| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/774) ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/733) hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 2 |
| Tarih | : | 25 .10.2016 |
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkanım, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, değerli basın mensupları; konuşmamın başında hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Plan ve Bütçe Komisyonunda bugün 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ve 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarılarının görüşmelerine başlıyoruz.
Siz değerli Komisyon üyelerinin katkılarıyla son hâlini alacak olan bu tasarılar daha sonra Genel Kurula sunulacaktır.
Yapacağınız her türlü yapıcı eleştiri, katkı ve yorumlarınızdan dolayı şimdiden teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri; bugün yapacağım sunumum, küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisi, orta vadeli görünüm ve yapısal reform gündemi, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı, 2016 Yılı bütçesine ilişkin yıl sonu gerçekleşme tahminlerimiz, 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi ve gelir politikaları bölümlerinden oluşacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama öncelikle küresel ekonomi ve Türkiye ekonomisine ilişkin genel bir değerlendirme yaparak başlamak istiyorum. Küresel ekonomi 2016 yılında beklentilerin altında bir büyüme performansı göstermekle beraber, görünümde meydana gelen tedrici iyileşmelerle birlikte 2017 yılında büyüme hız kazanacaktır. Yılın ilk yarısında Amerika Birleşik Devletleri ekonomisinin beklenenden daha düşük büyümesi, İngiltere'nin AB'den ayrılma kararı ve gelişmekte olan ülkelerde büyümenin beklenene göre yavaşlaması nedenleriyle global ekonomik büyümenin 2016 yılında yüzde 3,1 seviyesinde olması beklenmektedir. 2016 yılı için tahmin edilen bu global büyüme oranı, global finansal krizin meydana geldiği 2009 yılından sonra en düşük büyüme oranını da ifade etmektedir. Onu da sizlerle paylaşmış olayım.
Öte yandan, küresel ekonomik aktivitelerde canlanma, emtia fiyatlarında nispi olarak bir toparlanma ve finansal koşullarda da bir iyileşme son dönemlerde ortaya çıkan temel gelişmelerdir. Bu gelişmeler küresel ekonominin 2017 yılında yüzde 3,4'e doğru bir büyüme yapması imkânını da vermektedir.
Küresel ekonomideki toparlanmanın esas sürükleyicisinin gelişmekte olan ülkeler olması beklenmektedir. 2016 yılında yüzde 2,1 büyüyen Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2017 yılında yüzde 3'le belirgin şekilde toparlanması tahmin edilmektedir. Küresel ekonomide ana gündem maddesi büyüme oranlarının yukarıya çekilmesidir.
Global finansal krizin meydana geldiği 2009 yılından bu yana aslında yeni bir döneme girdiğimizi de ifade etmek gerekiyor. Zaman zaman 2009 öncesi ve sonrası karşılaştırmalar yapıyoruz. Ama artık gelinen noktada yeni dönemin, yani bundan sonraki orta ve uzun vadede de önceki dönemlere kıyasen global büyüme oranlarının aşağıya geldiğini de söylemek mümkün. Bunu tabii ki tetikleyen çok değişik faktörler var. O faktörlere inşallah konuşmamın ilerleyen bölümlerinde de ayrıca gireceğim.
Büyümenin hızlanması ve ekonomik canlanmanın sağlanması amacıyla uygulanagelen genişlemeci para politikalarının yeterliliği ve sürdürülebilirliğine ilişkin kaygılar nedeniyle maliye politikası öne çıkan bir araç olmaya başlamıştır. Potansiyel büyüme oranlarının artırılması için yapısal reformlara daha fazla ağırlık verilmesi gerektiği de yaygın bir şekilde ifade edilmektedir.
Sayın Başkan, değerli üyeler; gelişmiş ülkelerde ekonomik faaliyet, yüksek borçluluk, düşük verimlilik artışı ve yatırımların toparlanamaması gibi sebeplerle beklenene göre zayıf seyretmektedir. ABD ekonomisi için 2016 büyüme tahmini yüzde 2,2'den yüzde 1,6'ya revize edilmiştir. 2017 yılında ise dış ticaret ve yatırımlardaki toparlanmayla ABD'nin yüzde 2,2 büyümesi beklenmektedir.
Avro bölgesinde ekonomik aktivitede ve büyüme trendinde ılımlı ve istikrarlı bir iyileşme devam etmektedir. Tabii ki Avrupa'daki olumlu gelişmeler dış ticaret ve sermaye kanalı üzerinden Türkiye açısından gelecek sene olumlu bir gelişmedir. Onu da ifade etmek isterim.
2016 yılında yüzde 0,5 büyümesi tahmin edilen Japonya'nın 2017 yılında para ve maliye politikalarındaki ilave desteklerle yüzde 0,6 büyüyeceği tahmin edilmektedir.
Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik performansı son yıllarda beklenenin altında gerçekleşmektedir. Düşük emtia fiyatları, zayıf küresel ticaret, finansal piyasalarda meydana gelen dalgalanmalar, artan jeopolitik gerginlikler ve siyasi sorunlar gelişmekte olan ülkelerdeki görünümü aşağıya çekmektedir. Son dönemde emtia fiyatlarında meydana gelen görece yükseliş, elverişli finansal koşullar ve ekonomik aktivitede toparlanmayla bu ülkelerde görünüm iyileşme trendi içindedir. Gelişmekte olan ülkelerde 2016 yılında yüzde 4,2 olarak beklenen büyümenin 2017 yılında yüzde 4,6'ya yükselmesi tahmin edilmektedir.
Sayın Başkan, değerli üyeler; küresel ticaret birçok ülkede zayıf seyreden talep ve yatırımlar ile düşük emtia fiyatlarının da etkisiyle son beş yılda ortalama yüzde 3 gibi düşük bir oranda büyümüştür. Öte yandan, artan korumacılık eğilimi de küresel ticaret artışını sınırlamaktadır. Aslında önümüzdeki dönemde öne çıkacak öncelikli ve önemli konulardan bir tanesi de küresel ticaretin önceki dönemlere kıyasen büyüme oranlarının gerisinde kalması ve küresel ticaret noktasında korumacılıkla ilgili yaygınlaşan bir politika çerçevesinin oluşmasıdır.
Önümüzdeki yıl küresel talep ve emtia fiyatlarında beklenen canlanmayla bu sene yüzde 2,3 olan küresel ticaret hacminin gelecek sene yüzde 3,8'e çıkması beklenmektedir.
Sayın Başkan, değerli üyeler; başta Avrupa ve Japon merkez bankaları olmak üzere birçok merkez bankası negatif faiz oranları ve genişleyici para politikaları uygulayagelmektedir. Bu politikaların hem zayıf seyreden küresel büyüme hem de Brexit sonrası artan belirsizliklere karşı önümüzdeki dönemde de devam etmesi öngörülmektedir.
FED'in ABD ekonomisindeki toparlanmaya paralel olarak faiz oranlarını önümüzdeki dönemde kademeli olarak ve sınırlı bir şekilde artıracağı da genel bir beklenti hâline gelmiştir. Küresel düzeyde düşük seyreden faiz ortamının küresel büyümeyle, gelişmekte olan ülkelere sermaye akışını destekleyeceği tahmin edilmektedir.
Önümüzdeki dönemde küresel ekonomi ve ticaretin toparlanmaya devam etmesi beklenmekle beraber, ekonomik canlanma, finansal koşulların elverişliliği ile jeopolitik görünüm üzerinde aşağı yönlü riskler de bulunmaktadır. Ayrıca yüksek borçluluk ve düşük verimlilik ile ticaretteki korumacı yaklaşımlar da global büyüme oranlarını aşağıya çekebilmektedir. Bu riskler karşısında, küresel ekonomide ticareti teşvik eden, verimlilik artışını destekleyen, potansiyel büyüme, istihdam ve yatırımları yukarıya çeken yapısal reformlar ile büyüme dostu maliye politikalarının önemi daha da artmıştır.
Sayın Başkan, değerli üyeler; global ekonomiye ilişkin bu genel değerlendirmeleri sizlerle paylaştıktan sonra, şimdi de kısaca Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan gelişmeleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ekonomimiz iç ve dış konjonktürdeki olumsuzluklara rağmen yüksek oranda büyümeye devam etmiştir. Ülkemiz yılın ilk yarısında yüzde 3,9 ile Çin ve Hindistan hariç gelişmekte olan ülkelerin 2,5 katı mertebesinde büyümüştür. Birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke büyüme oranlarında dalgalı bir seyir izlerken, Türkiye, son 27 çeyrektir kesintisiz bir şekilde büyümekte ve diğer gelişmekte olan ülkelerle de, Çin ve Hindistan'ı bir tarafa bırakacak olursak, pozitif yönde ayrışmaktadır. 15 Temmuz darbe girişimi, terör saldırıları, turizmdeki daralma ve zayıf dış talebe rağmen 2016 yılını yüzde 3,2'lik bir büyümeyle kapatacağımızı da tahmin ediyoruz.
