| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Ceza infaz kurumlarında yaşandığı iddia edilen hak ihlallerine ilişkin görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 13 .10.2016 |
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Ben de verdiğiniz bilgiler için öncelikle teşekkür ediyorum.
Şimdi, ben birkaç noktayı size sormak istiyorum.
667'ye dayalı olarak bazı sınırlamalara yöneldiğinizi ifade ettiniz. Bunun içinde tutuklularla ilgili sınırlamalar var, hükümlülerle ilgili yok. Fakat bize gelen yakınmalarda hükümlülere de 667'nin verdiği yetkiye dayanılarak aynı uygulamaların yapıldığı iddia ediliyor. Bu konuda acaba cezaevi idareleri gerekli ayrımı yapabiliyor mu yoksa genel bir uygulamaya mı dönüştü? Ki yakınmalar bunu gösteriyor.
Bir başka konu: Bu, bütün 667 içinde sanki, dikkatimden kaçmıyorsa, kitap sınırlaması gibi bir durum söz konusu değil. Siz başka bir açıklama yaptınız tabii, "Eşya yığınağı olabilir ve yakmaya müsait bir durumdur." dediniz. Buna rağmen bu sınırlamanın 61, 60 gibi maddelere aykırı olduğu açık. Yani hukuka aykırı bir uygulamaya yönelmiş oluyor cezaevi idaresi. Bunu dikkatinize sunmak istedim; hem kütüphaneden yararlanma hem kültür ve sanat etkinliklerine katılma, ifade özgürlüğü, 60, 61 ve 62. Tüzükte de yasaya aykırı bir düzenleme olamayacağına göre, buna bakamadım ama istedikleri kadar kitap almanın engellenmesinin sanki hukuki bir dayanağı yok.
Bir başka konu, ani müdahale ya da A takımı konusunda yaptığınız açıklamada "Özel durumlar oluyor ve bu konuda yetkin kişilerden, müdahale edebilecek kişilerden oluşan grup var." dediniz, bir kabulde bulundunuz; ben eğer yanlış anlamamışsam. Şimdi, yine, aramayla ilgili 36'ncı maddeye bakıyorum, 36'ncı maddede diyor ki: "Aramalar gerektiğinde dış güvenlik görevlileri ve kolluk kuvvetleriyle ve diğer kamu görevlilerince ortaklaşa gerçekleştirebilir." Bu, özel durumlar içindir ve kurulu, önceden planlanmış bir ekibin... Doğal olarak cezaevlerinde yüz yüze yapılan karşılıklı etkinlikler olduğu için yani bir müdahalede herkes bir birini tanıyor. Bunun giderek kamplaşmaya doğru yöneleceği ve özel tavra doğru yöneldiği iddiaları ki var, "Tanınıyoruz ve bize özel müdahale yapılıyor." diye, bu konudaki düzenlemede de herhâlde geçici ve gerektiği zaman... Ki Ceza İnfaz Yasası konuşulurken bu dışarıdan müdahale konusu da çok tartışıldı ve düzelemedi, biliyorum, yasal düzenlemeler yapılırken. Belki bunun yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.
Bir başka soru, bilgi edinmek için soruyorum: Birleşmiş Milletler tutuklu ve hükümlülerle ilgili minimum standartlarda hücre uygulamasının olmayacağı hükmü vardır. Bu da bir uluslararası sözleşmedir. 90 çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Acaba bu konu sizin gündeminizde mi? Yani hücre uygulamasının artık bizim infaz sistemimizden kaldırılması gerektiği konusu ki birçok yakınmanın -insan hakkı ihlaline ilişkin, tutuklu ve hükümlü hakkı ihlaline ilişkin pek çok yakınmanın- bu hücre uygulamalarında gündeme geldiğini de düşünürsek bunun kaldırılması yolunda bir girişim, bir çalışma söz konusu mu?
Teşekkür ediyorum.
İşkence iddiası var. Size vereceğim bunları. İki mektup var, somut, falaka çekildiğine ilişkin. Bunları size takdim edeceğim. Gerekli araştırmayı yapmanızı da talep ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Bunları İnsan Hakları Komisyonuna da şey yapalım ki kayda girsin.
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Hayhay.
BAŞKAN - Çünkü sonra biz açıklama yapıyoruz. Yani, hani, kamuoyunda da çok açıklamalar yapılıyor; şu kadar iddia var falan gibi. Bize, İnsan Hakları Komisyonuna ulaşan işkence iddialarıyla ilgili geçen hafta bilgi verdim. Bunun ötesinde bizde bir bilgi yok.
ŞENAL SARIHAN (Ankara) - Cezaevindeki işkence.