgü bütün mekanizmaları işletilmek suretiyle bedel takdiri, bedel takdirine ilişkin itirazların yapılması, yine idare hukuku çerçevesinde neticelenecek şekilde bir düzenleme getiriliyor.

Şimdi, biliyorsunuz kanunda özel bir düzenleme olmadığı zaman genel hükümler uygulanır. Dolayısıyla normalde herhangi bir kamulaştırmada ya da bir tahsis söz konusu olduğu zaman idari yargı nasıl karar veriyorsa bu konularda da özel bir hüküm olmadığına göre genel hükümler çerçevesi işletilecektir. Yani dolayısıyla burada da bir hukuksuzluktan bahsetmek söz konusu değildir. Bunların tabii ki bir kısmının imar durumunun değiştirilmesi gerekir. Ama ben eminim Sayın Bakan da burada bunu ifade edecektir sanıyorum cevap verirken, buradan herhangi bir kesime bir özel menfaat temin etmek veyahut da kamunun kullanımına ait olan bir yeri alıp bir özel çıkara tahsis etmek gibi bir şey söz konusu değil. Ama daha önce başka bir amaçla kullanılan bir yeri... Mesela, çok güzel bir örnek verildi, evet, doğru, yani darbe girişiminin merkezinde yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisine saldırı üssü olarak kullanılan birtakım binaların, evet, İçişleri Bakanlığına tahsis edilmesi ve başka amaçlarla, yine kamunun menfaatlerine uygun başka amaçlarla kullanılmasında da hiçbir yanlışlık olmadığını ifade etmek istedim.

Ben inanıyorum ki bu kanun amacına uygun bir şekilde, yine toplumun genelinin yararları gözetilerek, kamunun yararları gözetilerek ve hukuk devletinin ilkelerine demokratik hesap verme, demokratik hesap verebilirlik, şeffaflık ilkelerine azami riayet gösterilerek uygulanacaktır.

Bu kanunun getirilmesinin son derece önemli ve doğru olduğunu düşünüyor ve Komisyonu saygılarımla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Askerî alanları park yapalım.

İBRAHİM MUSTAFA TURHAN (İzmir) - O da olabilir.