Dış politikada oluşturduğumuz olumlu gelişmeler, hayata geçirdiğimiz ve geçirmekte olduğumuz yapısal reformlar sayesinde 2017 yılında ekonominin canlanacağını, büyüme oranlarının yukarı yönlü gideceğini öngörüyoruz, hedeflerimizi bu şekilde oluşturduk.
2017 yılına ilişkin genel makroekonomik çerçeveyi oluştururken küresel ekonomide ortaya çıkan toparlanma eğilimi, dış talepte meydana gelen artış, dış finansman koşullarının önümüzdeki dönemde nispi olarak daha da elverişli bir şekilde devam edecek olması, jeopolitik ortamın nispi olarak daha istikrar kazanacak bir görünüme kavuşturulabilir olması ve turizm sektöründeki toparlanma ile özellikle özel sektör yatırım ve tasarruf oranlarındaki artış sayesinde büyüme oranlarının 2017 yılında yukarı yönlü gideceğini düşünüyoruz. Bu çerçevede de 2017 yılında ekonomimizin yüzde 4,4 büyümesini hedefliyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2007 yılından bu yana Türkiye 6,8 milyon ilave istihdamla OECD ülkeleri arasında en yüksek istihdam sağlayan 2'nci ülke oldu. OECD, Türkiye'yi 2016-2017 yıllarında en fazla yıllık istihdam artışı yaşanacak ülke olarak değerlendirdi. Ancak, son dönemde ekonomide yavaşlama ve turizmde daralma tabii ki görüyoruz. Bu çerçevede, işsizlik oranlarındaki aşağı yönlü ivmelenmede bir miktar duraksama var ama yıl sonu itibarıyla işsizlik oranlarının yüzde 10,5; gelecek sene ise düşerek yüzde 10,2 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz.
2015 yılı sonunda yüzde 8,8 olan enflasyonun gıda fiyatlarındaki normalleşme ve çekirdek enflasyondaki iyileşmeyle 2016 yılı sonunda yüzde 7,5'e; 2017 yılında ise yüzde 6,5'e gerileyeceğini tahmin ediyoruz.
Son altı yıldır azalma eğiliminde olan cari açık 2016 Ağustos ayında on iki aylık bazda 31 milyar dolara gerilemiştir ancak 2016 yılında dış ticaret ortaklarımızda talebin beklenenden düşük artması ile turizm gelirlerinde yaşanan gerileme cari açıktaki iyileşmeyi sınırlamaktadır. Bu çerçevede, 2015 yılında yüzde 4,5 olan cari işlemler açığının millî gelire oranının 2016 ve 2017 yıllarında sırasıyla yüzde 4,3 ve yüzde 4,2 olacağını öngörüyoruz.
Güçlü bankacılık sistemimiz ekonomimizi dalgalanmalara karşı koruyan önemli bir unsurdur. Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen, bankacılık sektörünün temel rasyoları güçlü ve sağlıklı yapısını korumaktadır. 2016 Ağustos ayı itibarıyla sermaye yeterlilik oranı yüzde 16 ile yasal sınır olan yüzde 8'in 2 katı üstündedir.
Sayın Başkan, değerli üyeler; Türkiye 2002 yılından bu yana uyguladığı mali disiplin ve ihtiyatlı makroekonomik politikalar sayesinde kamu maliyesinde küresel ölçekte örnek gösterilen bir ülke hâline gelmiştir. 2002 yılında yüzde 10,8 olan genel devlet açığının millî gelire oranı 2015 yılında yüzde 0,1 olarak gerçekleşmiştir. 2016 yılında yüzde 1,9 olarak öngördüğümüz bu oran, gelişmekte olan ülke ortalamalarının yarısından az, OECD ortalamasından ise 1 puan daha düşüktür.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2017-2019 dönemini kapsayan orta vadeli programda Türkiye ekonomisinin istikrarlı ve daha rekabetçi bir zeminde büyümesini ve toplumun refahının yükselmesini hedefledik. Orta vadeli programı hazırlarken ortaya koyduğumuz temel amaçlar, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyümeyi desteklemek, enflasyonu aşağı çekmek, istihdamı artırmak, cari açığı sınırlamak ve mali disiplini kararlı bir şekilde devam ettirmektir. Büyümenin orta vadeli program döneminde kademeli bir şekilde artarak 2017 yılında yüzde 4,4'e; 2018 ve 2019 yıllarında ise yüzde 5'e yükselmesini hedefliyoruz. Gerçekleştirdiğimiz ve önümüzdeki dönemde de hızla uygulamaya koyacağımız yapısal reformlar yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı desteklemek suretiyle ülkemizin potansiyel büyüme oranını yukarı çekecektir.
2017-2019 döneminde uygulayacağımız büyüme dostu maliye politikasıyla bir yandan büyüme hedefimizi desteklerken, diğer yandan mali disiplini kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, 2017 yılında yüzde 1,7 olması beklenen genel devlet açığının millî gelire oranını 2019 yılında yüzde 1'e düşürmeyi hedefliyoruz. Yine, 2017 yıl sonunda yüzde 31,9 olarak tahmin ettiğimiz AB tanımlı borç stokunun millî gelire oranını 2019 yılında yüzde 30'un altına yani yüzde 29,9'a düşürmüş olacağız. Önümüzdeki dönemde hedefimiz, yüksek büyüme oranlarını devam ettirerek ülkemizin gelişmiş ülkeler arasında yer almasını sağlamaktır. Bunun da yolu bugüne kadar AK PARTİ hükûmetleri olarak yaptığımız gibi bundan sonra da yapacağımız yapısal reformlardır.
Bugüne kadar birçok reformu yakın zamanda uygulamaya koyduk. Bu anlamda yatırım ve iş ortamını iyileştirmek amacıyla mevcut yatırım teşvik sistemini iyileştirdik, kapsamını genişlettik ve teşvik unsurlarını kalıcı hâle getirdik. Özel sektör yatırımları için yeni "süper teşvik sistemi"ni hayata geçirdik. Yatırım, üretim, ihracat, istihdam ve finansman üzerindeki vergi yüklerinde siz Komisyon üyelerimizin de desteğiyle önemli indirimleri bu dönemde yaptık. Yine, sizlerin desteğiyle şirket kuruluşunu kolaylaştırdık, maliyetleri azalttık. Bölgesel yönetim ve hizmet merkezleri şeklinde çalışan işletmelere vergisel kolaylıklar getirdik. Taşınır rehini düzenlemesini yine Meclisimizde hep beraber düzenlemiş olduk. İstinaf mahkemeleri ve
İstanbul Tahkim Merkezini kurduk. İş gücü piyasalarını destekledik, bu amaçla Uluslararası İşgücü Kanunu'nu çıkardık. Turkuaz Kart ve yabancı öğrencilere çalışma izniyle nitelikli insan gücünü ülkemize çekme imkânı getirdik. Gençlerin ve kadınların istihdamını destekledik. Esnek çalışma modelini getirdik. Katma değeri yüksek bir üretim yapısına geçebilmek için bu dönemde
AR-GE Kanunu'nu yasalaştırdık. Tasarım merkezleri ve teknokentleri destekleyecek düzenlemeler yaptık. KOBİ'lerin AR-GE desteklerine erişim imkânını artırdık ve genişlettik. Özel sektör tasarruflarını artırmak için de bu dönemde önemli düzenlemeler yaptık.
Bireysel emeklilik sistemine otomatik katılımı hayata geçirdik.
İstanbul Finans Merkezi projesine bu dönemde hız verdik.
Banka dışı finans ve katılım bankacılığına yine Komisyonumuzun destekleriyle önemli yeni avantajlar getirdik.
Uzun vadeli tasarruflara vergisel teşvikler getirdik. Yine, en son
Türkiye Varlık Fonu'na ilişkin yasal düzenlemeyi Komisyonda hep beraber çalıştık ve yasalaşmasına katkı sağladık.
