| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .10.2014 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, değerli Komisyon üyeleri, değerli bürokratlar, kıymetli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkanın dediği gibi, önce teklif sahipleri adına kısa bir şey söyleyeyim, sonra kendim de kanaatimi söylemiş olayım birleştirerek.
Sayın Bakanım, bu konuda Sayın Kalaycı partimizin görüşlerini söyledi ama onun dışında 3 milletvekilimizin daha kanun teklifi var birleştirme önergesinde yer alan. Tokat Milletvekilimiz Sayın Reşat Doğru'nun, yine aynı şekilde akademisyen olan Ankara Milletvekilimiz Sayın Zühal Topcu'nun ve Mersin Milletvekilimiz Sayın Ali Öz'ün teklifleri var. Kendileri şu anda burada olmadıkları için... Ali Bey geldi, toplantısı olduğu için gitti.
Reşat Doğru'nun teklifinde, aslında bu kanun tasarısında gelen şekliyle değil de ek göstergelerde bir değerlendirme yapma şeklinde, özellikle yardımcı doçentlerin sıkıntısını... Sayın Güneş'in de belirttiği gibi, arada, alt kadrolarda daha çok sıkıntı oluyor ve öğretim elemanı bulma şeyi sıkıntılı oluyor. Bir de emekliliklerinde sıkıntı oluyor. 3600'le, okutmanlarla, öğretim görevlileriyle aynı şey yardımcı doçentler. Öğretim üyesi olmalarına rağmen o statüde bir farklılık olduğunu belirtiyor ve bunun iyileştirilmesi için 3600 yerine 4200, doçent ile ikisinin arasında bir gösterge önermiş. Arkadaşlar bunu da dikkate alırsa, belki yine önergeler var ama. Sayın Doğru'nun teklifi bununla ilgili.
Artı, Ali Öz'ün teklifi var. O da araştırma görevlilerine ekstra olarak, öğretmenlere verdiğimiz kırtasiye desteği gibi bir araştırma geliştirme desteği... Çünkü, sürekli olarak birtakım fotokopi, yazma, çizme... Biliyorsunuz o imkânlar kısıtlı oluyor. Arkadaşlarımız sürekli olarak, özellikle doktora yapmadan bir şey olma şansları yok. Masterda yine bir şekilde idare ediyorlar ama bütün yabancı yayınlardan, birtakım araştırma hizmetleri, fotokopici, kırtasiyeciye verdiğimiz para yani ciddi anlamda belli bir şeyi buluyor. "Öğretmenlere verdiğimiz kırtasiye desteği gibi bir şey olabilir mi?" diye Sayın Öz'ün kanun teklifinde de doğrudan araştırma görevlilerine böyle bir destek sağlanması var.
Sayın Zuhal Topcu'nun söylediğinde ise yine ödenek oranlarını belli bir şeye bağlama, mevcutta yetersiz kaldı diye en yüksek devlet memurunun brüt aylığı üzerinden bakalım diye bir teklif var. Özü itibarıyla hepsi öğretim üyelerinin, yani "akademik personelin ve diğer uzman, okutman" gibi arkadaşlarımızın maddi durumlarının yetersiz olduğunu söylüyor.
Az önce Sayın Güneş söyleyince aklıma geldi, Sayın Bakan da hatırlar, kendisiyle tanışmamıza vesile olan dersin Hocası Sayın Yahya Tezel'di. Dolayısıyla -o dersi ortak aldığımız için- bitirdik, Yahya Hoca, bana, "Asistan ol." dedi. Dedim ki açıkça: "Hocam, ben, biraz memur çocuğuyum. Maddi olarak bu asistan maaşı beni kaldırmaz. Ben İş Bankasının müfettişlik sınavının yazılısını kazandım, ben müfettiş olacağım, bu beni kesmez." Sonra döndük, Allah kısmet etti, yine hoca olduk, orada yaptık ama o günün şartlarında, hakikaten, şöyle baktığınız zaman, eğer cazip bir şey gelmiyorsa, nitelikli insanlar bu sefer başka yerlere gitmeye çalışıyor. Dolayısıyla, bu bir nebze bir iyileştirme, evet, "Eldeki imkânlarla buna yetişemiyoruz." diyebilirsiniz ama birçok yerlere gidiyor işte. Yani bir anda her kesimin daha yüksek şey almasında... Biz, burada, Milliyetçi Hareket Partisi olarak herkese verildiği zaman sorunumuz yok ama siz de geliyor, diyorsunuz ki: "Burada bir bütçe var, disiplinimiz var." Öbür taraftan hâkimlere, savcılara verilene bakıyoruz, daha fazla olmuş. Bizde, MHP olarak, hiç olmazsa, hocalara verilenin de o seviyeye doğru biraz yaklaştırılmasını istiyoruz, o konuda talebimiz var, önerge de vereceğiz. Yapılanı doğru buluyoruz ama yetersiz buluyoruz özü itibarıyla Sayın Bakanım.
"Kapsama alma" konusunda arkadaşlarımızın da ortak önergesi var ama bence biraz daha rakamı da en azından bu şeylere yaklaştırmakta... Yani diğer tarafa vermekte... Ne yapsın, onların da seçimi yok ki. Şimdi bir seçim yapsalar da kullanabilseler size. Onların seçimi çıkıyor, doğru, bir sefer yapıyorlar. Bir rektör seçiyorlar, onda da yaptırım güçleri olmuyor. Kafasına göre Cumhurbaşkanı birini atıyor, YÖK 6'dan 3'e düşürüyor. Sayın Cumhurbaşkanı da 1'e düşürüyor. Hocaların yaptığı seçimin maddi bir getirisi olmuyor. Ancak olursa onlarla hukuku iyi olan rektör seçilirse belki birisi bölüm başkanı, birisi enstitü müdürü, birisi araştırma merkezi müdürü oluyor ama o da manevi bir şey oluyor ve yük getiriyor açıkçası, hani maddi olarak bir tatmin sağlamıyor. O nedenle biraz daha hem bir taraftan -dün Kalkınma Bakanımızla beraber Antalya'daydık, kalkınma planının ana noktalarını söyledi- diyoruz ki: "İşte yenilikçi üretim, dört ana eksenden birisi; eğitim, AR-GE'ye destek." Ama asıl araştırmayı yapan hocalarımızın da yani ek ders peşinde koşarak oralarda birtakım şeylerle kanuna... Gerçi, hileyle saatini artırarak uğraşmaması lazım. En azından bu konularda biraz daha iyileştirme gerekir diye düşünüyorum.
Hayırlı olmasını diliyorum.
Yetmez ama "evet" diyoruz.