BAŞKAN - Konuşmalara geçmeden önce, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün, esasen hepimizin bildiği, kurallarını bir hatırlatmak istiyorum. Söz verilen arkadaşımızın konuşmasını yaparken söz kesmemesi, şahsiyatla uğraşmaması ve çalışma düzenini bozucu hareketlerde bulunmaması gerekiyor. Hatibin sözü ancak Başkan tarafından İç Tüzük'e uymaya ve konudan ayrılmamaya davet etmek amacıyla kesilebileceği 66'ncı madde hükmü. Bu noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Yine, konuşma üslubu olarak hakikaten darbeyi araştırma komisyonunda hakaret içeren, karşı tarafı tahkir eden sözlerden hepimizin uzak durması gerekiyor. Kaba, yaralayıcı sözler söyleyen kimseyi uyarmamız ve Tüzük hükümlerince hareket etmemiz gerekiyor. Bu bakımdan bütün arkadaşlarımızdan ricam Tüzük gereğince kaba, yaralayıcı, hakaret içeren sözlerden kaçınmamız gerektiğidir. Bu noktada, elbette Tüzük hükümlerine uyulmazsa nasıl hareket edilmesi ve toplantı konusunda takınılacak tavırlar yine İç Tüzük hükümlerinde mevcut. Ben, bunlara gerek kalmadan, gerçekten, 15 Temmuz darbe girişimiyle büyük bir ihaneti sergileyen ve bunun karşısında bütün siyasal partilerimizin ortak tavır ve duruş sergilediği bir uzlaşma ortamından hareketle bugün kurulmuş olan ve hakikaten siyasi parti gruplarımızın Türkiye Büyük Millet Meclisindeki temsil oranlarına göre Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilen her bir üyemizin kıymetli, değerli ve burada önemli bir vazife, tarihî bir vazife ifa ettiğini hatırlamamız, birbirimize bu noktayı hatırlatmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada, kalpleri kırmadan, gönülleri incitmeden hataları nasıl düzeltebiliriz, varsa bunların da yolu bellidir. Yine, bütün Komisyon üyesi arkadaşlarımızın bu konuda daha dikkatli, itinalı davranması gerektiğini paylaşıyorum değerli arkadaşlar.

Şimdi, kaldığımız yerden devam edelim bu izahlarım çerçevesinde. Hüseyin Bey'de söz kalmıştı. Sözünüzü tamamlamak üzere mikrofonunuzu açıyorum Hüseyin Bey, buyurun.