Sayın Başkan, değerli üyeler; önümüzdeki dönemde de yapısal reformlara yargı, eğitim, reel ekonomide dönüşüm ve kamu yönetimi olmak üzere dört temel eksende devam edeceğiz. İnşallah, bu yapısal reformları da süratle hep beraber Meclisten geçireceğiz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2017-2019 Orta Vadeli Programı'nın genel çerçevesini ve yapacağımız reformları kısaca sizlerle paylaştıktan sonra 2017 yılı bütçesine geçmeden önce 2015 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı ile 2016 yıl sonu bütçe gerçekleşmelerine ilişkin büyüklükleri de sizlerle paylaşmak istiyorum: 2015 yılında kesin hesap kanunu tasarımızın öngördüğü şekliyle bütçe giderleri 506 milyar lira, bütçe gelirleri 482 milyar lira, bütçe açığı 23,5 milyar lira, faiz dışı fazla 29,5 milyar lira olarak gerçekleşmiştir.
2016 yılı merkezî yönetim bütçe gerçekleşmelerine ilişkin yıl sonu beklentimiz ise şu şekildedir: 2016 yılında merkezî yönetim bütçe giderlerinin yıl sonu itibarıyla
581 milyar, bütçe gelirlerinin 546 milyar, bütçe açığının 34,6 milyar, faiz dışı fazlanın ise 16,9 milyar olmasını tahmin ediyoruz.
2017 yılı merkezî yönetim bütçesiyle ilgili öncelikle büyüklükleri hakkında sizlerle bilgileri paylaşmak isterim.
Öncelikle, bu bölümde konuşmama başlarken şunu ifade etmeme müsaade edin. 2017 yılı bütçesi AK parti hükûmetleri tarafından hazırlanan 15'inci bütçedir. Bu, çok partili siyasi hayatımız döneminde hiçbir iktidara nasip olmamış rekor niteliğinde bir başarıdır.
2017 yılı bütçemizi ülkemizin orta vadeli programda açıkladığımız ekonomik, mali ve sosyal hedeflerine uyumlu olacak şekilde hazırladık. 2017 ve takip eden yıllarda mali disiplinden asla taviz vermeden kamu maliyesi alanında elde ettiğimiz kazanımları korumayı hedefliyoruz. 2017 yılı bütçemizde bütçe giderlerini 645,1 milyar lira, faiz hariç giderleri 587,6 milyar lira, bütçe gelirlerini 598,3 milyar lira, vergi gelirlerini 511,1 milyar lira, bütçe açığını 46,9 milyar lira, faiz dışı fazlayı ise 10,6 milyar lira olarak öngördük.
2017 yılı bütçe giderlerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımı ise şu şekildedir: Personel giderleri 162,6 milyar lira, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri 27,1 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 52,1 milyar lira, cari transferler 249,3 milyar lira, sermaye giderleri 66,2 milyar lira, sermaye transferleri 10,9 milyar lira, borç verme giderleri 12,9 milyar lira, yedek ödenekler 6,4 milyar lira, faiz giderleri 57,5 milyar lira. Bu hedefler çerçevesinde, 2017 yılında bütçe açığımızın millî gelire oranının yüzde 1,9; faiz dışı fazlanın ise yüzde 0,4 olmasını öngörüyoruz. Devam eden yıllarda hem bütçe açığı oranı daha da aşağı gelecek, diğer taraftan faiz dışı fazla ise daha da yukarı gidecek. 2017 yılında bütçe gelirlerinin 2016 yıl sonu tahminine göre, yüzde 9,5 oranında artarak 598,3 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz.
2017 yılı vergi gelirlerinin alt kalemlerini ise şu şekilde öngördük: Gelir vergisi 108,9 milyar lira, kurumlar vergisi 46,2 milyar lira, dâhilde alınan KDV 57,1 milyar lira, özel tüketim vergisi 136,4 milyar lira, ithalde alınan KDV 83,7 milyar lira, motorlu taşıtlar vergisi 11,3 milyar lira, banka sigorta muameleleri vergisi 13 milyar lira, damga vergisi 15,2 milyar lira, harçlar 19,8 milyar lira, diğer vergiler 19,5 milyar lira.
Vergi dışı gelirlerimizde de önemli bir kaynak sağlayan özelleştirme gelirlerimiz hakkında da kısaca bilgi vermek istiyorum. 2002-2015 yıllarında gerçekleştirilen özelleştirme geliri 58,8 milyar dolardır. Bu yıl ise 21 Ekim itibarıyla 3,3 milyar dolar tutarında özelleştirme geliri elde edilmiş olup yıl sonuna kadar toplam gelirin 5 milyar dolara ulaşmasını bekliyoruz yani 2015 yıl sonu özelleştirme geliri beklentimiz 15 milyar TL'dir. 2017 yılı için öngördüğümüz özelleştirme geliri tahminimiz ise 13 milyar lira tutarındadır.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2017 yılı bütçemiz bundan önceki on dört yılda olduğu gibi vatandaşlarımızın refahını artıran, ihtiyaç duydukları hizmetleri karşılayan ve faize değil kamu hizmetlerine kaynak ayıran bir bütçe olma özelliğini taşımaktadır. Bütçe giderleri içerisinde faiz giderlerinde meydana gelen azalmaya özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum. Son on dört yılda bütçeden faiz ödemelerine ayrılan kaynağı sürekli bir şekilde düşürdük. 2002 yılında bütçe giderlerimizin yüzde 43'ü faiz harcamalarına giderken bu oranı 2017 yılında yüzde 8,9'a kadar düşürdük. Benzer şekilde, 2002 yılında her 100 liralık verginin 86 lirası faize giderken 2017 yılında bu rakamın, her 100 liralık verginin 11 lirasını faize veriyoruz. Dolayısıyla, burada, çok ciddi anlamda faiz harcamalarında bir düşüş var. Geriye kalan kısmını da eğitime, sağlığa, yatırıma, tarıma, sosyal yardımlara, kısaca halkımızın refahına harcıyoruz.
2017 yılı bütçemizin en önemli özelliği, büyümeyi esas alan bir bütçe olmasıdır. Bu çerçevede, 2017 yılı bütçesiyle gerek artan kamu yatırımlarını gerekse de reel ekonomiye sağlayacağımız imkân ve desteklerle özel sektör yatırımlarını ve ihracatımızı artırmayı amaçlıyoruz.
Yine, bütçemizden ayıracağımız kaynaklarla AR-GE ve inovasyonu güçlü bir şekilde destekleyerek ekonomimizin rekabet gücünü ve verimliliğini de artırmayı hedefliyoruz. Bunun yanında, özel sektörün maliyetlerini aşağı çekecek destek ve teşvik unsurlarını artırıyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2017 yılında özel sektör yatırımlarına kaldıraç etkisi sağlayacak temel kamu yatırımlarına önemli miktarda kaynak ayırdık. 2016 yılına göre yatırım ödeneklerini yüzde 30 oranında artırıyoruz. Böylece, 2016 yılında bütçeden yatırıma ayırdığımız 60 milyar lira kaynağı 2017 yılında 78 milyar liraya çıkarıyoruz. Yatırımlara daha fazla kaynak ayırma politikamıza orta vadeli program dönemimizde devam edeceğiz. Kamu yatırımları içerisinde en yüksek payı 22,1 milyar lirayla ulaştırma sektörüne ayırıyoruz. Eğitim alanındaki yatırımlar için 13,7 milyar lira, tarım sektöründeki yatırımlar için 10,3 milyar lira ve sağlık sektöründeki yatırımlar için 7,1 milyar lira bütçemizden kaynak ayırdık. Bu çerçevede, 2002 yılında 8,5 yıl olan kamu yatırımlarının ortalama tamamlanma süresini önemli ölçüde iyileştirmek suretiyle 2016 yılında 3,7 yıla düşürmüş olduk.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2017 yılı bütçesinin yatırım bütçesi olmasının yanı sıra, diğer bir önemli özelliği de reel sektör desteklerinin önemli ölçüde artırıldığı bir bütçe olmasıdır. Reel sektöre verdiğimiz destek ve teşvik unsurlarını artırarak özel sektör aracılığıyla büyüme stratejimizi devam ettiriyoruz. Geçen yıl 2 katına çıkardığımız reel kesim desteklerini bu yıl da yani 2016'dan 2017 yılına yüzde 16 oranında artırarak 32,4 milyar lira seviyesine çıkarıyoruz. Reel kesim destekleri içerisinde en büyük payı istihdam üzerinde de olumlu etkisi olan sosyal güvenlik işveren prim desteklerine veriyoruz. Bu çerçevede, 2017 yılında işletmelerimiz tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna ödenmesi gereken 22 milyar lira tutarındaki işveren primini devlet bütçesinden karşılıyoruz yani işletmelerimizi 22 milyar liralık sosyal güvenlik prim yükünden kurtarmak suretiyle işçilik maliyetlerini azaltıyor ve rekabet güçlerini artırıyoruz.
BAĞ-KUR'lu vatandaşlarımızın primlerinde -biliyorsunuz- 5 puanlık bir indirim yaptık. İşçi sigorta primlerinde, işveren sigorta primlerinde yapmış olduğumuz 5 puan indirimi aynı şekilde BAĞ-KUR'lularımıza da getirdik. Böylece esnafımızın ödediği primde 82 lirayla 530 lira arasında indirim sağladık. Bu destek için 2017 yılı bütçemizden 1,5 milyar lira ilk defa kaynak ayırmış olduk.
Ekonomik büyüme politikamızın temelinde özel sektör yatırımları önemli bir önceliği oluşturmaktadır. Özel sektör yatırımlarının artırılması amacıyla başta kurumlar vergisi indirimi olmak üzere çeşitli vergi indirimleri ve istisnaları sağlıyoruz. Bu desteklerin yanında ayrıca bütçemizden doğrudan ve dolaylı olarak da nakit destekleri veriyoruz. Sosyal güvenlik prim desteği, faiz desteği ve enerji desteği bunlar arasında önemli bir yeri tutmaktadır. Bu çerçevede, yatırım yapan özel sektör işletmelerimize sağladığımız destekler için 2017 yılı bütçemizden 600 milyon lira ilave kaynak ayırdık.
Sayın Başkan, değerli üyeler; reel sektör destekleri içerisinde ihracatın desteklenmesine yönelik ayrılan kaynağı 1 milyar liradan 3 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu çerçevede hem mevcut desteklere ayrılan kaynağı artırıyoruz hem de yeni destek unsurlarını hayata geçiriyoruz.
Yeni açacağımız teşvik programları esas itibarıyla 2 ana eksen etrafında yoğunlaşacaktır: İhracatçımızın rekabet gücünü artıracak şekilde maliyetleri aşağı çeken yeni destek unsurları getiriyoruz. İkinci olarak teknoloji yoğun ürünlerin ihracatına ve özellikle ihracatın finansmanına yeni destekler getiriyoruz. İhracata bütçeden yapılan bu nakdi desteklerin yanı sıra, vergi sistemimizde de ihracatı destekleyecek pek çok unsur bulunmaktadır. Bu kapsamda, ihracatta uyguladığımız KDV iadesi sistemiyle 2016 ve 2017 yılları için ihracatçılarımıza sırasıyla 26,8 milyar lira ve 2017 yılında da 30,1 milyar lira KDV iadesi yapılacağını tahmin ediyoruz.
2017 yılında turizm sektörüne verilen destekleri önemli ölçüde artırıyoruz. Ekonomimiz açısından stratejik öneme sahip olan turizm sektöründe 2017 yılında hızlı bir çıkış yakalama amacını güderek turizm sektörüne verdiğimiz destekleri yaklaşık 4 katına çıkararak bütçemizden 522 milyon lira kaynak sağlıyoruz.
Reel sektör içerisinde hem meydana getirdikleri katma değer hem de istihdamdaki pay olarak en önemli grubu küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz yani KOBİ'lerimiz oluşturmaktadır. Özellikle genç girişimcilerimize KOSGEB üzerinden hibe veya faizsiz kredi olarak bu kapsamda 2017 yılında bütçemizden 650 milyon lira kaynak ayırdık. KOSGEB üzerinden söz konusu işletmelerimize yani KOBİ'lerimize markalaşma, kurumsallaşma, kapasite geliştirme, AR-GE, inovasyon ve işletmecilik destekleri kapsamında verdiğimiz diğer desteklerle beraber KOSGEB'in bütçesini 2017 yılında 1,1 milyar liraya çıkarıyoruz. KOSGEB destekleri kapsamında gençlerimizin iş gücüne hızlı bir şekilde katılımlarının sağlanması ve becerilerinin artırılması için hem genç istihdamı hem de genç girişimciliği destekliyoruz. Bu kapsamda, kendi işini kurmak isteyen gençlerimize proje karşılığı 50 bin liraya kadar karşılıksız nakdi destek vereceğiz. Kendi işini kurmak veya geliştirmek isteyen gençlerimize ayrıca 100 bin liraya kadar da faizsiz kredi veriyoruz. Bununla ilgili gerekli ödenekleri 2017 yılı bütçemize koyduk.
Reel sektörün en önemli ihtiyaçlarından birisi finansmana ve ucuz finansmana erişmektir. Hükûmet olarak esnafımızın finansmana erişimini sağlamak ve finansman maliyetlerini düşürmek en önemli önceliklerimizden birisi olmuştur. 2017 yılında bu amaçla Halk Bankası aracılığıyla kullandırdığımız esnaf kredileri için faiz desteği olarak 1,3 milyar lira kaynak ayırdık. Tarım ve hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren işletmelerimizin ihtiyaç duyduğu finansmanı düşük maliyetlerle karşılamaları için de Ziraat Bankasına ödenmek üzere bütçemize 2,4 milyar lira kaynak koyduk. Bu, 2016 yılına göre çiftçilerimize verdiğimiz destek tutarında yüzde 30 oranında bir artışa tekabül etmektedir.
Sayın Başkan, değerli üyeler; orta gelir tuzağından kaçınmak için sanayi yapımızı yüksek teknoloji içeren ürünleri üreten bir yapıya dönüştürmek ekonomi politikamızın en önemli önceliğidir. Bu kapsamda, bilgi üreten ve bilgiyi nitelikli bir biçimde kullanarak ticari değere dönüştürebilecek bir AR-GE ve yenilik ekosistemini oluşturmak temel hedeflerimizden birisidir. Bu hedefi gerçekleştirmek için bir yandan kamu AR-GE harcamaları için bütçemizden daha fazla kaynak ayırıyoruz, diğer taraftan özel sektör AR-GE yatırımları için önemli teşvik ve destekler getiriyoruz. Bu amaçla yani AR-GE ve inovasyon amacıyla 2017 yılı bütçemizde 5,8 milyar lira kaynak öngördük.
Sayın Başkan, değerli üyeler; Hükûmetimizin reform alanlarından birisi de kamu yönetimidir. Bu kapsamda, yerel yönetimlerde kamu kaynaklarının ülke ve millet menfaatleri için kullanımını sağlamak amacıyla önemli düzenlemeler yaptık, yerel yönetimlerin kaynaklarını bu dönemde artırdık. Özellikle, bu dönemde yapmış olduğumuz düzenlemelerden sonra mahallî idarelere aktarılan gelirden ayrılan paylar önemli ölçüde arttı. Nitekim, 2017 yılında da mahallî idarelere aktarılacak kaynak olarak bütçemizden 58,4 milyar lira aktarmış olduk.
Sayın Başkan, değerli üyeler; Hükûmet olarak 23 ili kapsayan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Cazibe Merkezleri Programı, Yatırım ve Destek Hamlesi'ni Sayın Başbakanımızın Diyarbakır'da yapmış olduğu açıklamayla başlattık. Bu yatırım ve destek hamlesi çerçevesinde 2017 yılında bütçemizden yaklaşık 12 milyar lira kaynak ayırdık. Bu tutarın yaklaşık 10 milyar lirası doğrudan yatırımlara ve 2 milyar lirası Cazibe Merkezleri Programı çerçevesinde tarım dâhil reel sektöre verilecek desteklere ayrılmıştır. Yani tekrar dikkatinize getireyim: Bu Cazibe Merkezleri Programı için 2017 yılı bütçesinde 12 milyar lira bir kaynak ayırdık yani bütçemizin bazında olmayan ilave bir kaynağı bu 23 ilimize bu dönemde başta kamu yatırımları olmak üzere ayırıyoruz. Ama özellikle de Cazibe Merkezleri Programı üzerinden buralarda yatırım yapacak, faaliyet gösterecek özel işletmelerimize gerçekten, Sayın Başbakanımızın da açıkladığı paket içerisinde önemli yeni nakdî destekler, nakdî teşvikler getirmiş olacağız.
MUSA ÇAM (İzmir) - Cazibe merkezi derken neyi kastediyorsunuz?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu programın adı.
MUSA ÇAM (İzmir) - Programın adı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Programın adı.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Başbakan söylemişti ya Diyarbakır'da.
MUSA ÇAM (İzmir) - Bitlis de dâhil mi buna?
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Bitlis de dâhil, tam ortada.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sizin gönlünüzde olan neresi varsa, dâhil.
MUSA ÇAM (İzmir) - Bayburt?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bayburt da dâhil.
Biliyorsunuz, bu bir bölgesel kalkınma projesi. Tabii, burada gerçekten bu projenin en önemli özelliği bölge içerisinde kendi alt cazibe merkezleri yani belli vilayetleri bölge içerisinde yeni cazibe merkezleri hâline getirmek suretiyle o ilin etrafındaki diğer illeri de birlikte kalkındırmak. İnşallah, bu programı süratle hayata geçireceğiz. O bölgede sağlanacak istikrar, huzur sayesinde de inşallah yatırımcı bu programı dört gözle bekliyor.
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Rize'yi de dâhil edelim Sayın Bakanım.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - İnşallah, hep beraber bütün vilayetlerimizi kalkındıracağız.
MUSA ÇAM (İzmir) - Başbakanın seçim bölgesini de ihmal etmeyin.
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Hayret ediyoruz, kaç tane başbakan çıkarttınız, bir tanesi bile sahip çıkmadı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hükûmetlerimiz döneminde köylerimizin yol, altyapı ve kanalizasyon yatırımlarına özel bir önem verdik. Daha önceki dönemlerde ihmal edilmiş köylerimiz bu dönemde ilk defa kapsamlı bir yatırım hamlesiyle karşı karşıya kaldı. Köylerin altyapısını güçlendirmek amacıyla -artık hepimizin bildiği- KÖYDES projesine bugüne kadar yaklaşık 10 milyar lira kaynak aktardık. Bakın -benim hatırladığım- 2004 yılında başladık biz bu programa yani bugüne kadar 10 milyar lira köylerimize bu proje üzerinden kaynak aktarmış olduk. 2017 yılında ise KÖYDES projesi için ayırdığımız kaynağı 2016 yılına göre 2 kat artırıyoruz yani 420 milyon liradan 840 milyon liraya çıkarıyoruz. İnşallah, yıl içerisinde ilave imkânlar da sağlamak suretiyle KÖYDES ödeneğinin 1 milyar liranın üzerine çıkmasını hedefliyoruz.
Belediyelerin su ve kanalizasyon altyapılarını güçlendirmek amacıyla oluşturduğumuz SUKAP projesi var, biliyorsunuz. SUKAP projesi için de bugüne kadar -2011'de başlamıştık sanıyorum- 3,2 milyar lira kaynak ayırdık. 2017 yılında ise SUKAP projesi için yaklaşık 700 milyon lira kaynak ayırıyoruz.
Diğer yandan, bölgesel kalkınmada önemli bir rol üstlenen kalkınma ajanslarımıza 2017 yılı bütçesinden 532 milyon lira kaynak ayırıyoruz. Ayrıca, özellikle sosyal amaçlı yerel projelere destek olmak amacıyla geliştirdiğimiz SODES projesine 2017 yılı bütçesinde 264 milyon lira kaynak ayırıyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; tarım sektörünü güçlü bir şekilde desteklemeye devam ediyoruz. 2017 yılında bütçemizden tarıma ayırdığımız kaynağı yüzde 21,5 oranında artırarak 30,9 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu kapsamda, tarımsal destekleme programları için ayırdığımız kaynağı 2016 yılı ödeneklerine göre yüzde 10,3 oranında artırarak 12,8 milyar liraya yani 13 milyar liraya çıkarıyoruz. Tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları ve tarımsal KİT'lerin finansmanı için sağladığımız kaynağı 5,1 milyar liraya çıkarıyoruz. Yine, tarım sektörü için ayırdığımız yatırım ödeneklerini de bu dönemde 10,3 milyar liraya çıkarıyoruz. Diğer taraftan, biliyorsunuz, yemde ve gübrede KDV'yi kaldırdık. Aslında geçen sene yaptığımız bu düzenlemede de dolaylı yoldan çiftçimizin gelirini artırdık. Yaklaşık, burada vazgeçtiğimiz KDV'nin tutarı 2,7 milyar lira. Ayrıca, yine bu dönemde doğrudan doğruya gübre fiyatlarında da yüzde 30'lara varan indirimler yapıldı. Dolayısıyla...
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İthalde de kaldırdınız, üretimde de kaldırdınız.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, hepsinde kaldırdık ama bir, Türkiye'deki gübre fiyatları aşağı geldi.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Gelmedi işte, ithalde de kaldırdığınız için destek olmadı.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - KDV'yi kaldırdık ve destek de verdik.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Neyse, konuşuruz.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Konuşacağız, Tarım Bakanımız gelince inşallah bunları hep beraber konuşacağız ama 2017 yılında, 2016 yılında yaptıklarımızla beraber, çiftçilerimizin gerçekten gelirlerini artıracak önemli düzenlemelere hep beraber imza atmış olduk.
OECD'nin Tarımsal Politika İzleme ve Değerlendirme 2016 Raporu var, resmî bir rapor, OECD'nin hazırlamış olduğu bir rapor. Toplam tarımsal desteklemelerin millî gelire oranı 2015 yılında yüzde 2 olarak gerçekleşti. OECD raporuna göre 2015 yılında meydana gelen gerçekleşme. Böylece Türkiye 2015 yılında tarıma en çok destek veren OECD ülkesi olma konumunu devam ettiriyor. AK PARTİ hükûmetleri döneminde mazot, gübre, fındık, çay primi, buğday ve diğer hububat primi, yem bitkileri, süs ürünleri, daha bir sürü adla vermiş olduğumuz destek unsurlarını bu dönemde hayata geçirdik. Özellikle, Sayın Başbakanımız da açıkladı, çiftçilere vereceğimiz mazot desteğini 3 kat artırdık. Bu sene açıkladık, inşallah 2018 yılında çiftçilerimiz 2017 yılında yaptıkları mazot harcamalarının yarısını mazot desteği olarak bizlerden alacaklar.
Genç çiftçilere 30 bin liraya kadar hibe desteğini 2016 yılında başlattık. Bu kapsamda 15 bin genç çiftçiye toplamda 450 milyon lira hibe desteği vermiş olduk.
Sayın Başkan, değerli üyeler; Hükûmetimiz yurt içi tasarrufları sürdürülebilir ekonomik büyümenin temel kaynaklarından biri olarak görmektedir. Ekonomik kalkınmamızı, diğer kaynakların yanında, yurt içi tasarruflarla da desteklemek önceliklerimizden birisidir. Bu kapsamda uygulayacağımız ekonomi politikalarının yanı sıra, sağlayacağımız teşviklerle de yurt içi tasarruf oranlarını yükseltmeyi hedefliyoruz. Bildiğiniz üzere, bu amaçla attığımız adımlardan birisi de 2013 yılı itibarıyla geçiş yaptığımız bireysel emeklilik sisteminde doğrudan devlet katkısı sistemidir. Sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için yurt içi tasarrufların artmasında önemli bir rol oynayan bireysel emeklilik sistemine önem veriyoruz. Bireysel emeklilik sistemindeki katılımcı sayısı 6,5 milyon kişiye, birikmiş fon tutarı ise devlet katkısı dâhil 58,3 milyar liraya ulaştı. Bireysel emeklilik sistemi kapsamında bu yıl sonu itibarıyla bütçeden aktarılacak devlet katkısı tutarı 8,5 milyar liraya ulaşacaktır. 2017 yılı bütçesinden bu amaçla 3,9 milyar lira kaynak ayırdık. Böylece, 2017 yılı sonunda bütçeden karşılanan toplam devlet katkısı tutarı 12,4 milyar liraya ulaşacaktır.
Sayın Başkan, değerli üyeler; günümüzde ülkelerin en büyük gücü bilgiye sahip nitelikli insan gücüdür. Nitelikli insan gücünün artırılması da ancak iyi bir eğitim sistemiyle mümkündür. Bu anlamda, AK PARTİ hükûmetleri olarak üzerimize düşeni yapıyor ve 2017 yılı bütçesinde en büyük payı bundan önceki yıllar bütçelerinde olduğu gibi yine eğitime ayırıyoruz. Eğitime ayırdığımız kaynağı 122 milyar liraya çıkarıyor ve böylelikle bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 20'sini eğitime ayırıyoruz. Başka bir ifadeyle, 2017 yılında vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 24'ünü olarak doğrudan eğitime ayırıyoruz. 2002 yılında bütçeden eğitime ayrılan kaynağın sadece 11,3 milyar lira olduğu göz önüne alındığında, 2017 yılında eğitime ayrılan kaynağın yaklaşık 10 kat arttığı görülecektir. 2002 yılında merkezî yönetim bütçesinden eğitime ayırdığımız kaynak millî gelirin yüzde 3,2'si iken 2017 yılında bu oranı yüzde 5,1'e çıkarıyoruz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; teknoloji kullanımını yaygınlaştırarak eğitimde kaliteyi artırmak için başlattığımız FATİH Projesi'ne de devam ediyoruz. Bu kapsamda 2017 yılında bütçemizde 1 milyar liralık bir kaynağı ayırmış durumdayız.
YURTKUR dâhil yükseköğretime merkezî yönetim bütçesinden ayırdığımız kaynağı 2002 yılı bütçesine göre 9 kat artırarak 3,6 milyar liradan, 2017 yılında 37 milyar liraya çıkarıyoruz. Yani, yükseköğretime ayırdığımız kaynak 2002 yılına göre 9 kat artıyor ve 3,6 milyar liradan 37 milyar liraya çıkıyor. Bu idarelere merkezî yönetim bütçesinden ayrılan pay 2002 yılında yüzde 3 iken bu payı 2017 yılında yüzde 91 artışla yüzde 5,7'ye ve millî gelire oranını ise yüzde 1'den yüzde 1,5'e çıkarıyoruz.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Direkt yüzde 50 artmış oluyor yani.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yüzde 50 artmış, evet, önemli bir artış.
GARO PAYLAN (İstanbul) - 10 kat diyorsunuz ama.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, ödenek olarak 10 kat artıyor.
Yetmiyor mu?
GARO PAYLAN (İstanbul) - Enflasyon yok ki yani...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Hayır, var ama...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yarım puan artmış.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani, bir, bütçeden eğitime hiç kaynak ayıramayıp da faize harcayan bütçeler var, bir de her yıl enflasyonun da üzerinde bütçeden eğitime daha fazla ayrılan bir kaynak var. Dolayısıyla, bakın, Türkiye'de...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yüzde 1'den 1,5'e çıkmış.
BAŞKAN - Sayın Paylan, ayın 2'sinde geniş bir şekilde tartışacağız bunları.
Sayın Bakan, buyurun.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bugün hem okul öncesi eğitim...
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Millî gelir de artıyor ya.
GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama 10 katı diyor. 10 katı mı?
BAŞKAN - Sayın Bakan, siz devam edin lütfen.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani, Maliye Bakanı olarak şuradan yaptığımız harcamaları, yaptığımız icraatları anlatmamızdan rahatsızlık mı duyuyorsunuz?
GARO PAYLAN (İstanbul) - Yok, hayır, yüzde 50...
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani memnun olmanız lazım. Bugün, sizin de bulunduğunuz o vilayetlerde, her yerde eğitim önceki dönemlerde mukayese edemeyecek kadar arttı.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz sunumunuza dönün.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Her vilayette bir üniversitemiz var. Her yıl bu üniversitelerimize artan ölçüde yatırım yapıyoruz, öğretim elemanı alıyoruz, öğrencilerimizi alıyoruz. Ah bir de orada şu birtakım yanlış işler olmasa da huzur olsa, şu anda tek eksikliğimiz o hepimizin bildiği huzur.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Diyarbakır'da okullar boş bütün öğretmenleri açığa aldığınız için.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Evet, onu size sormak lazım.
NURSEL AYDOĞAN (Diyarbakır) - Vallahi size sormak lazım, biz görevden almıyoruz, siz aldınız.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Sayın Başkan, değerli üyeler; AK PARTİ olarak öncelikli reform alanlarımızdan bir tanesi de sağlıktır. Biliyorsunuz, uygulama koyduğumuz Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde, vatandaş ilk defa AK PARTİ hükûmetleri döneminde gerçek manada bir sağlık hizmeti almaya başladı. Sağlığa erişim bu dönemde önemli ölçüde arttı ve bu çerçevede, eğitimden sonra bütçede en fazla kaynak ayırdığımız alan sağlık harcamaları. Dolayısıyla, burada, 2017 yılı bütçesinde sağlığa ayırdığımız ödenekleri 2016 yılına göre yüzde 17 oranında artırarak bütçemizden 111 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Yani, eğitim için 122 milyar lira, sağlık için 111 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Bu kapsamda, ilaç harcamaları için 24 milyar lira, tedavi harcamaları için 50 milyar lira, aile hekimliği harcamaları için ise 6,4 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Aile hekimliğini yaygınlaştırıyoruz. Şu anda aile hekimi sayısı 25 bini geçmiş oldu. 2017 yılında 89 adet hastane inşaatı tamamlanacak ve bu çerçevede, 17.500 yeni hastane yatağı hizmete alınmış olacak.
Sayın Başkan, değerli üyeler; iktidarlarımız döneminde kamu görevlileri ve emeklilerimizin mali ve sosyal haklarında da ciddi iyileştirmeler sağladık, onların yaşam standartlarını yükselttik ve yükseltmeye de devam edeceğiz. 2016 yılı Ocak ayında memurlarımıza yapmış olduğumuz birtakım zamlar dışında, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında yüzde 6,9; Temmuz ayında yüzde 5 oranında artış yaptık. Söz konusu artışlar sonucunda 2016 yılında memurlarımıza, kamu görevlilerimize kümülatif bazda yüzde 12,25 artış yapmış olacağız. 2016 yılına ilişkin yıl sonu enflasyon beklentisi nedir? Yüzde 7,5. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarından yapılan artış nedir? Yüzde 12,25. Bu anlamda, 2016 yılı da bundan önceki yıllar gibi, çalışanlarımızın, emeklilerimizin enflasyona ezdirilmediği, reel gelirlerinin artırıldığı bir dönem olmuştur ve bundan sonra da inşallah bu politikaya güçlü bir şekilde devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; ekonomik büyüme sayesinde elde ettiğimiz refah artışını sosyal devlet uygulamalarında da artış sağlayarak devam ettiriyoruz. Sosyal devlet uygulamaları hem sosyal hizmet alanlarında hem de sosyal yardım alanlarında hem niceliksel olarak arttı hem de niteliksel olarak bu dönemde önemli ölçüde artmış oldu. Hükûmetlerimiz döneminde sosyal yardım programlarına ayrılan kaynaklarda büyük artışlar yapılmıştır. 2002 yılında sosyal yardım ve hizmetler için harcanan kaynak sadece 1,6 milyar lira idi, 2017 yılında bütçeden sosyal yardımlar için ayırdığımız kaynak 45 milyar lira seviyesindedir. 2017 yılında, ödeme gücü olmayan yaklaşık 9 milyon vatandaşımızın sağlık giderlerini karşılama amacıyla bütçeden 7,2 milyar lira kaynak ayırdık. Yaklaşık 500 bin engelli vatandaşımızın evde bakım hizmeti için bütçemizden 6 milyar lira kaynak ayırdık. Dolayısıyla, her alanda -burada tek tek alanları saymayayım- sosyal alanında vatandaşımız gerçekten önemli ölçüde sosyal yardıma erişir bir noktaya geldi. Yine, bu dönemde, özellikle sosyal güvenlik sistemimizi de destekleyecek önemli düzenlemeler yapmış olduk.
Sayın Başkan, değerli üyeler; konuşmamın bu kısmında yani bütçeyle ilgili, harcama tarafıyla ilgili genel açıkmalarda bulunduktan sonra, bu kısmında da gelir politikaları uygulamalarımız hakkında sizlere bilgi vermek istiyorum.
Özellikle son bir yılda vergi alanında gerek üretimi gerek yatırımı, gerek ihracatı gerekse istihdamı desteklemek amacıyla, sizlerin de desteğiyle önemli düzenlemeler yaptık. Yeni iş kuran gençlere vergi istisnası getirdik. 75 bin liraya kadar kazancı olanlara üç yıl boyunca vergi istisnası getirdik. Basit usulde vergilendirilen esnafımıza yıllık 8 bin liraya kadar kazanç istisnası getirdik. Demin ifade ettim, yem ve gübrede katma değer vergisini kaldırdık. Yine, Komisyonumuzun büyük desteğiyle, her beraber, damga vergisi, harçlar, banka ve sigorta muameleleri vergilerinde önemli indirimlere gittik, önemli istisnalar getirdik. Burada tek tek saymayacağım. Hep beraber, özellikle damga vergisi noktasında, kayıtlılığı teşvik eden, kayıt dışılıktan uzaklaştıracak ve üretim maliyetlerini, yatırım maliyetlerini aşağı çekecek önemli düzenlemeler hayata geçirilmiş oldu. Yine, teşvik sistemimizde bu dönemde hep beraber önemli bir yeni teşvik modelini hayata geçirdik. Süper Teşvik Modeli bu dönemde hayat geçti. Süper Teşvik Modeli'nde, yatırımcılara mevcut teşviklere ilaveten yeni teşvikleri getirmiş olduk. Yine, uluslararası yatırımları ülkemize kazandırmak amacıyla bölgesel yönetim merkezleri, bölgesel hizmet merkezleriyle ilgili önemli vergi istisnaları ve indirimleri getirmiş olduk. Yine, vergide öngörülebilirliği artırmak amacıyla özellikle vergi denetimlerine bağlı olarak ortaya çıkan ihtilafları en aşağıya indirmek amacıyla da birtakım düzenlemeleri yaptık. Bunları da müsaade ederseniz hızlı bir şekilde geçeyim vaktimi daha verimli kullanmak açısından.
Özellikle AR-GE konusunda, inovasyon konusunda yine Komisyonumuzdan geçen önemli düzenlemeleri art arda yaptık. AR-GE merkezlerinde çalışan personelin ücret istisnasının kapsamını genişlettik. Mevcut teşvikleri artırdık. Burada önemli düzenlemeler yaptık. Finans kurumları, faizsiz finans enstrümanlarına ilişkin vergisel düzenlemeleri yapmak suretiyle faizsiz finansal enstrümanlar ile diğer finansal enstrümanlar arasındaki vergilemedeki eşitsizlikleri ortadan kaldırdık. Yine, tasarrufları uzun vadeli teşvik etmek amacıyla burada düzenlemeler yaptık. Yine, enerji verimliliğini ve özellikle enerji kullanımında tasarrufu sağlamak amacıyla düzenlemeler yaptık. Sosyal kesimleri ilgilendiren vergi düzenlemelerini de bu dönemde yaptık. Özellikle kreş ve gündüz bakımevi kazançlarının beş vergilendirme döneminde vergiden muaf tutulması, şehir içi yolcu ve ticari yük taşımacılığı yapan esnafımıza ÖTV istisnası, şehitlerimizin birinci derecede yakınları için araç sahipliğinde ÖTV istisnasını bu dönemde hayata geçirdik. Yine, bu dönemde yaptığımız en önemli düzenlemelerden bir tanesi kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin düzenleme oldu, burada Komisyonumuzu Yeniden Yapılandırma Kanunu'yla ilgili de kısaca bilgilendirmek isterim. Biliyorsunuz, şu anda kanunun uygulanması devam ediyor, 31 Ekim tarihine kadar başvurular sürüyor. Vergi dairelerinde, alışveriş merkezlerinde, İnternet ortamında başvuruları idaremiz alıyor.
Bugün itibarıyla Yeniden Yapılandırma Kanunu kapsamında ortaya çıkan rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum...
MUSA ÇAM (İzmir) - Onu yazılı olarak dağıttırabilir misiniz?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Olur, daha sonra dağıtayım, memnuniyetle.
Şu ana kadar yapılan başvuru sayısı 4 milyon 618 bin 120. Bu kadar sayıda başvuru aldık. Yeniden yapılandırılan alacak tutarı da 40,5 milyar lira. 40,5 milyar lira şu anlamda önemli: Daha başvurular devam ediyor, yani başvurular ayın sonunda bitecek.
BAŞKAN - Uzatma olacak mı Sayın Bakanım?
MUSA ÇAM (İzmir) - Uzatma talebi var mı?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Devamla) - 6111 sayılı Kanun çıkmıştı en son 2011 yılında. O kanun kapsamında yeniden yapılandırılan tutar 39,4 milyar liraydı. Bu defa yapılan başvurularda şu anda geldiğimiz 40,5 milyar lira o döneme göre bu dönem daha fazla bir başvuru oldu ve başvurular devam ediyor, bu rakamlar önümüzdeki günlerde bana göre çok daha yukarılara gidecek. Dolayısıyla, 6111 sayılı Kanun döneminde yapılan başvuruları aşan bir başvuruyu bugün itibarıyla yakalamış bulunuyoruz.
MUSA ÇAM (İzmir) - Uzatma talebi var mı?
BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Varlık barışıyla ilgili bir şey var mı Sayın Bakan?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Cevaplayayım olur mu?
Bugüne kadar 40,5 milyar lira yapılandırma yaptık, bu kanun çerçevesinde bugüne kadar da 1,2 milyar lira tahsilat yaptık. 30 Eylül 2016 tarihi itibarıyla da bu tutar 566 milyondu ama bugün gelinen rakam 1,2 milyar TL'dir. Başvurular devam ediyor. Vatandaşlarımız yoğun bir şekilde vergi dairelerinde, İnternet ortamında bu başvuruları yapıyor. Bu arada kısaca...
GARO PAYLAN (İstanbul) - Uzatma talebi var Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bu varlık barışıyla ilgili olan konuda yapmış olduğumuz düzenlemeyle ilgili bir bilgi vereyim. Burada Komisyonda yapılan çalışmada, öncelikle teşekkür ediyorum, bütün Komisyon üyeleri bu varlık barışıyla ilgili düzenlemenin son hâlini alması noktasında büyük katkılar verdiler, ben bütün milletvekillerimize, Komisyon üyelerimize teşekkür ediyorum. O dönemde de bu yasal düzenlemenin uluslararası normlara, uluslararası düzenlemelere uygunluğu konusu burada tartışıldı. "Yapılan düzenlemeler acaba bu normlara uygun mudur, acaba ülke olarak sıkıntıya girer miyiz?" şeklinde birtakım değerlendirmeler gündeme getirildi. Ben bu değerlendirmeleri ve ifade edilen kaygıları saygıyla karşılıyorum. O zaman da ifade etmiştim, bütün bu düzenlemeleri yaparken uluslararası normlar, uluslararası standartlara tamamen uygun olarak hazırlanmıştır demiştim. Nitekim OECD Türkiye'de yapılan bu düzenlemeyi kendi platformunda değerlendirmeye aldı ve OECD'de yapılan teknik değerlendirme sonucunda Türkiye'de yapılan bu düzenlemenin uluslararası normlara, standartlara uygun olduğu teknik değerlendirme raporunda da tespit edilmiş oldu, bu açıdan bu bilgiyi de sizlerle özellikle paylaşmak isterim.
O dönemde yapmış olduğumuz düzenlemede biliyorsunuz, hep beraber varlık barışı kapsamında yapılacak başvuruların bankalara, gümrük idaresine yapılmasını, bildirimlerin buralara yapılmasını istemiştik. Şu aşamada başvurular devam ediyor. Maliye Bakanlığı olarak varlık barışı kapsamında getirilen varlıklara ilişkin olarak özel bir izleme sistemimiz yok. Burada hak sahipleri yani başvuru sahipleri kanunun öngördüğü kanalları kullanmak suretiyle yani bankaları, finansal kuruluşları kullanmak suretiyle 31 Aralık 2016 tarihine kadar yurt dışındaki varlıkları Türkiye'ye getirebilecekler. Kritik olan husus ne? Getirdikleri zaman bankalara ve finansal kuruluşlara getirdikleri bu varlıkları bu kanun kapsamında getirdiklerini beyan edecekler. Dolayısıyla, şu aşamada Maliye Bakanlığı olarak biz özel olarak bir bildirim almadığımız için bu başvuruları bilmiyoruz ama ilerleyen dönemde bankalardaki yapılan bu bildirimler çerçevesinde bir çalışma yapılıp bu çalışmalar kamuoyuyla da paylaşılır. İnşallah, başvurular devam ediyor, 31/12/2016 tarihine kadar da o varlık barışıyla ilgili başvurular devam edecek.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Özel bankalar başvuruları kabul etmiyor Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Neden?
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Uluslararası bazda tehlikeye girer durumumuz." gerekçesiyle kabul etmiyorlar.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yani, şimdi, tabii, bankacılık sistemi, finansal sektör önemlidir. Oradaki arkadaşların herhâlde bu konuda böyle bir değerlendirme yaparken en azından profesyonelliğin gereği olarak ilgili bakanlıkla temasa geçip yani burada herhangi bir gelişme var mı, bu konu nedir diye sorması lazım. Anlaşılıyor ki bazı bankalarımız burada çok da profesyonelliğe uygun olmayan bir tavırla meseleyi sadece geçiştirmekle konuya yaklaşıyorlar. Merak etmeyin, biz bu konuda kendilerini bilgilendiririz. Bu konuda, demin ifade ettim, yapılan düzenleme tamamen uluslararası normlara ve standartlara uygun bir düzenlemedir. OECD'nin ilgili komitesinde de bu konu değerlendirilmiştir ve Türkiye'de yapılan bu düzenlemenin tamamen hukuka uygun olduğu, herhangi bir şekilde OECD platformlarında bir tereddüde mahal vermeyecek kadar açık olduğu da ifade edilmiştir. Bu konuda da ben bankacılıkla ilgili böyle bir konu varsa o konuyla da ilgili olarak görüşürüz ama açıkça şunu da ifade edeyim: Bankalar Birliğimizle de bütün bu konuları etraflı bir şekilde görüşüyoruz. Hani, size gelen olaylar münferit midir onu bilmiyorum ama Bankalar Birliğimiz bütün bankaları temsil eden meslek örgütüdür. Bu yasanın uygulanması noktasında bugüne kadar bize intikal ettirdikleri böyle bir konu da yok.
Bir de, sırası gelmişken, zaman zaman gündeme geliyor, 2/B kanunu başvurularıyla ilgili de bilgi vermekte fayda var, 2017 yılı bütçemizde de bu amaçla bir gelir tahmininde bulunduk. Biliyorsunuz, 2/B kapsamındaki taşınmaz sayısı 683.675. Bu taşınmazlardan satışı yapılabilecek taşınmaz sayısı 612.835. Bugüne kadar bizim yaptığımız taşınmaz satış sayısı da yani satılan taşınmaz sayısı ise 448.589. 448.589 adet parsel satmışız. Bunu almak için bugüne kadar 607.782 vatandaşımız dilekçe vermiş ve bunu satın almış yani maliye tarihinde -en iyi Sayın Bakanımız da bilecektir- ilk defa bu kadar yoğun bir satışı gerçekleştiriyoruz, 607.782 kişi, vatandaşımız satın alma başvurusunda bulunmuş.
Peki, bu kapsamda ne kadarlık bir satış yapmışız? 8,7 milyar lira satış gerçekleştirmişiz. Bugüne kadar bu satışlar kapsamında Maliye hazinesinin kasalarına 5,5 milyar lira tahsilat yapmışız. Yani 8,6 milyar lira satış yapılmış, 5,5 milyar lira bugüne kadar tahsilat yapılmış. Biliyorsunuz, bunun bir kısmı peşin tahsilat, bir kısmı ise vadeli satışlardan elde edilen tahsilat. 2017 yılında da bu kapsamda 2/B'yle ilgili yaklaşık 1 milyar liraya yakın bir tahsilat bekliyoruz.
Biliyorsunuz, yine, Komisyonumuzun destekleriyle... Demin ifade etmiştim, 612.835 adet satılabilir taşınmaz var ama satılan sayısı 448 binde kalmıştı. Yine, Komisyonumuzun onaylarıyla, başvurusu yapılmayan yaklaşık 145.512 2/B arazisi vardı. Yasal düzenlemeyi yaptık, şu anda başvurular devam ediyor; mart ayına kadar, daha önce başvurusu yapılmayan 2/B arsaları, parselleri için mart ayına kadar bir başvuru imkânı getirdik. Defterdarlıklarımız bu konuda bire bir satın alma başvurusunda bulunmayan vatandaşlarımıza erişmek suretiyle başvurularını alıyorlar. Burada da inşallah önemli bir başarıyı yakalayacağız.
Yine, bu dönemde...
VEDAT DEMİRÖZ (Bitlis) - Sayın Bakanım, SGK yapılanması var mı bu 40,5 milyar liranın içerisinde?
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yok, hayır, sadece vergi.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Matrah artırımı var.
MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Matrah artırımı var.
Diğer bir konu: Biliyorsunuz, 2/B arazilerinin satışının yanında tarım arazilerinin de doğrudan kullanıcılarına satışına imkân veren bir düzenleme yapmıştık. O konuda da rakamları sizlerle paylaşayım. Tarım arazilerinin satışı kapsamında bugüne kadar 218.879 başvuru aldık. Bu da yani hiç yapılmayan bir rakam. Tarım arazilerinden topluca bu kadar bir başvuru hiç almamıştık. Başvuru yapılan taşınmaz sayısı ise 135.759. Yani 135 bin adet tarım arazisi niteliğindeki hazine arazisinin satış işlemi gerçeklemiş olacak. Bugüne kadar yapılan satışlardan elde edilen rakam 93 milyon lira, sebebi daha peşin ödeme süresinin ve taksitlerin gelmemiş olmaması ama bugün itibarıyla elde edilen başvurulardan yaklaşık olarak yüzde 50 olarak alacak olursak 4 milyar liranın üzerinde burada da bir satış hacmine ulaşmış oluyoruz.
İnşallah, burada, biliyorsunuz, yeni bir başvuru imkânı getirdik. Bu başvuru imkânıyla da tarım arazilerinden vatandaşlarımız tarafından kullanılanlar doğrudan vatandaşlarımıza satılmış olacak.
Vergi idaresi uygulamalarında da özellikle mükellef hizmetleri bağlamında önemli inisiyatiflere tek tek adım atıyoruz. Gerek elektronik ortamın kullanılmasında gerekse beyannamelerin elektronik ortamda verilmesi noktasında önemli düzenlemeler yaptık. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında yürütmekte olduğumuz bir eylem planı var. Bu eylem planı da devam ediyor.
Sayın Başkan, değerli üyeler; AK PARTİ hükûmetleri döneminde uygulamakta olduğumuz ekonomi ve maliye politikalarıyla yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı destekledik, desteklemeye de devam ediyoruz. Önümüzdeki dönemlerde de yatırım ortamının iyileşmesi ve özel sektör yatırımlarının artması, nitelikli istihdamın desteklenmesi, katma değeri yüksek üretim ve hizmetler için gerekli düzenlemeleri yapmayı sürdüreceğiz. Bu çerçevede 2017 yılı bütçemizi büyüme dostu bir kamu maliyesi çerçevesinde hazırladık. Yatırımlara hiç olmadığı kadar çok kaynak ayırdık. Böylece özel sektörün ihtiyaç duyduğu altyapı yatırımlarına hız kazandırarak ekonomide üretim, yatırım, ihracat ve istihdamı artıracağız.
Sanayide yapısal dönüşümü hızlandırarak uluslararası rekabet gücümüzü artıracağız. Öte yandan, AK PARTİ hükûmetlerinin kararlılıkla uyguladığı mali disiplin politikamızdan asla taviz vermeyeceğiz. Kamu yatırımlarını artırırken cari harcamalarda doğru yerde doğru miktarda harcama yapılmasını sağlayarak kamuda cari harcamalarda tasarrufu sağlayacağız. Böylece ülkemizin temel kazanımlarından biri olan güçlü kamu mali yapısıyla makroekonomik istikrarı ve büyüme trendini korumayı devam ettireceğiz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; 2017 yılı bütçesini 15 Temmuz başarısız darbe girişimi sonrası bir dönemde hazırladık. 15 Temmuz gecesi millî iradeye alçakça kasteden FETÖ terör örgütü mensuplarına karşı milletimiz tam bir birlik ve beraberlik içinde karşı durmuş, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine sokakları, meydanları ve alanları doldurarak âdeta bir demokrasi destanı yazmıştır. 15 Temmuz gecesi millî iradeye ve bu vatana sahip çıkmak için canlarını hiç çekinmeden feda eden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Bu kanlı darbe girişimi sırasında yaralanan tüm gazilerimize Allah'tan sağlıklı ve huzurlu bir yaşam niyaz ediyorum. Biz ne yaparsak yapalım o gece canları pahasına millî iradeye sahip çıkan bu demokrasi kahramanlarının haklarını hiçbir şekilde ödeyemeyiz.
Sayın Başkan, değerli üyeler; bütçenin hazırlanmasında desteğini eksik etmeyen başta Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız olmak üzere bakanlarımıza ve idarelerimizde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca yapacağınız yoğun ve yorucu çalışmalar için Hükûmetim ve şahsım adına sizlere şimdiden teşekkür ediyorum. Son olarak sizlerin ve aziz milletimizin yaklaşan Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi tamamlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.